• bütün yumuşaklığına, lirizmine rağmen bir erkek filmidir ve ilk bakışta zannedilebileceği gibi bir erkek dostluğu anlatılmaz bu filmde. jack ve miles’ın, öldür allah bir araya gelemeyecek bu iki adamın hikayesini izlerken, intihar ile yaşam sevgisi, saplantılı bağlılık ile seri ihanet, kendine acıma ile kendine güven, sadakat ile şıpsevdilik, kasvet ile uçarılık, incelik ile yüzeysellik arasında savrulan erkek ruhunu görürüz. jack ve miles’ı ortak kılan tek nokta, sarhoşluk tutkusudur. miles şarapla, jack ise aşkla sarhoş olur sürekli.

    bir de miles karakterini oynayan paul giamatti’ye ayrı bir yer açmadan geçemeyeceğim. paul bey bu filmde miles’ı öyle bir canlandırmıştır ki, kendisinin "muhteşem oyunculuğundan” dem vurmayı dahi, böyle bir performansa hakaret addederim. bilhassa eski karısıyla düğünde karşılaştığı sahnede ("mutlu görünüyorsun.” “mutluyum” / “artık şarap içmiyor musun? nasıl olur?” “hamileyim.” “çok güzel. bu çok güzel...”) meseleyi medeni, makul bir hoşnutlukla karşılar gibi dururken, gözlerinden kopan acı çığlığı ne menem bir derinliğin izdüşümüdür.

    velhasılı sideways, yitip giden erkek ruhuna yazılmış bir büyük şiirdir.
  • bu filmi california'ya yerlesmeden 3 sene once izlemis ve cok sevmistim. bugun gecen onca zamandan sonra bu filmin gectigi yerleri gezme, yeme ve konaklama imkani buldum.

    san francisco donusu los alamos, buellton, solvang gezisi yaptik. su an filmin gectigi windmill in otelinden yaziyorum hatta. geceligi 2 kisi icin 85$. miles & jack'in yemek yedikleri hitching post buellton'da 2 kisi guzel bir aksam yemegi ve sarap icin 110$ odedik. solvang restaurant'ta sadece kola ictik zira orda sadece oturmak ve soluklanmak istedim. bu fiyatlar tabii tl'ye vurunca 1 gun icin fazla gelebilir ama burasi icin cok cok buyuk degil aslinda. her neyse fiyatlari yazma amacim ortalama bilgi sahibi etmek icin.

    gercekten insanin sevdigi bir filmi yasamasi, cekilen yerde konaklamasi, yemek yemesi vs gezmesi cok guzel bir hismis. su an otel odasinda bu guzel filmi hitching post'tan aldigimiz 1 sise sarap esliginde tekrar izliyorum. bu filmi seven ve ozel hisseden herkes umarim bu haftasonu yasadiklarimi yasama sansi bulur.

    ayni sekilde gezisini vs. yaptigim ve en buyuk bir fanlarindan biri oldugum diger film icin;

    (bkz: the big lebowski)
  • "iyi, peki, tamam, izlensin" bir film. ama nedir bu guvenli sularda kulac atma meraki, nedir bu amerikan sinemasinin hali, nedir bu klasik film anlatimina yaslanip arada ekran bolme, enteresan afis hazirlama, asyali kadin ermeni dugun serpistirme meraki, diye de bir sorasi geliyor insanin. hollywood'un sosyal realizmi ikibinler itibariyla kesfetmesini ilgiyle takip edelim bakalim...
  • izleyen herkesin kendinden birseyler bulabilecegi, karakterlerle bag kurmakta zorlanilmayan bir film. miles gibi uzerine saatlerce konusabilecegim bir konuda karsimdakini baydigim, seksle sonuclanmasi gereken bir geceyi sicip batirdigim da olmustur, jack gibi yuzeysel ama eglenceli adami oynayip yihaaaa larla sabahi ettigim de. ikisinin tezatliklari veya benzerliklerinde kendini bulup darlanabilinen veya iyi hissedilebilinen, uzerine kesinlikle saatlerce ahkam kesemeyecegim ve favori ickim diyemeyecegim sarabi bas koseye oturtan sahane bir izlence.

    sarap muhabbeti oylesine derin kazinmis ki film bitti saat gecenin 3 u olmus, gardrop odasinda bi yerlerde surunen, ne uzumunu ne ureticisine dikkat ettigim bilmem kac yillik iki sise saraptan birini acip acmamakta tereddut icinde kaldim. en sonunda mutfaga seyirttim, karisik meyve suyunu bardaga doldurup burnumu gomdum, yumusak bir yudum aldim, agzimda dolandirdim, yuttum ve "ouvv mukkemmel" dedim. icinde ne oldugunu bulmaya calistim "cilek, bogurtlen ve... vee... ebenin ami!" dedim kutunun on yuzunu okudum, bi sigara yaktim, yatmadim simdi bu entryi yaziyorum. allah bin turlu belami versin, ne igrenc adamim lan!

