• en iyi bagis yapanin en onde oturdugu kutsal mekan. kutsal bile olsa isin icine para girince olay cirkinlesiyor.
  • bir sinagogun açık olması için en az 10 tane erkek musevinin sinagoga yürüyecek mesafede oturması gerekmektedir. bu sebepten dolayı bugün haliç bölgesindeki çoğu sinagog kapalıdır.
  • istanbul'da hahambasiliga bagli 14 sinagog bulunur.
  • musluman dunyasinda kurulan ilk musevi kultur merkezi istanbul'daki zulfaris sinegogu'dur.
  • nerdeyse bütün dillerde sinagog denmiş, sadece ibranice, arapça ve farsça (knesset, kanis, ) denmiş.
  • çoğu kilise gibi, cami gibi canı her isteyenin girebileceği bir yer olmadığından sanırım, sinagog benim çok gizemli bir yer. hayalimi canlı tutmak için hiç google'lamadım ama içerisi bööyle geniş, beyaz, çok avlulu bir mekanmış gibi canlanıyor gözümde…

    ailesi fransız yahudisi, kendisi pek dindar olmayan bir arkadaşım var. kendisine sinagogları merak ettiğimi ama daha önce hiç sinagoga alınmadığımı söylediğimde bana asla öyle bir şey olamayacağını, sinagoglara herkesin girebileceğini, orada çalışanların ne kadar misafirperver olduğunu, muhtemelen ben sinagoga girmek istediğimde içeride temizlik vs olduğunu falan kendinden çok emin bir şekilde anlatınca acaba farklı yerlerden mi bahsediyoruz diye bi düşündüm açıkçası.

    geçen aylardan birinde, aynı arkadaşla beşiktaş'ta dolanıyorduk. o sırada “bak köprü, bak kebap” gibi oldukça çiğ bir turist rehberi gibi dolanırken, yolda hızlı hızlı yürüyen bir haham görünce “aa bak seninki eheh” diye adamı gösterdim. arkadaşım adamı görür görmez gözlerini kocaman açarak “hadi gel seni sinagoga sokalım!” diye bağırdı ve kolumdan tuttuğu gibi hahamın peşinden koşturmaya başladı. adama tam kapıdan girerken yetiştik fakat yetkili olduğu belli olan bir abi, arkadaşımın “selam ben yahudiyim içeri gire…” demesini bile beklemeden “hayır” diyip sinagogun kapısını suratımıza kapattı. valla ben hiç şaşırmadım ama arkadaşım fena bozuldu. tam o anda gökten inmiş gibi arkamızda beliren sarı saçlı, güler yüzlü aşırı tatlı bir teyze yanımıza sokulup arka kapıdan bizi binaya sokabileceğini fısıldadı. ara bir sokaktan ilerleyip arka kapıya geldik. kadın, kapıyı çalıp diyafona kapıyı açmalarını söyledi, kapı açıldı, arkamı döndüğümde teyze kaybolmuştu (wtf). kapıdan girince tam tahmin ettiğim gibi bembeyaz, ama kameralı, arkasında güvenliğin bizi izlediğini düşündüğüm aynalı küçük bir odanın içinde bulduk kendimizi... veeeeeee….ve hikaye burada bitiyor çünkü bir sonraki level'a alınmadık. hoparlörden kim olduğumuzu soran kişi covid cart curt sebebiyle içeri kimsenin alınmadığını söyleyip kibarca bizi kovdu. arkadaşıma göre boynundaki eşek kadar kamera yüzünden alınmadık ama bu benim ilk başarısızlıkla sonuçlanan sinagoga girme deneyimim olmadığından hiç de öyle olduğunu düşünmüyorum açıkçası. sonrasında mezhepten dolayı alınmamış olabileceğimizi falan söyledi ama yine de… ne bileyim… <göz devirmeler> oysa beni ne camiler günde 5 vakit çağırdı da gitmedim, sana özgür irademle kendim geldiğim halde beni içeri almıyorsun eyyyy sinagog.

    yani çok da mühim değil ama en azından bir kere dünya gözüyle sinagog görmüş olmayı isterdim açıkçası. o gün gelene kadar sinagoglar beyaz, geniş, avlulu, sessiz -belki ortada süs havuzu olabilir- gözleri kapatıp kafa dinlemelik yerler olarak kalacak benim için.
  • habere göre norveçteki sinagoga saldırı olması ihtimaline karşılık, müslümanlar sinagogu koruyacakmış.
    sinagog etrafında etten duvar

    (bkz: gerçek islam bu değil)
  • (bkz: havra)
    (bkz: kenesa)
  • havra veya sinagog, ibranice kökenden gelen bu kelime musevilerin toplu halde ibadet ettikleri tapınağa verilen addır . yunanca sun (birlikte) ve agein (getirmek) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur ve "toplanmak, biraraya gelmek" anlamlarına gelir. gerek günlük, gerekse haftalık ibadetin yapılması, kutsal kitaplârın okunması ve dini emirlerin öğrenilmesi için yahudi cemaatinin toplandığı yapılardır. toplanmalar şabat (cumartesi) günü ve günde üç defa yapılır.
  • (bkz: havra)
hesabın var mı? giriş yap