• “kitaptaki pek çok şeyin philip k. dick’ten esinlendiği ve ona bir saygı duruşu içerdiği açık. ama gerçekliği değiştiren düşler fikri bana büyüsel düşüncenin ortak alanı gibi geliyor. yanılıyor muyum? uydurdum mu? doktor, nem var benim?” demiştir yazarı.
  • ursula k le guin in nedense türkçeye çevrilmemiş bir başyapıtı.

    yazarın karanlığın sol eli romanında kış gezegenine giden ekumen elçisi genri ai'nin insanlarla zihin konuşması yapma yeteneği vardır. zihin konuşmasının özelliği araya yalanın girememesidir. geleceği kısmen görme yeteneği olan dokumacı faxe, ülkesinin beş yıl içinde ekumen'e üye olacağını görür. ai kendisine neden zihin konuşması yapmayı öğrenmek istemediğini sorar. aralarında şöyle bir diyalog geçer:

    - dünyayı tümüyle değiştirecek bir sanatı şimdilik öğrenmesem daha iyi olur.
    - ama sizin kendi öndeyinize göre bu dünya değişecek, hem de beş yıl içinde.
    - ben de onunla birlikte değişeceğim genri. ama onu değiştirmek gibi bir niyetim yok.

    lathe of heaven işte bu cevabın bir roman uzunluğunda açıklamasıdır. le guin'in neden taoist olduğunu, wu wei den ne anladığını en somut şekilde anlattığı eseridir. george orr, kimi düşlerinin açıklanamaz bir şekilde gerçeğe dönüşmesi (gerçeği dönüştürmesi) dışında sıradan bir kişidir. doktor haber, daha iyi bir dünya yaratmak için orr'un bu yeteneğini kullanmak ister. "dünya bir cennet olabilir" der, gözleri parlayarak: ".. ve insanlar da birer tanrı!" "zaten öyle, zaten öyleyiz" diye cevap verir orr, umutsuzca.
  • ben kurgu ağırlıklı kitaplarda isimlere biraz takık biriyim o nedenle hep o isimlerin nelerden esinlenmiş olabileceğini ya düşünürüm ya da en azından araştırırım. burada george orr ile sanki biraz george orwell, haber ile ise sanki biraz habermas'a atıfta bulunuluyor gibi geldi. zaten bütün hikaye de esasen distopya ve (öte alanlarda da olsa) iletişim etrafında dönüyor, o nedenle bence son derece basit ama güzel göndermeler.
  • ''amaç aracı mazur gösterir. ama ya amaç diye bir şey yoksa? tek sahip olduğumuz araçsa?'' gibi bir cümle kurmuş olayı o'anda bitirmiş kitaptır.
  • kitabın kapağı stalker filminden bir kareye half life oyunundan bir karakterin kolajlanmasıyla oluşturulmuş gibi. ha kapış kapış satın almış olsam da henüz okumadım; belki de kapak içeriğini çok güzel yansıtıyordur kitabın.
  • lucidcilerin okumasi elzem olan le guin romani. filmini david lynch, animesini michael arias yapsa, diye hayaller kurdurur.
  • yazılışından 40 yıl sonra dilimize çevrilen, bu gecikmenin bahanesi nedir diye sorduran roman. aynı zamanda uzun süredir listemde olmasına rağmen bir türlü okumadığım için kendime de aynı soruyu yöneltiyorum, neden bunca zaman bekletmişim ki?

    arka kapağını okuyunca dahi heyecana kapılmamı sağlamıştı le guin, ki bir de üstüne kitabı okumak aklımı aldı denebilir. rüyalarla gerçeklerin birbirine karıştığı bir dünyada, george orr'un dinginliği ile sırtındaki yükü ve içinde bulunduğu kaotik ortamı duyumsamak, dr haber'ın iyi niyeti ile tez canlı yapısını ve iktidar açlığını anlamaya çalışmak, ikilemler ve çatışmalar arasında yuvarlanmak ile bir çırpıda biten 224 sayfa! neyse ki bittikten sonra da zihninizi meşgul edecek sorular ve düşünceler barındırıyor roman, bu sayede eksikliğini hissetmiyorsunuz.

    --- spoiler ---

    "o günden beri bunun bir rüya olduğuna ikna etmeye çalışıyorum kendimi. o olayın bir rüya olduğuna! ama değildi. rüya olan asıl bu. bu yaşadığımız gerçek değil. bu dünya olası bile değil. gerçek oydu. asıl olup biten oydu. hepimiz ölüyüz ve ölmeden önce dünyanın da sonunu getirdik. hiçbir şey kalmadı geriye. rüyalar dışında hiçbir şey."
    sayfa 128
    --- spoiler ---

    ayrıca okuduğum ilk le guin kitabı olarak, sonrakileri okumam için de öncü olacağa benziyor. hood dağından selamlar.
  • ursula k. le guin'in okuduğum eserleri arasında en çok sevdiğim bu romandır. derin uyku (bkz: rem) evresinde gördüğü rüyaların, uyandığında gerçek olduğunu farkeden bir adam ve onu kafasında kurduğu ideal dünyayı yaratmak için kullanmaya çalışan terapistini anlatır. terapist her seferinde çuvallar. iyi - kötü, mükemmel - kusurlu kavramlarını da sorgulatır. bu aralar en çok aklıma gelen bölümü ise, dünyaya barış gelmesi rüyasının, bir uzaylı istilasıyla gerçekleşmesiydi. şu anki türkiye veya dünya için son çözüm olarak bu mu kaldı diye düşünmeden edemiyorum.
  • özünde taoizm barındıran ilginç bir kitap.

    "konfüçyüs de sen de birer rüyasınız ve sizin birer rüya olduğunuzu söyleyen ben de bizzat bir rüyayım. bu bir paradoks. gelecekte bilge bir adam belki bunu açıklayabilir; o gelecek on binlerce kuşak gelip geçmedikçe gelmeyecek."

    (bkz: chuang tzu)

    "yaşam bir oyun sahnesidir"

    (bkz: william shakespeare)
  • filminde lisa bonet de oynamaktadir ve butun film boyunca bu ne guzelliktir diye dusundurtmustur.
hesabın var mı? giriş yap