• 2023 şovunun tanıtımını yayınlamış olan moda markası: youtube linki

    ben demiştim değil mi: (bkz: #156008598) bu bizde de yeni yeni türemeye başlayan sjw ve woke mafyası, dünyada güzel olan ne varsa hepsini yok etmeye ant içmiş. kendi kişisel kapris ve komplekslerinden sıyrılamayan herkes, kendilerinden daha iyi olana bok atıyor. daha önce dedim, yine diyorum: sizden daha güzel olan kişileri görüp krize giriyorsanız, neden sizden daha zeki olanları da görüp kıskanmıyorsunuz? zekayı göremiyorsunuz tabii. zekanın incecik beli, taş gibi vücudu yok. ama o da doğuştan ve en az vücut kadar insanı seksi yapan bir şey. yine de boş verin siz. mankenlere bok atmak daha kolay.

    profesyonel model olmak zor iştir. uzun yıllar emek verilen ve belirli fiziksel özellikler aranan bir meslektir. kıskana kıskana bunu da bitirdiniz ya, bravo.

    bu seneki şovda peki kimler var:

    obez mankenler var: (bkz: paloma elsesser) (bkz: candice huffine) (bkz: devyn garcia) (bkz: jill kortleve) (bkz: tess mcmillan)
    manken olmayıp dj olan ve mankenliğe olabildiğince uzak biri var, fotoğraflarına bakarsanız anlarsınız. kendisi aynı zamanda trans: (bkz: honey dijon) -şovun kesinlikle en çok konuşulan ismi olacak.
    kısa manken var, kate moss'un kızı, boyu 168: (bkz: lila grace moss)
    dövmelisi var: (bkz: sora choi)
    bir başka trans manken de var: (bkz: valentina sampaio)
    sırf vitiligosu olduğu için manken olan manken var: (bkz: winnie harlow)
    sırf ünlü olduğu için manken diye podyuma çıkartılacak olanlar var: (bkz: hailey bieber)

    iyi ki şahsi favorimlerinden candice swanepoel, sui he, adut akech ve sevin ya da sevmeyin podyumda en iyi yürüyen manken naomi campbell da bu sene geliyormuş da, en azından birkaç tane profesyonel manken görebileceğiz. liyakat ortadan kalkınca böyle oluyor işte. şimdi size yukarıda saydıklarımın neden manken olamayacağını anlatayım:

    bir kadında en iyi vücut proporsiyonu 175-180 arasında bulunur. tamam, bunlar azınlık, genler menler vs. de n'apalım kardeşim bu böyle. bu boydaki kadınların uzun bacakları ve kapladıkları saha da daha büyük olduğu için bir giysiyi en iyi şekilde taşır ve gösterirler. yiyecekten mobilyaya kadar her ürün en iyi şekilde pazarlanmak için tasarlanır ve reklamı çekilir ya; işte giysilerin de bu kadınlar üzerinde gösterilmesi en iyi şekilde sunulma amacındandır. bu yüzden kısa manken olmaz. uzun bir eteği, dökümlü bir elbiseyi iyi bir şekilde taşıyamazlar çünkü. çok uzun manken de olamaz, onlar da yeterince feminen durmuyor çünkü, dev gibiler. mesela karlie kloss 188'lik boyuyla manken olmamalı ama olmuş. ona da aynı eleştiriyi getiriyorum.

    kilolu bir kişi manken olamaz. nedeni de, aslında iskeleti mükemmel olan kadın vücudunun formunu bozmuş olmasındandır. istersen dünyanın en güzel giysisini giy, yakışmaz. hep kusurları kapatma üzerine giyinme pratiği benimsemek zorundadır. profesyonel, 36 beden bir mankenin sadece göğüslerini, cinsel organını ve kıçını kapatsan bile podyumda arz-ı endam edip üstündeki iki parça giysiyi mükemmel gösterebilir. kilolu birinde bunu yapamazsın. hepimizde aynı iskelet var. kemiklerin uzunluğu değişse de, 150'den 180'e kadar bütün kadınlar aynı baştan çıkarıcı kadın vücudu yapısına sahip. kum saati denilen şey işte: göğüsler, bel, kalçalar... mükemmel gözüküyor. kadın olarak doğduysak sırf bu yüzden 1-0 öndeyiz zaten. siz normal vücut ölçülerinde olduğunuzda zaten güzel ve seksi gözükürsünüz ama erkeklerin seksi gözükmesi için spor salonuna gitmesi lazım. biz şanslı tarafız yani. 36-38 bedenler bir giysiyi harika gösterir, bitti.

