• dedeler der ki ask icin ola seyir icin olmaya
  • anadolu alevi-bektaşi kültürünün ayrılmaz bir inanç alışkanlıklarıdır. müzikal nitelikleriyle anadolu yerel müzik gelenekleri içinde son derece önemli özgün bir yere sahiptirler.

    müzikal açıdan başlıca iki karakter sunmaktadır.

    birincisi "doğu geleneği" olarak adlandırılabilir. başlıca sivas, erzincan, tunceli, elazığ gibi illere dağılmış alevi yerleşmelerinde karşımıza çıkar. "doğu geleneği" semahların tipik özelliği "usul" değişimi sergilemeleridir. ana niteliği, ezginin şekilleneceği zaman organizasyonunu sağlamaktır. bu anlamda usul batılı kavramlarla "ölçü", "ritm", "tempo" kavramlarının her üçünüde içeren bir nitelik taşımaktadır. bu semahların diğer bir önemli özelliğide makamsal olarak "hüseyni" ailesinden makamlar arasında yapılan "geçki"lerdir.

    ikincisi "batı geleneği" semahlar olarak adlandırılır.bu semahlar "tahtacı alevileri"'nin yaşadığı bölgelerde görülmektedir. izmir,manisa, aydın, denizli, antalya, içel ve doğuda kahramanmaraş ve gaziantepe kadar bu semahların karakteristik olarak görüldüğü bölgelerdir.ayırt edici özelliği olarak bu semahların "karar perdesi değişimi" oluşturmaktadır.

    anadolu'da karşılaşılan ilginç bir semah türü de doğu-batı geleneklerinin karışımından ortaya çıkan "orta anadolu" semahlarıdır. özellikle kırşehir, keskin, ankara çevresinde görülen bu semahlarda bozlak kültürüne özgü ses ve icra özellikleriyle karşılaşılmaktadır.genellikle kürdi, saba gibi makanlarla icra edilir.
  • (bkz: semahta giysi)

    semah sözleri ise:
    semahlar türkçe sözlü deyişlerle oynanır. bu deyişler gizemci halk yazının ürünleridir. hemen her dönemde türkçe egemenliğini korumuştur. başta hatayi olmak üzeri pir sultan abdal, kaygusuz, nesimi gibi ozanların deyişleri semah sözü olarak türküleşmiştir. us­ta halk ozanlarının dizelerinde türkçe bir kuyumcu ustalığı ile işlen­miştir. coşkun ve içli bir şiir geleneği ortaya konmuştur. sonra on1arıizleyen birçok yerel ozan ortaya çıkmıştır.

    semah deyişlerinin bir bölümü doğrudan semah sözü olarak yazılmış olmalıdır. halk ozanlarının yaklaşık olarak tümü bağlama çalar. bu nedenle aşık sözü halk arasında "ozan, bağlama çalan ve türkü söyleyen" gibi geniş anlam içerir. halk ozanlarının büyük çoğunluğu bu üç yeteneği birlikte taşımışlardır. böylece kimi ozanların doğrudan semah sözü yazmaları ve türküleştirmeleri doğaldır.

    dinsel özle beslenen türküler kimileyin belli kuralları, inançları anlatır. kimi kez ise sevgiyi dile getirir. kökende sevgi ana konudur . öbür konular sevgi ekseni çevresine sanılmıştır. böylece bu dizelerde türkü yolu ile öğütler verilir. birlik çağrıları yapılır. sözler dinsel de olsa, dindışı da olsa hep yaşama sevinci doludur, coşkuludur. se­mahlar yaşamı kucaklayan türkülerdir. gerek içerikleri, gerek müzik­leriyle öbür türkülerden ayrılırlar. başka bir bütünlük oluştururlar.

    dinsel çarpıcı sözler çevresinde birleşilmiştir. bu sözlerin ardında yüzyılların acıları, başkaldırıları yatar. nitekim dinsel tören olan cemlerde söylenen tevhitler de aynı işlevdedir. "tevhit" sözü birlik. birleşme anlamındadır. bunlar coşku yüklü çağırışlardır. bütün içinde se­mah ve tevhitler oyun ve türkü aracılığı ile bir olmayı, birliği amaçlar. kimi sözcüklerin müzik ve yinelemelerinden yararlanılır.

    semah sözlerinde de yörelere göre değişiklik vardır. müzik ve türkülerde de sürekli değişik gelirler. çeşitli yörelerde yeni semah sözleri doğar. yeni semahlar gelişir. törenlerin yaşadığı sürece bu değişme ve gelişmeler sürer. bu durum yaşamın değişken olmasından kaynaklanır. çeşitli yörelerde semah sözlerinin değişik ezgilerle ve vuruşlarla çalındıkları olur. semah sözleri ile müzik birbirine uygunluk gösterir.
  • kızım ilk kez youtube'tan izleyince yorumu: "ışığın etrafında uçan kelebeklere benzeyen bir dansmış."
  • müslümanlığa geçen türklerin eski örf ve inançlarını islam ile birleştirmesi ile ortaya çıkan aleviliğe ait dini ritüel.

    aha da ispatı:

    http://www.youtube.com/watch?v=enb0hsm2efq

    bildiğin cem bu!

    edit: bi tane daha,
    http://www.youtube.com/watch?v=5hfmv2aolze
  • semah figürlerinin temeli turnaların uçarken yaptığı kanat hareketleridir bu yüzden hiçbir semah da el ele tutuşulmaz
  • bir ceme katılıp, ya da semah izleyip de hala ''aleviler dinsizdir/allahsızdır'' diyenin aklına şaşarım...

    https://www.youtube.com/watch?v=3knidqmer88
  • semah nedır?
    haşa ki bizim semahımız
    oyuncak değildir.
    o bir aşk halidir
    salıncak değildir.
    her kim ki semahı
    bir oyun sayar
    onun namazı
    kılınır değildir
    hünkar hacı bektaşi veli
    alevilerin temel ibadeti olan cem ayinlerinin ayrılmaz bir parçası da semah dönmektir. semah cemin belli bir aşamasında bağlama eşliğinde kadın ve erkek canların çalınan ezgiler eşliğinde birlikte yaptıkları dinsel törenlerdir. semah dönülmeyi,cem ayininden ayırmak olası değildir. semah dönmek,cem ayini içinde yapılan 12 hizmetten biridir.

    cem ayini sırasında törenin bazı bölümlerinde ve özellikle son bölümünde dedenin işareti ile kadın ve erkek canlar semaha kalkarlar. semah dönen canlar duygunun,sevginin,aşkın doruk da olduğu bir duygulu an yaşarlar.

    semah dönenler adeta kendinden geçercesine büyük bir aşkla,şevkle,huşu içinde ayrı bir dünyaya yolculuk edercesine izleyen canları da büyüleyecek tarzda su gibi akıp giderler.

    alevilerin döndükleri semahı onların ibadeti olan cem ayinlerinden ayrı düşünmek ve incelemek yanlıştır. aleviliğin kutsal kitabı olan imam cafer buyruğu ve halk arasında yaşayan mevcut inançta semah 12 hizmetten biri olarak yapılır. yani semah alevilerin yaptıkları bir ibadetin parçasıdır.

    ülkemizde son üç beş yıldır alevilik kendisini tanıtmaya başladığından beri,semah dönmek daha da bir güncellik kazanmıştır. yüzyıllarca gizli saklı yapılan cem ayinlerinin bir parçası olan semah,yapılan çeşitli törenlerde,şenliklerde folklorik gösteriler içine konmuştur. bu durum ilk başta alevilerin hoşuna gitmiş. kendi kültürlerinin tanınmasına hizmet eder düşüncesi ile seyirci kalınmıştır. yapılan semahlar alevi olan ve olmayan kesimlerce tanınmış ve beğeni kazanmıştır.

