• söylem analizi yöntemiyle yazmış olduğum master tezimde foucault'un söylemle ilgili çalışmalarını incelemiştim ve bir kısmını bu başlık altında aktarmak yararlı olacaktır kanaatindeyim... dil ve söylem nasıl da konsepte göre değişiyor ya... tezimi tekrar gözden geçirdim yakınlarda... şimdi de buraya aktarayım derken akademik modda yazmaya başladığımı fark ettim farkında olmadan... eski türkçe ile yazılmış bir kitabın sunumunu yapmıştım bir ara... sunum bitince arkadaşlar soru sormaya başladı... öyle bir kaptırmışım ki kendimi kitaptaki dile "dediğiniz konuya vakıf değilim henüz" diye bir yanıt verince bütün sınıf kopmuştu... ve tabi yaptığımın ayrımına varınca ben de...

    evet söylem diyordum değil mi? hazırlamış olduğum tezden konuyla alakalı bölümün bir kısmını aynen aktarıyorum:

    söylem dilbilimde kullanılan bir terimdir. basit anlamda yazı veya konuşma pasajı anlamına gelir. foucault ona farklı bir anlam vermiştir. onun için önemli olan farklı tarihi dönemlerde anlamlı ifadeleri üreten ve söylemi düzenleyen kurallar ve uygulamalardır. o “söylem” sözcüğüyle bilgiyi temsil etmek için dil kullanımını sağlayan ifade biçimlerini kastetmektedir. söylem dil aracılığıyla bilginin üretilmesidir. tüm sosyal davranış biçimleri anlam içerdiği için ve anlam yaptıklarımızı şekillendirdiği için, tüm sosyal davranışlar söylemsel bir özellik taşımaktadır. bu kullanımında söylemin sadece dilbilimsel bir kavram olmadığının vurgulamasında yarar bulunmaktadır. söylem dil ve davranışlarla ilgilidir. söylem kişinin söyledikleri (dil) ve yaptıkları arasında (davranış) yapılan geleneksel ayrımın üstesinden gelmeye çalışır. foucault’a göre söylem konuyu inşa eder. bilgimizin nesnelerini belirler ve üretir. bir konu hakkında nasıl konuşulacağını ve nasıl sonuç çıkartılacağını belirler. ayrıca fikirlerin nasıl davranışa dönüştürüleceğini de etkiler. söylem bir konu hakkında nasıl konuşulacağını, konuşmak, yazmak ve davranış göstermek için kabul edilebilir ve mantıklı yolları belirlemenin yanı sıra, diğer konuşma ve davranışgösterme biçimlerine hükmeder ve onları sınırlar. söylem foucault’a göre tek bir eylemden ya da tek bir ifadeden, tek bir metinden ya da kaynaktan oluşmaz. tek bir söylem toplum içindeki farklı kurumsal alanlarda çeşitli davranış biçimlerinin, metinlerin ötesine geçer. ama bu söylemsel olaylar aynı nesneye göndermede bulunuyor, aynı tarzı paylaşıyor ve bir stratejiyi paylaşıyorsa, bunlar aynı söylemsel oluşuma aittir (hall “the west” 291- 292).
    hall’ün aktardığına göre anlam ve anlamlı davranış bu nedenle söylem içinde inşa edilir. göstergebilimciler gibi foucault da “inşacı”dır. ama onların tersine bilgi ve anlamın dil yoluyla değil, söylem yoluyla üretildiğini düşünür. anlam ve temsil konusundaki inşacı kuramın temelinde fiziksel şeylerin ve eylemlerin varolduğu ama bunların söylem içinde anlam üstlenip, bilginin nesnesi haline geldiği savı yatmaktadır. foucault sadece anlamı olan şeylere ilişkin bilgi sahibi olabildiğimize göre, bilgiyi yaratanın şeylerin kendisi değil, söylem olduğunu iddia etmektedir. ona göre söylem her dönem içinde bilgi, özne, nesne ve davranış biçimleri üretir ve bunlar dönemden döneme büyük farklılık gösterir. foucault’a göre bilgi ve davranış tarihi ve kültürel açıdan belirlidir. bunlar belirli bir toplumun teknikleri ve söylemsel davranışları ile düzenlenen belirli söylemlerin dışında anlam taşıyarak var olamazlar (292).
    foucault daha sonraki çalışmalarında bilginin belirli kurumsal ortamlarda söylemsel davranış biçimleriyle başkalarının davranışlarını etkilemek için nasıl kullanıldığı üzerinde daha fazla durmuştur. onun için bilgi ve güç arasındaki ilişki önemlidir. foucault bu nedenle gücün kurumsal araç ve teknolojileri içerisinde nasıl işlediği konusunda odaklanmıştır. foucault’un ceza aracı ile kastettiği şey, dilbilimsel ve dilbilimsel olmayan “söylemler, kurumlar, mimari düzenlemeler, yönetmelikler, kanunlar, idari önlemler, bilimsel ifadeler, felsefi önermeler, ahlak” gibi çok çeşitli öğeleri içermektedir. ona göre bu araç bir güç oyununun içinde yer alır, ama bilgi ile hep bağlantı içindedir. bilgi güç ilişkileri arasında ezilip kalmıştır, çünkü bilgi sosyal davranışlara uygulanmıştır. hall’a göre bilgi ve güç arasında kurulan bu ilişki inşacı yaklaşımda temsil konusunda meydana gelen önemli bir değişikliği göstermektedir. inşacı yaklaşım temsili sadece biçimsel incelemelere maruz kalmaktan kurtarmış ve ona tarihi, pratik ve dünyevi bir uygulama bağlamı kazandırmıştır (hall “the work” 47).
  • dilin, anlamı (münhasıran ideolojiyi), bilinç veya bilinçaltı düzeyinde aktarabilmesi ** için gerekli, metnin* üretimine, dolaşıma sokulmasına, insanlarca alınmasına*, dair süreçler üzerinden işleyen tüm yollar ve olanaklara denir.
  • söylem söylenen şey, söz değildir, söyleme şekli, biçimidir. teknik olarak "söz" söylerken (metin üretirken) kullanılan perspektif, kavramlar, dil kullanım şekli, önkabuller vs. vs. dahil tonla şey de söylemi değişik dil ve sosyal bilim ekolünce incelenirken tanımlayan bileşenlerdir. politik/sosyolojik bir çözümleme çabasında söylem ve ideoloji yakından ilişkili ve bazen birbirinin yerine geçebilecek fenomenlerdir.

