• love actually'nin bir kademe altinda olan, yine de basarili, yine de hem keyifli hem huzunlu film efendim.

    jude law, kate winslet, jack black ve hatta (evet arkadasim, belki de ilk defa) cameron diaz cok basarili performanslar sergilemisler...

    (bkz: sevgilisi olmayip romantik komedi izleyen erkek)

    (bkz: cok yalnizim be sozluk)

    pesin edit

    (bkz: erkek adamin erkek sevgilisi olmaz)
  • kate winslet in guzelliginin yani sira artik yaslanmakda oldugunu, cameron diaz in berbat denebilecek mimiklerini, jude law in muthis yakisikliligini ve jack black in sevimliligini seyirciye bariz bir sekilde gosteren izlenilebilinir pazar aksami filmi. ayni zamanada sinemadan ciktikdan sonra ingiltereyi gelismemis bi kasaba, amerikayi da dunyanin merkezi seklinde dusunebilmenizi saglayabilir. hep boyle oluyorsa ben de evimi degistirmek istiyorum.
  • her kış yılbaşına yakın çevremdeki çeşitli kadınlarla birlikte tekrar izliyorum sanırım bu filmi. tam bir kış filmi. ama dün gece tnt'de izlediğimde, sıcak bir pazar akşamı, üstelik jude law'ın muhteşem aksanını duyamadığımız dublajlı versiyonunun bile pazartesi sendromunu unutturabildiğine şahit oldum.

    --- spoiler ---

    lenslerini unuttuğu zamanki gözlüklü halleri, sık sık ağlaması ve kızları için inek bile besleyen süper baba figürüyle jude law, mükemmel erkek portresi çizmekte,
    kate winslet'ın karakteri iris tapılası bir insan modeli, aynı zamanda kendimizi en yakın hissettiğimiz karakter,
    jack black her zamanki afacanlığında,
    cameron diaz bile göze sevimli geliyor. ama,

    o evin içindeki çadırda yattıkları sahne, safi mutluluk değil de nedir?

    --- spoiler ---

    bir de,

    (bkz: let go)
  • son günlerde izlediğim en iyi filmlerden biri.

    romantik komedi budur işte. sakin, relax, çirkeflik, oyun düzen olmadan, basit bir dille gayet yerinde diyaloglarla süslenmiş tam bir tatil filmi. hiç kata kulle yok, eğlenceli de.

    yayıla yayıla izleniyor film. jude law'ın varlığı yetiyor zaten. nedense bu adamın olduğu her film bana dinginlik veriyor. ha bu arada kate winslett çok yaşlanmış arkadaş ya. nerede titanic'teki aceydim kollarımı kate, nerede son filmlerdeki kate. peeeh!
  • bir filmi iki defa izleyemeyen birinin bile tekrar tekrar izleyebileceği ve aynı tadı alacağı türden bir film. insan her defasında mı bu kadar keyif alır.
  • güldürürken düşündürmeyen bir film olduğuna katılmak zor, bakınız neler düşündürdü:

    1. jude law'un nesinin bu kadar cazip olabileceğini bugüe kadar merak eden kadınlara "ahanda işte!" şeklinde gözüne sokarcasına cevap verilmiş. üstelik verilen rolle de etkisi iki katına çıkarılmış.
    2. amerikalı kadın dediğin sarışın olur.
    3. yanlış ve mutsuz bir ilişkinin acısını atmak için tek yol yeni ve başarılı bir ilişki midir? hemen yenisini bulamayanlar bunalıma gark olmakta haklı mıdır yani? romantik komedilerde evet!
    4. para, para ve para bunalımdan çıkarken çok önemli bir ilaçtır.
    5. jack black'ten başka bir yakışıklı değil ama sempatik bulunamaz mıydı? bazı hareketlerindeki iticilik, romantizme kapılmayı engelleyebiliyor.

    tüm bunların yanında, seyretmesi hoş bir film olmuş. hiç kötü sürpriz yok, herşey son derece iç rahatlatıcı ve beklediğimiz gibi gelişiyor. filmlerde mekan/dekor incelemeyi sevenlere de birebir.
  • iris'in * iki tiradı ile sadece miles' a * değil, bize bile "hassektir!" dedirttiği ve farkındalığımızı gıdıkladığı film olmuştur.

    öyle ki, beyaz perde'de iris konuşurken nasıl miles'ın gözü parlayıp, kafasında "ulan hakkatten dooru söylüyo lan" ampulü yandıysa, izleyici de aynı anda ışıl ışıl olmutur salonda..

    --- spoiler ---

    işte o tirad :

    "because you're hoping you're wrong. and everytime she does something that tells you she's no good, you ignore it. and everytime she comes through and surprises you, she wins you over, and you lose that argument with yourself, that she's not for you."

    bi de bonus verelim ;

    "you still go to bed every night going over every detail and wonder what you did wrong or how you could have misunderstood and how in the hell for that brief moment you could think that you were that happy."

    --- spoiler ---
  • salya sumuk aglarken bir anda kahkaha attiran, sonra aglatmaya devam eden..
    romantik komedinin tanimi.
  • jack black in bağıra çağıra fragmanları seslendirdiği sahnede dustin huffman ın yaklaşık 3 milisaniye görünüp sürpriz yaptığı film.
    görüldüğü gibi işbu entryde jude law a hiç değinilmemiştir, zira bi başlanırsa bitmez... *
  • jude law’ ın güzelliğine (yakışıklılık değil, güzellik. adam kalemle çizilmiş gibi, güzel) güzelleme yapmış film. fazla kafa yormamak, ne oldu, nasıl oldu’ ya, takılmamak lazım. neşelen, kafa boşalt, başrol oyuncularını izle, gözün gönlün açılsın, o kadar…

    “o kadar” olmayan bir nokta, kate winslet’ in jack black’ e aşk acısını anlattığı sahne, “içinde var olduğunu bilmediğin yerlerin bile acıması” gibisinden bir şey… pek güzel, pek incelikli…
hesabın var mı? giriş yap