    örneğin: small beden bir giysiyi, 10 small beden kadına giydirirseniz, 10'una da o uyar. ama large beden bir giysiyi, 10 tane large beden kadına verirseniz hepsine uymaz. bazıları medium, bazıları xl almak zorunda kalır. çünkü siz kilo aldığınızda her beden farklı bir şekilde depo eder onu. bazılarının üstü çok genişler, bazılarının altı. bazılarının kolları genişlerken beli zayıf kalır ya da tam tersi. haliyle, sizin yağ dediğiniz şeyin bir şekli yok, bu da kadın vücudunu deforme ediyor. mankenler ise 36 beden olduklarında o standart bedene hepsi uyar, ekstra her defile için prova yapmana gerek kalmaz. onlar her giysinin içine girer çünkü. her kişiye ayrı kıyafet dikemezsin ki. öbür türlü giysi bazı yerlerde potluk yapar, bazı yerleri sığmaz. ohooo... uzun iş. kimsenin ona zamanı yok. ki, sırf bu yüzden büyük beden mankenlerde de ölçü aranıyor. bir ölçüden kaçarken öbürüne mutlaka takılmak zorundasınız yani. (bkz: büyük beden mankeni/@jaheira)*

    birisi profesyonel bir manken değilse, podyuma çıkamaz. çı-ka-maz. tek bir örnekle açıklayayım. karolina kurkova'nın 2006 yılındaki şovda daha podyuma çıktıktan birkaç saniye sonra ayakkabısı çıktı: link koca podyumu tek ayakkabıyla ve yüzünde hiçbir değişim olmadan yürüdü, döndü. bunu sadece profesyonel bir manken yapabilir. manken, podyumdayken üzerindeki giysiye dokunmaz, dışarıdan gelen hiçbir harekete tepki vermez, yüzündeki ifade nötrdür ya da sadece gülümser. böyle kazalardan da alnının akıyla çıkar hep. yahu kadın yıllardır her markanın defilesinde boy göstermiş. nasıl yürüyeceğini, giysiyi nasıl taşıyacağını çok iyi biliyor. sizin hiç emeğe, uzmanlığa saygınız yok mu ya? alın bakın, profesyonel modelle mesleği modellik olmayanların farkı: youtube linki bu yüzden sırf ünlü diye birini podyuma çıkarırsanız sıçarsınız. bunlar da sıçacaklar, du bakalım.

    translar manken olamaz. no canım. şöyle olur: sadece translara yönelik bir moda markası olur, orada buyursunlar çıksınlar. orada da kadın ya da erkek mankenler boy gösteremez mesela, orası onların alanları. ama, kadınlar için üretilen giysileri bir erkek vücuduna giydirip çıkaramazsınız çünkü trans kişilerin vücutları modifiye edilmiş, iki cinsiyete de uymuyorlar. istedikleri kadar ameliyat olsunlar, istedikleri kadar hormon alsınlar; erkek vücuduyla kadın vücudunun farklarını kapatamazsın. ki, kapatamıyorlar zaten bakınca görüyorsun. erkeklerin omuzları daha geniştir, göğüsleri yoktur, bu yüzden silikon taktırırlar. erkeklerde kadın belinin kıvrımı yoktur, belleri dümdüz iner. kadında bel çukuru vardır, erkekte yoktur. kadının kaşık kemerinin açısı daha genişken bu açı erkekte çok daha dardır, kıçları belden sonra dümdüz iner. kıvrım yok yani. kadını kadın yapan en önemli şey yok. bunu da söyleyince transfobik olmuyoruz kardeşim. müşterilerinizi aşağılamanın bi alemi yok. sen kadınlar için ürün pazarlıyorsun. ben onu bir kadının üzerinde görmek istiyorum.

    trans kadınlar söz konusu olunca hep aklıma şu hikaye geliyor: adamın biri youtube'da "bülent ersoy'un çıplak pozları" diye bir haber görmüş. altına da yazmış: "olm sikim kalkacak diye ödüm koptu lan." ahahahahha... valentina sampaio da hakikaten çok başarılı bir trans birey. bakalım erkeklerin yorumları ne olacak görünce... ehehehehhe.

