• bu ingilizce ve guzel tanimi muteber oteki diye turkceye cevirmek gelir icimden. otekilik durumundan muteberligi dusunmek ister biraz disimdan ayiramadigim ama icim oldugunu sandigim yerlerim.
    cok alakasiz yerlerden gelecegim meseleye... bakhtin dostoyevski -ve eserleri- icin demis ki: dostoyevski kisinin kendisiyle direk iliskisinin imkansizligini acik eder". bakhtin lacan'la anlasir diyor robert stam'de 'ayna' imgesi ve otekinin hayatimizdaki yeri meselelerinde, ve ekliyor bakhtin'in bu konudaki dusuncelerini ozetlerken: "kisi kendi icine bakarken bile otekinin gozlerinden bakar, benligini kurabilmek icin otekinin bakisina ihtiyac duyar" [*]
    iste muteber oteki/significant other bizim icin bakisini icsellestirmekten en cok zevk aldigimiz, bakisinin icimize isleyip, gozlerimizden disari cikip, yine kendi icimize yoneldigi kisidir. otekidir fakat yeri, kapladigi bosluk baskalariyla doldurulamayacak, doldurulmaya calisilsa da eksik gedik bir seyler mutlaka kalacak kisidir muteber oteki. ve bunca lafi agzimda gevelerken ben, benden cok yillar once ve fersah fersah otede bir edip soylemistir bunu en guzelini:

    "yarısı yenmiş bir elmaydık bana sorarsan
    ikimizdik, iki kişi değildik
    bakıyorsak birlikte bakıyorduk gözlerimin içine
    birlikte gözlerinin içine bakıyorduk senin"
    (edip cansever/uzak yakinlik)

    bir cift goz, icinde, o kadar yakin... ama hep disinda, o kadar uzak...

    [*] roberts stam, subvervise pleasures
  • bir kişinin eşi ya da sevgilisidir. s.o. şeklinde kısaltıldığı da olur.

    tamamen aynı anlamda kullanılan bir diğer kelime de "partner"dır.

    bu ifadelerin, "husband" ya da "girlfriend" gibi kelimelerden farkı, medeni hal ve cinsiyet belirtmemeleridir.

    tema:
    (bkz: ingilizce/@derinsular)
  • burada duzeltme yapalim ki, bazilarinin* sandigi gibi es/sevgili haricindeki bir other degildir soz konusu olan, bizzatihi es/sevgilinin kendisidir.
  • "sign if i can't (do any) other (way)"in paketlenmis/ambalajlanmis hali.
  • steven wilson'ın insurgentes albümündeki şahane şarkı. 3.07'den sonra insanda bir trans hali yaratır, o vakitten sonra anlarsınız ki dünya üzerindeki sayılı şarkılardandır significant other. sözlerine gelirsek:

    pulling back from
    the passives
    feel so small now
    stars shine bright above

    dont know why
    seen a better life for us all
    cant but try
    other needs apply

    looking about
    tragic love songs
    find a ride on
    birds will turn and fly

    dont know why
    passive through the day on a child
    breathe a sigh
    other needs apply

    raining all day
    trying to reach you
    fell so helpless
    cant stop counting time

    dont know why
    catch a possitif in my eye
    rainstorm dies
    other needs apply
  • sosyoloji'de, kabaca, bireyin toplumsallaşması (socialization/socialisation) ve kendini tanımlaması (self identification/auto-identification) yolunda ölçü/araç olarak kabul ettiği diğer toplumsal bireylere verilen addır.
    psikoloji'de de bir anlamı vardı ama bilemeyeceğim, bakmak da baydı gece gece.
  • ingilizcedeki en absürt ifade olabilir bu.
  • the better half! the half that makes it all whole! the one that makes both full! in its absence the other half does not even exist as another half! diyerekten katkıda bulunmak istediğim entry.
  • her türlü paylaşımı yaptığınız ama ilişkinize isim koymadığınız, koymak istemediğiniz, ya da bu konunun kimseyi ilgilendirmediğini düşündüğünüz durumlarda kullanılan bir tanımlamadır. yuvarlak bir anlamı vardır yani, duruma göre değişir.

    bireyselliğe önem veren bir tanım olduğu için türkçe karşılığı olmamasına şaşırmadım. daha birinin telefonunun izinsiz karıştırılmaması gerektiğini bilmiyor çoğu insan.
  • bir film.

    ruth'un filmdeki en hasta (psikotik) karakter olmasına rağmen hayatta (dünyada) kalma güdüsü en yüksek karakter olması ilginç. ölümden korkuyor, kendisini seven ve evlenmek isteyen adamdan korkuyor ve en derinde kendinden korkuyor ama tüm bunlara rağmen dünyadan (hayatından) da vazgeçemiyor.

    ruth'u hasta eden şey acıları değil de dünya (hayat) ile olan bu tutarsız ilişkisi olabilir.

    ruth kendisine karşı da çok acımasız. sonunda öteki kendini de öldürdü ancak hesaba katmadığı şey, karşısında öldüremeyeceği bir güç var.
hesabın var mı? giriş yap