• dora'yla birlikte 1930'ların sonlarında krupp tarafından kocaman, istihkam edilmiş hedefleri yok etmek için geliştirilmiş demiryolu topu.

    1934 yılında dizayn edilmiştir ve 1941-1945 yılları arasında kullanılmıştır. yaklaşık 1350 ton ağırlığındadır ve 37 kilometreden hedefe 7 tonluk mermiler fırlatabilir. maginot hattı'na karşı kullanmak niyetiyle üretilmiştir ancak wehrmacht cephe saldırısı yerine maginot hattı'nın çevresinden dolaştı biliyorsunuz ki. tarihin en ağır mermilerini fırlatmış ve en büyük ikinci kalibreli yivli silahıdır.

    top 47 metre 30 santimetre uzunluğa, 32 metre 48 santimetre uzunluğunda bir namluya ve 7 metre 10 santimetre genişliğe sahiptir ve 800 kalibredir. topu 54 saatte birleştirmek için 250 kişi, bent kazmak ve paletleri sermek için 2500 kişi ve topu hava saldırılarından korumak için 2 uçaksavar taburu kullanılıyordu.

    top yüksek patlayıcı özellikli mermileri maksimum 48 kilometre mesafeden saniyede 820 metre hıza eriştirebiliyordu. beton delici mermilerle ise bu sayılar maksimum 38 kilometreye ve saniyede 720 metreye düşüyordu.
  • -günaydın schmidt, yeni wunderkanonschrek'i gördün mü?
    +görmemek imkansız hans.
    -evet, doğru..bu arada heil hitler...
    +tabi, heil...
    -hiç düşündün mü, deri trençkotlarımız ve devasa ölüm toplarımızla belki de...
    +ja...?
    -bu hikayedeki kötü adamlar bizler miyiz?
    +bunu düşünmemeye çalışıyorum kamerad. belki de savaşın kendisi kötüdür?
  • çok gaza gelinerek yapılmış olabilecek en kullanışsız toplardandır.

    200'den fazla asker bu toptan sorumludur.

    gökyüzünden çok kolay görülen devasa bir şey olduğu için etrafında bir sürü uçaksavar konuşlandırılır.

    tren yolu üzerinde gitmektedir, sağa sola dönemeyip sadece namlusunu yukarı aşağı oynatabilen bu top için etrafına ray eğimleri döşenerek ancak namlusu sağa ve sola oynatılabiliyordu.

    40 top atışından sonra 30 metrelik namlusunun değişmesi gerekiyordu ve bu da 2,5 gün sürüyordu.

    zaten her halinden silahın yapımına 1930'lu yıllarda karar verildiği ortadadır.

    ama ortada çok güçlü ve korkutucu bir alman kararlılığı sözkonusudur.

    yani bu büyüklükte bir şeyi bir araya getirip daha büyük ve dağıtıcı bir top yapmak ve bunu kullanabilmek başlı başına bir başarıdır.

    1. dünya savaşında çok daha kullanışlı olabilirdi.
  • büyük silah.

    "biz bunu yaptık ama niye yaptık?" diyen çıkmış mıdır acaba?
  • 1939'da hitler'in krupp'lara "ya biz geçen sefer* ne güzel toplar* yapmıştık, paris'i ta buradan bombalıyorduk*, şimdi niye böyle deyişik bir silah yapmıyoruz, bizde niye yok," demesi sonucu ortaya çıkmış kamaşullah gibi bir top. iki sıra demir yolu hattı üzerinde hareket edebiliyordu. krupp camiası bu ölümüne fallik topa gustav krupp'a ithafen schwerer gustav adını verirken, topçu askerler, her nedense, topun dişil bir cisim olduğunu düşünmüşler ve dora adını vermişlerdir. yani dora ve schwerer gustav aynı cihazdır.

    bu toplardan bir tanesi sivastopol kuşatmasında kullanılmış ve kuşatmanın sözde başarıya ulaşmasını sağlamış, hitler'in egosu tatmin edilmiştir. lâkin kazın ayağı öyle değildir; top, hepi topu 53 defa ateş etmiş ve sonradan yapılan incelemelerde topun isabet oranının beşte bir cıvarında olduğu görülmüştür. schwerer gustav da, drittes reich'dan her biri için yedi milyon mark tahsil edilen bir sahtekârlık abidesi olarak sümen altı edilmiştir.

