• filmin ilkini abd'de sinema salonunda seyretmiştim. seyirciler "oh man. fuck that, yeah!" nidalarıyla kendinden geçmişti. bunu da güzide bir iç anadolu şehrimizde seyretme şansım oldu. seyirciler "vur amuğa goduumunun gözüne gözüne" nidalarıyla coştu.

    demek ki film heryerde aynı etkiyi yapıyor.
  • posterinde yazan "tüm zamanların en iyi aksiyon filmi" cümlesine bakıp "yav he he" diyerek girdiğim, lakin izlerken kendimden geçtiğim muhteşem bir film. haftada iki defa sinemaya giderim, evde de mütevazi bir film arşivim vardır ama ben böyle dövüş sahneleri hayatım boyunca izlemedim. filmin başından sonuna kadar heyecanla izlediğimiz yetmiyormuş gibi bir de her sahnede "vaavvv" "ohaa" çektik tüm salon bir ağızdan. 10 puan 10 puan 10 puan.

    --- spoiler ---

    konuya çok kötü girdiler, mafyanın içine sızmak için hapisteki evlatla kanka olma klişesiyle başlangıç yaptılar, hatta filmin başında aha dedim scofield'lı departed. ama sonra heyecandan aklıma bir şey gelmedi.

    oyuncuların hepsi tek tek harikaydı. özellikle ucok, prakoso ve hammer girl muhteşemdi. prakoso'nun elinde çocuğunun fotoğrafı olan kolyeyle ölüme gidiş sahnesi herkesi yıktı parçaladı.

    rama'nın çekiçli kızla dövüşü çok iyiydi. özellikle kızlara vuramaması yüzünden ilk anlarda çekinik kalması bir türlü vuramadığı için itip, kaçak dövüşmesi çok komikti. ama sonunda kızıp çekici geçirdi ve hepimizi rahatlattı. ayrıca herkesi kendi silahıyla öldürmesi de güzeldi. çekiçli kızı çekiçle, bezbolcuyu bezbol sopasıyla, pıçaklıyı pıçakla, silahsızları çıplak elle... tabanca kullanmak onursuz bir hareket olsa gerek filmin sonuna kadar hiç kimse başvurmadı, koskoca mafya imparatorluğu bir tane silahlı adam yok, herkes tekmeyle damacanayla adam dövüyor ne iş anlamadım.

    bana göre bölüm sonu canavarı niteliğindeki cecep arif rahman'ın oynadığı eleman ne dirençli çıktı arkadaş, yumruklarımızı sıkmaktan bitap düştük. o yemekhanedeki dövüş neydi öyle.

    ayrıca filmin ucunu açık bırakan ve devamına selam çakan yapımcılara da buradan teşekkür ediyorum. böyle filmlerle gelin bize.
    --- spoiler ---
  • en iyi aksiyon filmleri genelde tarihe yenik düşer, o yüzden "en iyisi" diyemeyiz hiçbirine ama içinde bulunduğumuz kuşağın en iyi aksiyon filmi the raid 2 şüphesiz (bourn serisi ve bond'lar arkasından gelebilir). aksiyon filmlerinde konu arayanlar da mest olacak zira film 150 dakika. konuyu ve karakterleri derinleştirip amaçları plastikleştirmekten kurtarıyor.

    bir aksiyon filminde olması gereken her şey var valla. delici, kesici aletler, her tip silah, dehşet bir araba kovalamacası. dar ve geniş alan dövüşleri, brutal sahneler, artistik hareketler ve bolca kan... gareth abimiz bunları yaparken de ustalığını kouşturmuş. bir arthouse hassaslığında ayarlanan sinematografi, konsept renk ve mekanlar, ışıklar, kamera oyunları hatta mekan oyunları (bir ara film only god forgives'e dönüşüyor mesela renk açısından). otobandaki bir sahnede kamera arabadan arabaya geçiyor ki daha önce öylesini görmediniz. bir de hapisteki tuvalet sahnesinde mekan bildiğiniz anlamda genişleyip kameramana geçecek yer sağlıyor. çamurdaki dövüş tarihe geçer, son dövüş ise orgazm nedeni...darbe eşliğinde sabitleştirilen kameralar, harika gopro açıları derken muhteşem bi film ortaya çıkartmış. the raid 3'ü sabırsızlıkla bekleyecek şekilde de bitiyor ki koşa koşa evinize gidin derim yoksa kavga çıkarmanız olası :)
  • adam 13,88 adam/dk hızla dövüşüyor amk. 1 dakika 48 saniyede 20 adam dövdü 2 sini arabayla yaraladı 1 ini ezdi, 1 tanesinin üzerine merdiven devirdi. 1 tanesine de damacana fırlattı. dikkat ettim sonra o damacanayı yiyen adam ayağa kalkmadı.

