• dediklerinden biri şu şekildedir:
    "ben savaşın doğduğu anadan doğdum
    ...
    git, anlayacağın şeylerle uyut kendini, yumuşak seslere gömül
    ben ninni söylemiyorum, hiçbir zaman anlayamazsın beni."
  • edip cansever'in aşağıdaki şiirinde ismi geçen şair.

    aşk iyidir bak
    duyumunu artırır insanın
    hele don gömlek sabahları
    traş olacağını duyarsın
    yeni gömleğini giyeceğin gelir
    bir yeni biçim eklersin insan olacağa
    masaya, merdivene, aynalı dolaba
    derken ardından şıpın işi bir kahvaltı
    amanın dersin bu ne delice gidiş
    paldır küldür açar mıydı fıstık ağacı
    ispinoz düşünür müydü
    deli olan kaşınır mıydı
    kolların upuzun walt whitman'ı okumaktan
    ağzın desen bir karış açık
    sokaklar yok mu, o sokaklar
    önce bir yeşile işkilli
    evlerde büyümeler, alıp başını gitmeler olacak
    kızıp duracaksın üstüne başına konan toza
    televizyondaki ise
    usanmak, hızını eksiltmek dendi mi
    cin ifrit kesileceksin birden.

    hey gidi duyumuna yandığımın dünyası
    alıp vereceğin olacak ille
    aşk maşk buz gibi yaşayacaksın.
  • adını hatırlayamadığım bir filmde walt whitman'ın kitabını okuyan biraz delice bir kadın psikiyatriste gittiğinde bu kitaptan bahsediyor. psikiyatrist "aman sen ne yaptın hastadır o adam" diyor. aralarında şöyle bir diyalog geçiyor;

    -walt whitman? he is sick.
    -no he is not. he just reminded me of my sickness.

    bu da böyle bir örneğimdir. eklemekten çekinmeyeyim dedim.*
  • "this is what you shall do:
    love the earth and sun and the animals, despise riches, give alms to every one
    that asks, stand up for the stupid and crazy, devote your income and labor to
    others, hate tyrants, argue not concerning god, have patience and indulgence
    toward the people, take off your hat to nothing known or unknown or to any man
    or number of men, go freely with powerful uneducated persons and with the
    young and with the mothers of children, read these leaves inthe open air every
    season of every year of your life, re-examine all you have been told at school
    or church or in any book, dismiss whatever insults your own soul, and your
    very flesh shall be a great poem and have the richest fluency not only in its
    words but in the silent lines of your lips and face and between the lashes of
    your eyes and in every motion and joint of your body."

    walt whitman
  • " her kimsen ellerimi üzerine kapatıyorum
    böylece benim şiirim oluyorsun" demişliği olan şair.
  • "do i contradict myself?
    very well then i contradict myself,
    i am large, i contain multitudes."

    diyerek şunu söyler gibidir:

    ah siz yüreğinde karanlık bir noktası olmayan ve kafası hiç karışmayan insanlar, çelişkisiz ve gölgesiz hayatlarınızla ne kadar sıkıcı ve ne kadar "az"sınız.
  • walter whitman, 31 mayıs 1819’da, long island, new york'ta doğmuştur ve 26 mart 1892'de, camden, new jersey’de ölmüştür. şair, gazeteci ve ilk olarak 1855'te yayımlanan leaves of grass'ın yazarıdır, amerikan edebiyatı tarihinde bir dönüm noktasıdır.

    erken dönemi
    walt whitman, 17. yüzyılın ilk yarısında kuzey amerika'ya yerleşmiş olan bir ailede dünyaya geldi. ataları bölgeye özgüydi. annesi louisa van velsor hollandalı, babası walter whitman ise ingiliz asıllıydı. çok az örgün eğitim görmüş çiftlik insanlarıydılar. whitman ailesi bir zamanlar büyük bir araziye sahip olmasına karşın, walt doğduğunda arazi o kadar küçülmüştü ki, aile o sıralar atalarının mülkünün yalnızca küçük bir bölümüne sahipti. 1823'te baba whitman büyüyen ailesini, iş imkanı patlaması yapan brooklyn'e götürdü. orada emlak işleri yaptı ve zanaatkarlar için ucuz evler inşa etti, ancak fakir bir çalışandı ve ailesine bakmakta güçlük çekti ki aile de maşallah dokuz çocuğa ulaşmıştı.

