• sözde belgesel kanalı.
    biraz önce "sıfır atık" adlı bir programa denk geldim. efendim siz de tahmin edersiniz ki, plastigin doğaya verdiği zararları falan anlatıyor. e güzel tabii ki. istanbul'da pet şişeleri ve teneke kutuları geri dönüşüm kumbaralarına attığınızda tiyatro bileti vs gibi maddi kazançlar elde edebilirsiniz falan diyor. sonra uygulamalı olarak gösteriyor. önce atıkları kumbaraya atıyor, sonra gidip istanbul büyükşehir belediyesi şehir tiyatroları gişesinden bilet alıyor. tam da burada blurlama işi devreye giriyor. sanki içki ,sigara veya şiddet görüntüsü gibi tabeladaki istanbul büyükşehir belediyesi kısmı blurlanıyor. pes artık. vallahi pes bu kadar ucuzluğa, düşmanlaştırmaya. afedersiniz ibb gibi. bu ülke bu kadarını daha ne kadar kaldırabilir emin değilim. korkuyorum.
  • ben belgeselleri severim. ben gibi sıradan insanlara,

    - ilgili konu hakkında genel bir fikir verirler (tabi yönlendirirler de. o ayrı),
    - birkaç teknik terim öğretirler,
    - güzel görüntüler sunarlar,
    - merak kamçılatırlar,
    - kişiye kendini bilgili hissettirirler,
    - yatarken uykuya dalmayı kolaylaştırırlar...

    türkiye'de, malum, belgesel ancak kanallara ceza verildiği zaman yayınlanan bir şey. bizde böyle bir kültür yok. daha baştan zaten, belge-sel (document-ary) diyerek kaybeder: belgeden bahseder. hem de her iki anlamıyla: hem belgelere dayanır, hem de belgeler olan biteni.

    yine bir gün fularım boynumda, history channel sizin bbc benim gezerken karşıma, ne işse, trt belgesel çıktı. bir an sevindim bak. dedim bizimkiler kanal açmış, yetmemiş belgesel yapıyor.

    karşıma çıkan video şu:

    https://www.youtube.com/watch?v=puelhnwkzse

    dedim bak, iyi. bizimkiler, ne işse, antarktika'ya ekip yolladı malum. onları anlatacak herhalde.

    nitekim gerçekten onları anlatıyordu. en azından izleyebildiğim ilk iki dakikasında.

    iki dakika geçti geçmedi, şunun gibi bir şey duydum: sayın cumhurbaşkanımızın...

    kapattım. direkt kapattım. kulaklarım acıdı.

    -

    şimdi soruyorum: bbc'den trilyar belgesel izledim ben. kargadan denizanasına, çölden kutuba, fizikten biyolojiye trilyar belgesel izledim. birinde bile sayın kraliçemiz demedi. history channel'dan izledim. bir kere bile sayın başkanımızın denmedi. deutsche welle'den izledim. bir kere bile sayın şansölyemizin denmedi.

    siz nasıl allah'ın belası bir oluşumsunuz ki bir belgeselin ikinci dakikasında sayın cumhurbaşkanımız demeden yaşayamıyorsunuz?

    ne oldu? belgeselin belgesi gitti, seli kaldı. yani şu şekil bir başlangıçtan sonra ben sizin hiçbir dediğinize inanmam, güvenmem. dahası, şöyle bir başlangıçtan sonra elin deutsche welle izleyeni, bbc izleyeni, discovery channel izleyeni senin bir belgeselini izlemez.

    daha da türkçeleştireyim: sizden bir fazla iq puanı sahibi tek bir kimse bile sizin sözde belgesel özde propagandanızı yemez - ki zeka seviyeniz ortada.

    yani her şeyin içini nasıl bu kadar boşaltabiliyorsunuz, vallahi merak ediyorum. belgesele sayın cumhurbaşkanımız diye başlamak nedir? belgesel bu belgesel. belge-sel. senin sayın cumhurbaşkanın belgelere düşman. adamın adını, belgelediğin ve belgelerle konuşacağın şeyde geçiriyorsun. oksimoron, ironi, ve daha bir sürü şey.
  • neredeyse programlarınin tamamı fakirliği övmekten başka bir şey yapmamaya başlayan kanal. topraktan yapılmış evde yaşayan kör bir adamın kilim örerek günde 1 dolar kazanmasını ve halinden mutlu olmasını anlatıyor. evin önünde yine toprak alanda toz toprak içinde koşturan çocuklar .
    dünyanın en fakir insanlarının hayatlarını "kader, şükürler olsun" temaları ile harmanlayıp izleyiciye sunuyor. izleyicinin bilinçaltına fakirlik iyidir, fakirler mutludur, fakirlik allah'tan gelen bir durumdur, kaderdir ve değiştirelemez'i işliyor. halinize şükredin demeye getiriyor.
  • bu kanalda sürekli türkiyeden geri kalmayı basarabilmis nadir birkaç ulke hakkinda icler acısı belgeseller gosteriyorlar.bakin afganistanda carsi pazarda herkesin tüfeği var somalide 1 ekmeği 20 kisi yiyor misali yayinlar.
    amac tabii ki belli. seli gösterip yağmura razı ettirmek.

    ben cocukken mesela gezi programlarinda hep avrupa amerika uzakdoğu gibi yerler gosterilirdi.ne bileyim eger güney avrupa turu yapıyorsaniz bilmem ne kalesini de gezmeyi unutmayin tarzi yayinlar.simdi goruyorum ki artik boyle programlar yapmak devletin isine gelmiyor hiç.
  • youtube önüme çıkardı, bu kimselerin çatalhöyük belgeselini izledim. benim son bilgiler birkaç sene öncesinden kalma, youtube önüme çıkarmış, baktım yükleme tarihi de yeni. dedim herhalde yeni bir şeyler buldular, benim de gözümden kaçtı. bari izleyeyim de öyle öğreneyim.

    bir bok öğrenmedim. kaç sene öncesinin bilgileri hala, eksikler filan var hatta. baktın mı mehmet özdoğan gibi varlığı memleketim arkeolojisi için mutluluk sebebi olan bir koca hoca bile var ama yok, ben gibi amatör arkeolog için bile tıraş bir yayındı.

    sorunsa sonda geldi: herifler kibele'ye kutsal, baş kutsal dedi. tanrıça demedi, baş tanrıça demedi, baş tanrı demedi de kutsal dedi lan. kafayı yersin amk, kendine prof diyen biri çıktı, kibele'ye baş kutsal dedi ya.

    bir iki sene evvel antarktika vidyosu vardı, onun başında da daha bismillah demeden cumbaba götü yalıyordular filan. bu kanaldan da, bunların yaptıklarından da bir sikim olmaz. bak eminim, mehmet hocaya "kibele'ye baş kutsal diyeceğiz" deselerdi ana avrat küfür edip o ünlü odasından kovardı bunları.

    akp işte. "iki efekt, üç dron çekimi. ben de yaparım amk" kafası. bir sikim bilmeden, bir boktan anlamadan etmeden... şunların sömürdüğü kaynağı düşünüyorum da...

    anasını sikeyim böyle kaderin. ne denir başka?
  • bu ney lan. tilki belgeselini izleyeyim dedim. belgeselin ortasinda tilkiyi koyluler vurdu. yavrulardan birini araba ezdi digerini coban kopegi bogdu. 20 yillik belgesel izleyicisiyim ben boyle bir şok yaşamadim mk.
  • nat geo ve discovery kanallarının müdavimi idim.
    günde ortalama 1-2 saat izlerdim (hafta sonu bu rakam 3-4 saatleri buluyor idi)
    fakat bu kanallar artık uydu yayınından izlenemiyor malum.
    hakikaten yokluktan trt belgesel kanalına sardım.
    ve beğendim arkadaslar.
    tarz olarak nat geo ve discovery'e benzetmişler.
    zannediyorum dublaj sanatçıları da o kanallardan zira sesleri daha önceden dinlediğimi net olarak anımsıyorum.

    nitekim tavsiye ederim.
    en azından ödediğim trt vergimin hayrını görüyorum.
  • tavsiye ediyorum, izleyin, izletin.

    trt belgesel olmak üzere. henüz tam olarak "olmuş bu" diyemiyorum çünkü hala hükümet propagandası saçmasapan belgeseller de yayınlıyor. ancak, natgeo, discovery tadında belgeselleri var.

    hep derdim abi biz yapsak bizim ülkemizde malzeme çok niye beceremiyoruz falan diye. senelerce elalemin yellowstone'unu falan izledik. bilmemne kuşunun çiftleşme dansına baktık. trt belgesel çulha'nın çilesi diye bir belgesel yapmış. herhalde beşinci kere falandır izliyorum, hala sıkılmadım. bi beş kere falan daha izlerim. osmanlı sarayları diye bir belgeselleri var. dün akşam yıldız sarayını anlattılar. daha iyi olabilirmiş falan tabi sonuçta tgrt belgeseli tadında gibi olmuş biraz ama ilginç bir konu. sonra gizemli gerçekler var mesela osmanlıda hamam kültürünü anlattılar. cidden hoşuma gitti. sonra cinayet vardiyası var, böyle cinayetleri falan anlatıyor id belgeselleri kıvamında yine. ayrıca daha gerçek tabi. eyüpte falan oluyor cinayetler mişigında falan değil. daha empati yapıyorsun.

    sonra tamirhane diye bi program var, onu da seviyorum hurda arabaları toplayıp satıyorlar. fikirhane var, orda da mesela güneş enerjili bisiklet falan yaptılar ilginç projeler yapıyorlar. bear grylls'in türkiye versiyonunu yapmışlar onu cidden çok beğendim. hatta bi ara orjinal bear grylls de yayınladılar denk geldim. işte bi de şey programı var böyle mesela aniden deprem oldu naapmalısın gibi. üç dört kişiden cevap alıp sonra o cevaplar üzerinden senaryolarla hangisi doğru gösteriyorlar. hani natgeoda vardı ya, onun benzeri. güzel olmuş o da beğendim. arada bbc belgeselleri de yayınlıyorlar. mis gibi izliyoruz. onu da beğendim. ccc david attenborough reyiz ccc

    trt belgesel bu ayarda gitsin, sonra trt tarih, trt doğa falan diye ayırsınlar natgeo gibi. trt diyanetten daha anlamlı bir atak olur. hatta özgün içerikler üretirsek natgeo, hatta bbc gibi kanallarımızı satarız da yurtdışında. çünkü cidden potansiyel çok yüksek. türkiye endemik türler konusunda çok büyük bir çeşitliliğe sahip. tarih konusundaki zenginliği inanılmaz.

    beğenmediğim yanı evet o bitmeyen 28 şubatlı ağlak zulüm gördük belgesellerinden vazgeçilsin. rikki roth mu nedir o kadının belgeselini beğenmedim. bozuk türkçesiyle türkiyeyi gezen tiplerden bıktık artık. ayrıca anne ne alaka? niye annesine anlatıyor kadın anlamadım? annesi türk müymüş? zırt pırt da çıkıyor sevemedim.

    isteklerim şu yönde: daha çok ve daha güzel tarih belgeselleri yapılsın. mesela göbeklitepe hakkında. elalemin natgeosu bile geldi belgesel çekti. ayıptır. güzel bir dizi ile anlatılmalı burası. sonra selçuklular konusunda ciddi bir eğitim eksikliği var. selçuklulardaki ahi teşkilatını anlatan tarzda şeyler. orta asyadaki kurganlar konusunda mesela, bilimsel süreçleri de anlatan bir belgesel dizisi olsun. sonra discovery world'de mesela iskelet dedektifleri vardı. bin yıllık iskeletleri falan inceleyip neden öldüklerini bulmaya çalışıyorlardı. türkiyede kemikten bol ne var ama bizde o teknoloji ve vizyon var mı emin değilim asdfghghfgdf

    doğa belgeselleri konusunda bir isteğim yok zaten yapıyorlar. o çulhanın çilesi ne güzel bir belgeseldir yaa... tutmayın bidaha izliycem asdfghghfdfs
  • yenilenmiş haliyle artık izlenebilir olan kanal.
  • gezelim görelim formatli yayinlardan nat geo, dis sci tarzı yayinlara gecerek isabetli karar vermis kanal.

    ekran renkleri donuk kullanilmakta zaman zaman. boyle mavi filitreli...

    gun gectikce daha guzel programlar yapacaklar diye umit ediyorum.

    adamlar hava yolu belgeseli bile yapmislar, neysinildaki gibi kurgusallik da yok. sahip cikalim.
hesabın var mı? giriş yap