    bir de kurallı dövüşüyor adamlar. silahı sadece ateş etmesini bilmeyenler kullanabiliyor mesela. onun dışında beyzbol sopası çekiç bıçak serbest. ama tek kullanımlık. son sahnede dikkat ettim. beyzbol sopasıyla atış yapıp adam öldüren herifi ve çekiçli kızı geçtikten sonra sopayı da çekici de almıyor.

    diğer taraftan son zamanlarda izlediğim en iyi dövüş filmi diyebilirim. hakkını teslim etmek lazım. tam da artık böyle filmler çekmiyorlar derken... üstelik destekler nitelikte de bir senaryoya sahipti. ama drogbayı niye oynatmışlar anlamadım.

    http://i.hizliresim.com/0bq4rz.png
  • hem adamakıllı bir hikaye, hem alabildiğine aksiyon, üstüne bir sürü çok ince işçilik isteyen harika sahneler... hepsi var bu filmde.

    adamlar aksiyon filmi nasılsa diyip tipik amerikan filmlerinde olduğu gibi "sinema" yapmayı unutmamışlar. sinematografi ve görüntü yönetimi çok başarılı. tüm kamera hareketleri ince ince düşünülmüş.

    özellikle bir sahne var filmde, hani hapishanede çamurlar arasında geçen o sahne: ef-sa-ne. al okullarda ders olarak okut.

    bu arada bazı sahneler fena halde only god forgives'i hatırlatıyor, hem tarz hem mekan olarak, hatta aynı mekanları mı kullanmışlar diye düşündüm bir ara.

    hikayesini anlatırkenki acelesizliği çok güzel.. filmde "gereksiz" kadın figürü yok. (hani o kurtarılmayı bekleyen, ordan oraya mal mal koşturan..) ters ninja kanunuyla işleyen düşman çeşitliliği.. görsel efekt kullanılmadan, ucuza kaçmadan çekilen kompleks sahneler.. bunlar hep filmin artıları işte. (ve herhalde ancak bir uzak doğu filminde karşımıza çıkacak şeyler)

    ben yıllardır böyle başarılı bir aksiyon filmi izlememiştim. şiddetle tavsiye edilir.
  • bir siki beğenmeyen sözlük yazarları na aldırmadan izlenmesi gereken son yılların en güzel aksiyon serisinin ikinci filmidir. yok konu yok drama, cart curta aldırmadan izleyiniz.

    ipucu : 966 mb lık geckos sürümü, bs player da kendi dilinde, km player da ingilizce dublajlı ve bs listesinde en alttan 2. altyazı sorunsuz diyolla.
  • üçüncü dünya savaşından sonrası düşünülerek çekilmiş olması muhtemel film. sokaktan taşı, nalburdan sopayı, küreği, çekici, tırmığı kapan 150 dakika boyunca yardırıyor. silah kullanan da hakkını veremiyor zaten. tam düşmanını öldürecekken mermisi falan bitiyor. oralarda ateşli silah kullanmak racona ters sanırım.
  • kolların bacakların çubuk kraker gibi kırldığı film. yalnız elin endonezyalısı bile bizden 35 kat daha iyi ekşın çekiyor. üstelik çuvalla para da harcamadan, 4.5milyon $.
  • boa yılanı bir geyik yavrusunu yedikten sonra bir yıl boyunca bir şey yemez ya: tam da işte o misal, dövüş filmi seven bireylere bir yıl yetecek kadar kavga sahnesi barındıran film. bu filmi seyredin, bir yıl boyunca vurdu-kırdılı film izlemenize gerek kalmayacak.
    kanlı revanlı korku filmlerini sevenler bile hayatlarında en çok kan içeren bir filmle karşılaşacaklar. hatta o kadar kan var ki filmde; tv'de yayınlansa komple mozaikten bir şey izleyemez seyirci o derece. kendi adıma görüntü yanetmeninden figüranına kadar tebrik ettiğim bir yapım olmasının yanında; karakter oyunculuğu olarak biraz zayıf kalmış diyebilirim.
    aksiyon filmi sevenler kaçırmasın diye tavsiye etmekten kendimi alamayacağım.
  • the raid'den sonra ağzımın suları akarak beklediğim film. bir gidip kavgaya dövüşe doyayım editleriz.

    büdüt: geldiği gibi sinemada izleyip sallamışım entryi. efendim son söyliyeceğimi baştan söyliyeyim kaliteli koreografilere sahip dövüş filminin keyfine diyecek olmaz ki sayısı da oldukça azdır bu da onlardan bir tanesi ve türü sevenin asla kaçırmaması gereken film.

    bu anlamda kalite aynen korunmuş ancak ilk film seviyesinde mi ne yazık ki hayır. senaryo işini kafadan geçiyorum çünkü iki filmde de senaryo bildiğin yok. ama ilk film, klostrofobik karanlık ortamı, etkileyici atmosferi ve sahnelerin olması gerektiği uzunlukta olması nedeniyle kesinlikle 2 tık daha yukarıda.

    ha böyle 38 film daha yapılsın tamamını sinemada izler hakiki aksiyona doyarım ayrı mesele.
hesabın var mı? giriş yap