    bunlardan kayıtlara göre sadece iki adet üretilmiş ve düşman eline geçmemesi için almanlar tarafından geri çekilme sırasında patlatılarak imha edilmişlerdir. paris-geschütz e benzeyen uzun menzilli bir model de henüz yapım aşamasındayken fabrika bombalandığında imha olmuştur. sivastopol'u bombalayan topun kalıntıları bir ormanda bulunmuş, ruslar tarafından incelenmiş, eve götürülmüş ve sonra "yok olmuştur." yıllar sonra tesadüfen bulunan parçalar ise bir araya getirilmiştir ve şu anda dresden'deki askeri müzede sergilenmektedir.
  • 30 metre uzunluğunda bir namluya sahip ve 800mm çapında mermiler fırlatan, nazi yapımı devasa bir silah.

    akıl yoksunluğunun üstün alman mühendisliği ile harmanlanmış hali.

    binlerce ton çelik kullanılarak yapılan bu top, savaş alanında işlevsiz bir çelik yığınına dönmüştür. hitler'in devasa savaş makinelerine duyduğu hayranlık sonucunda inşa edilen bu topun sadece birkaç metre ilerletilmesi için bile binlerce işçi aynı anda çalışmaktadır. buna rağmen belirli şehirlere birkaç top atışı yapıp bir miktar sivil öldürdükten sonra emekliye ayrılmıştır.
    hatta savaşın sonuna doğru, düşmanın eline geçmemesi için parçalanmıştır.

    rahmetlinin resmi
  • nazi almanyası döneminde üretilmiş yeryüzündeki en büyük ve en kullanışsız obüs.

    her diktatörlükte liderlerde görülen bir özellik var bence.

    dünyanın enlerine sahip olmak.

    türkmenistan başkanı dünyanın en büyük dönme dolabı mı ne öyle salak bişeyi yaptırmıştı,

    keza bu dünyanın en salak kullanışsız obüsünü,

    kuzey kore lideri en büyük füzesini, (ki komik olan sadece boyutunun büyüklüğü,kiloton bazında değil)

    birde adını unuttuğum bir memlekettede dünyanın yine en büyük ama en kullanışsız adalet sarayımı ne varmış...oda çok kullanışsızmış...

