• yapımından sonra kurulan suleymaniye vakfiyesi, kanuni sultan suleymanin emriyle ashagıdaki niteliklere sahip bir imam aramıshtır(!)
    1. yüksek ilimleri ve alet ilimlerini bilecektir
    2. arapça ve farscha bilecektir
    3. latince de bilecektir
    4. kefere dini ile dinimiz islami, mukayeseli olarak bilecektir.
    5. ata binecek, spor yapacak, güzel gorunushlu olacak ve guzel gıyınecektır
    6. evlenmiş olacak, karısı bir tane olacak ve guzel bir kadın olacaktır (harama bakmaması ıchın)
    7. ilm i tesrihi bilecektir
    8. günlük olarak bu imama, 15 bin akçe verilecektir

    donem avrupalılarının suleymana niye muhtesem dediklerini bu ilanı okuyarak anlayabiliyoruz. 1557 yılında insan kaynakları yonetımı bılgısıne sahip bı yonetıcı ? vay anasını
    kaynak: butun dunya dergisi
  • derler ki:
    "mimar sinan camiyi tamamladıktan sonra oturmuş caminin ortasına, nargile höpürdetmeye başlamış. onu çekemeyen bazı ispiyoncular da vasıl olup muhteşem süleyman'ın huzuruna gammazlamışlar:
    -hünkarım sizin mimar cami ortasında nargile içmektedir. bu ne iştir sığar mı şeriata?
    deyu.
    padişah çağırmış mimar sinan'ı:
    -hakkında böyle bir şikayet var. tiz izah edesin bu ne menem iştir.
    mimar sinan da:
    -hünkarım nargilenin dumanı ile camide sesin nasıl yayılacağını kontrol etmekti maksadım.
    demiş."
    yani o günün imkanları ile akustiği başka türlü kontrol edebilme imkanı da yoktur esasen.

    bir de gidenler bilir. devekuşu yumurtaları vardır avizenin çevresinde. o yumurtalar mimar sinan tarafından özel olarak getirtilip, caminin muhtelif yerlerine yerleştirilmiştir. çünkü devekuşu yumurtaları örümceklerin ağ kurmalarını engellemektedir.

    fistikci sahap’tan şöyle bir edit var:

    (#2345541) nargilenin dumani ile degil hocam fokurdama sesi ile o testi yapmis. hatta suleyman kizdiginda icinde tombeki yoktur sadece sudur diye anlatmis.
  • mimar sinan, selimiye camii için ustalık eserim der ancak istanbul’un yedi tepesinden birinin üstüne kurulu süleymaniye’nin bambaşka bir zarafeti vardır. osmanlı, ayasofya'nın ezici üstünlüğüne karşı gücünü göstermiş,istanbul siluetinde eşitliği sağlamıştır. galata kulesi’nden bakınca durum daha iyi anlaşılır.

    yeni cami ile ayasofya’nın kubbe ve minarelerine çıkma şansını bulmuş biri olarak söyleyebilirim ki süleymaniye bambaşkadır. minare içindeki merdivenler o kadar ferah, havalandırma delikleri o kadar güzel tasarlanmıştır ki yeni cami’de olduğu gibi son anlarınızı yaşadığınızı düşünmezsiniz. hatta o minarelerden birinde, her gün 5 kez çıkıp-inecek insanlar düşünülerek yapılmış, küçük bir oda bile vardır.

    en hoş sürpriz ise avlunun bitiminde yükselen minarelerden birinin üstünde yer alan çiçek kabartmalarıdır. rüzgarın etkisiyle yıpranmış olmasına karşın hala belirgin olan bu çiçek kabartmaları ancak avluyu kaplayan küçük kubbelerin üstüne çıkılarak görülebilir. sinan, kimse görmese de minareye güzellik katan bu çiçekleri oraya koymuştur. aynı çiçek kabartmasını buyukcekmece mimarsinan koprusu'nde sinan’ın imzasının hemen altında da görebilirsiniz.

    eski saray’ın arazisi üzerine inşa edilen süleymaniye, osmanlı’ya oldukça pahalıya mal olmuştur. yapılan harcamalar kuruşu kuruşuna (daha doğrusu akçesi akçesine) tutulduğu için yapının maliyeti yaklaşık olarak hesaplanabiliyor. süleymaniye camisi ve imareti inşaatı toplam 53 728 980 akçeye yani 3200 kg altına mal olmuştur. bu rakam, imparatorluk gelirinin onda birine denk düşer. inşaatın 10 yıl sürdüğü hesaba katılırsa, her yıl bütçenin %1’i süleymaniye’nin yapımına aktarılmıştır.

    inşaatta çalışanlar da, uzmanlık alanlarına göre güzel paralar kazanmışlardır. günlük ortalama ücret 8 akçenin üzerindedir. örneğin taş ustalarının ücreti 12 akçeye kadar çıkmaktadır. yani bir işçi haftada ortalama 3.57 gram altın kazanmaktadır. o dönemde 1 akçe ile; 1 kg buğday unu, 2,5 kg ekmek, 1 kg koyun eti, 10 yumurta, 500 gr peynir ya da 2 litre süt alınabiliyordu.

    ayrıca;
    bir çift ayakkabı:15-20 akçe
    bir kaftan: 20-50 akçe
    bir at: 400 akçe ediyordu.