    çünkü alevi ana babadan doğup da bugün cem görmemiş bir kuşak oluşmuştur. bu kuşak bir anlamda semahları dışa açık alanlarda yapılan etkinliklerde izleyerek aleviliği örmeye, öğrenmeye çalışıyordu.

    ama dışa açılmanın sınırı içkili toplantılarda semah dönmek olmaya başlayınca iş bir anlamda çığırından çıkabilirdi.

    bu nedenle semahlar,alevilerin ibadeti olan cemin bir parçasıdır.”o” nun yeri orasıdır. semah ibadetin bir parçasıdır. semah dönmek bir eğlence aracı olamaz. semah içkili,eğlenceli toplantılara ise asla meze olamaz. semah dönmek cem ayini dışında , olsa olsa çok ağır başlı bir biçimde özüne uygun bir tarzda;hacı bektaş veli anma törenleri, abdal musa anma törenleri gibi ağırbaşlı etkinlikler dışında yapılmamalıdır.

    bu kaygımı ifade ederek semahın kaynağı olan hz. muhammet’in miraca gitmesi ve kırklar meclisi’ ne uğramasını tarihsel kaynaklarımıza dayanarak vermeye çalışalım. çünkü alevi inancında ;cemin ve semahın kaynağı olan kırklar cemi dir. bu kaynağı bilmeden cem ve semah anlaşılmaz.

    kırklar meydanına vardım
    gel beri ey canlar dediler
    izzet ile selam verdim
    gir işte meydan dediler
    sıdk ile tevhit edelim
    çekilip hakka gidelim
    aşkın dolusunu içelim
    kalalım mestan dediler
    düşme dünya mihnetine
    talip ol hak hazretine
    ab-ı kevser şerbetine
    keşkülünü ban dediler

    şah ismail hatayi
    birimiz kırk kırkımız birdir bizim
    kaynaklara göre , hz. muhammet , bir gece miraca çıkar. cenab-ı hak ile 90 bin kelam konuşur.bunun 30 bini sırrı hakikat olup hz. ali de kalmıştır.

    muhammet mirac a çıkarken, cebrail o’na yol göstermiştir. önce mescid-i aksa’ya varırlar. sidrei münteha’ya vardıklarında cebrail burdan öteye ben gidemem, gidersem yanarım demiştir. arşı alanın kapısına vardığında karşısına bir aslan çıkar.aslan yolunu keser. gaipten bir ses (nida) gelir.”parmağındaki yüzüğü aslanın ağzına atması”istenir.muhammet öyle yapar.aslan sakinleşir,yoluna devam eder.

    muhammet cenab-ı hak ile görüştükten sonra,dönüşte ,yolda bir dergaha rastlar.merak edip girip kapısını çalar.içerdeki ses; “-kimsiniz ?”der.muhammet ise; ” –ben peygamberim içeri girmek istiyorum” der.kapı açılmadan içeriden gelen ses; “-peygamberliğini git ümmetine yap.bizim aramıza peygamber sığmaz”der.hz. muhammet kapıdan ayrılıp yürümeye başlayınca gaipten gelen ses, ayrılmamasını kapıyı yine çalmasını, ama yanıtı farklı vermesini söyler.

    bu kez muhammet yine kapıyı çalar:içerden yine; “-kimsiniz”diye sorulur.

    bu kez muhammmet ; ben muhammed mustafa’yım peygamberim der. içerden yine bir ses gelir. git peygamberliğini ümmetine yap, bizim aramıza peygamber sığmaz der.hz muhammed kapıdan ayrılacağı sırada gaipden yine bir ses, cevabını değiştirmesini söyler. hz muhammed yine kapıyı çalar, içerden bir ses kimsiniz der. hz muhammed içinizden biriyim “hadimül fukara” yım (fakir hizmetçisi) der.

    bu yanıttan sonra kapı açılır.muhammet içeri alınır.içerden “-hoş geldin,sefa getirdin,uğur getirdin”diyerek karşılarlar.

    hz.muhammet içeride oluşmuş bir meclis görür.hatta sayımını da içinden yapar.tam 38 kişi vardır.üstelik bu meclis kadın ve erkeklerden oluşmuştur.

    bunların 21' i erkek,17'si kadındır. muhammet e yer gösterilir.o da gösterilen yere oturur. hz. ali de meclisdedir.muhammet tesadüfen ali nin yanına oturur ve hz.muhammet sorar:

    “-size kimler denir” der.

    “-bize kırklar denir”diye yanıt alır.

    “-ama burada 38 kişi saydım”der.39. kişi sensin derler.

    “-selman-ı pak’ta can parstadır”derler.

    “-peki sizin ulunuz,büyüğünüz,küçüğünüz kim”diye sorar,hz.muhammed’e gelen yanıt şöyle olur.

    “-bizim küçüğümüz,büyüğümüz yoktur.küçüğümüz büyüğümüzdür.büyüğümüz küçüğümüzdür.birimiz kırk, kırkımız birimizdir”denir.

    bunun üstüne muhammet meclisden bunu kendilerine kanıtlamalarını söyler.

    o sırada ali kolunu uzatır ve gömleğini sıyırır. içlerinden biri “destur” diyerek bıçağın ucu ile kolunu hafif kanatır. kolundan bir damla kan akar, bunu her can ın kolundan birer damla kanın gelmesi izler.40. canın bir damla kanı da pencereden gelir.bu ise selman-ı pak’ın kanıdır.sonra hz.ali kolunu bağlar hepsinin kanaması durur.

    selman-ı pak parstan dönüşte bir üzüm tanesi getirir. o’nu hz. muhammet’e verir ve bölüştürmesini ister. muhammet verilen kapta üzüm tanesini ezer, çıkan dem meclisteki kadın-erkek canlara dağıtılır. kırklar üzüm suyunu içerler. hep birlikte mest olurlar. “ya allah” deyip semah dönerler. hz. muhammet’te onlara katılır.

    büyük bir coşku ile vecd halinde semah dönülürken hz. muhammet’in belinden kuşağı (kibiri) düşer.böylece kibiri elinden alınır.kuşağı kırk parçaya bölünür. kırklar parçaları bellerine bağlarlar.

    hz. muhammet, kırklar meclisi’ne pirlerini sorar.

    “pirimiz ali’dir” derler.

    böylece, hz. muhammet, ali’nin de orada olduğunu öğrenmiş olur. muhammet ve meclisdekiler ,ali’ye sevgi gösterirler. hz muhammed’e acıkmış olduğu düşünülerek cennet taamı getirilir.tek başına yiyemeyeceğini kendisine birinin eşlik etmesini söyler.yeşil perde arkasında gaipten bir el o’na eşlik eder. o elin üzerine bir pirinç tanesi düşer. hz muhammed miraçtan dönüşünde aslana verdiği yüzüğün hz ali’nin parmağında olduğunu görür. elinin üzerinde pirinç taneleri duruyordur. hz muhammed hz ali’ye sarılarak, serine erdim sırrına eremedim “saddaksın” ya ali der. alevi inancında; kadın ve erkek canlardan oluşan kırklar meclisinin ve kırklar ceminin tayin edici önemi vardır. anadolu aleviliği’nin inanç temellerinin, yaşam biçiminin,dünya görüşünün,felsefesinin kökleri bu söylencede aranmalıdır.

    kadın ve erkek canlardan oluşan kırklar meclisi mitolojik anlamda da olsa alevilerin dinsel ve sosyal örgütlenmelerinin tarihsel kaynağı kabul edilebilir. bu anlamda da bu söylencede geçen sembolik özellikler alevilik açısından ayırt edici öneme sahiptir.

    kırklar mecslisi’nin kadın ve erkek eşitliğinin önemini vurguluyor. kırklar meclisi ile hz. muhammet arasındaki konuşmada ki vurgulardan; “birimiz kırk,kırkımız bir” olgusu eşitliği,insan olmayı,türab (toprak,alçak gönüllülük) olmayı vurguluyor. gerçeğin gökte değil,yerde olduğu meclisin sembolik önemi ile vurgulanıyor. herkesin eşit ve ulu olması; vahdette kesret,kesrette vahdet (varlıkta birlik,birlikte varlık) ilişkisini ifade ediyor.

    kaynakta; alevi inancında tanrı’nın, peygamberin ve insanın yeri belirtilmektedir. aslan ve yüzük sembolü ise; hz muhammed’in hırsının elinden alınması olayıdır. bu örnekte alevi-bektaş ibadeti olan cem’in ve semah’ın da kökleri belirtilmiş oluyor.

    bu söylence; anadolu’da yaklaşık bin yıldır her tür olumsuzlanmaya karşılık alevilerin cem ve cemaatlerinde, sosyal hayatlarında kadını bir bütünün ayrılmaz parçası gören, lokmasını yoksullarla kırka bölerek paylaşmasını bilen, insana en yüksek değeri veren aleviliğin sağlam mayasınıda ele veriyor.
    cem ve semah
    alevilerce cem’siz semah, semah’sız cem düşünülemez. bu iki olgu bir bütünün ayrılmaz parçasıdır.

