• tim buckley'in 1967 tarihli muhteşem albümü. buckley'in bir numaralı albümü olmasından öte, janrında bugüne kadar yapılmış en güzel, en haysiyetli albümlerdendir. şarkılar sırasıyla;

    no man can find the war
    carnival song
    pleasant street
    hallucinations
    i never asked to be your mountain
    once i was
    phantasmagoria in two
    knight errant
    goodbye and hello
    morning glory
  • tim buckleyin kitap gibi okunası ve düşünülesi sözlerle zaman zaman bir nevi masalcı dede olduğu kaydadeğer albüm.
  • albume adini veren sarki enfestir. kesinlikle edinilmesi gereken bir albumdur ayrica. zaten icindeki sarkilara bakinca pek cok insanin en az bir sarkiyi taniyacagini tahmin ediyorum. album kapaginda tim buckley efendi bir gozunde bir zamazingo sikistirilmis vaziyette bonusgiller modeli saclariyla portreye yatmistir (nasil bir deyim olduysa artik bu, fena olmadi gerci...). aha iste buradan bakiniz: http://images.amazon.com/…000005ity.01.lzzzzzzz.jpg
  • (bkz: hello goodbye)
  • öyle bir albümdür ki,
    i never asked to be your mountain
    once i was
    phantasmagoria in two

    şarkıları birbirini izler. eğer kalbiniz bunları ardarda dinlemeyi kaldırabilirse geride kalan şarkıları da dinlersiniz.
  • tim buckley'in büyücü şair lakabını kazanmasında büyük yeri olan şarkının adıdır aynı zamanda.
  • sesine hayran olduğum kişiler arasında ilk 3 e oynayabilecek tim buckley'in '67 yılında çıkan aynı isimli albüme adını veren şarkısı. esasında değişmesi çoktan gereken şeyleri evvelce öngördüğü ile, aslında değişen hiçbir şey olmadığı düşüncesi arasında bırakıyor, üzüyor, umut veriyor, 7 dakkada durduk yere adamı mahvediyor evet. arada sırada tekrar tekrar dinlemek, ve okumak gerek bunları.
    işte o sözler:

    the antique people are down in the dungeons
    run by machines and afraid of the tax
    their heads in the grave and their hands on their eyes
    hauling their hearts around circular tracks
    pretending forever their masquerade towers
    are not really riddled with widening cracks
    and i wave goodbye to iron
    and smile hello to the air

    o the new children dance ------ i am young
    all around the balloons ------ i will live
    swaying by chance ------ i am strong
    to the breeze from the moon ------ i can give
    painting the sky ------ you the strange
    with the colors of sun ------ seed of day
    freely they fly ------ feel the change
    as all become one ------ know the way

    the velocity addicts explode on the highways
    ignoring the journey and moving so fast
    their nerves fall apart and they gasp but can't breathe
    they run from the cops of the skeleton past
    petrified by tradition in a nightmare they stagger
    into nowhere at all and they look up aghast
    and i wave goodbye to speed
    and smile hello to a rose

    o the new children play ------ i am young
    under the juniper trees ------ i will live
    sky blue or gray ------ i am strong
    they continue at ease ------ i can give
    moving so slow ------ you the strange
    that serenely they can ------ seed of day
    gracefully grow ------ feel the change
    and yes still understand ------ know the way

    the king and the queen in their castle of billboards
    sleepwalk down the hallways dragging behind
    all their possessions and transient treasures
    as they go to worship the electronic shrine
    on which is playing the late late commercial
    in that hollowest house of the opulent blind
    and i wave goodbye to mammon
    and smile hello to a stream

    o the new children buy ------ i am young
    all the world for a song ------ i will live
    without a dime ------ i am strong
    to which they belong ------ i can give
    nobody owns ------ you the strange
    anything anywhere ------ seed of day
    everyone's grown ------ feel the change
    up so big they can share ------ know the way

    the vaudeville generals cavort on the stage
    and shatter their audience with submachine guns
    and freedom and violence the acrobat clowns
    do a balancing act on the graves of our sons
    while the tapdancing emperor sings "war is peace"
    and love the magician disappears in the fun
    and i wave goodbye to murder
    and smile hello to the rain

    o the new children can't ------ i am young
    tell a foe from a friend ------ i will live
    quick to enchant ------ i am strong
    and so glad to extend ------ i can give
    handfuls of dawn ------ you the strange
    to kaleidoscope men ------ seed of day
    come from beyond ------ feel the change
    the great wall of skin ------ know the way

    the bloodless husbands are jesters who listen
    like sheep to the shrieks and commands of their wives
    and the men who aren't men leave the women alone
    see them all faking love on a bed made of knives
    afraid to discover or trust in their bodies
    and in secret divorce they will never survive
    and i wave goodbye to ashes
    and smile hello to a girl

    o the new children kiss ------ i am young
    they are so proud to learn ------ i will live
    womanwood bliss ------ i am strong
    and the manfire that burns ------ i can give
    knowing no fear ------ you the strange
    they take off their clothes ------ seed of day
    honest and clear ------ feel the change
    as a river that flows ------ know the way

    the antique people are fading out slowly
    like newspapers flaming in mind suicide
    godless and sexless directionless loons
    their sham sandcastles dissolve in the tide
    they put on their deathmasks and compromise daily
    the new children will live for the elders have died
    and i wave goodbye to america
    and smile hello to the world
  • albümle aynı isimdeki şarkı, bir şarkıdan da ötedir. hepimiz antique people değil miyiz sanki, makineler tarafından işletilen ve vergiden korkan?
  • birgün gelmiş geçmiş en iyi albüm sence hangisi diye bir soruya cevap vermek zorunda kalsaydım, bu kesinlikle tim buckley'in goodbye and hello'su olurdu. albümle aynı adlı parçanın sözlerinin naçizane çevirisini yazacağım. aslında bazı şarkılar vardır; yazıldığı dilden başka bir dile çevirilmemesi gereken. bu parça en iyi örnektir buna. sadece bir köşede bulunsun ve insanlar okusun istiyorum.