    vitiligoya gelelim şimdi de. bu da olmaz. soruyorum: mankenlerin dövme ve piercing yaptırması yasaktır. neden? çünkü bunlar taşıdıkları giysinin yanında istenmeyen bir aksesuardır ve rol çalar. simetriyi bozar, transparan bir giysi giydiklerinde o desenler leke gibi durur. giysiyle de bir kısmı kapatılır, bütünlüğü zaten bozulur. bu yüzden vücutlarının üzerinde görünür hiçbir ton farkı olmaması gerekir. şimdi, vitiligosu olan insanlar var. tamam. bildiğin normal insan bunlar. sadece bir deri komplikasyonları var, ömürlerinden de 1 saniye bile götürmüyor, sadece ton farkına neden oluyor. işte bu vitiligo, vücuttaki ten rengi çok koyuysa eğer, birbirine zıt iki renkle vücutta çok farklı bir desen oluşturuyor. aslında çok eşsiz bir görünüm. mesela, ırkçılık karşıtı kampanyalarda "bak, aradan melanin çıktığı zaman hepimizin rengi aynı" diye vitiligosu olan kişileri kullanabilirsin. peki onları manken yapabilir misin? hayır canım. dikkat edin: winnie harlow'un üzerindeki giysinin şemasını çıkarmanız birkaç saniye sürüyor. görünce hemen algılayamıyorsunuz çünkü vücudunun üstünde bir desen var. simetrik değil. tekrar söylüyorum: eşsiz ama mankenlik için uygun değil. ayrımcılık falan da değil bu, mankenlik için aranan özelliklere aykırı sadece. herkes manken olmak zorunda değil ya, kaç kere söyleyeceğiz?

    podyuma bunları sokanlara boşuna sjw/woke mafyası denmiyor. mafya çünkü bunlar. bu batı dünyasındaki her marka ya da oluşum bunların gazabından korunmak için mevlana'ya döndü. "ne olursan ol, gel" diye yıllardır çok güzel bir şekilde yürüyen birçok sektörün içine etti. tehdit ediliyorlar çünkü: "bak sizi linç ederiz haaa, iptal ederiz" diye. sonra bunlar da trans kadınları, yani erkek bedenine ve kas yapısına sahip kişileri (bkz: lia thomas) kadın yüzme yarışmasına sokuyorlar. onlar da "kadın rekoru" kırıyor. spora yıllarını vermiş kadınları ezip geçiyorlar. transları kadın defilesine çıkarıyorlar. küçüklükten beri hayali süpermodel olmak olan güzeller güzeli kızların yüzüne bakılmıyor. ayrımcılık olmasın diye transları kadın soyunma odasına alıyorlar. orada dal taşak gezeni mi ararsın, kızların soyunma odasına girebildiği için daha reşit olmayan kızlara tecavüz edeni mi ararsın, ohooo... bir sürü içler acısı olay yaşanıyor. bu kafa yapısının sonu yaş. bu woke'lar güya feministlerle el ele yürüyor ama şimdiki feministler de dünyanın en boş işleriyle uğraşan geri zekalı takımı. kadın olmanın ayrıcalığına savaş açmışlar. kadınlar daha zeki, daha iyi karakterli olsun diye hiçbir çabaları olmuyor. tek odaklandığı şey kadınların bu kadar güzel olmaması gerektiği. saçına başına özen göstermek, güzel ve tüysüz bir vücuda sahip olmak kadın olmanın en güzel yanlarındayken, bütün kadınları bu "güzellik standartlarından" uzaklaştırarak hepsini mutsuzluğa sürüklüyorlar. yani ne yaparlarsa yapsınlar ya da ne olursa olsun her şey dönüp dolaşıyor ve bir şekilde kadınları mağdur ediyor. kadın olmanın güzelliğini kaybediyoruz.

