• teoriye göre ural dilleri ile altay dillerini çatısı altında toplayan dil ailesi. bu teori uzunca bir süre önce batılı dilbilimciler tarafından terk edilmiş olup, ülkemizde hâlâ okullarda okutulmaktadır.

    iki dil ailesinin birbiri ile olan ilişkisini kanıtlayacak yeterli çalışma yapılmadığı yaygın olarak söylenir, ancak teoriye hala saygın bir teori gözüyle bakan dilbilimciler de mevcuttur.

    bu iki kelimeyi ayırıp onlara ayrı ayrı aileler bahşettiğinizde bile sorun çözülmüş değildir. altay dil ailesi de kendi içinde tartışılmaktadır. korece, japonca ve moğolca'nın dahil olup olmadığı tartışmalıdır. türkçe ile akraba olduğu hiç tartışma götürmeyen dillere "türki diller" (turkic languages) derler, ki onları hani neredeyse okuyup anlarsınız, tersinin iddiası zaten çok zordur.

    biz türkçe konuşucuları için özellikle tartışma yaratan kısım fince-macarca- estonyaca (ural--> fin-ugor dillerinin "büyük" olanları) ile türkçe arasındaki ilişkidir. türkçe ve macarca arasında bazı karşılaştırmalı çalışmalar bulunmakla beraber, türkçe-fince arasında hemen hemen hiçbir ciddi karşılaştırma yapılmış değildir. ve fakat fince ile macarca arasında yapılan çalışmalar var tabii. ancak bir babayiğit bu meseleye el atmalı ve el atmamakla kalmayıp ömrünü vermelidir (ve de sorunun cevabını bilince mi ne olacak? kurcalamayın kardeşim böyle şeyleri, hayat da boş zaten).
  • ural ile altay dilleri arasında doğrudan organik bağ bulunmadığı gerekçesiyle, yani bir proto ural-altay dili bulunmadığı veya saptanamadığı için 1960'lardan beri artık kabul görmemekte olan dil ailesi hipotezidir.

    şimdi ural ve altay dilleri çok net birtakım benzerlikler göstermektedir. her ikisindeki ortak dil bilgisi özellikleri çok belirgindir ve temel noktalardadır:
    her iki grupta da:
    1- sondan ekleme/türetme(agglutinasyon)
    2- ünlü uyumu
    3- özne-nesne-fiil(sov) dizilimi
    4- cinsiyetsizlik(feminen-maskülen yokluğu)

    görülür.

    velhasıl sıkıntı kelime dağarcığı noktasında başlar. ural ve altay dilleri arasında aynı kökten olduklarını belirtecek bir kökensel dağarcık benzerliği sözkonusu değildir. (hint-avrupa dilleriyle karşılaştırınız: farsça - birader, almanca- bruder ; ingilizce - star, farsça - sitare)

    gramer benzerliğine rağmen kelime kökleri aynı veya benzer değildir, genelde tamamen farklılık gösterirler. belli başlı birtakım benzer kelimeler vardır. ancak bunlar loanwords(kiralık kelimeler) olarak tanımlanmaktadır. zira altaik ve uralik insanların birbirine yakın bölgelerde, benzer yaşam tarzıyla yaşadığı bilinmekle beraber, bunların birtakım bir arada yaşam yahut ticaret ilişkileri içine girdiğine dair kuvvetli bulgular vardır.

    bu kadar gramer benzerliği bir yandan, akla şöyle bir olasılığı getiriyor:

    ural-altay insanları tarihin bir noktasında belli bir ortak dili konuşurken bir noktada dağılarak ayrılmış ve bu gruplardan biri, başka insan gruplarıyla karşılaşmak suretiyle benzer gramer üzerine farklı ve yeni bir kelime dağarcığı inşa etmiş olabilirler.

    japon ve kore dillerinin altaik statüsü halen bir ölçüde tartışmalıdır. ancak bu iki dil hakkında pek detay bilmediğim için buna girmekten kaçınıyorum.
  • olmayan dil ailesi. bu dil ailesi daha sonra yeniden düzenlenerek ural dilleri ayrı bir ailesi kabul edilmiş. altay ailesine mensup diller olan japonca, korece ve ainucanın (bir tür eskimo kavmi) kendilerine has dil aileleri olduğu kanısına varılmış. daha sonra kalan 3 büyük dil olan moğolca, türkçe ve tunguzca'nın da akraba olduğuna dair bulgular yetersiz bulunarak bu 3 ailenin de kendilerine has dil ailelerine mensup olduğu sonucuna varılmıştır. yani türkçe'nin mensubu olduğu dil ailesi ''türk dilleri/ türki dil ailesidir''

    şimdi asıl takıldığım konuya geleyim.
    bu dil ailesinin hala var olduğunu savunanlar nasıl bir kafa yaşıyorlar anlamıyorum. siz bu dil ailesinin var olduğunu kendi çabalarınızla mı kanıtladınız veya türkiye'nin çok değerli filologları mı bu dil ailesinin varlığını ortaya çıkardı? yooo. batılı kaynaklar var dedi, siz okudunuz öğrendiniz, şimdi gene batılı kaynaklar hayır yanılmışız bu dil ailesine mensup pek çok dil aslında akraba değilmiş diyor. siz de ''yok ya batılılar bizi bölmeye çalışıyorlar, türklerden korkuyorlar'' diyorsunuz, arkadaşım öyle olsa önceden niye aynısını yapmadılar?

    şuan, modern batılı bilim insanları (eskileri demiyorum) kendilerine kurma tarih yazma girişiminde iseler neden antik mısır, sümer hatta gene ilk uygarlıklardan sayılan indus vadisi uygarlığı gibi daha önemli kültürlere ''bakın bunlar aslında bizim akrabamız'' demiyorlar? çünkü değil, hepsi birbirinden bağımsız uygarlıklar ve hiçbirinin batı medeniyetiyle alakası yok, bilim bunu kanıtlıyor, herkes de saygı duyuyor. (bizim milliyetçiler hariç)

    bizim ülkede bir klasik olarak her şey bir yarış, bir tür kıyas, benim ki daha büyük mantalitesi çevresinde dönüyor. birisi finceyi aldılar ama moğolcayı yedirmeyiz falan gibi bir şey yazmış. ya hu arkadaşım latince, sümerce, mısırca türkçenin akrabası denilse soğuyacak mısınız, türkiye'nin şuan ki durumunda bir değişiklik bir statü yükselmesi mi olacak? buna evet diyorsanız zaten ergenlik hayalleriniz daha bitmemiştir.

    artık beyaz ten renginin adı haline gelmiş kafkasyalı tanımındaki kafkasya halklarının bile ayrı bir dil ailesine sahip olduğu hint-avrupa dil ailesine mensup olmadığı kabul edilmiş kim takar fince, estoncayı.

    bazılarında nasıl bir aşağılık kompleksi varsa artık her şeye bir sahiplenme her konuya bir bunlar benim gözüyle bakma. yahudiler hazar türklerinin torunları, etrüskler aslında türk, sümerce türkçenin akrabası, truvalılar türk falan gibi asılsız veya aslı varsa bile daha adam gibi saptanmamış kanıtlanmamış şeylere nasıl da büyük bir özgüvenle atlayıp bir de savunmayanlara hakaret ediyorsunuz anlamıyorum. bu ülke sizin sandığınız gibi aciz değil, kendinize gelin. var olan kanıtlı türk dilleri ve türk tarihi bile bu ülkede öğretilenin en az 7 katı önce onun peşine düşün sonra masallara sararsınız.
  • japonya hakkında hiçbir şey bilmeyen insanların japonca türkçeye çok benziyormuş diyip, karşı çıkınca yarım saat ortaokul tarih dersinde öğrendiği bu zırvayı dinlemek zorunda kalmanızla sonuçlanır.
  • papua dilleri'nin de ortak sözcüğe sahip olmamasına bakılınca varlığı yada yokluğu biraz politik kaçmaktadır. dilleri kollara ayırırken 2 yöntem kullanılır. birinci yöntem ingilizce'de cognate denilen aynı kökten gelen kelimelere bakılmasıyla uygulanır. ikinci yöntem ise dildeki ses ve gramere bakılmasıyla uygulanır. birinci yöntem görece "yeni" diller arasındaki ilişkileri bulmada çok işe yararken, eski ve birbirinden izole olmuş diller arasında tabiri caizse sıçmaktadır. aynı göt kadar adada konuşulan 100 tane papua dilinin arasında ortak kelime yoktur mesela. çünkü binlerce yıl önce ayrılmışlar ve izole olarak bugüne gelmişlerdir. şimdi sürekli diğer entrylerde yazılan mantıkla hareket edersek neredeyse her köyün dili farklı bir dil ailesidir. ammalakinki öyle değildir. çünkü dildeki sesler ve gramer üzerine yapılan araştırmalar üzerine bu aralarında hiç cognate olmayan dillerin aslında aynı kökten geldiği ortaya konulmuştur.

    kaynak: dunn, m., terrill, a., reesink, g., foley, r. a., & levinsion, s. c. (2005). structural phylogenetics and the reconstruction of ancient language history. science, 309, 2072–2075.

    ----

    düzenleme: pek de var olmayan olsa da çok zayıf bir bağa sahip dil ailesi.

    dillerin evrimiyle ilgili aldığım bir yüksek lisans dersi için yaptığım projeye göre, altay dilleri türk dilleri, moğol dilleri, tunguz dilleri, japonca, korece ve ainuca'dan meydana gelen bir ailedir. projemde diller arasındaki ilişkiyi gramer özelliklerine göre kurdum. gramer özelliklerini ve değerlerini ise world atlas of language structures'dan aldım. toplam 192 farklı özellik tanımlanmış orada. yalnız aynı projede ural dillerinin altay dillerine gramer olarak bir hayli uzak olduğu da ortaya çıktı.

    oluşan dil ağacı: http://i.imgur.com/hhitsfn.png

    notlar:
    1- yurtdışında bir üniversite olduğu için diller ingilizce halleriyle yazılı.
    2- khalka = modern moğolca, evenki = tunguz dillerinin en yaygın dili.
  • günümüzde varlığının kabul edilmemesinin sebebi, özellikle fin halklarının ari ırka dahil edilmesi çabasıdır. bir de bizim bilim kifayetsizliğimizdir.

    oysa ki türkolojinin merkezi olması gereken ülkemizde, bilim dünyasında hala yeterlilik değil torpil, yalaklık ve hamili kart esas alındığından, bir türlü adam gibi saha araştırmacısı yetiştiremedik ve gerekli araştırmaları, tespitleri yaptırıp gerekli eserleri ortaya bir türlü koyamadık.

    düşünün ki, bunu bile başaramamış memleketin dünya lideri olacağı sanrısı görülüyor bir de. heeey hey hey!!
  • bu konuda ısrar edilmesi biraz da tembellikten kaynaklanıyor. güncelleme yapmaya üşeniyorlar. söylenmesi gereken aslında basit; türkçe, japonca, moğolca hepsi ayrı birer dil aileleridir. burada ural-altay ya da altay dil ailesi öğretilecekse de bunların eski olduğu belirtilmeli. bu ders kitapları en son ne zaman güncellendi bilemiyorum.

    bununla birlikte türk adından ürken çok insan olduğunu da inkar edemeyiz tabii. quora'da kendi dili, kültürü ile türk'ü, türkçeyi ilişkilendiren bir soru görünce anasına sövülmüş gibi bir tepki veren yabancılar var.
  • fazlasiyla pragmatik oldugu icin bu dil ailesinin varligini desteklememesine ragmen, turkce ve fince arasinda kar$ila$tirmali bir inceleme vardir. jorma atilla, turkin kielen opas. daha ziyade turkce ogrenen finler icin yazilmi$ ama fince ogrenen turkler de bir o kadar faydalanabilir.
    http://www.bookplus.fi/…2e48d7c8f087a299e0abf0c039d
  • wikipedia makalesine yaptigim eklemenin asagidakiyle degistirildigi, degisikligin yarim saatten daha fazla orada duramadigi konudur:

    <caps>
    ''yaşasin turan irkinin üstün dili!'''
    '''liberal-kapitalist köpeklerin yazilarini makale diye eklemeyin!'''
    </caps>

    neyse bu sayede liberal kapitalist kopek oldugumu ogrendim.
  • bu konudaki "kaynak"larin cogu 1950 oncesine dayanmaktadir. gunumuzdeki hic bir adam akilli dilbilim kaynaginda degil ural altay dil ailesi, altay bile "bu boyle kabul edilmistir" seklinde gecmemektedir.

    bu saatten sonra ural altay dil ailesinin kanitlandigini soyleyen kisilerin cogunlugu dilbilimle uzaktan yakindan ilgili degildir. ornegin turk dahisi addettigimiz oktay sinanoglu'nun eski anadolu dilleri ve "ural altay dil ailesi" ile ilgili yazdigi makaleler vardir, halbuki kendisi dilbilimci degil kimyacidir.
hesabın var mı? giriş yap