    günlük dilde kullanımına dönecek olursak, birisinin söylediği bir sözün içeriği yanlış, kullanıldığı bağlam için uygunsuz ya da kaba vs. bulunuyorsa ona "hatalı bir söylemde bulundu" demek tamamen hatalı bir dil kullanımıdır. (bkz: söylemde bulunmak)
  • ne söz, ne üslup, ne de konuşma tarzından ibaret olmayan; bir üslup ile söylenen tüm sözlerin, yan ve art anlamlarının, dediklerinin ve demediklerinin, her kelimenin seceresinin ve tüm akrabalıklarının, çeyiz sandığının, fotoğraf albümlerinin toplamı belki de.
    bir de elbiselerinin, bir de hatıra defterlerinin...
    kelimelerin.
  • bu konuda çok tartışma var bir sözlük yazarı ile fikir alışverişimizin bir kısmını buraya derc edeyim:

    tkd şöyle diyor:
    1. isim söyleyiş, söyleniş, sesletim, telaffuz
    2. kalıplaşmış, klişeleşmiş söz, ifade
    3. bir veya birçok cümleden oluşan, başı ve sonu olan bildiri, tez

    benim fikrim:

    tdknın listesindeki anlamlarda kullanımı yok. söylem bir fikir ve anlayış (veya anlayışsızlık) etrafında bütünlüğü olan ifadeler topluluğudur. misal "akp muhafazkar bir söyleme sahip" dersin veya "falanca adamın konuşmasındaki söylemi saldırgan öğeler içeriyordu" gibisinden.

    mesela " hayret bi şey lafı çok demode bir söylem" gibi bir cümlerdeki "hayret bişey" kullanımı bir söylem değildir, bildiğin sözdür. söylem kelimesinin yok öyle bir tanımı. benim verdiğim örneklerdeki bu kullanımın yanlış anlaşılmasıyla yaygınlaştı. hatta şimdi söylemde bulunmak diye daha fena bi şey de çıktı. tdk ve kelimeyi imal edenler ilk başta o listedeki kullanımları karşılasın diye uydurmuş olabilirler bir gereksinimdir, bi şey demiyorum ama "söylem"in türkçede terminolojik kullanım dısında tutarlı bir kullanımı oluşmadı, kimin neyi kasdettiği anlaşılmıyor. terminolojik kullanım ise discourse'un karşılığı olan söylem. yani söylem analizindeki söylem.
  • tdk'ya güvenmemek için bir sebep dahadır. ne telaffuzdur ne de ifadedir; söylem dediğin discourse karşılığıdır.

    (bkz: michel foucault)
    (bkz: nefret söylemi)
  • - söyleyiş, söyleniş, sesletim, telaffuz.
    - kalıplaşmış, klişeleşmiş söz, ifade.
    - bir veya birçok cümleden oluşan, başı ve sonu olan bildiri, tez. *

    sanki tdk yetkilileri kelimenin tüm kullanım biçimlerini bir araya getirmiş de "toplumsal huzur ortamı" yaratmak istemiş gibi geldi bana. telaffuz anlamına da geliyormuş, söz veya ifade anlamına da... kelimenin kullanımı konusunda doğan karmaşaya şaşırmamak gerek.
  • prof. dr. ahmet kocaman ve doktora öğrencilerinin söylem çözümlemesi yaparak hangi anlamlarda kullanıldığını belirlediği terim. buna göre söylem şu anlamlarda kullanılmaktadır:

    1. sözbilim, etkili söz söyleme sanatı.
    2. felsefe, görüş açısı, öğreti.
    3. ideoloji, kavramsal dizge.
    4. sözlü-yazılı anlatım türü, iletişim değerli birim.
    5. anlatım biçimi, biçem.
    6. dil, bakış açısı.
    7. sav, görüş.

    hadi bakalım çıkın işin içinden.
    aslında bu kadar farklı anlamın olması, terimin türklerce ne kadar sevildiğinin ve popüler olduğunun da göstergesidir.

    e bir de (bkz: söylem çözümlemesi)
  • ağızdan çıkan her laf eşit değildir söylem.
    (bkz: söylem söylemek)
  • iktidar – bilgi ilişkisini anlamak için foucault’nun sıklıkla ve çok karmaşık olarak kullandığı kavram. foucault’nun birincil analiz birimi olan söylem, en uygun bir biçimde bilgi için bir olasılıklar sistemi olarak anlaşılabilir.
hesabın var mı? giriş yap