• (bkz: tirat)
  • ''friends, romans, countrymen, lend me your ears;
    i come to bury caesar, not to praise him.
    the evil that men do lives after them;
    the good is oft interred with their bones;
    so let it be with caesar. the noble brutus
    hath told you caesar was ambitious:
    if it were so, it was a grievous fault,
    and grievously hath caesar answer'd it.
    here, under leave of brutus and the rest
    for brutus is an honourable man;
    so are they all, all honourable men
    come i to speak in caesar's funeral.
    he was my friend, faithful and just to me:
    but brutus says he was ambitious;
    and brutus is an honourable man.
    he hath brought many captives home to rome
    whose ransoms did the general coffers fill:
    did this in caesar seem ambitious?
    when that the poor have cried, caesar hath wept:
    ambition should be made of sterner stuff:
    yet brutus says he was ambitious;
    and brutus is an honourable man.
    you all did see that on the lupercal
    i thrice presented him a kingly crown,
    which he did thrice refuse: was this ambition?
    yet brutus says he was ambitious;
    and, sure, he is an honourable man.
    i speak not to disprove what brutus spoke,
    but here i am to speak what i do know.
    you all did love him once, not without cause:
    what cause withholds you then, to mourn for him?
    o judgment! thou art fled to brutish beasts,
    and men have lost their reason. bear with me;
    my heart is in the coffin there with caesar,
    and i must pause till it come back to me. ''

    (bkz: dostlar romalılar)
    (bkz: marcus antonius)
    (bkz: william shakespeare)
  • ingilizcesinin thread ile alakası yoktur.

    ya basitçe line denir ya da monolog türünden bir konuşmaysa soliloquy.

    fakat tdk'nın söylediğine aldanıp aslında ingilizcede hiç var olmayan bir sözcük olan salilogay kullanılmamalıdır.

    hadi bir harf olur da bu kadar da hata yapılmaz be kardeşim. hele de yönetimindekilerin eminim duyunca bir hoş oldukları bir sözcükle de hiç karıştırılmaz.

    yoksa gizli kapaklı bir şeyler mi var tdk? bana açılabilirsin bak ne zamandır bir garip hallerini yakalıyorum zaten.
  • cyrano de bergerac ’ın, “istemem, eksik olsun” tiradı.

    ne yapmak gerek peki? sağlam bir arka mı bulmalıyım? onu mu bellemeliyim? bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi, önünde eğilerek efendimiz sanmak mı? bilek gücü yerine, dolanla tırmanmak mı? istemem!

    herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım le bret? sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım? bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip, taklalar mı atmalıyım? istemem, eksik olsun!

    her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli? sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli? onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli? istemem! eksik olsun böyle bir şöhret, eksik olsun!

    ciğeri beş para etmezlere mi “yetenekli” demeli? eleştiriden mi çekinmeli? “adım mercuré dergisinde geçse” diye mi sayıklamalı? istemem! istemem, eksik olsun!

    korkmak, tükenmek, bitmek? şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek. dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek? istemem, eksik olsun! istemem, eksik olsun!

    ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek? tek başına? özgür olmak! dünyaya kendi gözlerinle bakmak. sesini çınlatmaxk, aklına esince şapkanı yan yatırmak. bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak; ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek; isteyince ay’a bile gidebilmek?
    başarıyı alnının teriyle elde edebilmek?

    demek istediğim, asalak bir sarmaşık olma sakın. varsın boyun olmasın bir söğüdünki kadar.

    yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?

    – dök içindeki öfkeyi dostum. ama saklama benden, seni sevmediğini!

    – sus!

    rüştü asyalı sesinden
  • (bkz: monolog)
  • (bkz: atar yapmak)
  • (bkz: triad)
  • (bkz: thread)

    edit: en azından internet kültüründe bu böyle bilinir.
  • (bkz: dryad)
  • tiyatrolarda tek kişinin yaptığı uzun konuşma bölümü.
hesabın var mı? giriş yap