• ingiliz casusluk filmlerinin başyapıtı. sisli, yağmurlu, tekinsiz sokaklar, melankolik, derbeder bir çehreye bürünmüş bir casus, karanlık zindanlar, şüpheli adamlar rahatsız edici çerçevelerle, yakın planın gücüyle, alışılmadık kamera konumlandırmalarıyla betimlenirler. film aynı zamanda propagandacı soğuk savaş casusluk filmlerine bir tepkinin ürünüdür. ne kahramanlar söz konusudur ne de uğruna hayatın feda edilebileceği vatansever idealler. olsa olsa soğuk savaş'ın kirli çarkının silindir gibi ezip geçtiği insanlar kalmıştır geriye. film bu anlamda hitchcock'un yıkıcı casusluk filmleriyle koşut bir tematiğe haizdir. mamafih onun soğuk mizahından tümüyle yoksundur. ne ki bilinçli bir tercihtir. belki de şimdiye dek çekilmiş en dramatik, en ciddi casusluk filmi budur.
  • 22 ocak 2015 itibariyle yeni basımı olan leziz kitap
  • son 50 yılın en iyi casus romanı seçilen bu güzie eserin ülkemizde şu an yeni basımı bulunmamaktadır. (en azından ben bulamadım). eski baskıları sahaflardan bulunabilir, 64 yılında ülkemizde yapılan baskısında, kitabın adı "soğuktan dönen casus" olarak yapılmıştır. ilgilenenler için bir de ufak not; ingiliz istihbaratı, casusluk faaliyetleri için "soğuk" kelimesini kullanmaktaymış...
  • soğuk savaştan, casuslardan hoşlanıyorsanız sizin için uygun seçim olacak birinci sınıf bir roman.

    ancak casus romanları okumak isteyen biri için ilk seçim olmamasını dilediğim kitap. yoksa benim gibi başka casus romanlarını tatmin edici bulmaz. le carre'ın diğer kitapları bile kesmez. belki köstebek (tinker, tailor, soldier, spy).

    (bkz: casusiye)
    (bkz: john le carre)
  • moduyla, tonuyla, sinematografisiyle, müzikleriyle, oyunculuklarıyla, plot twistleriyle son derece iyi bir filmdir. bırakınız artık kitaptan uyarlanan her film için kitabının yanında sönük kalmış demeyi. filmde boşa harcanmış tek bir kare bile yok, her sahne olması gerektiği gibi. film için söylenebilecek en isabetli şey de bu sanırım, olması gerektiği gibi. ana karakterinin silah bile taşımadığı gerçekçi ve anti-bond bir hikayeden yola çıkıyor ve izleyiciyi planın içinde planın olduğu, ihanetin, kandırılmanın, yalnızlığın ve şüphenin kol gezdiği espiyonaj dünyasına çok iyi sokuyor.
  • john le carre kulliyatinin goz bebegi, control ile ilk kez tanistirildigimiz kitap. bu gune kadar elimden gecen herhangi bir edebi eserde karsima cikan en soguk/zeki ve akademik karakter olan control yine cift vurup tek sayiyor, insanlarla kedi yavrusu gibi oynuyor. kitap her ne kadar leamas in ic hesaplasmalarinin, kisisel cokuslerinin tasvirlerini barindirsada aslinda arka planda devamli bir control figuru var. basdusman olarak lanse edilen mundt ise ilk kez karsimiza call for the dead kitabinda smiley nin pekmezini akitan katil olarak cikiyor. radikal kitap eki.
  • sıkı bir görüntü yönetmeninin elinden çıktığı belli.

    -----------spoiler---------------
    son karesinde bir aşk filmi haline gelen casus hikayesi.
    ----------spoiler--------------------
  • bourne serisinde nasıl kimliğini geri kazanmayı hedefleyen, geçmişinin peşinden koşan bir adamı izliyorsak burada da bilakis, geçmişi bırak geleceğinin bile peşinden koşmayan, tek motivasyonu işini yapmak olan bir adamın hikayesini izliyoruz ki zaten finalde adam o duvarın üstünde kararını yine aynı sebepten, gelecek için belirmiş farklı bir motivasyonu kaybetmesiyle veriyor. özetle bu film aslında tam manasıyla yorgunluğu da anlatıyor; "sen casusları ne zannediyorsun" diye ayarlar da veriyor üstelik. tabi bu ayarlar bourne'un kulağından giriyor, bond'un kulağından çıkıyor.
  • 1967'de 'en iyi ingiliz filmi' kategorisinde bafta sahibi olmuş filmdir.
hesabın var mı? giriş yap