tim buckley

• oğlu gibi kendisini de cok genc yaşta kaybettiğimiz icin tim buckley'in de jeff buckley'in de doğal olarak ilerlemiş yaşlarına ait fotoğrafları yoktur... genetik olarak birbirlerinin kopyaları olan bu iki şahıs bu nedenden dolayı resim karelerinde her zaman abi kardeş gibi durmaktadırlar...(bkz: forever young)
  
  tim buckley, 1947'nin sevgililer gününde hediye olarak paketlenip dünyaya gönderilir. çocukken dinlediği sanatçılar arasında johny cash, hank williams ve hank thompson başı çeker. tim, liseden mezun olduktan sonra, şair arkadaşı larry beckett ile beraber yazdığı şarkıları herb cohen'e götürür ve böylece elektra ile bir anlaşma imzalayarak tim buckley adını verdiği albümünü 19 yaşında çıkartır. çıkarttığı bu ilk albüm fazla ses getirmemesine rağmen tim buckley işin ucunu bırakmaz...
  
  zaman: 1960'ların ortaları...
  
  jefferson airplane ve grateful dead gibi gruplar kasırga gibi esiyordu...amerika'daki zevklerin çoğu değişmeye başlamıştı...insanlar içki içmek yerine uyuşturucu kullanmaya başlamış, şehir hayatı yerine doğal hayatı tercih eder olmuşlardı...(bkz: flower power) ve müzik insanlara devrimsel umutlar vermekteydi...tim^*, etrafında olup bitenleri oldukça iyi kavrayarak 1967'de goodbye and hello'yu çıkartır. goodbye and hello zamanın enerjisini ve idealismiyle birebir uyuşur. albüme de adını veren bu şarkı, tim buckley'in en büyük hit'i olur...bu şarkıyı daha sonra morning glory, once i was a soldier ve phantasmagoria in two takip eder...buckley artık herkes tarafından bilinmektedir...
  
  burada larry beckett ismini kolaycana es geçmememiz gerekiyor.. çünkü tim buckley 20 şarkının 10'unu kendisini yapıyorsa, diğer 10 şarkıda ise larry beckett'in yazdığı sözleri besteleyerek bu şarkıları yaşayan efsaneler haline getiriyordu...
  
  3. albüm olarak çıkarttığı happy sad, goodbye and hello albümü gibi değildi...bu albüm tim buckley'in müzik dünyasında gelişmesinden çok kendi gelişmesiyle ilgiliydi...albümdeki tüm şarkı sözleri ve müzik kendisine aitti..ancak tim buckley'in bu yeni tarzından dinleyenleri pek hoşnut kalmaz ve tim buckley'in albüm satışları aniden düşüş göstermeye başlar...happy sad'i izleyen lorca ve blue afternoon da ne dinleyenler, ne de eleştirmenler tarafından beğenilir...tim, esasında müziğinde gelişme ve ilerleme yapmaya çalışsa da, (ve bunu başarmış olsa da) düşen satış grafiği,ya da esas ve kabullenilmeyen gerçek olan: ticari şarkılar yapmaması yüzünden elektra artık kendisiyle çalışmak istemez...
  
  lorca ve blue afternoon'un müzik çevrelerince başarısız ilan edilmesi üzerine tim buckley starsailor ismini verdiği yeni albümü üzerinde çalışmaya başlar...starsailor piyasaya sürülmeden önce tim buckley rüyalarının kadını olan ve madam wu adını taktığı judy ile evlenir...starsailor da piyasaya çıktıktan sonra müzik çevreleri için bir hayal kırıklığı olur...çünkü tim buckley, insanların dinlemeyi sevdiği türden müzikleri değil, kendisinin söylemeyi sevdiği müzikleri yapmaya devam eder...starsailor'un da başarısız olması tim buckley'i ciddi bir depresyona sokar...artık hem başarısızdır, hem de parasız...yeniden plak yapması gerekmektedir ancak kendi plaklarını çıkartacak,kendisini finanse edebilecek parası yoktur...
  