    özetle inclusivity sucks ama defileyi aşırııııııı fazla bir merak ve heyecanla bekliyorum. bakalım nasıl olacak? izleyeyim de gelip yine döşerim buraya.

    edit: *dün yazdığım entrynin bkz'ını ekledim.
  • 4 senelik bir aradan sonra bu sene şovlarına devam edeceği iddia edilen moda markası. zamanında satışlarının neden düştüğünü ve ortaya çıkan skandalları yazmıştım, merak eden okuyabilir: https://eksiseyler.com/…-2016dan-beri-neden-dususte

    yani dönecekler ama woke dönecekler. o yüzden podyumda obez mankenler görürseniz şaşırmayın. o adriana limalar, doutzen kroeslar falan atlarına binip gittiler çoktan. obez mankenlerin kadını var ama erkeği yok nedense, bu da ayrı bi yaman çelişki. kadınlar kendilerini iyi hissetsinler, vücutlarıyla barışık olsunlar diye bu kadar yer yanarken; erkeklerin bi david gandy, sean o'pry gördüğünde ya da spartacus izlediğinde nasıl hissettiğiyle kimse ilgilenmiyor. kas yapın canım benim. biceps, triceps... aşırı önemli. öyle böyle değil. erkekte en önemli şey kol, lütfen iki dambılla 4-5 ay çalışın, beni kızdırmayın akşam akşam. neyse...

    yıllardır ben bu markanın şovlarını hayran hayran izlerdim. satışa çıkarmadıkları o birbirinden muhteşem tasarımları, kostümleri beni benden alıyordu. hâlâ da aklıma geldikçe izlerim. bu şovların her biri gerçek bir moda şovuydu ve görsel şölendi. fakat kadının kadına olan kıskançlığının aşırı tehlikeli bir şey olmasından mütevellit, buradaki mankenlerin taşlığı bir sürü kendiyle barışık olmayan ama instagram'da "just love yourself, be comfortable with your body, you're beautiful no matter what" diye milletin kafasını siken kadınlar nedeniyle ve her güzel şeyin dibine kibrit suyu dökmeye ant içmiş woke mafyasının da hamlesiyle victoria's secret kadın düşmanı ilan edildi. tüm o birbirinden güzel mankenler "kadınların kendini kötü hissetmesi için bir araç" olarak gösterildi.

    canlarım, her zaman bir konuda sizden daha iyi insanlar vardır ve hep olacak. evet, bazı kadınlar aşırı güzel. genler belirliyor bunu ve değiştiremiyorsunuz. değiştiremeyeceğiniz şeylerle savaşmaktan vazgeçin. değiştiremeyeceğiniz başka şeyler de var. mesela sizden daha zeki insanlar da var. neden onları kıskanmıyorsunuz? zekayı gözünüzle göremediğiniz için mi? olimpiyatlarda o kadınlar kadar güzel olan atletler de var. onları neden kıskanmıyorsunuz? mankenleri kıskanıp kendinizi "instagram model" olarak uydurma bir sıfatla güzel hissetme yanılgısı için uğraşırken, neden "instagram athlete" gibi bir kategori de oluşturup spora yönelmiyorsunuz? profesör olup 3 çocuk büyüten, 5 enstrüman çalabilen, kendi işini kurup zengin olabilen kadınlar da var. niye onları kıskanmıyorsunuz? ama rihanna, savage x fenty'de obez, çirkin, hatta kıllı mankenleri kullandığı için kadınlar rihanna'yı kraliçe ilan etti. neden? içlerinden "oh bee ben bundan daha güzelim" diyebildikleri için. siz eğer sizden daha güzel birini görünce kıskançlık, sizden daha çirkin birini görünce gurur hissediyorsanız bu normal bir şey değil. sizin içiniz fesat. o victoria's secret'taki bütün mankenler istisnasız benden daha güzel. ee? napiyim yani? kendimi mi keseyim? ben elimde olanla kendimi mutlu hissedecek noktaya getirdim. fiziksel ve kişilik olarak da kusur olarak bulduğum şeyleri elimden geldiğince de yok ettim. hâlâ kusurlarım var, onlar üzerinde uğraşıyorum ama mutluyum. kendi üzerinizde çalışırsanız ve sizden daha iyi olanlardan dolayı şikayet etmezseniz kendinizi geliştirebilir, iyileştirebilir, güzelleştirebilir ve mutlu olabilirsiniz. çok basit.

