• klasik türk müziğinde anlamlı veya anlamsız sözcüklerin kullanılması. mesela: "cânım, canânım, yâr dost" gibi şarkının sözleri arasında kullanılan anlamlı sözcükler veya bunların dışında bir de* gibi anlamsız ama müziğin ritmine uygun olarak boşlukları dolduran sözcükler.
  • şakımak
  • mecazi anlamıyla "ifade etme, anlatma" manâsına gelen arapça kökenli sözcük.
  • türk sanat musikisi'nde, nota yazımının olmadığı zamanlar müziğin öğretilmesi için kullanılan yöntem, anlamsız sözler dizileridir. yaygın olarak "tennen ni ten na" diye bilinen heceler veya "canım yelelellelli yel yel tel tel vs" gibi kelimeler, aslında müziği taşımak için kullanılır. özellikle abdülkadir meragi zamanındaki klasik dönemde sıkça rastlanır. zamanla şarkı formu geliştikçe bu terennümlerin de azaldığı gözlenir. günümüzde "terennüm etmek" şeklinde fiil haline gelmiş olan anlamı ise genel olarak bir şarkıyı derste öğrenmek, geçmek manasına kullanılır
  • iki çesit terennüm bulunur, lafsi terennüm ve gayri lafsi terennüm.

    lafsi terennüm, anlami olan terennüm sözcükleridir, " gel canim efendim " " dost " " yar " gibi.
    gayri lafsi terennüm ise " tennenni tenenen " gibi, herhangi bir anlami olmayan terennüm sözcükleridir.
  • mırıldanmak.
  • klasik türk müziği'nde bol bol kullanılan, bu müziğin "tenni terenne"den ibaret olarak görülüp aşağılanmasına yol açan olay. temel prensibi şudur: müzik, duyguları melodilerle eğer sözlü müzikse sözlerle ifade etme aracıdır. sözlü müzik ise, en mükemmel enstrüman kabul edilen insan sesinden faydalanarak müzik üretmek anlamına gelir. sözler de müziğe ifade yükleyen gereçlerdir.

    ancak, sözler somut anlamlara sahip olduğu zaman, melodi de sözü açıklamak ve sözü güçlendirmek misyonunu yüklenmek durumunda kalır. örneğin bir şarkının sözünde ağlamaktan inlemekten bahsediliyorsa, melodinin de ağlamaklı inlemekli bir melodi olması beklenir. böyle bir söze gülmeyi çağrıştıran melodi giydirmek, melodi ile sözün uyumsuz olmasına yol açar, ve genel geçer değerlendirme kriterlerine göre* başarısız bir sanat eseri konumuna koyar parçayı.

    terennüm'üm anlamı burada ortaya çıkmaya başlar. terennümde sözlerin bir anlamı yoktur, orada artık sadece melodi vardır. ve bu melodi, duyguları en mükemmel enstrüman kabul edilen insan sesiyle ifade etmek amacını taşıyan ve bu konuda sınırsız özgürlük taşıyan bir melodi olmuştur artık. besteci istediği gibi bir melodi yazabilir burada, hiç kimse de o melodiye "bu esere uymamış" dememelidir.

    ayrıca, benzer anlayışların hemen hemen her müzikte de olduğunu gözardı etmemek lazımdır. buna farklı örnekler olarak cazdaki "da di dü da"'lar, tasavvuftaki "aman aman"lar,türk halk müziğindeki "dari niri nam dari niri nom"lar, flamenko'daki "ay ay ay"'lar verilebilir.
  • (bkz: a capella)
    (bkz: scat)
  • çok güzel bir hüseyin siret özsever şiiri:

    terennüm

    gördüm, seni sevdim güzelim gonce-yi tersin;
    sevmek mi güzel, yoksa sevilmek mi ne dersin?
    ben ağlıyorum... sen de mi bitab-ı kedersin?
    sevmek mi güzel, yoksa sevilmek mi ne dersin?

    fark eyledim aşkınla bugün nur ü zalamı;
    sensin geceler manzaramın mah-ı tamamı.
    lutf et! bana anlat bu muamma-yı garamı;
    sevmek mi güzel, yoksa sevilmek mi ne dersin?
  • (bkz: terane)
hesabın var mı? giriş yap