  bir süre sonra 3 tane rock albümüyle geri döner:
  greetings from la
  sefronia
  look at the fool
  
  ancak bu albümlerle de istediğini yakalayamaz çünkü klasik r&b/rock formatına, klişe olan herşeye karşıdır...ama yine de başarısızlık onu asla yapmayacağı şeylere iter...son yıllarında prodüktörlerine, basına, menejerine, plak şirketine kısacası etrafındaki herkese karşı son derece kibar ve kabullenir bir hal takınır...bu gerçek tim buckley diildir ve bu yüzden de kendisinden nefret eder...geri dönme çabaları sırasında alkol ve uyuşturucu bağımlılığını da kontrol altına alır..düzgün yemek yeme, vitamin alma vs...(bkz: fitter happier) ciddi anlamda sağlıklıdır artık...1975 yılında bir sahne performansı sonrası, adet haline getirdiği şekilde sarhoş olur...direkt olarak eve gitmek yerine çok yakın bir arkadaşının evine uğrar ve burada burnuna eroin çeker...buckley'in vucüt sistemi temizdir ve artık eskiden aldığı miktarlarda alkol ve uyuşturucu almasına müsait değildir...buckley fenalaşır ve arkadaşı tarafından evine götürülür...burada yatağında dinlenirken arkadaşı kendisinin iyi olup olmadığına bakmak için yanına gider ve buckley'e nasıl olduğunu sorar. tim buckley burada son cümlesini söyler:
  
  "bye,bye baby"
• kanimca en guzel eseri jeff buckley olan gece yolda$i.
• (bkz: phantasmagoria in two)
• oğlu jeff'i ve dünyayı terkederek erkenden öteki dünyaya göçen efsanevi kişilik. bu yüzden sanırım tüm jeff hayranları ona karşı biraz kızgındır. çünkü jeff'in çektiği acılardan ve yalnızlıktan sorumludur. ama belki tim buckley yaşıyor olsaydı jeff buckley jeff buckley olamazdı. çünkü jeff'in, şarkılarında babasızlıktan ve çektiği acılardan beslendiği bir gerçek. bu yüzden diyorum ki bu adam öyle bir müzik aşığıdır ki,kendisini ve oğlunu müzik uğruna feda etmekten çekinmemiştir. umarım jeff de onu affetmiştir ve şimdi göremediğimiz bir yerde baba-oğul huzur içinde şarkılar söylüyorlardır.
• evini ve karısını, oğlu jeff buckley henüz doğduğunda terketmiş, oğlu 8 yaşındayken ölmüştür. jeff buckley babasına benzetilmesinden ve annesini yüzüstü terketmesinden ötürü babasından nefret eden bir evlat olarak yaşamıştır yaşamının son gününe kadar.
• bir konser sonrası katıldığı bir ev partisinde sehpanın üstünde duran toz halindeki morfini kokain sanarak aslında gayet temiz olan bünyesine yüksek dozda alması sonucu yaşamını yitiren temiz yüzlü insan.
• hazretler icin, oglu jeff in yazdığı sarkı what will you saydir.
  ayrıca bi yerlere;
  "they will accuse me of stealing from my father. they already wait in baited judgement, waiting for my first move, waiting to dump their loads of garbage on me. i face them like the man he never was and say "the only thing i stole from my father was a fleeting glimpse". sozlerini karalamıstır babası ve onu elestirebilecek ibisler hakkında jeff.
• jeff buckley nin babası, kader arkadaşı, daha bi ağlatan ses sahibi.
• mutsuzluğu, acıyı, hüznü kutsayan bir ses. inanılmaz güzellikte bir yüz, ifade. insan kılığında yeryüzüne inen meleklerdendi; fazla da durmadı zaten. happy/sad, blue afternoon, starsailor, greetings from l.a., dream letter ve goodbye & hello en tanınmış albümleridir.
• zamanında sadece sesi ve sahnedeki hal tavrıyla erkekleri bile kendine aşık ettiği rivayet edilen sesiyle inanılmaz oyunlar yapabilen, sesini ölümcül bir silah haline getirebilen yüce insan.