    bir de lütfen şunu anlayalım: moda sizin ne kadar ponçik, iyi bir insan olduğunuzla ilgili değildir. moda, sizin iyi tasarımların içinde ne kadar güzel gözüktüğünüzle ilgilidir. bir giysinin bir insanın üzerinde en iyi gözükmesi için de vücudunun en iyi formda olması gerekir. bu yüzden mankenler en iyi askıdır çünkü vücut proporsiyonları bir kıyafeti en güzel taşıyacak formdadır. o zaman buradan bir ders çıkaralım: demek ki şık görünmenin ilk kuralı, vücudunuzun en iyi şeklinde olmasıymış. kadınlar 36-38 beden, erkekler de 36-40 beden aralığında olduğunda çok iyi gözükürler. erkekler kas yapıp genişleyebildiği için onlar biraz daha büyük beden olabilirler. hatta bi zahmet kas yapsınlar ama o bu başlığın konusu değil. neyse, özetle: kadın ve erkek vücudunun bir şekli vardır. bu şekil de gerçekten çok güzeldir ve bu güzelliğinizi yağlarla lütfen kapatmayın. daha fit, daha güzel olabilmek için lütfen biraz çaba harcayın. bu, sizin ruh sağlığınıza ve cinsel yaşantınıza da çok olumlu yansıyacaktır. bunu okuyan herkes de içten içe bunun doğruluğundan emin, ben de bundan eminim.

    nişantaşı'nda biraz vakit geçirmiş insanlar bilir: sabahın 8'inde ya da günün herhangi bir anında yaşlı çiftleri görürsünüz bazen. saçları yapılmıştır ve üzerlerinde ütülü, çok şık kıyafetler olur. insanın vücuduna bakması onun özsaygısını gösterir. biraz saçınıza, başınıza, vücudunuza zaman ayırın. saçınızı yapmadan dışarı çıkmayın, giysileriniz hep özenli ve yerinde olsun. biraz makyaja kendinizi alıştırın, ojelerinizi düzenli olarak yenileyin. düzenli bir şekilde duş alın, ağız ve diş sağlığınıza özen gösterin. bunların her biri sizin kendinizi daha mutlu, güzel ve huzurlu hissetmeniz için çok önemli ayrıntılar. tamam, bir manken kadar uzun olmayabilirsiniz. so? vücut hijyeninize, vücut sağlığınıza ve kılık kıyafetinize özen gösterdiğiniz sürece aşırı derecede çekici bir insan olacağınızdan emin olabilirsiniz. bir manken kadar uzun olmanıza gerek yok yani. uzun insanların manken olarak kullanılmasının nedeni sahanın daha büyük olması. o vücutta daha çok alan var, daha dökümlü, daha uzun kıyafetleri o askıya giydirebiliyorsunuz ve çok iyi taşıyorlar. çok uzun insanlar zaten azınlık ama insanlardaki primat beyni uzun insanları daha büyük oldukları için daha güzel, daha heybetli ve güçlü olarak algılıyor. n'apalım yani? bir de gen havuzunu ben oluşturmadım ki arkadaşlar. durum bu.

    boy takıntısına girip de victoria's secret gibi bir şova bok atmayın diye zahmet edip size ünlü, güzel ve kısa kadınların bir listesini hazırladım: kristin chenoweth (150), kylie minogue (152), annasophia robb (152), shakira (157), emilia clarke (158), amanda seyfried (159), scarlett johansson (162), natalie portman (162), zara larsson (163), victoria beckham (163), mila kunis (164), rachel mcadams (164)... liste uzar gider. şimdi soruyorum size: bu kadınların hepsi taş değil mi? taş. demek ki güzel olmak için victoria's secret mankeni olmaya gerek yokmuş. hem güzel olup, hem de bu muhteşem şovdan keyif alabiliyormuşsunuz. o zaman kendi favorim olan 2006 yılının victoria's secret şovuyla kapanışı yapayım:

    https://www.youtube.com/…0qj3mu&ab_channel=linachow

    gisele bündchen... kadın yürüyor ya.
  • bir iç çamaşırı markası olduğunu düşünürsek (en azından temelde öyle, her ne kadar giyime ayakkabıya kadar girmiş olsa da) victoria'nın herhangi bir sırrı kaldığını iddia edemeyiz kanımca. zira victoria'nın mallar ortada...
  • bazen çok acımasız olabilen bir marka.*

    hasibe vs. miranda kerr
  • iyi memeler ve popoya sahip olan kızın zaten ihtiyacı olmayacak marka. sosyete pazarından don, sütyen alsa yeter kanımca.
  • askerde yaşadığım feci bir diyaloğun kilit noktasını oluşturan markadır.

