• güzel bir tanımı hakeden sözcük.
  • raksnet'in en ünlü kanallarından biri, likeinme nin de dediği gibi kanal sahiplerinin çoğu ve müdavimeleri biribirleriyle evlenip mutlu oldular, nereden mi biliyorum ? kanalı ben kurdum, ben de orada evlendim, ben de mutluyum
  • yunanca kökenli olan pscyhedelic kelimesinin distorte edilmiş hali. artık iyice benimsenmiş gibi görünen bu sözcük, yukarıda da belirtildiği gibi psikoz, psikopati gibi çağrışımlarından dolayı, memlekette üretilen psychedelic müziğin anlamlarını da değiştirmektedir bir nebze. elbette psikeyle/ruhla ilintili hallere işaret eder psychedelic - ama bu haller, her ne kadar algının farklı kapılara açılması, halüsinasyon vb durumları da kapsasalar da, akıl hastalıklarıyla illa ki doğrudan ilişkili değillerdir.

    90'larda türk psychedelic müziğin önemli gruplarından siddhartha'nın albümünün adı, a trip to innerself, psychedelic kelimesinin tanımlayan güzel bir başlıktır - zira kelime anlamıyla psychedelic ruhun ortaya çıkması, benliğin bilinmeyen yönlerinin keşfedilmesi gibi hallere işaret eder. öte yandan, son on yılda, saykodelik kelimesinin kullanılmaya başlamasıyla, psychedelic'in bir 'deli' müziği olduğu algısı gelişmiş. bu algı, çeşitli müzik grupları tarafından da kabul gördüğü için, müzik üretimine de etki etmiştir.

    şikayet ettiğimden değil canım - öyle bir anlık bir düşünce aklıma gelen. buraya not düşeyim dedim.
  • bir çok kişinin "psychedelic" kelimesinin türkçe karşılığı olarak kullandığı sözcük. halbuki yanlış!! bakın insanlar kırk kere yazmışlar, ama hala inatla yanlış tanımlamalar diğer entrilerde devam etmiş. gözünüzü seveyim bir okuyun yazmadan önce.

    "psyche" eski yunancada ruh demektir. -delic ise açığa çıkaran anlamına gelir. dolayısıyla psychedelic : ruhu açığa çıkaran.

    saykodelik ise ingilizce psychodelic olacak. psycho da eski yunancada "mental" yani zihinsel rahatsızlıklar yaşayan kişi anlamında. "zihnin hastalıklarını açığa çıkaran" mı diyeceğiz kelimeyi öyle kabul edersek? halbuki değil. olay ruhta. hatta benzeri bir kelime var entheogen diye o da "içindeki tanrıyı açığa çıkaran" demek. yani hastalık, psikoz, sanrı falan değil uğraştığımız şey. psyche, psike, ruh, öz, benlik, atman... insan.

    kelimeyi ilk önce 1956 humphry osmond diye bir psikiyatrist kullanıyor aldoux huxley ile mektuplaşırken. sonra da 1957 yılında bir makalesinde yer veriyor. bu kişiler bir takım bitkiler ve bunlardan sentezlenen alkaloidlerle deneyimlerini anlatabilmek için üretiyorlar bu kelimeyi. sonra bir sürü uyuşturucunun ortak üst başlığı oluyor. uyuşturucu denince insanın aklına böyle garip gurup şeyler, manyakça tipler ve tripler geldiği için de insanlar saykodelik diyor olabilir. ama değil yahu!!! içinizdeki tanrıyı ortaya çıkarın, ruha dalın; psikoz yaşama aracı olarak kullanmayın diyor kelime!!

    "- kankaaa çok ya çok saykodelik beelee anlatabiliyo muyum renkler falan.
    + hehehe aynen aynen"

    say-ke-de-lik.

    yıllar sonra gelen edit: tanımlarken hata yapmışım, ne zamandır kafamı kurcalıyordu bu durum. kelimenin yunanca kökeni psykhe. hatta psukhe. derdimi yazmaya üşeniyorum, şurda yazılmışı var, ordan bakabilirsiniz. bununla birlikte, psycho-delic şeklindeki kullanımın hala ruhtansa psikotik durumlara işaret ettiği tezimi savunuyorum. edit mode off.
  • bence yanlis cevrilmis bir sozcuk. ozellikle muzik alaninda cok kullaniliyor. psychedelic saykedelik veya saykadelik olmali. oradaki o harfi nereden geliyor. psychodelic de mi saykodelik diye cevriliyor ben anlamiyorum. psikedelik'e de varim. ama saykodelik cok sacma.
  • doğru okuşunu saykıdelik olandır.
    psychedelic çünkü psychodelic değil.
  • sonsuzluk içerisine yerleşmiş sonsuz evrenlerin aynı anda rengarenk ve hareket halindeyken kendinizi kontrol edemediğiniz bir hal. öyle ki bu sonsuz evrenler içerisinde oradan oraya geçersiniz, zaman oldukça hızlı akar ve aynı anda sonsuz ihtimalde fikir ve olay örgüsü gözünün önünden geçer. bedenin başka bir şey tarafından kontrol edildiği hissine kapılırken olduğun yerde her şey çok hızlı bir şekilde ilerlerken sen ağır ağır dans edersin. bedenini kontrol edebilecek kendin kontrol etmek istemezsin. uzayın sonsuz boşluğunda ağır ağır süzüldüğün hissine kapılırsın. her şey aynı anda sonsuz ihtimalde olup biterken sen kendini sonsuzluğun içine bırakırsın. sol tarafında bir şarkı ritmi hızlıyken aynı anda sağ tarafında o sesin farklı bir ton ve ritimde olduğunu duyarsın. ve her şey aynı anda aynı hızda ve farklı anda farklı hızda gerçekleşir. bir insan bedenini sonsuz evrenler içerisinde sonsuz galaksilerden ışıl ışıl görürsün dönüp kendine baktığında sen de aynı şekildesindir. dokunduğunda karşındakine yıldızları geçtiğinde deriyi, kasları, kemiklerine kadar en ince ayrıntısına kadar görerek dokunursun. tüm bunlar aynı anda sonsuz bir hızda olurken sen olduğun yerde gördüklerin karşısında hassiktir dersin. saykodelik; hayal ettiğin şeyleri vr gözlükle değil de gerçekten o evrenin bir parçası olarak içindeymiş gibi yaşadığın tecrübelerden birisi olabilir.
  • (bkz: donence)
  • dışarıda iğrenç bir yağmurun başlaması ve yanında badinin de olmaması durumunda saykodelik;

    "ya şu yağmur fetişistlerini şu an şiddetli bir şekilde cezalandırma isteği doluyum. yağmurun altında yok yürümüş ıslanmış da romantizm olmuş da bilmemne. sen oha olmaktan öteye gidemeyen ünlemlerinle, sanki kanun hükmünde kararnameymiş gibi yapılması şart olan periyodik, yapmacık, sırf var mı var oldu mu oldu mantığıyla yaşanan hediye arama bulma temin etme ve hediye etme sahnelerinle, benzersiz ulaşılamaz ve herkesten farklı olarak düşündüğün aşkının o büyük heyecanını yeterli görme bi de yağmur altında elele tutuşarak salak gibi ıslan ki çok iyi olsun çok da iyi güzel olsun tamam mı. piehh. sinirlendim."

    şeklinde terennüm edebilir. uzak durun!
hesabın var mı? giriş yap