    alevilerce daha önce saptanmış zamanlarda cemaatle yapılan ibadete “cem” adı verilir. cem ayinine yörenin dedesi ya da babası önderlik eder. bağlama eşliğinde “zakir” adı verilen bağlama ustası ozanlar tarafından alevi nefesleri, mersiyeleri, deyişleri, duaz-ı imamları okunur. bunlar konularını daha çok islam tarihinden, özellikle de 12 imamlar ve kerbela olayı üstüne yazılmış eserlerden alır. konu ile ilgili yazılmış; fuzuli,’nin, hatayi’nin, pir sultan’ın, yunus emre’nin, kul himmet’in,virani’nin vs. eserleri söylenir.

    dede, cemde halkın sorunlarını da dinler, küskünler, dargınlar barıştırılır. aleviler, osmanlı’nın sünni şeriat yönetimini kabul etmedikleri için sorunlarını şeriat mahkemeleri ile değil, cem ayini erenleri huzuruna getirmişlerdir. sorunlar halkın ve dedenin jüriliği önünde halk mahkemesi denebilecek bir işleyişle çözümlemeye çalışılmıştır.

    cem’de kadın erkek ayrımı yapılmaksızın herkese kardeş gözüyle bakarak, tüm canlar halka halinde yüz yüze gelecek tarzda oturur. cem ayinini dede gülbenk okuyarak başlatır.

    gülbenk’e gül sesi,bülbül sesi anlamları verilir.

    cem’in açılış, kapanış ve çeşitli hizmetlerin yapılışı sırasında dede gülbenkler okur. yerine göre uzun ya da kısa olarak okunan dualar,gülbenkler genellikle “bismi şah, allah allah” diye başlar. katılan canlar da “allah allah” diye karşılık verirler.

    işte bir gülbenk; (cem açılış gülbengi).

    “bi ismi şah, bi ismi, allah, allah— allah, allah

    akşamlarımız hayır ola, hayırlar vasıl ola,şerefler def ola, münkirler matola, münafıklar bertaraf ola, cemi cümlemizi namerde muhtaç etmeye, neydim ne oldum dedirtmeye, gökten hayırlı rahmet,yerden hayırlı bereket, evliyalardan himmet,hazreti peygamber’den şefaat eyleye…
    hak erenler,rum erenleri,horasan erenleri, gaip erenleri, pirimiz hünkar hacı bektaş veli, abdal musa sultan, kaygusuz sultan ve cümle sultanlar, evliyalar,enbiyaları kaim ve daim eyleyip keremlerimize berdevam eyleye…
    dil bizden, nefes on iki imam, şah hüseyin’de ola… akşamlar hayrola…
    gerçeğin demine hü diyelim hü…”

    dedenin destur vermesiyle halka şeklinde dizilmiş olan canlar, birbirlerine secdeye kapanırlar. yine dedenin isteği ile kadın ve erkek canların katıldığı semah dönme kısmına geçilir. 12 hizmet adı verilen diğer hizmetler yerine getirilir. kurbanlar kesilir, lokmalar dağıtılır, cem dedenin bitiş gülbengi ile sona erer.

    semah dönme mirac’ı sembolize eder. semah üç aşamada gerçekleşir. birinci aşamasına; karşılama denir. mekke ile mescid-i aksa arasındaki yolculuğu sembolize eder. ikinci aşamasına; yürüyüş denir. mescid-i aksa ile sidrei münteha arasındaki yolculuğu anlatır. üçüncü aşamasına; pervazlama ya da uçma denir. bu kısımda; sidrei münteha ile kaab-ı kavseyn arasını sembolize eder.

    kaab-ı kavseyn; hz. muhammet’in tanrı ile buluştuğu mekan olarak bilinir. semah dönen kimse ruhen tüm benliğinden sıyrılarak tanrı ile özdeşleşir. tanrı’da yok olmanın tadını yaşar.

    kısa anlatım ile; karşılamaya; bekabillah,yürüyüşe;seyrillah,pervaza;fenafillah da denir. fenafillah sırasında can hak’la hak olmuştur.

    miraç olayı ve kırklar cemi, aslında dinsel anlamda bir ermişlik mertebesini (islam gizemciliğindeki batıni anlayışı ve hakikat makamını) ifade eder. hz. ali bu ermişlik mertebesinin piridir.

    semah bir anlamda ayakta yapılan zikirdir. her cem’in semah ile bitirilmesi kural haline getirilmiştir. semah dönen can sembolik olarak miraç aşkını tadmış olur.

    alevi toplumunda her fert cem ayinine katılamadığı gibi her fert semah dönmek için de belli koşulları yerine getirmesi gerekir. örneğin; küskünler, düşkünler, ikrarına ters düşünler vs. cem ayinine alınmazlar. aynı nedenlerle bazı inasanlar cem ayinine katılsalarda semah dönemezler.

    “semah tek dönülmez. esas olarak iki yada daha fazla can ile dönülür. kesin sayı sınırı yoktur. kadın ve erkek birlikte dönerler. cemlerde evli kadınlar eşleri ile birlikte dönerler.
    semahın bazı özellikleri
    arapça “sema” köküne dayanan semah sözcüğü türkçeye “sema” yada “semah” biçimlerinde iki ana söylenişle ayrılır. her söyleniş birbirinden ayrı iki faklı özellikle uygulanır. “sema mevlevi yada bazı sünni tarikatlarda,semah ise alevilerin dinsel törenlerinin bir parçasıdır.

    mevlevi sema’ı ile alevi semahının ayırt edici özelliği dönenlerin mevlevilerde sadece erkekler olmasına karşın, alevilerde kadın ve erkek canlar birlikte dönerler. mevlevi semalarında müziği esas olarak türk sanat müziği besteleri oluştururken, alevi semahlarındaki müziği halk müziği ritmi oluşturur. bağlama belirleyicidir.

    semahın belli sayıda kişilerce dönülmesine özen gösterilir;2,4,8,10,12 olduğu gibi 3,5,7,12 gibi sayı kümelerine denk düşürülmeye çalışılır. bu sayıların kutsallığına inanılır. “üçler,beşler,yediler,onikiler”den yardım şefaat dilenir.

    semah dönülürken belli bir kıyafet şartı yoktur. bu erler içinde bacılar içinde geçerlidir. kurallarda biçime değil öze önem verilir. bazı yörelerde erkekler şapkayı çıkarırken,bazı yörelerde baş açık semah dönülmez. ama ayak kesinlikle çıplaktır. canlar cem ayinin belli bir yerinde semaha kalkınca dedeye niyaz ederler. semah dönüldüğü zaman halka şeklinde dönülen semahta köşede oturan dede makamına asla sırt dönülmez. semahda ritm ister,yavaş ister hızlı olsun dede makamı kutsal makamdır,ali makamı dır,oraya sırt dönülmez mutlaka her seferinde selamlama biçiminde niyaz edilir.

    hiçbir semah türünde el ele tutulmaz. ister kadın erkek karışık olsun,ister sadece erkek yada kadın olsun el ele tutuşma biçimi yoktur.

    semahta esas figürler el ve ayak figürleridir. eller ve kollar kuşun uçuşunu simgeler. en çok görülen figür ise sağ elin ayası yukardan alınır,sol elde yere dönüktür. bu figür; ” hak’tan alınanın halka verilmesini” simgeler.

    semah dönülürken yaratılmak istenen ortamı bozucu davranışlarda bulunmak hoş karşılanmaz. örneğin; sigara içilmez,içki içilmez,diz üstü yada bağdaş kurularak oturulur,gürültü edilmez. semah dönenlerin ritmini izleyenlerde; “allah allah”, “ya şah”, “semahınız saf ola,günahlar af ola”, “seyir için olmaya,hak için ola…”gibi ifadelerle katılırlar.
    semah türleri
    anadoluda aleviliğin yaklaşık 8 yy.lık tarihi var. anadolu da bir dizi uygarlık yaşamış. kimi uygarlıkların izleri kaybolmuşken kimi henüz yanı başımızda yaşıyor.