    eski insanlar şimdi mahzenlerde,
    makineler tarafından yönetiliyor ve vergiden korkuyorlar.
    başları mezarda ve elleri gözlerinde,
    kalplerini dairesel bir yol boyunca sürüklüyorlar.
    ömür boyu, sahte kuleleri, genişleyen çatlaklarla delik deşik olmamış gibi davranacaklar.
    ve demire veda ediyorum,
    havaya ise merhaba diyorum.

    yeni çocuklar(şimdiki çocuklar) balonlar etrafında dans ediyor.......(gencim)
    rüzgarlardan aya doğru öylesine salınıyorlar,.....................(yaşayacağım)
    gökyüzünü güneşin rengine boyayarak.........................(güçlüyüm)
    özgürce uçuyorlar....................................(sana günün görülmemiş tohumunu verebilirim)
    ve hepsi tek vücut oluyorlar.....................(değişimi hisset, yolun farkına var)

    hız yolları patlama bağımlısı yapıyor
    yolculuğu umursamıyor ve hızla ilerliyor
    sinirleri bozuluyor, nefes nefese kalıyorlar ama nefes alamıyorlar
    iskelet geçmişlerindeki polislerden kaçıyorlar
    kabuslarındaki gelenekten korkarak sendeliyorlar.
    hiçliğe doğru dehşet içinde bakıyorlar.
    ve hıza elveda diyorum
    bir güle de merhaba

    yeni çocuklar ardıç ağaçlarının altında oynuyorlar
    hava mavi ya da gri olmasını önemsemeden.
    rahatlıkla ilerliyorlar
    o kadar yavaş ilerliyorlar ki incelikle büyüyebiliyorlar
    ve evet hala anlıyorlar

    billboard dan şatolarında kral ve kraliçe koridorlar boyunca uyurgezer yürüyorlar
    ve tüm eşyalarını, geçici hazinelerini de peşlerinden sürüklüyorlar
    elektronik türbelerine tapınmaya gidiyorlar
    ve orada gece yarısı reklamları oynuyor
    zengin, kör adamın en kutsal evinde
    hırsa elveda diyorum
    akıntıyı selamlıyorum

    yeni çocuklar bir şarkı için tüm dünyayı satın alıyorlar
    o ait oldukları dünyayı
    beş kuruş ödemeden
    kimse hiçbir şeye hiçbir yere ait değildir(sahip değildir)
    herkes paylaşabileceği kadar büyür ve kocaman olur.

    vodvil ( tiyatroda taşlamalı güldürü türü) generalleri sahnede zıplıyorlar
    yarıotomatik silahlarıyla izleyicileri paramparça ediyorlar
    özgürlük ve şiddet akrobatları çocuklarımızın mezarları üzerinde denge gösterisi yapıyorlar
    parmakları ucunda dans eden imparator " savaş barıştır" şarkısını söylüyor
    ve aşk büyücüsü, eğlence içerisinde kayboluyor
    cinayete veda ediyorum.
    yağmuru selamlıyorum

    yeni çocuklar bir arkadaşa düşman diyemezler
    çabuk büyülenirler ve genişlemekten mutluluk duyarlar
    avuç dolusu şafağı, deri seddi'nin (çin seddi) ötesinden gelen çiçek dürbünlü adamlara uzatıyorlar.

    hissiz kocalar, eşlerinin emirlerini ve haykırışlarını koyun gibi dinleyen soytarılar gibidir
    ve kadınları yalnız bırakan, onları bıçaklardan oluşan yatakta sahte aşıklar olarak gören,
    adam olmayan erkekler.
    kendi bedenlerini keşfetmekten ve güvenmekten korkarlar.
    zamansız bir ayrılıkta asla hayatta kalamazlar.
    ve küllere veda ediyorum,
    bir kızı selamlıyorum.

    yeni çocuklar öper,
    kadın olmanın mutluluğunu öğrenmekten gurur duyarlar.
    ve korku bilmeden yanan erkeklik ateşini.
    elbiselerini çıkarırlar dürüst ve apaçık,
    akan bir nehir gibi

    eski insanlar yavaş yavaş sönüp gidiyor,
    öldürdükleri beyinlerinde yanan gazeteler gibi.
    tanrısız, cinsiyetsiz, yönsüz ahmaklar.
    sahte kumdan kaleleri dalgalarda erirken,
    ölüm maskelerini giyerler ve her gün ödün vermeye devam ederler.
    yeni çocuklar ise ölen yaşlılar için yaşayacaklar.
    ve amerika'ya veda ediyorum
    dünyayı selamlıyorum
  • tim buckley şarkısı, aynı zamanda albüme ismini veriyor. dinlemesi epey keyifli. başka zamanların tadı var. yarım asırdan biraz fazla devirmiş.

    (bkz: everyone's grown up so big they can share)
    (bkz: i wave goodbye to mammon and smile hello to the stream)
hesabın var mı? giriş yap