    (bkz: stefanos yerasimos)
    (bkz: süleymaniye)
  • muhtesem mimarin, muhtesem padisah icin yaptigi caminin kusursuzlugu ve az bulunurlugu, su sözlerle ifade edilir:
    "mimar bulursun ama sinan'i bulamazsin,
    sinan'i bulsan suleyman'i bulamazsin..."
  • istanbul'un, osmanlı'nın, ülkemizin
    şaheser anıtlarından biridir.

    aynı zamanda, zulme maruz kalan
    gereken özen gösterilmeyen,
    mezar taşları matkapla delinmiş,
    geçmişin anılarına saygı gösterilmemiş
    garip rüküş boyalarla tahrip edilmiş,
    eşi benzeri olmayan bir mücevherdir.

    istanbul'da yaşayıp da
    süleymaniye camiini
    görmemek, bilmemek ayıptır.
  • yenilenme çalışmaları için ayrılan bütçe 7.1 milyon liraymış. hatta yine aynı gün farkettiğim üzere aksaray'daki valide sultan camii yenilemesi için ayrılan bütçenin hemen hemen üç katı.

    restorasyona harcamak üzere yedi küsür milyon liram olsaydı, ben bu camii için harcardım sanırım.

    bazen garip bir şekilde hüzünleniyorum. sultanahmet camii gibi ortalık yerde değil. üniversitenin arkasında, kuytuda kalmış. ancak karşı yakadan bakıldı mı anlaşılıyor ihtişamı. halıları o kadar yumuşak değil. altı tane minaresi yok. her gün zilyon tane insan uğramıyor. adına tramvay istasyonu yok.

    ama yine de bu eserin benzersiz bir zerafeti ve mütevaziliği var. mesela avlusunda iki aşık var, birbirinden sade yapılarda*. ki biri dünyaya gelmiş en güçlü imparatorlardan. hemen diğer köşede eserin mimarı yatıyor, sinan. süleymaniye'yi gezmiş birçok insan tarafından mezarı bilinmeyen sinan. dünyayı, olduğundan daha güzel bir hale getiren yegane varlıklardan biri olan sinan. mektebinde kimbilir ne güzel ruhlar yetişti zamanında. kaç kişi doydu sofrasında. ve..

    içeriye girildiğinde, her şeyi* unutturan huzur..
    sessizlik..
  • şerefelerinin toplamı 10 dur. bu rakam, sultan süleyman'ın 10. padişah olmasını simgeler. minarelerinin sayısı da 4 tür ki bu sayı da, sultan süleyman'ın, istanbul'un fethinden sonraki 4. padişah olmasını simgeler.
  • restarasyon vahşetine kurban giden bir diğer camii. daha önce de arap camii'nde bulunan 500 yıllık fresklerin üstü sıvayla kapatılmıştı malum.

    hayır bilmiyorsanız, yapmayın işi bir bilene bırakın allah aşkına arkadaş. mimar sinan'a da sahip çıkamayacaksak ülkeyi kapatıp gidelim artık.
  • sinanın devrinin şair ve ediplerinden mustafa sai çelebiye yaşlılığını bahane göstererek yazmasını istediği anılarının ve eserlerinin envaterinin toplandığı iki kitabında tezkiretü’l bünyan ve tezkiretü’l ebniyede kalfalık eseri olarak bahsettiği, muhteşem süleymana yaraşır ihtişamlı yapı.

    süleymaniyenin en büyük özelliği bir asırdır osmanlı mimarlarının yeniden keşfetmeye çalıştığı -tıpkı bizans döneminde olduğu gibi- ''tek kütleli mabet'' örneği olmasıdır. devasa kubbesi ile bu türün en önemli örneklerinden biri olmuştur. stefanos yerasimos, ‘süleymaniye’ adlı eserinde bunu vurgulamaktadır.

    ulya vogt-göknil’in ‘mimar sinan’ adlı kitabında ise, osmanlı imparatorluğu, ‘muhteşem süleyman’ çağında, iustinianos devri roma imparatorluğu ile karşılaştırılabilecek bir büyüklük ve güce erişmiştir; özellikle süleymaniye camii ile, elindeki insan gücü ve ekonomik kudret sayesinde açıkça, ama basit bir taklitle yetinmeyerek onu aşmak amacında bir ''meydan okuma'' işine kalkışır.

    süleymaniyede minarelerin uzun ve kısa düzenlenişi ise yapıya piramidal bir görünüm kazandırır ki, uzaktan bakıldığında, birbiri üzerinde göklere yükselen bir merdiven gibi duran bu orantı ustalığı, hıristiyan öğretide,''yakub'un merdiveni'' ile anlam bulur.

    süleymaniyenin diğer bir akıllara durgunluk veren mimari mucizesi, içinde yanan yaklaşık 250-300 kadar kandilin isinin, yukarıdaki bir akımla kapı üstündeki dört pencereden is odasına çekilmesidir. kitap yazımında ve hattatlıkta kullanılan mürekkebin en güzeli işte bu isten elde edilir. halen süleymaniye kütüphanesi’nde mevcut olan bazı kitaplar bu isle yapılan mürekkeple yazılmıştır.

    kaynak: popüler tarih dergisi temmuz sayısı
  • --------------süleymaniye------------------

    dağ parçası kubbeler..ufaktan, iriden;
    gel,haşmeti gör yandan, ilerden geriden:
    bir mu'cize devrinde sinan erciyes'i,
    istanbul'a dikmiş, getirip kayseri'den!

    ------------- arif nihat asya ---------------
hesabın var mı? giriş yap