    onemli bilgi : kirmizi elma, kirmizi uzum, iki cesit bogurtlen ve cilek varmis mina koyiim. uretim yili 2007 sekinci ay, son kullanma tarihi... rezalet vallahi rezalet, nefret ediyorum kendimden!
  • paul giamatti bu filmde şaraba tutkulu bi adamı oynamış olsa da gerçekte şaraptan pek anlamadığını, birayı tercih edeceğini söylemişti bi röportajında. yine de miles'ı gönlümün bir numaralı loser'ı mertebesine yerleştirmekten alıkoyamadı bu beyanat.

    bu filmi kızılırmak sineması'nda izlemiştim. beş-altı kişiyle beraber. hazırlıklı gelmiş ibneler, iki şişe şarap, bardak filan, muhabbet ede ede, filmin tadını plastik bardakla da olsa çıkardılar. ben de hazırlıklıydım. iki tane bilet, o da gelecek. gelmedi. ne şarap, ne sevgili. tıpkı filmdeki böğrüne araba girmiş ağaç gibiydim koca salonda. ama ahdım var, elimin altına iyi bir pinot-noir, kolumun altına da bir sevgili geçmeden ben de bu filmi tekrar izlemicem.
  • bi insan nasıl sakin sakin delirir anlatan film. pinot şarabının tadı nasıldır ki acaba diye meraklara salmış, şarapla açılan arayı belki de kapatacak film olmuştur.

    ayrıca ;

    --- spoiler ---
    miles in 61 şarabını, beklediği o en özel anda değil de şu anda açması film boyunca yüzde asılı duran tebessümü bi miktar daha belirginleşmiştir.
    --- spoiler ---
  • uzun zamandir yazmak istedigim fakat bugune kismet olan bir entry filmin orjinali fanlarinda bildigi gibi rex pickett'in sideways isimli romanidir. sanirim romanin turkcesi yok. okumaya firsati olamayanlar icin film ile kitap arasindaki farkliliklari yazmak istedim. buyrun.

    -----yazacagim bu ilk kisim film ya da kitaptan ayri------

    * film aslinda romanin yazari olan rex pickett'in bir nevi otobiyografisidir.

    * kendisi aslinda film yazari olan rex pickett 90'li yillarda ekonomik sikintilar icerisindeyken ayda 1 defa olmak uzere ev sahibinden kacmak ve kirayi erteleyebilmek icin 2'5 saat kuzeydeki bu sarap vadisine gelip 20-30 tl diyebilecegimiz bir miktar karsiliginda butun gun golf oynar. kafasini toparlar vs.

    * filmdeki gibi windmill inn otelinde $29.99 gibi bedava bir fiyata ve $25 gibi bir fiyata la purisma'da golf oynar. aksamlari biraz sarap icmek ve biseyler yemek icin hitching post'a gider.

    * ilerleyen zamanlarda farkli arkadaslariyla bu haftasonu kacamagini bir sarap gezisi haline getirir ve roy isimli yakin arkadasiyla yaptigi bir gezi sonrasi miles ve jack karakteri olusur.

    * kitabi toplamda 9 haftada yazmis olmasina ragmen basindan gecen tum olaylar, gezileri vs. ile aslinda 7-8 senelik bir anilar butunudur.

    * yani film ve kitaptaki miles karakteri rex pickett, jack karakteri ise arkadasi roy'dur. fotograflar kendilerine ait.

    * film cekime baslandigi sirada hitching post restoranin sahibi olan frank ostini bir sekilde filmin senaryosunu tamamen okur ve ortaligi birbirine katarak vadi'de filmin cekiminin durdurulmasi icin elinden geleni yapar. sebebi miles karakterinin asiri icki tuketen ve haftasonu bolgeye seks icin gelmis gibi bir hava yaratilmasindan oturudur. vadinin tanitiminin kotu yapildigini dusunur. fakat film sonrasi milyoner olur cunku vadiye gelen herkes ilk olarak yemek yemeye onun restorantina gider. evet bende gittim.

    * sideways sonraki rex pickett vertical ve sideways 3* isimli 2 devam romani daha yazdi. fakat filmleri cekilmedi. kitaplar gayet hos mutlaka tavsiye ederim.

    -------bu kisim film-kitap arasindaki farkliliklari icerir-----

    * filmde maya ve stephanie isimli karakterler kitapta maya ve terra'dir. maya esmer ve terra ise sarisindir. filmdeki gibi asyali bir karakter degildir.

