• türkiye'de nisan 2006'da gösterime girecek olan film.
  • geçtiğimiz pazar berlin'de gümüş ayı aldıktan sonra, el kaide örgüt üyelerini oynayan 4 oyuncusunun abd tarafından havaalanında gözaltına alınıp sorgulandığı film. tepem attı duyunca.
  • michael winterbottom durdurun dunyayi inecek var dedirten olaganustu carpici filmi. icinde yasadigimiz pis duzenin, irkciligin,fasizmin bir kere daha aciyla farkina variyor insan...
    film asagidaki adresten indirilip seyredilebilir:

    http://www.channel4.com/…es/g/guantanamo/index.html
  • kizilirmak sinemasinda 28 nisan itibariyle gosterimde olacak filmdir.

    (bkz: cok sukur)
  • siz gözleriniz kapalı hayatınızı yaşarken, kocaman yaptığınız sorunların aslında etrafa baktığınızda ne kadar küçük kaldığını fark etmezken bazı olaylar, yaşanmışlıklar, insanlar sizi sahip olduğunuz her şeye şükretmenizi sağlayacak bir konuma sokar. "farkındalık" evresini yaşarsınız. ve hissedersiniz sonuna kadar. bu film de işte bunu sağlayan sayılı filmlerden biri. bulunduğunuz konumu sorgulamanıza neden olacak kadar, izlerken salya sümük ağlamanızı sağlayacak kadar çarpıcı. bir filmden öte, kurmacaden öte, gerçekte yaşandığını bilmek ve bu tür örneklerin sonuncusu olmadığını fark etmek belki de bu tokat gibi hissi bırakıyor üzerinizde. adaletsizliklere göz yumarak yaşarken ve çoğu zaman elinizden bunları önleyebilmek için hiçbir şey gelmezken çıkıyor karşınıza. dünyanın sadece "siz" ve rahat hayatınızdan ibaret olmadığını hatırlatıyor. insanlar arasındaki uçurumların boyutlarını gözler önüne seriyor. adaletsizlik ve aşağılamanın tortularını içinize kadar yerleştiriyor. ve bütün bunları abartıya kaçmadan, mütevazi bir şekilde sadece gerçekte yaşanan olaylardan ve insanlardan yola çıkarak yapıyor. mutlaka izlenmesi gerekilen bir film.
  • istanbul'da sinemada yer gösterici olarak çalışan arkadaşımın belirttiğine göre izleyicileri genellikle sol-muhalif kesimden olan başyapıt. islami muhafazakarların, işbirlikçi akp döneminde, suç ortaklıklarından utandıkları için gidemediklerini düşündüğüm film.
  • gosterime girdikten bir hafta sonra, hala hakkinda ne kadar az entry var diye beni dusunduren film. siradan hollywood filmleri uzerine sayfalar dolduran sozluk ahalisinin tipton'li genclerin durumlarina bu kadar kayitsiz kalmasi bizi sasirtmali mi, bilemem.
    insanin gule oynaya gidecegi bir film degil, kabul. ama acaba bu anlatilanlarin kurmaca olmamasi (cunku kurmaca dunyada amerikalilarin iskence yapmasina aliskiniz ne de olsa) ve bu muameleye maruz kalan insanlarin gercek olmasi, etten kemikten varliklariyla arada gelip istanbul havasini solumus olmalari mi izleyicileri bu hikayeden uzak tutuyor? gercekten olmus bir seyi izlemek, onun bizim de basimiza gelebilecegi hissini ister istemez bize aktardigi, bilincimizle reddetsek bile bilincdisimiza kazidigi icin mi, mumkunse izlememek, izlesek de uzerine pek dusunmemek noktasina getiriyor bizleri?
    ya da aslinda tamamen baska sebeplerden kaynaklaniyor benim 11. entry'ye imza atiyor olmam ve ve ve...
  • senenin mutlaka izlenmesi gereken tek filmi.
  • (bkz: murat kurnaz)
  • winterbottom sayesinde bu kadar göz önünde olabilen, bir çok ülkede vizyona girip festivale katıldığı halde hiç bir şekilde imha edilme teşebbüsüne uğramayan ve hatta yaygınlaşan, forumlara konu olan filmin; amerika tarafından bir nevi anti-propoganda hatta iddialı bir show off olarak kullanıldığına dair şüphelerim var. belgesel-sinema için yaratıcı ve sürükleyici bir kurguya sahip, film bittiğinde ve salondan çıktığınızda gerçekliğini, doğruluğunu sorgulayamayacağınız kadar da çarpıcı.
hesabın var mı? giriş yap