    ülkemiz çok renkli bir kültüre sahip.bu durumdan aleviliğin de nasibini almaması olası değil.

    işte anadolu da ki alevi semahlarının çeşitliliği kültürel izlerin semahlara şu yada bu tarzda yansımasıdır. biçimde alevilerin cem ayinlerinde ve semahlarda bazı farklılıklar almasına rağmen özü birdir. semahlara değişik yörelerde değişik adlar verilmesinin nedeni bu özellikte aranmalıdır.

    bu kisimda sizlere semah turlerinin bir kisminin adlarini vermek istiyoruz
    ali nur semahı
    kırat semahı
    turna semahı
    kırklar semahı
    gönüller semahı
    ya hızır semahı
    alaçam semahı
    nevruz semahı
    çapraz semahı
    çorlu semahı
    dem geldi semahı
    ladik semahı
    çark semahı
    yatır semahı
    muhammet ali semahı
    cebrail semahı
    çoban baba semahı
    şiran semahı
    erzincan semahı
    habuyar semahı
    sarıkız semahı
    kırat semahı
    hacı bektaş semahı
    fethiye semahı
    silifke kırtıl semahı
    semahın tarihi kökeni
    v.d. hably de antikçağ’la ilgili yaptığı araştırmalarda toplumsal ve büyüsel ritüeller içinde yer alan saz-söz ve oyundan oluşan bu gösterilerin sergilenmesindeki amaçları şöyle özetler: “doğumla ilgili olanlar,genç erkek ve kızları eriştirme törenleri,evlenme,gizli inanç törenleri,savaş ve kahramanlık yüreklendirmeleri,dinsel erekler içinde tanrı’ya,güneş’e,ay’a,ateşe,atalara iyi ve bol avlanmaya,şeytani,kötü ruhları ve cinleri kovmaya, cenazeleri defnetmeye yönelik gösteriler yumağı…”

    kalkolitik çağa indiğimiz zaman bu dinsel ve yaşamsal faktörlerle ilgili törenlere ait bilgileri gudea döneminde yapılan zagmuk törenlerinde buluyoruz. zagmuk da newroz gibi “yeni gün” anlamına geliyor ve gece ile gündüzün eşit olduğu 21 mart’ta kutlanıyordu. baharın başlangıcı,bolluk ile yeni yıla başlama törenleriydi yapılanlar… danimarkalı antikçağ tarihçisi arthur chirstensen’in kitabelerden ve yazılı kil tabletlerden çıkardığı sonuçlara göre bu bayramın tarihi günümüzden 4334 yıl kadar öncesine gitmekte. bu bayramda ülkenin kralı, marduk heykelinin elini tutar. böylece hem baş tanrıya hem de ona bağlı tanrılara saygısını bağlılığını kanıtlamış olurdu. bu törende baş tanrı marduk tüm diğer tanrılara kral ve tabasına yardım etmeleri için gerekli emri verirdi. tapınakta ve çevrede ateşler yakılır müzik eşliğinde oyunlar oynanır,şiirler okunurdu. yine antikçağ tarihçilerinden c.brockelman’da baş tanrının karşısında diğer tanrıların baş eğip selam durmalarının, el bağlamalarının yezidi kürtler’de melek-tavus’a saygı olarak aynen korunduğunu açıklar. arthur christensen de aynı düşüncededir. icra edilen müzikli oyunun yezidlerde sersal olarak adlandırılan yeni yılda uygulanış ve sergileniş biçiminin günümüzden 4334 yıl önceki törenlere tıpa tıp uyduğunu açıklarlar. fransızca olan metinde benzerliğin ötesinde tıpa tıp aynısı olduğu şöyle ifade edilmiştir:”chez les yezidis ce n’est pas seulement la sig nification mytholojique de la fete de ı’anqui,est la même que celle du zagmuk babylonien” anlamı şu: yezidlerdeki yeni yıl bayramı zagmuk bayramının mitolojik bir uzantısı olmayıp tıpa tıp aynısıdır.

    bu yazarlar yezidlikte olduğu gibi zerdüşt inancında da diğer tanrıların ahura mazda başkanlığında newroz günü toplandıklarını açıklamaktadırlar. vendidat’ın 2 numaralı bölümünü bu savları için kaynakça gösterirler. yima’da bu törende hazırdır ve geleneğe göre gece ve gündüzün eşit olduğu bir bahar günü newroz’u “gerçekleştirir” sunar.

    ancak aynı yazarlar avesta’da bu törenin yeni yıl bayramı olarak bu isim altında sözünün edilmiş olmasını “yaratıldığı günden beri yılın ilk gününü belirlemenin büyük krallara ait olmasından kaynaklandığını öne sürerek açıklamaya çalışırlar.

    semah’ın tarihi kökenini araştırırken hititler dönemine de eğilmek istiyorum. boğazköy’de ele geçen bol miktardaki kil tabletlerin çözümü konumuza ışık tutacak ve aydınlatacak niteliktedir.

    biz semahı incelerken mabetlerde yapılan dinsel şölenlerin sunuluş biçimini, içeriğini, uygulanan kuralları ele alacağız. böylece günümüze antikçağ’dan çıkıp gelen benzerlikler zaten kendiliğinden ortaya çıkacak. şölen ve bu şölende yapılan dans,oyun,gösteriler bunları yönetenler,şölenlerin hangi nedenle ve kimler için yapıldığı,beklenenin ne olduğu öğrenildiğinde günümüzdeki semah ve sema’nın da kökenine inmiş olacağız.

    şimdi inceleyeceğimiz hitit panteonuna ait dinsel törenlerin tümünün hurri uygarlığından bu halka intikal ettiği artık kesinleşti. r.north,robert statlender, doçent dr. ali m. dinçol yazdıkları eserlerde bu gerçeğe değinmemişlerdir. bize göre de gudea döneminden aşağıya inerken i.ö. 2 binli yıllarda zağros yöresinde atalarından gelen uygarlığı kendi ardılları olan mitanniler ve urartular aracılığıyla binli yıllara taşıtan bu halk,mabet töreleri,dans,oyun ve mitoslar açısından çok zengin bir perspektif sunmuştur. bu şölen gelenekleri medlere kadar uzanır gider. hititler döneminde mabette kutlanan kapı yapısı bayramı,yenı yıl bayramı, hışuva bayramı önemli olanlardandır. bunların yanı sıra orak bayramı,bağbozumu bayramı,harman bayramı gibi tarımla ilgili olanlarda sayılabilir. bayramların bir çoğu kral yada yakını olanlardan birisinin başkanlığında kutlanır. tapınak yönetmenliklerinde temizlikle ilgili konulara çok önem verilmiştir. kadınlarla cinsel ilişkide bulunmak tinsel açıdan kirlenmeye yol açar. görevliler buna çok dikkat etmek zorundadır. kişi yada kişiler güneş doğar doğmaz yıkanmalı ve sabahleyin tanrıların kahvaltılarında hazır olmalıdırlar. kim bir kadınla yatarsa ve amirleri onu sorguya çektiklerinde doğruyu söylemek zorundadır. o na söyleyemezse bir arkadaşına söyleyecek ve kesin olarak yıkanacaktır. fakat kasıtlı olarak yıkanmaz ve kirli bir durumda tanrı ya ve o na sunulan kurban ekmeklerine,içki kaplarına yaklaşırsa bunu gören arkadaşı da durumu gizleyip de olay sonradan öğrenilirse her ikiside idam edilir.

    hurrilerden hittitlere geçen bu kural gudea zamanındaki zagmuk törenlerini tıpatıp uyguladığını açıkladığımız yezidi kürtlerde de bu temizlik koşulu ile karşılaşırız.

    “sersal ( yeni yılı ) kutlamak için şeyh addi nin türbesinde toplanan yezidi cemaati adak etini (kabduş) yemeden önce türbenin altından geçen zemzem suyunda yıkanırlar.”

    tarihci a.h.layard da kürdistan da yaptığı bir inceleme gezisinde temizlik konusunda şu izlenimini dile getirir:

    “yezidi kasabasının varoşlarında kadınları ana dere içinde yıkanırlarken gördüm. ertesi gün yapılacak törene hazırlanıyorlardı. çünkü hiç kimse şeyh addi türbesine bedenini ve elbiselerini temizlemeden giremez. beni görmedikleri için tamamen soyunmuş olmalarına rağmen çekincesiz gezinmekteydiler. erkekler ise gündüz derenin bir başka yerinde yıkanmışlardı”

    zerdüştlerde de düzenlen tören ve dinsel şölenlerde görevliler ve törene katılanlar temizlenmek zorundadırlar. zerdüştler ayrıca nefesin ateşi kirlettiklerine inandıklarından ağızlarına bez bağlarlar.

    hititler döneminde yapılacak törende kral ve kraliçe özel tören giysilerini giyerler. özel bölümde yer alırlar.

    bugün ki deyimi ile mutrıp kurulu yani müzik aletlerini çalanlar kral ve kraliçenin önünde ve ardında fasıla başlarlar. dansçılar ellerini yukarı kaldırır sonra oldukları yerde çark atarlar (dönerler). ilahiler okunur.

    törenin önemli bölümlerinden biriside dini yemek faslıdır. yemek işinde dini kurallar titizlikle uygulanır. sofrada dem alınır. dinsel yemek görevlileri ise sofracı,süpürücü,içki sunucu ve haberciden oluşur. ilahi okuyanlar,şarkı söyleyenler,çalgıcılar ve dansçıların özel giysileri içinde geçit töreni yaparlar.

    alevilik ve bektaşilikte semah yapanların özel giysi giymeleri zorunluluğu yoktur.

    cem ve sema törenlerinde de tanrının yakını olan kralın yerini dede ve postnişin almıştır. dinsel tören yemeği bu felsefelerde de vardı. semah ve sema dan sonra yenen yemeğe mevlevilikte sumak. alevilikte sımat adı verilir. yezidiler ise “kabduş” demektedirler. aynı gelenek zerdüştilerde de karşımıza çıkar.

    aşure geleneği de dinsel yemek törenlerinin bir uzantısıdır.

    biz yazımızda semahın da içinde yer aldığı bir ritüeli temellerine inerek –semahın da bir parçasını oluşturduğu – bu şölenin eskiliğine işaret etmiş olduk.

