• özellikle sigara içilen evlerde kullanıldığında, etkisi çok daha iyi anlaşılabilir. çok ağır kokulu olanların tercih edilmesini tavsiye etmem. ayrıca ara sıra cam açarak odanın havalandırılması da önemli, yoksa baş ağrısı yapabiliyor.

    tütsüler bana öğrencilik yıllarımı hatırlatmıştır hep. kadıköy'deki öğrenci evimizde arkadaşlarla toplandığımız güzel günlerin kokusu gelir burnuma, her tütsü kokusu duyduğumda. akşam üzeri eve dönerdik, eve gelirken yol üzerindeki büfeye uğrar biralarımızı alırdık. aradaki konuşma hep aynı idi;

    inf: abi bu sefer rica ediyorum, herkes içeceği kadar bira alsın. sonradan benim biralara sulanmayın. bana 5 tane bira ver abi.
    ark1: ben 2 tane içicem abi, kutu verir misin hocam ordan bana 2 tane soğuk.
    ark2: ben de 2 tane içeyim yeter, bana şişe ver abi sen.
    kardeş: ben 3 tane alayım, içmezsem de fazlası kalır. şişe olsun benimkiler de.
    inf: olm bakın yine aynısını yapıyonuz. hiçbiriniz 2 birada kalmayacaksınız, sonra benim biralara sulanacaksınız.
    ark1: ben bu akşam erken kaçıcam abi zaten, yarın erken kalkıcam.
    ark2: benim de vizeler yaklaşıyo, ben ders çalışıcam. 2 yeter abi bana.
    kardeş: ben 3'den fazla içmem abi zaten biliyosun.
    inf: peki abicim, akşam görürüm sizin götleri, bakalım kalıyor musunuz 2'de.

    derken akşam olur, muhabbet sohbet derken 2. biralarını bitiren bu sevgili arkadaşlarım bir bakarım ki çaktırmadan dolaba gidip birer bira daha açıp geliyorlar. biraz sonra 3. biram bitip 4. biramı almaya buzdolabına gittiğimde bir görürüm ki, benim biraların yerinde yeller esmekte. homurdanma ve söylenme eşliğinde salona giderim. kavga dövüş bunları bira almaya gönderir ya da kimi zaman kendim gider yine bira alırım. günler genel olarak bu lezzette sürer gider. ama nasıl özledim o günleri, işte onu anlatamam. en büyük derdimizin dolapta kaç bira kaldığı olduğu, söylensek de, homurdansak da aramızda asla küslük veya kavga olmadığı o güzel günleri şimdi özlemle anıyorum, her tütsü kokusu duyduğumda. bu yüzden tütsü kokusunun benim hayatımda hep özel bir yeri olacaktır.
  • 2000 senesinde deprem sonrası tanıştığımız. yavruyken kargaların elinden kurtarılan ve bizimle yolu kesişen ve bugün aramızdan ayrılan kedimizin adıdır.

    bugün kendisi aramızdan ayrılırken, ekşisözlükte de izi kalsın istedim. 19-20 yaşında olan uzun tüylü, ince kız suratlı, şahsına münhasır bir kediydi tütsü.

    daha önce 2 ameliyat geçirdi, 2-3 kez ölür uğraşmayın denmesine rağmen hayata tutundu ve neredeyse 20 sene bizimle beraber oldu.

    huzur içinde yat tütsü.
  • yakmadıkça güzel kokan ya da benim yakmayı bilmediğim çubuk, zira özene bezene koklaya koklaya aldığım vanilyalısı da kahvelisi de aynı kokmakta.
  • bende uyarıcı etkisi olan kokan çıbıh.
    ne zaman çevrede bir tütsünün yandığını hissetsem, aklıma pavlov'un köpeği'nden bir farkım olmadığı gelir, hemen gidip kenetlenmek isterim.
  • tutsunun ucunu goturelim abi diye turkusu vardır böeeeh
  • kimi ebeveynlerin "yavrum, neden her gün yakıyon bunu?...nedir bu, yoksa eroin, esrar filan mı var bunda*" diye başlayan soru silsilelerine mazur bırakılmaya sebep olan, hatta abartan bazı anne babaların odanızı mit basmışa çevirmelerine neden olan nesne...
  • heryerde bulunabilen malzemelerle, şu standart tarifeyi uygulayıp kendi kendinize yapabilirsiniz;

    10 ölçek sandalağacı
    10 ölçek buhur
    2 ölçek misk
    3 ölçek toz süsen otu
    3 ölçek patchouli yaprağı
    3 ölçek benzoin
    5 ölçek tarçın
    5 ölçek sarı sakız

    hepsini karıştırın ve kömürden bir diskin üzerine yerleştirin. (bkz: azmetmek)
  • çubuk şeklinde hazırlananlarını evimin içine sokmadığım ama aktarlardan temin ettiğim biberiye, sandal, yaseminleri kullanarak yaptığım karışımlarını tercih ettiğim hayatı keyifı kılan detaylardandır. belli oranlardan istediğiniz karışımı hazırlayıp metal tütsü kaplarına yaktığınız bir nargile kömürünün üzerine koyun karışımınızı ve kanser endişesi yaşamadan farkı fark edin
  • asyalilarin baygin baki$larinin sebebi. be$ dakika tutsu kokan bir yerde bulununca, aynadaki gozlerimden korkuyorum. londra dedigin kocaman bir kazan, icinde her turden hububatin kaynadigi, a$ure misali. hint'lilerin tekelindeki kucuk bakkal dukkanlarinin olmazsa olmazi. degil icine girmek, onunden gecmek bile yeter kokulari sevmeyen bir bunyeye.

    tutsu kokan evlerse ayri bir tez konusu. o minicik cubuklara, o kucucuk mumlara nasil tikmi$lar o kadar kokuyu anlamak imkansiz. tutsulu evlerde her $ey baygindir, sebebi koku bence. koyu kahverengi maun mobilyalar, uzun tuylu halilar, duvarlardaki, odanin ce$itli yerlerindeki altin, gumu$ sanilsin maksadiyla boyanmi$, suslenmi$ ce$it ce$it luzumsuz e$yalari tamamlar tutsu. o evlerde, o dukkanlarda ya$ayanlarin gozlerinden fi$kirir bugulu tutsu dumanlari. patronun sekreterine dilekce verdim, tutsulu bir evden gelen mu$teriden sonra uc gun izinli sayilalim diye. bu krizde veremem ben bunu diye direniyor, tutsuler tutesice ustune.
  • babamin dedigine gore koyde biri oldugunde yakarlarmis. sonradan unutuldu bu adet fakat tutsu daha sonra baska sekilde populer oldu dedi.
    benim evimde su an en az 10 cesidi mevcut ve hatta an itibariyle bu entryyi girerken bir adeti yanmakta. raki ictim, butun isiklari kapattim, tutsu yaktim, gevsedim. tutsu kokusu beni rahatlatiyor, ozellikle sandal agaci olani. ha bir de su aksam cukurovanin yildizlarina bakiyor olsaydim kafam tam bir dunya olurdu. cukurovada yildizlarin ne kadar parlak gorundugunu ve o yildizlarin altinda tutulan dileklerin gerceklesme ihtimalinin cok daha yuksek oldugunu bilmem bilir misiniz? allah gunahlarimi affetsin ama gecenlerde kuzenimin nisani icin son gidisimde ve yine kafam bir dunya olduktan sonra (bahce arasinda gizlice icmenin tadi baskadir) koye dondugumde, o karanlikta o yildizlarin altinda tuttugum dilek gerceklesmisti. her neyse, bu baska bir entrynin konusu.
hesabın var mı? giriş yap