    * filmde miles kitabina yayinci bulmaya ugrasan bir ogretmen ve romanini yayinlatmaya ugrasan bir yazardir fakat kitapta kendisi film yazaridir ayni sekilde romancidir ve kitabinin basilmasi icin ugras vermektedir.

    * miles ve jack kitapta otelin barinda tanistiklari bir ayi avcisiyla gece ayi avina giderler eglence olsun diye. fakat az daha avci tarafindan yanlislikla vurulma gibi bir macera yasarlar. filmin havasina pek uymadigi icin bu bolum cekilmemis.

    * filmde miles ve jack'in maya ile ilk konustuklari ve jack'in maya ile ilk tanistigi sahne restorandir. maya'nin calistigi restoranda gecer. kitapta ise miles ve jack (filmde tam otelin karsisinda olan bilardo salonu havasindaki bar, miles'in tek basina sarap icerken jack'in yanina geldigi) maya ile bar'da karsilasirlar ve jack maya ile orada tanisir.

    * filmde miles ve jack aksam stephanie'nin evine giderler. kitapta ise hepsi beraber bolgedeki yuksek bir dagin yamacinda olan termal bir otele giderler ve jakuzi keyfi yaparlar.

    * filmde maya ve miles, stephanie'nin mutfaginda sarap icerek konusurlar ve aralarinda bir yakinlasma olur fakat miles cesaretsizdir ve mutfagin yerini sorup herseyi berbat eder. sonrasinda maya'yi opmeye calisir fakat geceyi coktan bok etmistir. asil romanda ise ikisi mutfakta gecen sohbetin ardindan birbirlerini operler ve gece beraber windmill otele giderler, sabah beraber uyanirlar. maya onunla guzel bir gece gecirdigini fakat gece seks yapmak istemedigini soyler ve sabah otelden ayrilir.

    * filmde miles ve jack sandiego state college'dan oda arkadasidir ve tanisikliklari bu sekildedir. aslinda kitaptaki tanisikliklari jack'in miles'in yazdigi bir filmde oynamasidir.

    * kitapta maya ile miles'in seks yapmasi icin aslinda jack karakteri maya'ya $1000 dolar gibi bir ucret odeyerek onun elindeki en degerli sarabi miles icin acmasini istemistir. miles icin cok anlamli bir harekettir bu ve sonrasinda sevisirler. tabii ki birbirlerinden hoslaniyorlardir sadece para ve sarap icin degil. filmde ise sevismelerinin tek sebebi tamamen normal bir gidisat. herhangi bir para ya da ozel sarap acma meselesi yok.

    * filmde jack losangeles'a geri doner ve evlenir. kitapta ise jack'in dugunu bolgenin biraz daha kuzeyinde fakat cok yakin bir bolgede kir dugunu tarzindadir.

    * filmin sonunda miles maya'nin kapisina gider ve kapiyi calar film biter. kitapta ise maya jack'in dugunune gelir ve miles'a "haydi miles gidelim biz buraya ait degiliz" der ve onu alip gider.

    edit: devamli eklemeler yapilacak.
  • gerçekten şahane film.

    bazen sıkıntıdan film bitsin diye sürekli dakikasına bakarsın ya. işte bu filmde de bitmesin diye bakıyorsun.

    beğenmeyen de olabilir, öyle inanılmaz bi hikayesi yok ama işte yol seven, şarap seven, yalnızlık sevenler kendinden bişeyler yakalayıp sonunda iç geçirebilir.
  • ikinci hatun vakasından sonra, jack'in burnu dağılmış bir halde, ağlayarak, miles'ı unutulan cüzdanı alma konusunda ikna etmeye çalıştığı sahne, ve genel anlamda jack'in sırıttığı anlar benim favorilerim.
  • öyle sade, öyle rahat, öyle insancıl bir film ki... about schmidtle dünyanın en güzel, en acıtıcı filmlerinden birini yapan alexander payne kendisine olan güvenimizi boşa çıkartmıyor sidewayste. izlerken derek'e kızabilirsiniz miles'ın* başını yaktığı için, ama tam tersini yapmıyor mu miles da? ne derek, ne miles, maya ya da stephanie, hatta vicki veya christine; birer film kahramanı oldukları için aşırı sevgimizi veya nefretimizi talep etmiyorlar. her biri insan onların, bizim gibi nefes alan varlıklar. bu yüzden sinemada görmekten her zaman mutlu olduğum küçük hikaye anlatma geleneğinin son yıllardaki en iyi temsilcilerinden biri olan yönetmen payne'e büyük saygı duydum. ve bu yüzden mükemmele çok yakın, harika bir film olarak değerlendirdim kendisini.
hesabın var mı? giriş yap