    ikinci çocuk olan walt, brooklyn'deki devlet okuluna yazıldı ve 12 yaşında çalışmaya başladığı yerde matbaa işini öğrendi. brooklyn ve new york'ta yazar olarak çalıştı, long island'daki ülke okullarında ders aldı ve gazeteci oldu. 23 yaşındayken new york'ta günlük bir gazetede yazmaya başladı ve 1846'da zamanın oldukça önemli bir gazetesi olan brooklyn daily eagle'ın editörü oldu. demokrat parti’nin kölelik karşıtı serbest toprak hiziplerine olan desteğinden dolayı 1848’in başlarında eagle'dan atıldı ve new york’a dönmeden önce üç ay louisiana'da çalıştı. özgür topraklar ile ilgili bir başka abortif girişimden sonra, babası gibi müteahhitliğe başladı ve 1850'den 1855'e kadar new york'taki emlaklarla uğraştı.

    whitman, 36 yılının bir çoğunu new york ve long island'ı gözlemleyerek geçirmişti. tiyatroları sık sık ziyaret etti ve birçok william shakespeare oyununu izledi. özellikle opera başta olmak üzere güçlü bir müzik sevgisi edindi. bu yıllar boyunca, evinde ve new york kütüphanelerinde yoğun bir şekilde okudu ve yeni bir şiir tarzı denemesine başladı. bir öğretmen, yazar ve gazeteci iken, gazetelerde ve popüler dergilerde duygusal hikayeler ve şiirler yayımlamıştı, ancak neredeyse hiçbiri edebi ün gösterememişlerdi.

    1855 baharında whitman yeni tarzındaki ince bir cilt için yeterli sayıda şiir yazdı. ancak bir yayımcı bulamamıştı. bunun üzerine bir ev sattı ve leaves of grass'ın ilk baskısını kendi parasıyla yayımlattı. 1855’teki ilk baskıda hiçbir yayımcının ve yazarın adı yazmıyordu. ancak kapakta bronson alcott’un belirttiği gibi, walt whitman’ın “geniş omuzlu, etli, bacchus kaşlı, satyr sakallı” bir portresi vardı. her ne kadar çok az takdir görse de çimen yaprakları, “olağanüstü zeka ve bilgelik eseri” olduğunu belirten şair ve denemeci ralph waldo emerson tarafından övgüyle karşılandı.

    whitman, yeni yazma stilini özel not defterlerinde uygulamaya devam etti ve 1856'da, çimen yaprakları'nın ikinci baskısını çıkardı. bu koleksiyon, ilk basımın şiirlerini ve yeni bir sun-down poem (daha sonra crossing brooklyn ferry olacak) revizyonlarını içeriyordu. ikinci baskı da finansal bir başarısızlıktı ve bir kez daha whitman, günlük bir gazete olan brooklyn times'a editör oldu, ancak 1859 yazında işsiz kaldı. 1860'da bir boston yayımcısı, büyük ölçüde büyütülmüş ve yeniden düzenlenmiş olan çimen yaprakları'nın üçüncü sayısını çıkardı. ancak amerikan iç savaşı'nın patlak vermesiyle firma iflas etti. 1860 cildi, whitman’ın hayatındaki bazı şiddetli olayların kişisel krizini ve görünürde eşcinsel olan bir aşk ilişkisini (düşünülen ya da tahmin edilen) içeren calamus şiirlerini ve şairin, gücünü sık sık tüketen şiddetli duyguları kaydettiği premonition'ı (daha sonra "paumanok'tan başlamak" adını alır) içeriyordu. as i ebb’d with the ocean of life, chants democratic, enfans d’adam, messenger leaves ve thoughts gibi şairin erken dönem şiirlerindeki hisleri, a word out of the sea (daha sonra “out of the cradle endlessly rocking" adını alır) şiiriyle daha da karamsar hale gelmişti.

    iç savaş yılları
    1861’de iç savaş’ın patlak vermesinden sonra whitman’ın erkek kardeşi fredericksburg’da yaralandı ve whitman 1862’de oraya gitti, kampta biraz zaman geçirdi, sonra washington’daki maaş bürosunda geçici bir görev aldı. boş zamanlarını washington hastanelerinde yaralı ve ölen askerleri ziyaret ederek ve az olan maaşını, konfederasyon ve birlik* askerleri için hediyeler alarak harcadı. ayrıca askerlerde oluşan bazı zihinsel depresyonları ve bedensel ıstırapları hafifletmek amaçlı “cheers and magnetism” oyununu oynadı.