    iran civarında dağ başında bir karakolda nizamiye nöbeti tutarken, artık tezkerenin geliyor olmasının verdiği rahatlıkla uzun dönem nöbet arkadaşım 88'e 3 tertip fatih'li bir istanbul çocuğu olan x, klubemin önündeki bixi mevziinde çaktırmadan sigara içiyor. biraz cinselliğe düşkün, ortalama asker abazanlığının bir gömlek üstünde seyreden bir muhabbet içeriğine sahip. en büyük hobisi, kumandayı eilne aldığı zamanlarda fashion tv, e bilmemne tv, muvi channel döngüsünde göt, bacak, göğüs görene kadar dönüp durmak. nöbet iki saat, ne kadar çabalarsan çabala bir şekilde cinselliğe getiriyor olayı. "çavuş!" diyor. "şu beyonce var yaa, üfff k...... k..... ......k, nasıl bir hatundur o yaw!", "jenifer lopez'e de hastayım çavuş, onu var ya bi ......k ......m..... eheheh! eheheheaaa!".

    zordan gülümsüyorum ve nereye gideceğini bildiğim için cevap verip uzamasını istemiyorum. sessizlik olunca soruyor: "çavuş... sen kimleri beğeniyon yaw?", aklıma elf kızı alessandra ambrossio geliyor direkt. nasıl anlatcam diye düşünmüyorum pek, çünkü adam fashion tv hastası. alessandra ambrossio'yu gördüğü kesin, tek görevim hangisinin o olduğunu anlatabilmek.

    "victoria's secret'i biliyo musun?" diye soruyorum. ama ne olduysa o anda oluyor ve diyalog beklediğimden çok ama çok erken bir yerde bitiveriyor:

    " hee biliyom!.. sarışın olan diil mi o?"
  • bu markanın mankenlerini her gördüğümde annemin 'diz kapağı büyük olanın vajinası da büyük olurmuş, annem öyle derdi' lafını hatırlarım. anneannem bunların diz kapaklarını görse 'çüş çocuğum. bu ne! babamın tarlasından bile daha büyük' falan derdi.
    bel altı esprilerle eğlenen ihtiyar ve alkolik kadınların samimiyeti içinde yetiştim. üzgünüm sözlük
  • değişen moda endüstrisine ayak uyduramaması, 30 senedir aynı imajı kaktırmaya çalışmasının üzerine jeffrey epstein skandalı da eklenince serbest düşüşe geçen marka. vs'ı vs yapan cmo'ları edward razek istifa ettiğini açıklamış. kadın markası olmasına rağmen bütün pazarlama stratejileri kadınlardan çok erkeklere hitap eden bir markaydı. barbara palvin'e bile biraz kilolu diyen ruh hastası bir yönetim anlayışları vardı. klasikleşmiş defileleri sağolsun modellerin etkinliğe nasıl hazırlandıklarını hep okurdum. 1 hafta öncesinden yemeği kesip sadece sıvı alımıyla hayatını sürdüren modeller var, sıvıyı bile kesen ve dehidre olan modellerin sayısı hiç az değil. adriana lima günde 3 saat boyunca ip atlıyormuş. düşündükçe strese giriyorum daha 2 saat önce yarım saat boyunca ip atladım, 250 kalori yaktım ve ölüyorum bu kadın 3 saat boyunca yeterli beslenemeyerek atlıyor çok üzücü.

    https://www.theguardian.com/…t-show-angels-lingerie

    https://www.cnbc.com/…ef.html?__source=twitter|main

    hedef kitlesi olan dünyanın dört bir yanındaki kadınları gerçekçi olmayan ideal kadın vücudu beklentileriyle bu kadar strese sokup da bu ürünlere zerre para harcamayacak olan, anca salyalarını akıtabilecek erkeklere marketingi yapan bu marka yerin dibine geçse üzülmem. oh iyi oluyor. epstein sapığının foyalarının çıkmasından sonra resmen tiksindim bu markadan.
  • bence victoria's secret insanın kendine yakışanı giymesidir.
hesabın var mı? giriş yap