    her diktatörün hastalığıdır bu dünyanın en büyük mega uper super sikim sonik kullanışsız şeylerine sahip olmak.
  • gustav stalingrad'da değil sivastopol kuşatmasında kullanıldı. dora ise stalingrad'a götürülmüş fakat bilindiği kadarıyla kullanılmamıştır. bu canavarın yüksek patlayıcı mermisi düştüğü yerde 10 metre genişliğinde ve 10 metre derinliğinde çukur açıyor, zırh delici mermisi ise 7 metre kalınlığında betonu rahatlıkla deliyordu.
  • efenim, bu cihaz bitirilip, testleri falan tamamlanıp (sadece test aşamasında 250 kadar mermi atmıştır, maliyete gel, eziyete gel) teslim tarihi gelince krupp firması bir tanıtım etkinliği düzenliyor. davetliler dönemin komuta heyeti, nazi ileri gelenleri, yerli yabancı basın falan ve tabi ki baş köşede de onur konuğu adolf hitler. bilindiği gibi hitler bey her türlü devasa savaş araç gerecine karşı tuhaf ve aşırı bir ilgi duyan birisi. dolayısıyla tanıtım günü de çocuklar gibi şen. adam hayallerinin silahına kavuşmuş neticede. böyle espriler, komiklikler falan, etrafa neşe saçıyor bildiğin. kendisinden sonra günün ikinci en neşeli insanı da topun tasarımcısı erich müller. führer mutluluktan uçmuş, geri kalan herkes mühendisimizin sırtını sıvazlıyor, takdir, övgü gırla. neyse efenim, bu arkadaş ortamın gazı ile müthiş silahını överken arada ölçüyü kaçırıp düşman tanklarına karşı da etkili bir şekilde kullanılabileceğini iddia ediyor. tabi hitler de durur mu, hemen aklına bir muziplik geliyor ve o dönem "tank" lafı geçince akla gelen ilk insan olan heinz guderian'ı yanına çağırtıyor. guderian'ı burada uzun uzun anlatmayayım şimdi, bilmeyen varsa açsın başlığını okusun. kısaca, kendisi zırhlı birlikler kavramının kurucusu, uygulayıcısı, tank olayının kitabını yazmış (hakikaten yazmış; bkz: achtung panzer), tankları piyade destek aracı olmaktan çıkarıp toplu halde hız ve vuruş gücü odaklı taarruzlarda kullanma doktrinini geliştirerek savaş tarihini değiştiren kişi dersek yanlış olmaz.. şöyle desek daha kolay anlaşılır, bugün alman milli takımı bol gollü galibiyet aldığında ertesi gün gazeteler "panzerler ezdi geçti" diye manşet atıyor ya hani?. hah, bu adamın sayesinde işte. neyse, hitler diyor ki "mühendisimiz bu silahın tanklara karşı da etkili bir şekilde kullanılabileceğini söylüyor, siz ne diyorsunuz herr general?".. burada guderian paşa içinden bir "tövbe ya" çektikten sonra "führerim, bu alet elbette bir tanka nişan alabilir ama vurabileceğini sanmıyorum" der. gelgelelim, kaşınmakta olan mühendis müller itirazlarda bulunur, "efenim olur mu, bakınız benim silahım 4 küsür tonluk mermi atıyor, 40 küsür kilometre menzili var, düştüğü yerde 10 metre çapında krater açıyor, kodu mu oturtuyor" falan diye hararetli hararetli silahı savunur. fakat paşa "peki bu silahın en kısa menzili nedir" diye sorunca mühendis daha fazla itiraz etmeden susar. guderian anılarında "bunun üzerine silahın tanklara karşı kullanılamayacağını kabul etmek zorunda kaldı" şeklinde, fazla ayrıntı vermeden olayı aktarmış ama ben orada kelli felli alman generallerinin "ihbinihbin" diye güldüğünden eminim.

    yani mühendislik, teknik beceri, üretim, tasarım falan fevkalade ama nihayetinde silah modern savaşın gereklerinden fersah fersah uzak. tasarımcı herr müller 4 buçuk tonluk mermiyi 40 kilometre mesafeye ulaştırabilecek teknik bilgiye haiz ama güncel topçu taktiklerinden, modern savaş doktrinlerinden ne yazık ki bihaber.

    neticede büyük emeklerle üretilen iki adedi de külfetten başka bir şeye sebep olamadan tarih sahnesinden silinmişler.

    yalnız, burada silahın ikisinin de adının "gustav" olduğu, ancak kullanan personel tarafından sonradan "dora" olarak adlandırıldıkları gibi hatalı bir bilgi mevcut. doğrusu ise ilk silah gustav olarak üretilip teslim edilmiş, ikinci silaha daha fabrika aşamasında baş mühendisin kız arkadaşının ismine ithafen (nasıl bir hatunsa artık) dora ismi verilmiştir.

    bir de, tarihte bu silah uçuk maliyetinden dolayı krupp firmasının alman devletine bir kazığı olarak değerlendirilir. oysa ilk silah, yani gustav, şirketin üretilen ilk silahı bedelsiz teslim etme geleneğine uygun olarak herhangi bir ücret alınmadan hizmete girmiş, ikinci silahın bedeli şirketin kasasına girmiştir. yani bana kalırsa krupp da bunun ekmeğini yiyememiş.
  • nazilerin dora ile birlikte geniş alana sahip istikham mevzilerini yok etmek için tasarladıkları sadece demiryolunda hareket edebilen devasa obüs'tür, kısa bir süre sonra'da mobilitesinin problemli olmasından dolayı üretimden kaldırmışlardır.
hesabın var mı? giriş yap