    ocak 1865'te içişleri bakanlığı'nda veznedar oldu. mayıs ayında terfi etti ancak haziran ayında görevden alındı, çünkü içişleri bakanı çimen yaprakları'nın uygunsuz olduğunu düşünüyordu. daha sonra whitman, genel avukatlık ofisine bir yazı yazdı. bu yazı, arkadaşı olan gazeteci william o'connor'ın çabalarıyla 1866'da yayımlanan, adaletsizliğin mağduru için sempati uyandıran, whitman'ın haklı bir portresini çizen the good gray poet ile daha da genişletildi.

    mayıs 1865'te, genç erkeklerin vatanları için silahlanmasının selamlanması heyecanı ve savaşın gerçekte ne anlama geldiğiyle ilgili rahatsız edici bir farkındalığı yazdığı drum-taps adlı savaş şiirleri, whitman'ın okurlarına serbest bir kafiye düzenine sahip yeni bir şiir türü gösterdi. "çalın! çalın! davullar! ”, bull run savaşlarının ilkinin* acısını yankıladı ve "vigil strange i kept on the field one night” şiiri, yeni bir ıstırap farkındalığı yarattı. 1865 sonbaharında sequel to drum-taps yayımlandı, “when lilacs last in the dooryard bloom’d” şiiri ise başkan abraham lincoln'e büyük eleştirisini içeriyordu. whitman, demokrasinin sonlanacağı hakkındaki korkusu ile savaşın barbarlıklarından iğrenişi arasında sıkışıp kalmıştı. whitman’ın daha sonra specimen days&collect* adıyla yayımlanan iç savaş hakkındaki yazıları, en az o dönemde yazdıkları kadar hiddet doluydu.

    sonrası
    1867'de yayınlanan çimen yaprakları'nın dördüncü baskısında çok fazla revizyon ve düzenleme yapıldı. drum-taps ise, bazıları çıkarılarak toplanan eski şiirlerin yanı sıra, sekiz yeni şiiri daha içeriyordu. 1860'ların sonunda whitman’ın çalışmaları daha fazla tanınmaya başladı. o'connor’ın the good gray poet'ini, john burroughs’un 1867'de yazdığı notes on walt whitman as poet and person ve 1868’de, whitman’ın eserlerini ingiltere için düzenleyen william michael rossetti’nin hazırladığı whitman eserlerinin ingilizce baskıları takip etti. hayatının geri kalanında whitman, ingiltere'deki önde gelen yazarlardan çok cesaret aldı.

    whitman 1872 yılında, muhtemelen uzun süredir devam eden duygusal baskıların bir sonucu olarak, hastaydı. 1873 ocak'ında yaşadığı ilk felç onu kısmen felçli bıraktı. mayıs ayına kadar, annesinin ölmekte olduğu camden, new jersey'deki erkek kardeşinin evine seyahat etmek için yeterince iyileşmişti. annesinin ölümünü, hayatının “büyük kasvetli bulutu” olarak nitelendirdi. daha sonra erkek kardeşi ile camden'da yaşadı ve genel avukatlık ofisindeki görevinden 1874 yılında ayrıldı.

    whitman’ın sağlığı, 1879’da batı’yı ziyaret etmesine yetecek kadar düzeldi. 1881'de james r. osgood'un, çimen yaprakları'nın ikinci bir boston basımını yayımlaması üzerine başkan yardımcılığı derneği, eserin ahlaksız olduğunu iddia etti. tehdit aldığı bir kovuşturma nedeniyle osgood yayımı durdurdu ve whitman, bir philadelphia'lı olan rees welsh'i yeni yayımcı olarak buldu. çimen yaprakları, bu yayımı ile daha sonraki nihai biçimine ulaştı. gazete tanıtımı kitaba ilgi sağlamıştı ve önceki baskılardan daha iyi satılmıştı. sonuç olarak whitman, camden'da hayatının geri kalanını geçireceği mütevazı küçük bir ev satın alabildi. camden'da, söylediklerini not alıp biyografisini yazan horace traubel'in de arasında bulunduğu birçok yeni arkadaşı olmuştu. bütün şiirleri ve nesirleri 1888 yılında, çimen yaprakları'nın sekizinci baskısı ile birlikte yayımlandı. dokuzuncu, yani yetkili baskı, whitman’ın ölüm yılı olan 1892’de yayımlandı.

