2 entry daha
  • klasik bir kitap; hani başucuna koyulabileceklerden.
    carr, nüktedanlığıyla, dominant tarih okumasının, 'historical fact' dogmasının kuyusunu çok güzel kazıyor.
    tarihin, geçmişle şu an arasındaki bir diyalogtan başka bir şey olmadığını söyleyerek subjectivity'nin tarih çalışmalarındaki rolünün, konuşanın fact'ler değil de, tarihçinin kendisi olduğunun altını çiziyor.

    hatta bir-iki alıntı da ekleyeyim ki, sonu afilli olsun:

    'the belief in a hard core of historical facts existing objectively independent of the interpretation of the historian is a preposterous fallacy'.

    'the facts speak', carr wrote, 'only when the historian calls on them'.
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap