• baklava yerken alacagin tat bellidir ama baklavayi yiyince o lezzeti alinca tatmin olursunuz. "gurme" bir yemek degildir belki baklava size farkli egzotik tatlar vaad etmez ama sizi tatmin eder.

    bu film de baklava gibi bir film. hem de oyle alalade bir baklava de degil, hilesiz hurdasiz tarihi gaziantep baklavacisindan alinma, 100 yildir degismeyen lezzet. fistigimiz taze gelir, kirk kat ince hamurumuz acilir, serbetimiz tam kivaminda olur.

    film bu anlamda tam bir hollywood ve tom cruise baklavasi. hersey klise ve beklendik ama o kadar yillarin basarili formulu, o kadar guzel hilesiz hurdasi uygulanmis, malzemeden o kadar kacilmamis ki filmi izleyince tatmin oluyorsunuz. fistigini bol koymuslar filmin.

    hollywood ve tom cruise yillarin formulunu cok basarili uygulamis ve ortaya guzel bir film cikmis.

    not: ucak seslerinin o gurultusunu hissetmek icin kesinlikle imax salonda izlemek lazim.
  • film 1 milyar dolar hasılata koşarken güzel bi entry girmek geldi içimden. film sonuna kadar hak ediyor çünkü böyle bir entryi.

    film hakkında bir takım bilgiler:

    - filmde gördüğümüz ii. dünya savaşı p-51 mustang tom cruise'un kendi uçağıdır. tom abi gerçek hayatta başarılı bir pilottur. (alfa)

    - tom cruise'un ısrarı üzerine, filmde minimum yeşil ekran ve cgi hava çekimleri mevcut. hatta yakın plan kokpit çekimleri bile gerçek uçuş sekansları sırasında yapılıyor. oyuncuların çoğu, uçuşlar sırasında g kuvveti basıncına dayanmak için kapsamlı g kuvveti eğitim oturumlarından geçmiştir.

    - miles teller'a göre, 6 yeni oyuncudan 3'ü çekimlerin her günü uçakta kusmuş.

    - pilotları oynayan aktörler, kamerayı açıp kapatarak sadece kendilerini filme almakla kalmamış, aynı zamanda kendi makyajlarını rötuşlamak, ışıklarını ayarlamak ve kendi seslerini yönetmek zorunda kalmışlar. yönetmen bazen oyuncuların görüntülerle geri dönmesi için saatlerce beklemek zorunda kalmış. görüntüleri izledikten sonra ayarlamalar yapılmış ve aktörler başka bir çekim için geri dönmek zorunda kalmışlar.

    - tom cruise, yeni oyuncuların f-18'e binmeye hazır olmaları için kişisel olarak 3 aylık bir havacılık eğitim kursu tasarlamış.

    - tom cruise filmdeki hava sahnelerinde cgi yerine gerçek uçak kullanılırsa oynarım demiş. (gel de oscar verme şu adama şimdi)

    - tom cruise'un boyu 1,70 malum. bu da savaş pilotları için idealmiş.

    - film, hayatını kaybeden top gun (1986) yönetmeni tony scott'ın anısına ithaf edilmiştir.

    - ed harris'in yanındaki kulübenin çatısı, maverick uçakla geçtiğinde kalkmaması gerekiyormuş ama o sahneyi çekmek için sadece bir şansları varmış bu yüzden filmde tutulmuş.

    - f-14 ile son sekans sırasında maverick, uçağın silahlarında 33 mermi kala ateş etmeyi bırakıyor. 33, top gun (1986) ile bu filmin 2019'da vizyona girmesi gereken yıl arasındaki yıl sayısıdır.

    - tom cruise ilk versiyonu yeterince iyi bulmadığı için gömleksiz plaj futbolu montajı iki kez çekilmiş. yeniden çekim mevzusu kaslı hallerine geri dönebilmeleri için oyuncular üzerinde baskı oluşturmuş. oyunculardan glen powell, "o sahneyi çektik ve o gece hepimiz milkshake ve tater tots yemeye gittik. bir hafta sonra tom, "tekrar çekmeliyiz. yeterince iyi değil dedi. ve sonra herkes spor salonuna geri döndü." (hemen salmışlar kendilerini tom'da pişman etmiş kısaca)

    - ilk film ve ikincisi arasında 36 yıl var. bu sinema tarihindeki en uzun sürelerden biri.

    - tom cruise ve val kilmer, ilk filmdeki rollerini yeniden canlandıran tek aktörler.

    - val kilmer, top gun: maverick'te konuşmak için yapay zekayı kullanmış. nasıl yani diyenler için link

    - tom cruise ve jennifer connelly, san francisco körfezi'ndeki rüzgarlı yat sahnesinde dublör kullanmamışlar.

    - miles teller, rolünü, nicholas hoult ve glen powell gibi isimleri geride bırakarak almış. (nicholas vasatından kıl payı kurtulmuşuz)

    - gerçekte, goose'un oğlunu oynayan miles teller, top gun (1986) piyasaya çıktığında doğmamıştı bile. teller 1987'de, yani filmin galasından bir yıl sonra doğmuştur.

    - filmdeki uçak gemisi uss theodore roosevelt'tir (cvn 71) görsel

    - maverick'in jet avcı uçağına karşı yarıştığı motosiklet bir kawasaki ninja h2 carbon 2019 görsel. bu, maverick'in ninja modelinin habercisi olan 1985 kawasaki gpz900'ü de sürdüğü ilk filme saygı duruşu niteliğinde. görsel

    - penny'nin kullandığı 1973 porsche 911 ise görsel
    ilk filmde charlie'nin kullandığı 1958 porsche 356'ya saygı duruşunda bulunuyor. görsel

    - donanmanın en yaşlı savaş pilotu 54 yaşında emekli olmuş. maverick'in 1962'de doğduğu varsayılırsa, top gun maverick'te 58 yaşında.

    - maverick'in filmde uyguladığı kobra manevrası çoğunlukla hava gösterilerinde görülmekte ve nadiren kullanılmaktaymış. kobra manevrası hakkında bilgi almak isteyenler için link bırakayım.

    - kokpit sahneleri sony venice 6k ile çekilmiş ve kameralar film için özel olarak geliştirilmiş. detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    - jennifer connelly, filmde penny benjamin olarak rol aldı. orijinal top gun'da (1986), bu karakter yemek sahnesinde meg ryan'ın karakteri tarafından maverick'in çıktığı bir amiral'in kızı olarak anılır. sahneyi izlemek için link

    - miles teller, bu film için yüzüklerin efendisi üçlemesinin çalışma süresinden daha fazla çekim yaptıklarını söylemiş.

    - eğitim sırasında düşen tek pilot, kendi küllerinden doğan efsanevi bir kuşun adını taşıyan phoenix'ti. daha sonra son görevde uçmaya devam etmiştir.

    - film için yaklaşık 800 saatlik görüntü çekilmiş.

    - filmdeki düşman uçakları sukhoi su-57 felon 5. nesil avcı uçaklarıdır.

    - bardaki ilk sahnede, hangman "8" ve "6" tuşlarına basarak müzik kutusunda bir şarkı çalar. bu, orijinal filmin yayınlandığı (1986) yıla bir göndermedir.

    son olarak filmin yaptığı hasılat $806,367,545 (1 milyar dolar olması bekleniyor)
    (buna çin ve rusya olmadan ulaşıyor)

    ayrıca domestic top 30'da yer almaktadır. link

    bu tom cruise'un dünya çapında şimdiye kadarki en büyük filmidir. fallout'u ($791.1 milyon) geride bırakmıştır.

    filmin imdb linki
  • 1986 yılında çekilmiş, kült olmuş, sonrasında gelen binlerce yapıma referans noktası olmuş bir filmin devam projesi.
    yani şu filme "klişe" demek için hakikaten sinema cahili olmak gerek çünkü klişe dediğiniz sahnelerin atası zaten bu franchise.

    yüzlerce saat uçak içinde kör çekim yap, senin için sony tarafından özel kameralar icat edilsin, başrol oyuncularının pilotu oynamasını geç birde üzerine jet eğitimi aldır, üstelik bunları mission impossible filmi çekimleri ile aynı dönemde yap ve biri çıkıp cehaletinden aldığı öz güven ile böyle sığ ve cehalet kokan bir yorum yapsın.

    sanatçının işi ne kadar zor anlayın.
  • emek nedir, sinema nedir, işine saygı nedir tek bir sahne ile açıklanabilir filmde.

    --- spoiler ---

    kuş çarpması sonucu bir uçağın eğitimde düşme sahnesi var. kontrolü kaybediyorum vs. diyip, yüzeysel geçip, boş drama yaratılarak o sahne çekilebilirdi.

    ama ne yapmışlar? ablamız kuş çarpması sonucu yaşanacak motor arızasında gerçek hayatta uygulanan prosedürün aynısını uyguluyor. işte bu kadar gerçekçi ve emek içeren bir film bu. dünyada zaten bu filmin rakibi yok. savaş uçaklarıyla böyle bir filmi bu amcalar, ablalar ve tom cruise abimiz çekebilirdi sadece.

    -kuş çarpması sonucu ilk hareket hemen tırmanıyor pilot. (climbing) belli bir yüksekliğe çıkması prosedür gereğidir. iki motor veya tek motor arızası bile farklı işlemleri gerektirir. sol motor yanıyor ve pilot tırmanıyor. tırmandığını söylemesi dahil her yaptığını sözlü olarak dile getirmeli pilot.

    -hız kesiyor ve sol motorun yakıt akışını kesiyor pilot. yanan motora yakıt akışını kesmelisiniz, ateşe benzin dökmektir kesmemek.

    -ardından sol motordaki yangın söndürülüyor (her hareket için tuşlar gösteriliyor) bu söndürme tuşu, mekanizması her uçakta vardır. sıralama önce yakıt akışını kesmek ardından söndürme tuşuna basmaktır.

    - arkadaki pilot bu sefer sağ motorun yandığını söylüyor. öndeki de ama hala spin atıyor yani dönüyor diyor. teknik ayrıntının güzelliğine bak.

    - bu sepele pilot halen spin atabilen motoru tekrar çalıştırma prosedürünü uyguluyor.

    - tekrar bir kaç denemeden sonra uçağın ekranında iki motorun da yandığı gösteriliyor ve sağ motor kapatılıyor bu sefer.

    - ardından beklenen oluyor ve yangın sebebiyle hidrolik arızası yaşanıyor. yardımcı uyarı veriyor. bilgi ekranında da görüyoruz. hidrolikler giderse uçağı kontrol edeceğiniz sıvıyı kaybettiniz demektir.

    - pilot kumanda kolunu çevirerek hidrolik arızasının olduğunu gösteriyor ve “kontrolü kaybettim” diyor.

    - maverick de dışarıdan bir kaç manevra içeren teknik terimle yardımcı olmaya çalışıyor.

    -ardından uçaktan atlıyorlar ve uçak çakılıyor. tüm bunlar olurken görsel olarak hem dışarından hem de kokpit içerisinden mükemmel bir doğruluk ile görsel şov yapılıyor.

    --- spoiler ---

    bunun yerine, bu kadar vakit kaybedeceklerine, teknik destek alıp gerçekçi yapmakla uğraşacaklarına; bu süreyi drama kasarak, propaganda yaparak harcayabilirlerdi. bu filmi eleştirmek sizi aşar genç kuşaklar.

    filmde olabildiğince gerçekçi olarak sizin saçmalık dediğiniz olaylar açıklanmaya çalışılıyor.

    --- spoiler ---

    neden f-35 veya f-22 raptor kullanılmıyor? hadi burada bunu dile getiriyorsunuz ama youtube’da sinema eleştirisi yapanlar yeşil ekranda taytlı süper kahraman filmlerinden beyinleri patatese döndüğü için izlediklerini de anlamıyorlar. bir de geek geçiniyor çok bilmiş herifler.

    vadide gps çalışmıyor. hayalet uçaklar bu sebeple hedefe kitlenip yok edemezler. üstüne basa basa animasyonla anlatıyorlar neden f-18 kullanmak zorunda kaldıklarını. tom abimiz de diyor, yeni nesil uçaklarımızla bu iş çocuk oyuncağı olurdu diyor. filmi gerçekçi bir platforma oturtmak için çözüm bulamayacaklarını mı sandınız? f-18 ile film çekmek zorundalarsa o zaman f-22, f-35, hayalet uçak vs. kullanılmayacak bir görev yaratalım diyorlar bu kadar. zaten oluşturulan görev ve kahramanlarımızın başına gelenler en optimum yazılmış senaryo olarak.

    5. nesil bir savaş uçağı ile dogfight’a giremezsin. bunu da söylüyorlar. kaçıp gideceğiz. peki bırak f-18’i f-14 ile dogfight’a girmek zorunda kalıyorlar. film gereği bu olmak zorunda kalıyor.

    peki bu savaşı suv’a karşı kazanabilir misin? hayır. ama bazı şartlara göre değişir. bu da maverick gibi gelmiş geçmiş en iyi pilotumuzla mümkün olabilir.

    normalde o 5. nesil suv’da thurst vectoring var. yani iki egzosu hareket ettiği için inanılmaz manevra yeteneğine sahiptir bu uçak. anında arkasını dönebilir. aslında bu manevra kabiliyeti tek bir sahneyle gösteriliyor. bunu bile düşünüp koymuşlar. maverick ilk hamle olarak makineli tüfekle yanındaki uçağı sürpriz saldırıyla vururken o iki-üç saniyede arkadaki suv hızlıca sağ sol yapıp adete kıvrılarak peşine düşüyor f-14’ün. işte sadece o uçağın yapabileceği bir manevra bu. yeniden izlerseniz dikkat edin sizi gidi uçak uzmanları sizi.

    aslında bu 5. nesil suv seni 100 km öteden vurabilir, sana kitlenebilir. sen onu radarda bile göremeden ölürsün. ama böyle bir senaryo gerçekleşmiyor ki. neden bu yüzden eleştiriyorsunuz anlamadım. sanırım bu ezberci eğitimin zararları. okuyup bilgiyi ezberleyip “ama böyle vurabilir onu çok saçma yea” diye sıçıyorsunuz buraya.

    bak kardeşim. iki suv bizim f-14’e yaklaşıyor. neden? çünkü kendi uçakları olup olmadığını bilmiyorlar çalınan bu uçağın. maverick abimiz de buradaki ezberci boş tayfayı bildiği için açıklıyor “düşman olduğumuzu bilselerdi çoktan ölmüş olurduk” diyor arkadaki arkadaşına. yani bize 50 km öteden kitlenirdi ve onları görmeden vurulurduk diyor. çünkü onlar 5. nesil. anlaşıldı? ama kadere bak ki f-14’e görsel temas için yanaşmak zorunda kaldılar. allah’ın işi, senaryo işte, anladın?

    zaten f-14’ün içindekiler göz temasıyla fark edebiliyorlar uçağı. peki sonra olanlar saçma değil mi? hayır değil. ilk saldırıyı 20 metre mesafeden makineli tüfekle yapıyor maverick. sürpriz saldırı sayesinde ilk suv düşüyor. hatta öyle güzel bir manevra var ki filmde, maverik arkadaki suv’un füzesini kurşunlarla vurduğu öndeki suv’a yöneltiyor. eee, düşman cephanesiyle düşman uçağını vurmak maverick abimize yakışırdı. bu mümkün mü? e o saniyelere bir daha bakın, allah’ın işi tam öyle denk geldi. olamaz mı? gayet makul.

    bu arada suv’un füzeleri kapak açılıp çıkıyor alttan. çünkü o nesil uçaklarda böyledir. aferin güzel ayrıntı.

    peki sonra suv’un f-14’ü indirmesi gerekmez mi hemen? evet ama izlemediniz mi filmi? bir kere tek motoru kapatarak inanılmaz bir dönüş yapıyor f-14. ne güzel düşünmüşler. kumanda kolunu iki eliyle çapraz iterek hassiktir dediğim bir hamle var. inanılmaz şeyler yapıyor maverick. film işte bu, maverick de böyle bir pilot. bunlar gerçekçi bir şekilde sergileniyor. mesafe yakın ve suv avantajını yitiriyor böyle anlarda.

    ardında suv’un uçağı adeta havada boşa alarak yaptığı hareket de zaten maverick ve rooster’a hassiktir çektiriyor. ulan orgazm yaşatan hareketler bunlar nasıl düşündünüz bunları arkadaş?

    e sonra? suv, f-14’ün arkasına geçer geçmez film boyunca vurgu yapılan kokpitin içindeki pilot; dogfight’ı vadinin içine taşıyor akıllı bir hamleyle. suv’un takip sistemi işe yaramıyor engebeli arazide alçak uçuşta. kitlenemiyor f-14’e. ne kadar akıllıca bir hareket. işte beklediğimiz, bildiğimiz maverick budur. bu yüzden iki uçak da artık füzelerini kullanamıyor ve 5. nesil uçak tüm avantajını bu vadide kaybediyor. artık tüm film boyunca vurgulanan pilot becersine kaldık. büyük harflerle yazıyorum bir kez daha; maverick’in bu hamlesiyle yeni nesil uçağın avantajı kayboluyor. engebeli arazi de kitlenemiyor suv bu yüzden! işte maverick zekası. elde telefon, teknoloji olmasa yaşayamayacak, sıçmaya bile gidemeyecek yeni nesiller anlayamaz ahahaha*

    mükemmel bir kovalamaca ile suv düşürülüyor. ancak bu şartlarda f-14 bu iki 5. nesil uçağı düşürürdü ve bu oluyor işte. bu evrende olmuş amk. şans ya da ne dersen de. havadan havaya olsa, düşman uçakları f-14’ün kaçırıldığını anlasalar zaten saniyesinde kaybedecekti f-14. ama şartlar, kader böyle gelişti. zevk alsanıza şu hayattan, ne biçim bir ezberci düşünme sisteminiz var arkadaş.

    peki üçüncü suv? onu da radarda görmüyorlar. nereden geldiğini bile anlamıyorlar. bir uyarı var sadece kokpitte. sonra maverick tam karşımızdan geliyor diyor. yine müthiş bir yanıltıcı ateş topu manevrasıyla ilk füzeden kurtuluyorlar ama sonrasında tek çare zaten uçaktan atlamaları. onları kurtaran da arkadaşlarının bindiği f-18. sürpriz saldırıyla tam zamanında işi bitiriyor. yoksa 5. nesil suv işini biterecekti f-14’ün.

    ama bak kader, maverick şansı, pilot kabiliyeti, zeka vs. olaylar tam olması gerektiği gibi gerçekleşiyor. hiçbir şey abartı değil, saçma değil. anlatacak o kadar detay var ki yaz yaz bitmez. emsali yok bu filmin, olmayacak da. ancak bu eski nesil çekebildirdi bu filmi ve tıpkı mad max fury road’u çeken 60 yaşındaki dedemiz gibi çıkarıp masaya vurdular. hasılatı da 1 milyarı geçti. en çok gişe yapan tarihteki en büyük film olacak. emek var emek amk.

    --- spoiler ---

    işte sinema böyle yapılır. 800 saatlik uçuş çekiminden montajlananları izliyorsunuz bu filmde. gördüğümüz bütün uçuş sahneleri gerçek. pilot kabinlerindeki kameralar bile 7.5 g’ye dayanacak şekilde üç ayda icat edilmiş. eskiden sinema böyle yapılıyordu ve şimdiki filmleri eleştirmemiz de bu yüzdendir. terminatör 2’de o tır köprüden kanala atlarken gördüklerimiz gerçekti. sen saatlerce cgi yap bu duyguyu veremezsin amk. köprünün altından kameraman ölüm riski var diye geçmezken james cameron helikoptere atlayıp kamera ile köprünün altından geçip çekiyor bir başka sahneyi.

    bu filme haksız eleştiri yapan karşısında bizim kuşağı bulur. yeşil ekran önünde tayt giyip çekilen filmlerden hypelananlar, sjw terörü ile yok edilmiş sinema-dizi-oyun sektöründe büyümüş olanlar az ötede oynasın.
  • ekşi sözlük'te bambaşka bir küstahlık seviyesi ile karşılaştım bu film sayesinde. inanılmaz izansız bir yoruma denk geldim az önce. bak bak, lafa bak aga,

    "güzel diyenler neye göre değerlendiriyor ona göre gidicem".

    daha iyi açıklayın lan imparator hazretlerine filmi. öyle beğendim güzeldi, konuyu geçmişle iyi bağlamışlar, uçuş sahnelerini çok detaylı yazmış ve hatasız çekmişler, iyi casting yapmışlar, iki nostaljiyle geçiştirmek yerine babalar gibi gerçekçi aksiyon koymuşlar demekle olmaz. daha yaratıcı olun lan. daha özverili yazın ne yazacaksanız! ama en ufak spoiler vermeden yazın her şeyi... ha onu da nasıl yapacaksınız hiç bilmiyorum ama yapın. emrediyorum lan!

    ulan sığır, beğenen neyi beğendiğini zaten yazmış. açıklamış nedenlerini tane tane, alacağın seyir zevkini katletmeden üşenmemiş buraya döşemiş. sen daha ne istiyorsun?

    ben hayatımda bu kadar dünyayı kendi etrafında dönüyor zanneden aptallık seviyesi olabileceğini hayal bile edemiyordum. herif resmen emir veriyor lan tüm sözlüğe, daha iyi açıklayın ona göre gidicem diyor. aklımı kaçırıcam lan.

    beni biraz tanıyan bu ufacık şeye neden bu kadar takıldığımı bilir. çünkü benim saygısızlığa karşı artık önünü alamadığım bariz bi hassasiyetim var. kendini bilinmezliğe karşı sessiz kalamama gibi bir sıkıntım var. küstahlığa karşı bir alerjim var. bu sığır bunların hepsini ufacık tek bir yazıda birleştirme başarısını gösterip radarıma girdi ve hepinize kendi keyfi üzerinden zaten yaptığınız bir şey için bir emir verdi.

    bu entry'yi de kim nereye şikayet etmek isterse etsin. zerre kadar sikimde değil.
  • dünya çapında bugüne kadar 1,378,790,745 dolar gişeye ulaşmış ve bu başarısı ile en çok hasılat yapan filmler listesinde an itibari ile 12. sırada oturuyor. sektördeki tüm yüksek gişeleri sadece çizgi film kalitesindeki süper kahraman filmleri yaparken böyle bir gerçekçi aksiyon filmiyle bunu başarmak inanılmaz bir olay.

    gişe rakamları

    hasılat rakamları

    ilk 10 sıraya gireceğini düşünüyorum. tom cruise ve tüm ekip ortaya çıkardıkları ile bu başarıları sonuna kadar hak ediyor.

    ekleme: bu rakamları çin ve rusya pazarlarında vizyona girmeden yaptı bu film. eğer oralarda da vizyona girseydi 2 milyar dolar barajını çok rahat aşıp ilk 3'e kesinlikle yerleşirdi. bu rakamları değerlendirirken buna da dikkat etmekte fayda var.
  • top gun çocukluğuma damgasını vurmuş filmlerden biriydi. bu entry'yi yazarken yanımdaki kitaplıktaki üç beş figürden birinin bir f-14 diecast'i olmasının da sebebidir. devamını 35 yıl sonra california'da bir sinemada izlemek acayip oldu. bir de buradan iddia sonucu bana sinema ısmarlamak zorunda kalan bir arkadaşımla öğlen seansına gittik, adeta sınıf arkadaşımla dersi asmışız da sinemaya gitmişiz, öyle bir hava.

    --- spoiler ---
    bir devam filmi olarak pek çok şeyi orijinal filmi sevenler için doğru yapmalarını takdir ettim. ikonlaşmış şarkılar, filmin o efsane girişi aynen korunmuş. zaten o "gong" sesini duydun mu tüylerin diken diken oluyor.

    filmde f-14 var! "vay emektar be" dedim. hala en karizma duruşlu uçaklardandır gözümde.

    gırtlak kanseri sonrası sesini tamamen kaybetmesi sebebiyle filmde asla yer almaz dediğim val kilmer'ın görünmesi en güzel sürprizlerden biri oldu.

    flashback'ler dozundaydı. biraz kör gözüne parmağım olan sahneler vardı, rooster'ın piyanoda tesadüfen aynı şarkıyı çalması, herkesin eşlik etmesi gibi, onun dışında fazla uzatmadılar.

    senaryo neredeyse aynı cheesy'likte, beklentim de o yönde olduğundan rahatsız etmedi. hatta pek çok teknik detaya dikkat etmeleri hoşuma gitti. mesela f-14'ü kalkışa hazır hale getirmek için yapılan işlemler vesaire. (bkz: böyle olmalı)

    çekimler inanılmaz iyi. orijinal top gun'ın üstüne kat çıkmışlar. eski top gun'da kokpit ve dış görüntüler arasında kesintiler bunda kokpit görüntüleri de havada çekildiğinden daha az rahatsız edici. ayrıca ilk filmdeki manasız voleybol sahnesine anlam yükleyen metin yazarlığını da beğendim. bu açıdan eski filmin eksiklerini de tamamlamış.

    gözler kelly mcgillis'i aradı. gugılladım, kendisine sorulduğunda yaşını çok göstermesinden dolayı bununla barışık olmasına rağmen filme adapte olamayacağını söylemiş o yüzden oynamak istemediğini belirtmiş. kendisine teklif bile gitmemiş zaten galiba. "çok ses getirirse sinemada izlerim" demiş.

    filmin en komik kısmı açık ara rooster'ın goose'un bıyığına sahip olması oldu. başka türlü benzetemeyiz diye mi yaptılar anlamadım aşırı komik. south park esprisi olsa olurmuş.

    filmin sonunda "dedicated to tony scott" yazıyordu, tanıyamadım. ilk filmin yönetmeniymiş. hatta ridley scott'ın da kardeşiymiş. çocukken böyle şeylere dikkat etmiyosun tabi.
    --- spoiler ---

    p.s. entry'yi yazmayı bitirdiğimde hava kararmaya yüz tuttu ışıkları açmak için siri'ye ingilizce ışıkları açmasını söyledim, ışıklar açıldı. ulan çocuk sedat olsa beyni patlardı. hastasıyım geleceğin, bi de uçan arabalar da geldi mi tamamdır. teşekkürler.
  • en ufak bir sjw kırıntısı, zenci güzellemesi, lgbt, me too ve feminazi esintisi barındırmadığı için gönlümde ayrı taht kuran bir film.
  • 3 akademi ödüllü whiplash'ın esas oğlanı miles teller'ın başrollerden birinde, akademi ödüllü jennifer connely ve 4 kez akademi ödülü adayı olmuş, altın küre kazanmış ed harris'in yan rollerde oynadığı bir film için "keşke tom cruise dışında başka birkaç ünlü oyuncu da oynasa idi" demek de yani ne bileyim?
  • ben cok keyif aldim

    --- spoiler ---

    * filmin basinda filimde oynayanlarin isimleri cikiyor siyah ekran uzerine beyaz yazi; bildigin 80ler
    * ucus sahneleri 10 numara
    * tom iyi oyuncu, keyifli
    * sr-72 yi kuyrugunda skunk works logosu ile gormek cok keyifli idi.
    * 10 mach ile giderken patlayan bir ucaktan sadece maverick sag kurtulabilir (bir de chuck norris); hic zorlanmadan kabul edebildim.
    * baska ucak icin kendi flare ini kullanmak cok artistik idi. gercek hayatta olabilir mi acaba
    * f14 f18 den guzel ucak
    * ıyi adamlarin birkac ucagi dusse idi daha guzel olurdu. (boyle zar zor yendik gibi olmadi)
    * su 57 nin hakki yenmis. radarda goremeselerdi, bu hedeler birden ortaya ciksa idi. ya da radarda gozukmedigi icin fuzeler kilit atmasa idi iyi olurdu.
    makineli tufek ile su 57 dusurmek = paspas ile adam oldurmek (olumlu dunya)
    * death spiral siir gibi olmus cok guzeldi.
    * maveric in eski fotolari arasinda dusman ucaginin plotunu cektikleri fotoyu aradim bulamadim. (olsa idi guzel ayrinti olurdu, belki vardir bilemedim.)
    * gercek hayatta girtlak kanseri olan birisini filmde girtlak kanseri olarak oynatmak cok guzel; ama film ortasinda oldurmek?? bilemedim. ben val kilmer olsam moralim bozulurdu.
    * filmdeki en milliyetci hadise film basindaki usaf reklami idi. "entire sky belongs to us!"
    https://www.youtube.com/watch?v=lbnp0fuitji

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap