• hani çok revaçta olan bir sözcük var ya underrated diye; bu şarkı o tek sözcük ile ifade edilebilir. freddie mercury'nin neden gelmiş geçmiş en harika seslerden biri oluşunun, brian may'in niçin dünya'nın sayılı gitaristlerden sayılmasının bir ispatı, dünya'ya haykırışı.
  • bleach'in yeni açılış parçası da bu tatlı japon hanım kızlarımıza ait. tek kelime anlamasam bile taka tuka çata çuta eşlik etmeye çalışıyorum öyle de güzel şarkıları var bu grubun *.
    hep beraber dinliyoruz efendim: http://vimeo.com/channels/314150/80528186

    edit: zamanında paylaştığım video'yu sahibi silmiş. ben de güncelledim.
    edit: copyright'ınıza şey edeyim. link tekrar güncellendi.
    edit: link tekrar güncellendi. ne şarkıymış arkadaş. her sene kaldırıyorlar videosunu.
  • daha çok diyaloglar üzerine kurulmuş bir dizi ama diyaloglar zayıf kalmış. doğal olarak dizi de zayıf görünüyor. hızlı hızlı konuşunca zeka dolu cümleler kurduklarını sanacağımızı düşündüler sanırım ancak sadece hızlı konuşmakla olmuyor. cümlelerin içini de doldurmak lazım. taşı gediğine koyma işinde pek başarılı değiller.
  • bu şarkıyı ilk defa dinleyip melodisi yüzünden tüyleri diken diken olmayana ölünce zebaniler ruh enjekte etmek için sikiyorlarmış. atılan çığlıklar wembley stadyumu'ndan duyulabiliyormuş diye de bir rivayet dolaşır.

    hakkında bundan önce entry görünce, belki bundan korkuluyordur dahi diye düşünmedim değil. hakkatten kenarda bırakılacak parça değil bu, ayıp etmişiz.
  • at ağızlı bi kadının etrafında herkesin pervane olduğu; ağlarken gülmeli, küçük emrah bakışlı atarlarına katlandığı ve el üstünde tuttuğu dizi.
  • yaratıcısı shonda rhimes diye ve timeline'ımda ne kadar heyecan dolu olduğuna dair yüzlerce tweet gördüğüm için merak edip izlemeye başladığım, 2. sezon itibariyle gerçekten hareketlenen, apayrı olayların kesişmesiyle sürükleyiciliği bir nebze artan ama hala inanılmaz derecede yapmacık bulduğum için zar zor izlediğim dizi.

    fitz ve olivia'nın çekilir gibi olmayan bayık ötesi ilişkisi bir yana beni asıl rahatsız eden bütün karakterlerin neredeyse her bölüm hızlı hızlı konuşarak icra ettiği bir monoloğu olması ve bu monologların hepsinin aynı karakter için yazılmış gibi gelmesi, yani karaktere özgü değil sanki. belki de oyuncularda iş yok bilmiyorum. zaten her biri ayrı itici. ısınabildiğim bir tane karakter bile olamadı bu yüzden. burada takıldığım noktanın monologlar olmadığına dikkat çekmek isterim yalnız. başarılı bir şekilde yazılır ve sunulursa gayet güzel olabiliyor zira (bkz: gilmore girls) (bkz: dawson's creek) (bkz: the newsroom)
  • monologları son derece itici olan dizi. çünkü karakter -ki hepsi yapıyor- kim olursa olsun monologların hepsi aynı formülden çıkmış gibi. bir cümle ile giriş yapılır. sonra o cümle devrik şekilde tekrar edilir belki fazladan 1-2 sıfat eklenir. sonra o cümleyi açıklayan başka cümleler takip eder ama yeni bir şey söylüyor olunmaz. bu açıklama da daha çok saydırma biçiminde, son derece hızlı ve karşıdakini küçümser şekilde yapılır.
  • sırf fitz ve olivia arasındaki yasak aşkın 40 bin volt'luk yüksek gerilimi yüzünden izlediğim dizi.

    biri, "ben özgür dünyanın lideriyim üleeeğn" diye masaya vurup "sudan'ı işgal edersem beeeğğğn istediğim için beeeğnn'"diye bağırır; diğeri "fixer'ım ben, herşeyi çözerim, iç güdülerim beni heç yanıltmaz" diye ortada fink atar ama iş aralarındaki ilişkiye gelince konuşmalar liseli: koskoca başkan "sen kapat" dedi ya geçen gün. bıçaklayıverecektim kendimi.
  • --- spoiler --- 2. sezon sonu dahil

    - olivia-fitz ilişkisinin bu kadar kötü yönetilmesi sırf olivia'nın varlığı iddia edilen zekasına hakaret.
    mellie baştan biliyor zaten ilişkiyi. hatunu çıldırtan şey olivia'nın bi gelip bi gitmesi, onun git gelleriyle fitz'in kafasının gidip gelmesi. fitz'in kadına bi iyi davranıp bi kötü davranması. efendi bi şekilde politik evlilik çizgisi çekse mellie çıldırmayacak zaten.
    hayır belli ki bu herif olivia'yı başkanlıktan çok önemsiyor. ona göre harekat planı yapmak yerine beyinsiz liseliler gibi davranıyorlar.

    yani kusura bakmayın da dizide aksiyon olsun diye karakterleri aptalca davrandırmak iyi bir hikaye kurgusu oluşturmaz. konu uzasın diye pembe diziye kaymanın manası yok.

    - fitz'in ben sevgilimle el ele tutuşmak istiyorum öühüheheh sızlanması hiç sempatik değil. ulan dünyanın en güçlü insanlarından biri olmak için yola çıkmışsın, özel hayatının özel kalması gibi bi özveride bile bulunmayacaksan hiç hiç babana kendini kanıtlamak için siyasete atılma. ergen ya. öf.

    hayır uzun vadede cidden olivia ile evlenmek istiyorsan kadına bunu baştan söyleyip baştan mellie'den gizli bir plan geliştirmeniz lazımdı. ya mellie'yi kötü kadın gösterip zavallı fitz'i kurban olarak çizecektiniz. ya mellie'yi governor olmak konusunda destekleyip plan içine dahil etmeye çalışacaktınız.

    şimdi mevlam kayıra salak salak dolanıyorsunuz. iş işten geçince kadın tv'de kocam beni aldatıyor diye yaşlı gözlerle konuşunca nasıl yapsak diye düşünmeye başlamak tam beyinsizlik. ulan hiç bişi yapamasan mellie'ye çaktırma, onu öldürt. sonra karısını kaybetmiş aziz amerikan başkanı ayağı çek.

    - 2. sezon sonu... allaaam sana geliyorum.
    ulan olivia, çaldırmışsın kartı david rosen'dan, hadi salaksın herifin kariyerini bitirdikten sonra david rosen'a güvenme gafletinde de bulunmuşsun... e be aptal kızım, o kart neden yok edilmedi? hepinizin sonunu garantileyecek tek şey neden senin kıçı kırık ofis kasanda yatıyor? nasıl bi zeka o ya... öf. ulan benim gibi bodos, politikadan skandaldan beş kuruş çakmayan bi insan bile kanıt bırakmamak gerektiğini akıl edebiliyorsa, senin özrün ne?

    - beni çıldırtan genel bi lakayıtlıkları var. açık perdeler, cam önünde öpüşmeler. yeterince bug-kamera aramamaları. aradıklarında ayın belli gününde arayıp yakalamayı zorlaştırmayı. assasinler arkadalarından yollanırken gene perde bile kapatmaya zahmet etmemeleri.... of yani of.

    - özür dilerim de yani olivia ve fitz dışında ok dizi

    hele önceden defalarca aklımdan geçen "romeo ve juliet 14 yaşında falanlardı, sizin özrünüz ne?" sorusu duyulmuşçasına cyrus'ın son bölümde çektiği fırça şahaneydi:

    "i've moved heaven and earth to save you from yourselves. i have lied for you, i have stolen for you, i have cheated for you, i have killed for you, i have almost died for you, and you, you two are so stupid and romantic and high on your own doomed love romeo and juliet dear diary nonsense that you won't even save your own lives, but i am being dramatic!? romeo an juliet were teenagers and they died!"

    --- spoiler ---
  • bleach ile keşfedilen, japon çıtırlardan oluşan grup. çogacayip bi bateristleri var. öyle böyle değil. şöyle aslında: http://www.youtube.com/watch?v=1z50oxeplf0 (yeni link)
hesabın var mı? giriş yap