    çimen yaprakları
    walt whitman, aslında birden fazla kitabı olmasına rağmen özellikle çimen yaprakları ile tanınır. whitman’ın ömrü boyunca bu eser, her biri kendine özgü erdemleri, hisleri ve hataları olan dokuz baskıdan geçti. whitman kitabını, yapım aşamasında olan bir katedralle ve kümülatif büyüme halkaları olan bir ağaçla benzeştirirdi. bununla birlikte her iki metafor da yanıltıcıdır çünkü kitap bölümlerini, ünite ünite veya ardışık katmanlarla değil, farklı başlıklarla, diksiyon ve motif değişiklikleriyle ve kaydırılmış şiirlerle değiştirirdi. üçüncü basımdan itibaren şiirlerini chants democratic, enfans d’adam (sonradan children of adam), calamus, poems of joy ve sea-drift gibi başlıklar altında gruplandırdı. daha sonraki grup başlıklarından olan birds of passage, by the roadside, autumn rivulets, from noon to starry night ve songs of parting gibi bazıları son derece hayat alegorileri içeriyordu. ancak şiirler hiçbir zaman, sabit bir grup içinde veya bir gruptan diğerine kompozisyon sırasına göre düzenlenmemişlerdir. 1881'den sonra whitman, gruplar arasında veya gruplardaki şiirlerin gözden geçirilmesi esnasında hiçbir değişiklik yapmadı, sadece sands at seventy ve good-bye my fancy şiirlerini ekledi.

    romantik hareketin edebiyat ve sanattaki etkisi altında whitman, şairin temel işlevinin, şiirde kendi kişiliğini ifade etmek olduğu teorisini destekliyordu. amerikan edebiyatındaki en milliyetçi dönemin eleştirmenlerleri, çimen yaprakları'nın ilk baskısının, kuzey amerika kıtasının büyüklüğü, doğal kaynakları ve potansiyelleriyle orantılı bir literatür çağrısı yaptığı savını öne sürdüler. “biz isteriz ki”, henry wadsworth longfellow'un kavanagh'ından* bir karakter böyle bağırdı ve ekledi, “tamamen tüylü ve hüzünlü ulusal edebiyatımızdan, bir bufalo sürüsü gibi yeryüzünü sarsacak bir karakter." aynı hararetle whitman, 1855 önsözünde, “işte size ruhlarımızın sevdiği pürüzlerle, sakallarla, alınla, sağlamlıkla ve soğukkanlılıkla dolu karakter!” diyerek longfellow'un isteğini bütün heybeti ile yanıtladı. whitman çimen yapraklarında, amerika birleşik devletleri vatandaşlarına hitap eder, onları ruhsal olarak büyük ve cömert olmaya çağırır, siyasal özgürlükle dolu birleşmiş ruhlara ve bedenlere sahip olan yeni bir ırkın tohumunu eker.

    whitman kısmen milliyetçi ideallere cevap veriyordu ve şiirlerindeki “ben”'i, efsanevi bir güç ve canlılık iddiasıyla kendi kişiliğini geliştirme ve ifade etme tutkusuyla uyumluydu. whitman ilk baskının ön cephesi için, iş kıyafetleri içinde kendisinin yer aldığı bir görsel kullandı. kayıtsız bir şekilde şapşal diye tarif ettiği bir şapka ile eli pantolonun cebinde poz verdi. aynı şiirde kendini şöyle tanımladı:

    walt whitman, an american, one of the roughs, a kosmos,
    (walt whitman, bir amerikalı, sert olanlardan biri, bir kosmos)

    disorderly, fleshy and sensual…eating, drinking and breeding,
    (ahlaksız etten ve şehvetten… yiyen, içen ve üreyen,)

    divine am i inside and out, and i make holy whatever i touch or am touched from…
    (ilahi ben içeride ve dışarıda, ve dokunuyor veya dokunuluyor olduğum her şeyi ilahileştiriyorum…)

    hayatı boyunca whitman, gururlu genç ulusun tüysüz, evcilleşmemiş şiirsel sözcüsü rolünü üstlenmeye çalıştı. bu şahsın ifadesi için, kafiye veya ölçü olmadan, amerikan yer-adlarının ve bölgelerinin isimlerini bolca içeren yeni bir serbest ölçü formu da yarattı. bu numaralandırma stilini büyük bir incelikle basitleştirerek ele aldı. hakkındaki biyografiler ve hatta şairin kendi şiirleri dahi hiddetli ve coşkuludur. gerçekte ise whitman sessiz, nazik ve kibardı; ne kabadayı ne de kanunsuzdu. cinsel yönelimi ise, -hiç kimse emin olmasa da- alışılmadık diye tabir edilir. altı gayri meşru çocuğu ise aksini gösterir. daha fazla cinsel özgürlüğü ve hoşgörüyü savunuyordu ama şiirlerinde seks de semboliktir. "song of myself” ve “out of the cradle endlessly rocking,” gibi en büyük şiirlerinde seks ruhsallaşır.

    whitman’ın en büyük teması, doğanın rejeneratif gücünün, ruhun ölümsüz ilahiyatı ile sembolik bir kimliğidir. şiirleri, yaşamın süreçlerine, doğurganlığa, cinsiyete ve doğanın “yorulmaz hamileliğine” olan inançlarıyla doludur: çimlerin tozlaşması, kuşların çiftleşmesi, sebzelerin falliği, okyanusun anaçlığı ve oluşumdaki gezegenler gibi. çimen yapraklarının şiirsel “ben”'i zaman ve mekanı aşar. geçmişi, şimdiki zamana bağlar ve geleceği sezer. whitman, şiirin bir tür bilgi olduğuna inandığını, insanlığın yüce bilgeliğini gösterdiğini belirtir.

    öldüğü zaman whitman, avrupa'da kendi ülkesinden daha fazla saygı görüyordu. ancak bir şair olmaktan öte, ilk ününü kazanan amerikan demokrasisinin bir sembolü idi. 19. yüzyılın sonlarında sıradan, alelade insanı savunan idealist ve devrimci şiirleri, ingiliz okuyucuları çok etkiledi.

    itibarı
    whitman’ın amacı, geleneksel destanları aşmak, normal estetik formdan kaçınmak ama yine de amerikan toplumunun, şairin ve okurlarının kendilerini ve amerikan deneyimlerinin doğasını anlamasını sağlamak için yansıtarak gerçekleştirmekti. çok farklı kuşakların dikkatini her zaman çekmeye devam etti, çünkü “birleşik devletlerin meyve veren büyümesinin” manevi ve kahramanca olduğu ve kendi kişiliğini şiirsel biçimde tavizsiz bir şekilde ifade edebileceği konusundaki inancını sunmuştu. whitman dili canlandırmıştı, güçlü ancak duygusaldı ve kapsamı ile yaratıcılığı vardı. bireyin bedeni ile ruhunun arasındaki bütünlüğü ve evrenin ilişkilerini yeni bir biçimde tasvir etmiş, şiirlerini çağdaş tabulardan özgürleştirmiş ve arındırmıştır.
  • jorge luis borges'in 1947'de yazdığı bir denemeden;

    “iki ayrı whitman vardır; 'leaves of grass'in arkadaş canlısı ve güzel konuşan yabanisi' ve onu yaratan zavallı yazar. ikincisi saf, ağırbaşlı ve biraz sessizdi. önceki ise sempatik ve heyecan doluydu.”

    1969'da, the leaves of grass'in çevirisinin önsözünde borges, kendi şiiri için yarattığı kahraman whitman için şöyle yazdı;

    “...iki yönlü bir mizacı vardı. birisi, long ısland'ın yerlisi olan tevazu sahibi bir gazeteci ve diğer kişi, ilk adamın öyle olmayı arzuladığı ama olamadığı tembel, cesaretli, kaygısız, bütün amerika'yı dolaşan bir macera ve aşk adamı...”

    walt whitman'ın ölümü üzerine yazılan bir sone olan “camden 1892"de, yaşlı şair yatağında uzanır ve şu dizeleri söyler;

    “puslu aynadaki yüzüne bakıyor.
    bu yüz bana ait diye düşünüyor,
    artık şaşırmaksızın. titrek elleriyle dokunuyor
    karışmış sakalına, çökmüş ağzına.
    sonu uzak değil. sesi şöyle diyor;
    neredeyse ölmüş sayılırım.”* *
  • michael shermer'in iyilik ve kötülüğün bilimi adlı kitabının önsözünde, song of myself'e ait aşağıdaki dizeler yer almaktadır.
    türkçe çevirisi de en az orijinali kadar etkileyicidir:

    çelişiyor muyum kendimle?
    pekala öyleyse, çelişiyorum kendimle;
    (genişim ben - çokluklar var içimde.)
  • "duydum ki yeni dünya denilen bu bilmeceyi çözecek bir şey arıyormuşsunuz,
    amerika'yı tanımlayacak bir şey, onun atletik demokrasisini,
    işte bunun için şiirlerimi gönderiyorum size, onlarda bulasınız diye aradığınızı,"

    diyen ve de kişiyi "eksik olmayasın, sağolasın azizim," deyu minnet hislerine gark eden, lakin sarf olunan tüm çabalara ve ziyadesiyle şiir mürekkebi yalamışlığa rağmen, şiirindeki estetiği kavramaya çalışanın bir gün için normal sayılan elli saç telinin çok ötesinde saç dökmesine sebebiyet veren şair.

    (bkz: atletik demokrası)
hesabın var mı? giriş yap