    şimdide semahın içeriği, amacı, biçimi üzerinde durmak istiyoruz.

    büyük zaman ve dıştan gelen etkiler sonucu değişmelerede uğramıştır.

    nitekim islamiyetin anadoluda yayılması ve bu dinin aldığı sert önlemler yüzünden semah – islamiyette çalgı,çengi, dem ve dans yasak olmasına karşın – islami bir şalı üzerine çekmek zorunda kalmış ve böylece varlığını koruyabilmiştir. zerdüştlüğün,yezidiliğin ve sabiiliğin yarattığı tasavvuf (bir olma yani birsellik) düşüncesi halk müslümanlığı ile bütünleştirilerek devlet müslümanlığına karşı çıkılmış;bu yüzden de pek çok alevi canlarının kanları akıtılmışsa da sonuçta bu günlere gelinebilmiştir. eğer alevilik direnci olmasaydı biz ülkede,yöneticilerin kendilerini tanrının gölgesi sayma ve bu yolda bağnaz gerici uygulamaları ile özgür düşünceyi tümü ile ortadan kaldırmış olacaklarını düşünmekteyiz.

    semah sanıldığı gibi oyun olmadığını önceki yazılarımızda anlatmıştık. hünkar hacı bektaşa göre;

    semah ariflerin aleti
    muhiplerin ibadeti
    taliplerin maksududur
    ilahi bir sırdır
    o kimse ki semahı bir oyun sanır
    o cife dir.

    mevlana da bir rubaisinde sema için şunları söyler;

    yücesin nur gibisin bilki bütün sır sende
    bir ekin aşkın ile git gide yüz olmadayım
    sen sen oldukça sema etmekteyim çevrende
    ben sen oldukçada çevremde dönüp durmadayım

    bu iki bilginin de ortak görüşü semahın tanrı ile bütünleşme,o nun zerresi haline gelme yani vahdaniyetin özü olduğu noktasında odaklaşıyor. semah,bir coşku ve cezbe aracıdır. müzik ve raks aracılığı ile kişi manevi bir alemde geziye çıkmaktadır.

    ünlü ipek yolu filmini çeken rejisör omara nın da bir japon olarak sema törenini konya da izledikten sonra bize anlattıkları bundan hiç farklı değildi.

    semah ve sema yalnız bu özelliği ile değil, şiirin,müziğin ve raksın,yaşaması gelişmesi ve boyutlanmasında da büyük yarar sağlamıştır.
    ali nur semahi
    diger bir ismi fatima semahi’dir. muhammed-ali-fatima’nin sevgisi islenir.

    bu semah 3 bolumden olusur ve tum semahi 40 yasin uzerindeki 3 baci tarafindan oynar. ılk bolum hatayi’nin bir deyisi ile oynanir ve bu bolum agirlama adini alir. sozleri su sekildedir:

    ali nurdur, ali nur
    muhammed nur, ali nur
    ali gazaya giderken
    fatm’ana acar fal-i nur

    ali gazaden gelirken
    fatm’ana cikar salinir
    yoldan cikma hatayi’m
    yoldan cikan alinir.

    semahin sozleri bazi yorelerde kucuk degisikliklere ugramistir. ornegin bazi yorelerde “muhammed-ali nuru birdir” biciminde bir satir vardir. deyis bir yandan muhammed-ali sevgisini islerken diger yandan da inancla ilgili bilgiler verir. ozetle aile bagini ve esler arasindaki dayanismayi anlatir.

    deyisin sozleri tektek vurgulanarak okunur. her dize arasinda belli bir duraklama yapilir. “nenni nenni” nakarati tekrarlanir. bu sirada baglamanin sesi yukselir.

    soz ve ezginin esliginde yasli kadinlar semahi surdururler. hareketleri yavastir. kollar yavasca yukari kaldirilir. baglamanin vuruslarina gore ayaklar ileri dogru atilir. semahin genel bir kurali olarak dedeye ceragin onune gelindiginde yuz o tarafa dondurulur.

    ıkindi kisim ise su deyis esliginde oynanir:

    muhammed-ali’yi canden seversen
    varinca bir tel ver pirime turnam
    hasan huseyin’den imdat umarsan
    varinca bir tel ver pirime turnam

    zeynel abidin’in gonca gulleri
    bakir kilavuzdur surer kollari
    gul yuzlu pirimin zulfu telleri
    varinca bir tel ver pirime turnam

    cafer-i sadik’la musa-yi kazim
    ımam riza’ya baglidir ozum
    birde benim icin eyle niyazim
    varinca bir tel ver pirime turnam

    dedemoglu haktan tuttuk demani
    kufur deryasinda bulduk imani
    seversen mehdi’yi sahip zamani
    varinca bir tel ver pirime turnam

    bu kesim canlanma bolumudur. agirlama bolumu ile yeldirme bolumu arasinda kopru gorevi gorur. yeldirmede soylenen sozler ise soyledir:

    silkinip boynunun uzatma
    turna ben avci degilim
    cana kiyici degilim
    has nenni nenni nenni
    dost nenni nenni nenni

    turnamin kanadi ala
    sayamadim indi gole
    turna ben avci degilim
    cana kiyici degilim
    has nenni nenni nenni
    dost nenni nenni nenni

    yeldirme bolumunde saz ve sozler iyice hareket kazanir. semahin bitiminde dualar edilir. 3 baci dizleri uzerine coker. bu 3 bacidan biri cark semahina cikar.
    cark semahi
    bu semah cemin tum hizmetlerinin yerine getirilmedigi toplantilarda oynanmaz. ayrica semahin donulmesi diger semahlara gore daha zor oldugundan herkez donemez. kirk yasini asmis bacilar tarafindan oynanir. semah baslamadan once okunan tevhide cemde bulunan tum er ve bacilar katilir. tevhidin sozleri:
    la ilahe illallah
    la ilahe illallah
    ali mursid guzel sahim
    sahim eyvallah, eyvallah

    guvercin donuna girip
    yanil elmayi el sunup
    yurekten atesler yanip
    yuze vurdugu yoldur bu!

    la ilahe illallah
    la ilahe illallah

    ali mursid guzel sahim
    sahim eyvallah, eyvallah

    hatayim der hepisine
    yuzum dusman kapisina
    yazmislar eyvallah, eyvallah
    eyvallah, sah, eyvallah
    sahim illallah, illallah
    tevhid bitince semah baslar. bu semah ali nur semahindan sonra oynanir. ali nur semahi sonunda yere diz coken bacilardan biricark donmek icin meydanin ortasina cikar. baglamanin semahin ezgisini calmaya baslamasiyla yavas yavas donmeye baslar. sol ayaginin uzerinde durur. sag ayagi ile donusu ayarlar. semahin agirlama bolumunun sozleri su sekildedir:

    dun-u gun-u arzumanim kerbela
    varalim hasan-huseyin askina
    senden baska semayem yok elimde
    duralim hasan-huseyin askina

    dertli oter seherin bulbulleri
    mani soyler hakki seven kullari
    taze acilmis erdebil’in gulleri
    derelim hasan-huseyin askina
    kapiya geldi kirklarin birisi
    birisinden mest oluyor varisi
    sarikaya guzel şahın korusu
    konalim hasan-huseyin askina

    dergahin onune akiyor arklar
    kuruldu semahlar donuyor carklar
    hani bir uzumu kirk bolen kirklar
    bolelim hasan-huseyin askina

    ırehber talibi meydana gelir
    sahimerdan eksik hizmetin yetir
    ıriza lokmasin meydana getir
    yiyelim hasan-huseyin askina

    sah hatayim bu yola beli deyi
    cigrisalim muhammed-ali deyi
    cumlemizde ikrarin kulu deyi
    cagiralim hasan-huseyin askina
    askina sahim askina

    “askina sahim askina” dizesine cemdekilerde katilir. semaha kalkmis baci soz ve ezgiye uygun olarak donmektedir. bu yavas ve durgun donus soz ve ezginin degismesi ile canlanir. semahin son bolumu yeldirme baslar. bu bolume ait deyisin sozleri soyledir:

    ınayettir bize fazli huda’dan
    umarim kurtarsin dertten beladan
    muhammed’den ola bize sefaat
    veli himmet aliyyel murtaza’dan

    sah hasan’da bulduk mihr-i muhabbet
    sah huseyin-i sehid-i kerbela’dan
    ımam zeynel, ımam bakir-i cafer
    delil bize kaldi musa riza’dan

    sah taki be naki asker-i billah
    mehdi gelecektir sah evliyadan
    dediler sah hatayi’m ne mesreftensin
    ask-i muhabbetten sitk-i sefadan

    bu semah ile birlikte ali nur semahindan baslayip gelen semah dizisi sona erer. sazci ile semahcilar dulalarini alip yerlerine otururlar. boylece 12 hizmetin semah gorevi yerine getirilmis olur. son bolum bazen asagidaki sozlerlede donulur:

    huseyin’im attan dustu
    kafirler basina ustu
    ati medine’ye kacti
    ah huseyn’im, sah huseyn’im

    huseyn’im yarelendi
    yandi ciger parelendi
    goz yaslarim siralandi
    ah huseyn’im, sah huseyn’im

    bu bolumde semahci ezgiye paralel bir bicimde ucarcasina doner. etekler havada ucusur. giysinin altinda ayak bileklerini orten salvar vardir. semah hizli donuslerle son bulur.

    yukaridaki hatayi deyisinin tamami soyledir:

    bugün matem günü geldi
    ah hüseyin şah hüseyin
    senin derdin bağrım deldi
    illallah şah, illallah şah…
    illallah, illallah şahım eyvallah

    kerbela’nın önü yazı
    yüreğimden çıkmaz sızı
    yezitler mi kırdı sizi
    ah hüseyin şah hüseyin

    illallah şah, illallah şah…
    illallah, illallah şahım eyvallah

    bizimle gelenler gelsin
    serini meydana koysun
    hüseyin’le şehid olsun
    ah hüseyin şah hüseyin

    illallah şah, illallah şah…
    illallah, illallah şahım eyvallah

    kerbela’nın yazıları
    şehid düştü gazileri
    fatmana’nın kuzuları
    ah hüseyin şah hüseyin

    illallah şah, illallah şah…
    illallah, illallah şahım eyvallah

    esti deli poyraz esti
    kafir mervan bizi basti
    huseyn’in basi kesti
    ah hüseyin şah hüseyin

    illallah şah, illallah şah…
    illallah, illallah şahım eyvallah

    kerbela’nın önü düzdür
    geceler bana gündüzdür
    şah kerbela’da yalnızdır
    ah hüseyin şah hüseyin

    illallah şah, illallah şah…
    illallah, illallah şahım eyvallah

    gokte yildiz paralandi
    sehriban ana karalandi
    ımam huseyin yaralandi
    ah hüseyin şah hüseyin

    illallah şah, illallah şah…
    illallah, illallah şahım eyvallah

    huseyin’im attan dustu
    kafirler basina ustu
    ati medine’ye kacti
    ah hüseyin şah hüseyin

    illallah şah, illallah şah…
    illallah, illallah şahım eyvallah

    bir su verin masum cana
    yezit icti kana kana
    fatma ana yana yana
    ah hüseyin şah hüseyin

    illallah şah, illallah şah…
    illallah, illallah şahım eyvallah

    kerbela’da biter yonca
    boyu uzun beli ince
    sah hatayi’m kasarinca
    ah hüseyin şah hüseyin
    hubyar(tokat) semahı
    anadolu’da bulunan ve 28 semah çeşidinden birisi olan hubyar semahı tüm hubyar ocağı mensupları – sıraçlar tarafından bilinmekte ve cem’lerde icra edilmektedir. hubyar ocağı cemlerinde ilk önce kırklar semahı yapılmakta ve daha sonra hubyarlıların yöresel içerik taşıyan folklorik semahı icra edilmektedir. cemde bulunan halk semaha kalkmadan önce baş semahı adı verilen bir semah edilir. daha sonra diğer cem erenleri semaha kalkar.hubyar köylüleri bu semahlarını köylerinde yaptıkları düğünlerinde, nişanlarında ve bayramlarında da yapmaktadırlar.

    hubyar ocağında kırklar semahı bir erkek üç kadın tarafından yapılır. erkek önde ellerini birbirine yatay şekilde vurarak sazın ritmine göre ilerlerken arkasından üç kadın kolları göğüs hizasında yana açık avuç içleri yukarı bakacak şekilde ilerlerler. hubyar ocağında kırklar semahı bekar kızlar tarafından yapılır. kırklar semahında dönme (hızlanma) yoktur.

    hubyar semahı hubyar-sıraç topluluklarının renkli ve cıvıl cıvıl yaşantısının cemlerdeki ibadetlerine yansımasıdır.

    hubyar semahında çalgı ; çalgı saz ve kemaniden oluşur. genelde iki saz çalan aşık, iki kemani çalan aşık şeklindedir. fakat bu konuda bir sınırlama yoktur. aşıklar semah esnasında dönüşümlü veya koro halinde türküler söylerler. bu türküler hatayi, karacaoğlan, pir sultan abdal, kul himmet , derviş ali ve diğer alevi ozanlar ile halk aşıklarının deyişlerinden oluşmaktadır. hubyar ceminde aşık dedenin yanına değil karşısına veya çaprazına oturur.

    hubyar semahında giysi ; hubyarlılar tüm günlük hayatlarında olduğu gibi semahlarını yaparlarken de yöresel kıyafetlerini giyerler. kadınlar başında kaytan işlemeli ve para veya altın süslemeli fesi, üç beş kumaştan yapılmış boy entaresi, alttta yine üçbeş kumaştan yapılmış tumanı olur. kapalı yerlerde yapılan semahlar çıplak ayakla yapılır. erkeklerde günlük kıyafetleriyle yaprlar semahları ayaklar çıplak ve mutlaka baş şapkalı olur. kadın erkek baş açık semaha çıkamazlar. kapalı yerler de de ayaklar çıplak olmak zorundadır.

    semaha kalkış ; hubyar ocağı cemlerinde semaha kalkacakları gözlekçi belirler. işaret edilen kişi ortaya çıkar dedenin elini öper. kadın ve erkek semahçılar ilk önce kendi aralarında birbirleriyle görüşürler (öpüşürler) daha sonra kadın semahçılar erkek semahçıların ellerini öperler. kadın semahçı ile birlikte semahta kadının aile büyüğü de varsa ayağına eğilir (öpmek için) fakat genelde erkek buna müsaade etmez ve niyazını alır.

    semah ; üç erkek ve üç kadın tarafından yapılır. diziliş şekli bir erkek bir kadın şeklindedir. hubyar semahı ağırlama ve dönme veya hızlanma dediğimiz iki bölümden oluşur.

    ağırlama bölümünde erkekler, elleri göğüs hizasında ve avuç içleri yere bakacak şekilde , kadınlar ise elleri göğüs hizasında ve avuç içleri yukarı bakacak şekilde yana açılarak ve halka çizerek yavaş ritimle ilerlerler. bu arada saz ve kemaniden oluşan aşıklar gurubu ritim eşliğinde deyişlerini söylemektedirler. aşıkların ritme hız vermesiyle semah eden canlar da hareketlenir ve kadınlar ellerini yine avuç içleri yukarı bakacak şekilde açarak hem kendi etraflarında hem de halka çizer şekilde hızla dönmeye başlarlar, bu arada erkekler de aynı ritimde ayaklarını sazın ahengine göre yere vurarak ve dönen kadınları sanki koruyorlarmış gibi ellerini yana açarak , aynı hızla halka çizerek dönerler.

    hubyar semahı diğer semahlar içerisinde oldukça coşkulu , hızlı bir ritme sahip bir semah olarak nitelendirilmektedir.

    hubyar semahı tokat semahı diye de adlandırılmakta ise de bu yanlıştır. çünkü bu semah sadece tokat bölgesinde değil, sivas-tokat-amasya-yozgat-çorum bölgelerinde bulunan hubyar-sıraç toplulukları tarafından bilinmekte ve icra edilmektediralaçam semahı
    ordu’nun unye ilcesi ve cevresinde “nalcilar” olarak taninan aleviler’in dondukleri semahtir. nalcilar dogu karadeniz yoresine bir oymak olarak asya’dan gelmis ve nalbantlikla ugrastiklari icin bu adi almislardir.

    semahi 10-12 semahci doner. semahcilarin son derece temiz giyinmis olmalari gerekir. bunlarin yarisi er, yarisi bacidir. bacilarin sac orguleri varsa bu cozulmus olmalidir. sac uclarina para yada pullar takilir. her er bir bacinin yaninda durur. er donmez. ezginin vuruslarina uygun olarak donen baciyi kollamakla yukumludur. ancak elini ve kolunu muzigin ritmine uygun olarak hareket ettirir. semahin agirlama ve yeldirme bolumlerinde ana oge bacinin donusudur.

    alacam semahi sivas, malatya ve tokat’ta oynanan cark semahini andirir. farkli olarak bacilar yerine kalabalik bir grupca donulmesidir. eslemeli bir semahtir. eslerin uyumu onem tasir. bu nedenle gozcu uyum gosteren ciftleri semaha kaldirir.

    ah hüseyin şah hüseyin
    gonuller semahi
    genclerin oynadigi semahlardan biridir. kalabalik topluluklar biciminde daha cok genc kizlar tarafindan oynandigi icin sivas yoresinde “genc kizlar semahi” olarakta anilir. bu semah tokat yoresinde genc ciftler tarafindan oynanir. 3-5-7-9-12 kisi ile oynanmasina dikkat edilir. diger semahlardan farkli olarak donusler hem oyuncunun kendi ekseni hemde bir daire etrafindadir. ancak sivas, tokat, malatya yorelerinde eksen cevresi donusler gorulmez. agirlama bolumundeki deyis sozleri su sekildedir:

    su dunyanin otesini
    erdim diyen yalan soyler
    bastan basa sefasini
    surdum diyen yalan soyler

    ana dogurur atayi
    dilden dusurmez hatayi
    bismedik cig yumurtayi
    soydum diyen yalan soyler

    sular akar arkin arkin
    felek donderiyor carkin
    su dnyada evim barkim
    vardir diyen yalan soyler

    agaclar olur gazel
    kimi okur kimi yazar
    bir ahdinen butun guzel
    sevdim diyen yalan soyler

    sah hatayi’m der varilmaz
    varilip geri durulmaz
    rehbersiz yol surulmez
    surdum diyen yalan soyler

    hizli donuslerle oynanan ikinci bolum yeldirmede okunan deyisin sozleri:

    uzatmis boynunu suna bakislim
    kalbinde hak aski vara kurbanim
    ak goksun arasi hatem nakislim
    telli zuluflere tara kurbanim

    egnine giyinmis salvayi sali
    husnun goren asik neylesin mali
    ımradir kaslarin kudiret bali
    alninda parlayan nura kurbanim

    ıbrahim’in gunahkar vasfini yazar
    mevlam guzellere eylemis nazar
    su iki cihanda bir mahtir gezer.
    yuzu yesil benli pire kurbanim

    farkli bolgelerde farkli adlarlada anilsa bu semah gencler icin bir ogrenme ve baslangic semahi gorevini gorur.

    alevi kanada
    bengi
    toroslardan balikesir, kutahya, bilecik’e kadar uzanan bir bolgede turkmenlerce donulen bir semahtir. bengi, eski turkcedeki “gidis” anlamina gelen “mangig” kokunden gelmektedir. bu semaha kimi yorelerde “mengi” denir.

    bu semah genellikle gencler tarafindan oynanir. bu nedenle gencleri diger semahlara ve cemin genel ortamina hazirlama gorevi gorur. bu nedenle ege yoresinde dinsel ozelligni yitirerek halk oyunu niteligine burunmustur. ancak orta toroslar bolgesinde hala semah islevini tasimaktadir.

    balikesir ve bergama yorelerinde sadece muzikle oynanir. anamur’da ise asagidaki sozlerle donulur:

    su yuce daglarin kari eridi
    sel oldu gidelim bizim ellere
    yaylamizi lale sumbul burudu
    gel oldu gidelim bizim ellere

    nazli olur guzellerin eyisi
    deli gonul guzellerin delisi
    gayri bizim elin kara calisi
    gul oldu gidelim bizim ellere

    karac’oglan der ki gelir yazlari
    guzel kimden aldin sen bu nazlari
    anamin babamin aci sozleri
    bal oldu gidelim bizim ellere

    alevi kanada
    kirklar semahi
    dinsel torenlerimizin ana semahlarindan biri olup 3 ana bolumden olusur: dua, agirlama ve yeldirme.

    alevilerde en az 3 encok 12, alevi-bektasilerinde en az 2 encok 12 baci tarafindan oynanir.siraclar arasinda 3 erkek yada 3 er 1 baci oynar. semahin ilkesine gore 40 yasin altindakilerce oynanmasi yasaktir.

    semahi oynayacak canlar ortaya cikip niyazlasirlar. bu semahtan once ayaklar muhurlenmez.

    semahin oynanisi bolgelere gore degisiklik gosterir ve degisik hareketlerle oynanir.

    elmali’nin tekke koyunde semah yapilirken bir dinsel toren yapilir. toren bir soylenceden kaynaklanir: selman-i pak kirklarin yaptigi semaha son anda yetisir. semaha son bolumunde katilir. buyruk’un ilk bolumunde yer alan bu soylence, tekke koyunde semah oncesinde canlandirilmaktadir.

    semah baslamadan dede disari cikar. o disaridayken sazcilar kirklar semahini calmaya baslar. cem evinde bulunanlar sira gozetmeksizin semaha kalkarlar. ceragci cerag tepsisiyle gelip semahcilarin ortasindaki bosluga oturur. genc yasli hemen herkes semaha cikar. semaha kalkanlarin sayisi 5 ile 30 arasinda degisir. semaha cikmayanlar da ayaga kalkmislardir. onlarda olduklari yerde kollarini acar kaparlar. semahin deyisinin sozleri soyledir.

    ciktim kirlar yaylasina
    cagirdim ucler askina
    yuzumu yerlere surdum
    yediler kirklar askina

    hu ali’m hu, hu gercekler demine

    gelsin muhammed’im gelsin
    dusmuslerin elin alsin
    canim hakka kurban olsun
    yediler kirklar askina

    hu ali’m hu, hu gercekler demine

    gelin su faktan gecelim
    aki karayi secelim
    ab-i kevserden icelim
    yediler kirklar askina

    bu dunya kurulu faktir
    gerceklere sozum yoktur
    ali muhammed haktir
    yediler kirklar askina

    sah hatayi’m gel varalim
    dergahina yuz surelim
    anlar dursun biz varalim
    yediler kirklar askina

    son dortluk soylenirken dede iceri girer. bir anlamda son dortluk ile dede cagirilmis olur. dede semah donenlere katilir. semahcilarla birlikte bir sure donup yerine oturur. semahin bitiminde semahcilar dara dururlar. dede onlara dua eder.

    antalyanin tekke koyunde bundan sonra son semah gozcu semahidir. kimi kaynaklara gore antalya yoresinde son semah kirklar semahidir. mecliste bulunan tum erler ve bacilar hep birlikte “kirklar” semahina baslarlar. kirklar semahi genellikle sabaha kadar surer. meclistekiler gun dogmadan dagilirlar.

    birinci bolum olan agirlamanin sozleri soyledir:

    bir baci nurdan kusak kusansa
    erin hak bilmezse zaydir emegi
    turap olup yeryuzune dosense
    erin hak bilmezse zaydir emegi

    oksuzler doyursa sevap eylese
    gunde yuz bin eri devah eylese
    musa gibi bin bir devah eylese
    erin hak bilmezse zaydir emegi

    kabe’ye varir bir haci olsa
    ud edep cekici bir baci olsa
    yer ile gok ona duaci olsa
    erin hak bilmezse zaydir emegi

    hizir ile dagi tasi arasa
    hizmet etse ere pire yarasa
    fatmaana’nin saclarini tarasa
    erin hak bilmezse zaydir emegi

    sah hatayi’m bu sozleri dinlesen
    ısm-i azam duasini okusan
    fatmaana’nin hamaylisin takisan
    erin hak bilmezse zaydir emegi

    semahin yeldirmesi baslayinca oyuncular sag ayagi ileri atarlar. sol kol ona paralel bicimdedir ve sag ayagi izler. ayni bicimde sol ayak ileri giderken sol kol uzanir. boylece semah surer. yeldirmenin sozleri soyledir.

    ıyi dost, iyi dost, iyi dost
    salinipda seyrangaha gelince
    nicin derli dertli otersin bulbul?
    gafil iken bir tas cikti elimden

    vaden tekmil imis yatarsin bulbul
    bulbulun donlari sari gazelden
    bulbul gule meyil vermis ezelden
    surme vardir gullerinde ezelden

    nicin derli dertli otersin bulbul?
    bulbulun donlari sari mesiden
    mendilim islandi didem yasindan
    bende sandim aklim gitti basimdan
    nicin derli dertli otersin bulbul?

    sana senden oldu hic benden bilme
    otup dertli dertli sinemi delme
    pir sultan abdal’im kusura kalma
    seni de kirklara katarim bulbul

    bundan sonra “allah, allah, allah…” diye dua edilir. anadolu’da semah bitince semahcilar dualalrini alip yerlerine oturur. saki once sag basta duran semahci ere bir dolu sunar. doluyu sirayla dagitir. bu is bittikten sonra sol bastaki baci, sag bastan baslayarak tum erlere dolu dagitir. son doluyu dolucuya verir. birlikte icer ve niyazlasirlar. baci yere niyaz eder.

    alevi kanada
    samsun ladik semahi
    semah 8 er ve 8 baci tarafindan donulur. semah baslangicinda erler ve bacilar 2 gruba ayrilir.

    agirlama evresinde eller kalp uzerinde birlestirilir. bu evrede sadece bacilar doner. erler ellerini capraz bicimde gogusleri uzerinde baglamis dururlar. agirlamada semah erenlerindir deyisi soylenir.

    dem dem dem dem ali dem’i
    erenler sürüyor erkani yolu
    ya hizir, ya hizir, ya hizir
    dem ali dem dem

    hey erenler bir gül açmis hicaz’dan
    yapragi muhammed, deha’si ali
    gönül demden gezer, ask ile nazdan
    menzili muhammed, pervazi ali

    ya hizir, ya hizir, ya hizir
    dem dem dem, ali dem

    tadina doymadim yesil donunun
    vuran baglarinin gonca gülünün
    erenler yolunda allah çölünün
    mecnun’u muhammed, leyla’si ali

    ya hizir, ya hizir, leyla’si ali
    dem dem dem dem ali dem dem

    çark eyle çark eyle
    semah erenlerindir
    dogru görenlerindir
    bu yola egri girmez
    hak’ka girenlerindir

    ıkinci evrede deyis sozu okunmaz. baglamanin vuruslari semahcilara eslik eder. semah bu evrede yavaslamistir. salina salina yuruyuslerle semah devam eder. ayak hareketleri onem tasir. sag ayak 2 kez kucuk adimlarla geri cekilir. sol ayak ise 2 uzun ve bir yarim adim olmak uzere ileri atilir.deyis:

    salini salini geldim koyune
    guzeller basima toplansin diye
    herkes sevdigini almis yanina
    guzeller pazari kurulsun diye

    odamda calinir ask ile sazlar
    yar seni gormezsem yuregim sizlar
    basima toplanmis gelinlik kizlar
    su bizim davamiz gorulsun diye

    huseynim boyle miydi sozumuz
    eskiden sevdami bizim ozumuz
    on besinde bir ok vurdu birimiz
    yeterin erenler semah donerler.

    son evre yeldirmedir. donusler daire uzerinde olup kollar kavrayarak ivedi donusler surer. sag el alttan kavrama ile ileri atilir. deyis:

    yüce dağ başında bir koyun meler
    her koyun ararda kuzusun bulur
    koyunun meleyisi bağrımı deler
    ne melersin koyunum vaz gel kuzudan

    koyun seni yayan coban bitmesin
    bahcesinde lale sumbul bitmesin
    seni incitenler hakka yetmesin
    ne melersin koyunum vaz gel kuzudan
    turna semahı
    alevilerde 3-5-7-9-12, alevi-bektasilerinde 2-4-6-8-10 yada daha cok er ve bacinin yer aldigi bir semahtir.

    bu semah turna kusunun figurlerine dayanir. kusun kanat vurusu, ucusu ve durusuna bir benzerlik vardir. ınancimizda turna il hz. ali arasinda bir ilgi vardir. bu nedenle bir cok ozanimiz ali ile turna iliskisini isleyen deyislere yer verir.

    bu semah en cok oynanagelen agir semahlardandir. hareketler yavas ve olgundur. semahcilar ezginin vurusuna uygun olarak kollar yanlara acik agir agir yururler. bu yuruyus kusun ucusunu andirir. donus hizi calinip soylenen deyisin vuruslarina uygun bir bicimdedir. semahin sonlarina dogru hizlanir. bu sirada semahcilar ve dinsel torene katilanlar “allah, allah, allah” diye cagrisirlar. soz ve ezgi dinsel ortami icine almistir.

    oynanis yorelere gore degisiklik degisler icerebilir.

    deyislerden biride sudur:

    yemen ellerinde beri gelirken
    turnalar ali’mi görmediniz mi
    havanın yüzünde semah dönerken
    turnalar ali’mi görmediniz mi

    şah’ım hayber kalesini yıkarken
    nice yezit helak olur bakarken
    muhammet miraca ol dem çıkarken
    turnalar ali’mi görmediniz mi

    kim gördü derya da balık izini
    eğildi ol öpdü kasrin tozunu
    işidin ali’nin hop avazını
    turnalar ali’mi görmediniz mi

    havanın yüzünde semah dönerken
    o kırkların şarabından içerken
    muhammed’in gül reyhanın saçarken
    turnalar ali’mi görmediniz mi

    şah hatayi edermi gedayi?
    dilim zikr eyledi gani mevlayı
    on iki imam nesli abayı
    turnalar ali’mi görmediniz mi

    ah yar, yar dost, dost…
    medet sah, sah, sah… ali’m sah… ali’m
    ya hizir semahi
    malatya, sivas ve tokat yorelerinde orta yasli 4 ya da 5 kisi tarafindan oynanir. oynanis bakimindan diger semahlardan farklilik gosterir. oynayanlar ard arda dizilir. aralarinda yarim metre civarinda ayrilik bulunur. ezginin vuruslarina gore bir kol ileri uzatilir. kol gogus dogrultusunda bukulerek geri getirilip sag el sol gogus uzerine konur. bu arada sol el sarkik durmaktadir. sag el inerken sol el ayni hareketi yapar ve sag gogus uzerine konar. bu sekilde bir daire uzerinde hem donulur hemde bu hareketler yinelenir. elin gogus uzerinde durusu tarikat selami seklindedir.

    bu semah hizir’a cagri, selam anlamindadir. hizir birden ortaya cikip kaybolmnasi ile unludur. halk inanclarinda peygamber sayilir. basi dertte olanlain yardimina kosar. allah ona muslumanlari koruma gorevi vermistir. kudus’te oturur. ama istedigi yerde gorunebilir. semah ona cagriyi simgeler.

    kadi erkek karisik oynanir. yalin bir semahtir. daha cok erkek semahi olarak bilinir. 2 bolumden olusur. ılk bolumun oynanisi yukaridaki gibidir. sozleri soyledir:

    ındik devah ettik kocu babayi
    bugun yaylimdadir geliyor koclar
    mubarek cemale seyran eyledik
    bugun yaylimdadir geliyor koclar

    biri beyaz ama ucu kirmizi
    onlarda seciyor bahari yazi
    ayni zulfikar’a benzer boynuzu
    bugun yaylimdadir geliyor koclar

    dervis ali’m gel cekelim yaslari
    er, evliya soyler bu nefesleri
    dort kitabtan beyan eder sesleri
    bugun yaylimdadir geliyor koclar

    yeldirme bolumu obur semahlarda oldugu gibi oynanir. nitekim obur semahlardan biri calinir. bu bolum olarak kirklar semahinin sonunda calinan pir sultan abdal’in “salinip da seyrangaha gelince” dizesi ile baslayan deyisi soylenip oynanir.

    alevi kanada

    kaynak
  • kimi yobazlarin saz calip gobek atilan islam disi eglence diye niteledigi alevi ritueli.
  • semaya dayanmi$ merdiven...
hesabın var mı? giriş yap