• çok iddialı olacak ama; bu kitabı okumamış olan tarih üzerinden çıkarımlar yapmamalı, hatta tarih hakkında mümkünse konuşmamalıdır....

    12 senedir kütüphanemde müstesna bir yeri vardır....
  • edward hallett carr'ın harikulade çalışması.
    bir kitap okudum hayatım değişti klişesine göndermeyle "bir kitap okudum tarihe bakışım değişti" diyerek özetleyebilirim bu kitabı.
  • klasik bir kitap; hani başucuna koyulabileceklerden.
    carr, nüktedanlığıyla, dominant tarih okumasının, 'historical fact' dogmasının kuyusunu çok güzel kazıyor.
    tarihin, geçmişle şu an arasındaki bir diyalogtan başka bir şey olmadığını söyleyerek subjectivity'nin tarih çalışmalarındaki rolünün, konuşanın fact'ler değil de, tarihçinin kendisi olduğunun altını çiziyor.

    hatta bir-iki alıntı da ekleyeyim ki, sonu afilli olsun:

    'the belief in a hard core of historical facts existing objectively independent of the interpretation of the historian is a preposterous fallacy'.

    'the facts speak', carr wrote, 'only when the historian calls on them'.
  • bu kitabi okuyanlara bu da tavsiye olunur:
    (bkz: tarih uzerine)
  • araştıranın (insan) araştırdığıyla (insan) aynı kökene sahip olmasındaki çıkmaz üzerine sonu gelmez tartışmaları güzel ele alan kitaplardan tarih hakkında olanı. kesin çözüm ya da yöntem ürettiği değil de, bunlar hakkında düstur bahsi açtığı söylenebilir.
  • "viktorya döneminde bir fuarda kurabiye satan bir adamın sarhoş bir çete tarafından öldürülmesidir."

    edward hallett carr - tarih nedir
  • ölümünden önce edward carr tarafından yeni baskısı için ciddi bir çalışma içine girilmiş, fakat omur vefa etmemiştir. sadece önsöz yazabilmiştir.
  • ’belki de işe tarih nedir? türünden görünüşte basit bir soruyla başlayabiliriz, öyle değil mi? bu konuda bir düşündüğün var mı webster?’’

    ‘’tarih, zafer kazananların yalanıdır.’’ diye yanıt verdim, biraz çabuk.

    ‘’evet, bunu söyleyeceğinden bayağı korkuyordum. şey, tarihin aynı zamanda yenilenlerin öz yanılsamaları olduğunu hatırladığın müddetçe. ya sen simpson?

    ‘’colin benden daha hazırlıklıydı. ‘’tarih içinde çiğ soğan olan bir sandviçtir. hocam. ‘’

    ‘’ne sebeple? ‘’

    ‘’kendini sadece yineler, hocam. geğirtir. bunu bu yıl tekrar tekrar gördük. aynı eski hikaye, tiranlıkla başkaldırı, savaşla barış, refahla yoksulluk arasında aynı eksi gidip gelme.’’

    ‘’içinde bir sandviçin alamayacağı kadar çok şey var, sence de öyle değil mi? ‘’

    yarıyıl sonu histerisiyle gerekenden daha uzunca güldük.

    ‘’finn?’’

    ‘’tarih, belleğin kusurlarının, belgelemenin yetersizlikleriyle buluştuğu noktada üretilen kesinliktir.’’

    ‘’öyle mi gerçekten de? bunu nereden buldun?’’

    ‘’lagrange, hocam. patrick lagrange, fransız. ‘’
    (bir son duygusu – julian barnes , ayrıntı yayınları, 2013, sf 20-21’den alınıtıdır. )
  • carr'in, bilimsel devrimlerin yapisi kitabindaki ''paradigma'' zemininden kurulmus olan tartisma alanini tasiyarak, tarihi olgular, tarih yazimi ve tarihci uzerine yogunlastigi yikici bir kitabi.

    tarih yazanin kabulleri, gorme bicimi ve kulturel kimliginin tarih karsilasmasinda indirgemeci ve secici olabilecegi uzerinde durarak, yapisalcilik elestirisi yapmis, butunlukcu bir tahlil anlayisinin eksikliginden yakinmistir. o yakinmasa da, oryantalizm, antropoloji, etnoloji vb alanlar, buradan daha iyi okunabilir, elestirilebilir.
  • hemen yarın yeniden okumak gereken kitaptır.
    bir kurgu dahi olsa özneyi hatırlamak gereğinin çok incelikli bir tasviridir.
hesabın var mı? giriş yap