• (bkz: frederick winslow taylor) denen bir adam var. ismi pek bilinmez ama modern dünyanın öncülerindendir kendisi. üretimi ve yönetimi en verimli hale getirmek için belirli prensipler ihdas etmiştir. montaj hattı ve kitlesel üretim onun çalışmaları ile mümkün hale gelmiştir.

    aslında bu adamın görüşleri başka bir sahada çok daha önceden yürürlüğe sokulmuş durumda benim gördüğüm. evet, prusya ordusunu kastediyorum. taylor işin teorisini yapmış ve endüstriyel üretime uygulamış tespitlerini. ancak prusyalılar çok daha önceden taylor'cu prensiplere göre işleyen bir ordu kurmuşlar. meşhur prusya ordusu...

    ordular, bürokrasiler, her ölçekte yönetim 19. yüzyıldan itibaren taylor'cı prensiplere dizayn edilmiş. tıpkı makine gibi çalışan, insan unsurunu sistem içinde bir dişliye indirgeyen bir model bu.

    almanlar birinci dünya savaşındaki deneyimlerinden bu makine gibi çalışan yapının insan unsurunun potansiyelini bir parça körelttiğini fark etmişler ve sahada komutana inisiyatif tanıyan nispeten daha serbest bir sisteme geçmişler. çok da başarılı olmuş yeni sistem. dikkat ederseniz almanlar hep önden gidiyor sanki...

    burada vurgulanması gereken nokta şu: toplumun önce katı bir sistem ve disiplin altına girmesi gerekiyor. ileriki aşamada kişilere inisiyatif tanıyan gevşetmelere gidiyorsunuz. katı disiplin aşamasını pas geçip direkt kişilere inisiyatif tanımak ise çok vahim durumlara yol açacaktır. öncesinde disiplinin ruhlara işlemiş olması gerek. yoksa başıbozukluk kaçınılmazdır.

    bilincin eğitiminde de aynı durum söz konusudur. birinci kademede(ibrahimi aşama) yavaş yavaş disipline girer şuur. sonrasındaki musevi aşamada ise disiplin, nizam ve şekli kurallar kemal noktasına ulaşır. bu kademe zahiri kurallara uyum yani şeriat aşamasıdır.

    şekli kuralları yeterli görüp ötesine geçmek istemeyenler ikinci kademede takılıp kalırlar. kuralcı tipler haline gelirler. bilincin hakka yükselmesi için her türlü şekli kurallardan dahi azade olması gerekir. yanlış anlaşılma olmasın: fizik beden ve zahiri ilişkiler hayat boyu zâhir kurallara bağlıdır. biz burada bilincin serbest kalmasından bahsediyoruz. bu noktayı yanlış anlayanın sonu bektaşiliktir.

    ben her iki tiplemeyi de gözlemleme şansı buldum. şeriat kurallarını hiçe sayan, umursamayan bektaşi meşrep kimseler boş geldiler boş gidiyorlar. ellerine hiçbir şey geçmedi. karmakarışık görüşler içinde debelenip duruyorlar. katı kuralcılar ise saplantılı ve obsesif kişiliğe sahipler. sürekli vesvese halindeler. rahat değiller ve kavgacı saldırgan psikolojideler. iç gerilimleri yüksek çünkü.

    sonuç: katı kuralcı olmak sol sapma, bektaşi olmak ise sağ sapmadır. iki sapmayı da aşıp sırat-ı müstakim üzere devam etmek lazım.
  • ortamin rengi, atmosfer anlaminda.
    "-ben her konserime yarim saat erken giderim, $oyle bir bakarim ortama, $ekil nedir?"
    muslum gurses
  • bir $eyin fiziksel hacmini nasil olu$turdugunu belirleyen kurallar toplulugu..
  • arapçada "şakl" şkl kökünden türetilmiş ve "biçim, form, suret" anlamlarına gelen bir kelimedir.

    aramicede şkll kökü "tamamlama, biçimleme, son şeklini verme" anlamlarına gelirken, akadçada şuklulu veya şaklulu yine akadça kll kökünden türetilmiş olan ve "tam, bütün" anlamlarına gelen kullatu kelimesinin gramatik türevidir. aramca dört harfli şkll biçimi akadcadan alıntıdır.

    bütün bu yazdıklarımı göz onüne alarak rahatlıkla söyleyebilirim ki; kelimelerin anlamsal yolculukları, insanların kendi kendilerine yaptıkları yolculuklarına ışık tutan hazinelerdir.

    ayrıca lütfen (bkz: kül)
  • insan neye şekil verebilir? insan sadece kendine şekil verebilir dedim durdum bunca zaman hep. oysa şekilden şekile girse de bu varlık, istediği gibi olmaz hiçbir şey. kendi dışındaki her şeyi olduğu gibi kabullenip, bulunduğu kabın şeklini mi almalı yani insan? hayır. demiyorum ki, başkalarına müdahil olalım ama başkasına göre başkalaşacak kadar esnek de değiliz. şekil vermek, heykellere filan olunca iyidir.
  • çoğu zaman içeriğe hükmedemez
    .. itibarıyla.
  • arkasına "şukul" kelimesi eklendiğinde şekil yapmak öbeğinin gücünü 5 kata kadar artırdığı tarafımca gözlenmiş ve onaylanmıştır. örnek kullanımı; şekil şukul yapmak şeklindedir.
  • bir bütünün bir parçasına getirilen tanım, çizilen kontur.

    (bkz: tanım)
  • argo'da atraksiyon.. (orn: baba $ekil yapmi$sin?)
  • olagan birseyi ilginc bir yontemle yapinca da denebilen sozcuk. (orn: ooo , bu hede sekil olmus)
hesabın var mı? giriş yap