• tüm mistikleştirme ve yüceltmelere rağmen, bildiğin tımarlı sipahi.
  • bu isme sahip bir arkadasın, festival gibi bir yerde hafif kafa güzel şekilde nadir bulabileceği adaşı ile tanışma anı:

    ... (muhabbet esnası, komiklik şakalar vs)
    - ahah süper... baba bu arada isim neydi senin?
    + samuray benim adım.
    - ne?
    + samuray abi bildiğimiz samuray, garip di mi?
    - samuray diye isim mi olurmuş lan ahahah..
    + ahah ilginç ama olmuş işte, senin nedir, tanısalım madem?
    - olum kopacaksın ama ben de samuray.
    + hasktir, nasıl yani
    (çıkarır kimliğini gösterir)
    + öyle isim mi olur lan puhahah
  • samuraylıgın onurlu oldugunu dusunsemde;felsefesinin farklı amaçları da bulunmaktadır. samuray ogretisi, etiği yokeder. insan öldürmeden önce samuray, ahlak kurallarını siler, en önemlisi suçluluk duymaz.bunu nasıl mı yapar? kılıcın ruhu olduğuna inanarak.her samuray kılıcının bir ruhu vardır ve o ruh sizden bağımsız hareket eder. kılıcın ruhu yanında sizin vucudunuz araçtır.kılıç sizi kullanır ve karsıdakini siz degil kılıç öldürür.aracın(samurayın) sorumlulugu yoktur. süper yaaaa. takdire şayan valla....
  • "tereddut yok kusku yok sasirmak yok korku yok" felsefesini benimsemiş japoni. yani bir işi yapmaya karar verdiysen o işin hakkını da ver diyor. bi işin nasıl sonuçlanacağı, kalitesi, insanlığı kurtarıp kurtarmaması önemli değil buyuruyor. ada kendini çünkü bu işi yapmaya sen karar verdin. öleceğini bilsen de sakın dönme geri
  • "düşmanım yok, dikkatsizliğim düşmanımdır.
    zırhım yok, yardımseverliğim zırhımdır.
    kılıcım yok, zekam kılıcımdır"

    düsturunu benimsemiş savaşçı.
  • böyle bir kadın ismi de var
    annemin bir arkadaşı var samuray teyze
    samur+ay gibi bir kombinasyon olduğunu düşünüyorum
  • samuray kimono üzerine dökümlü, etek benzeri bir pantolon ve kısa, bol bir gömlek giyer. kafasının tepesi kazınır; iki yanda ve arkada kalan saçlarla gösterişli bir topuz yapılır. samurayın hiç acelesi yoktur. yönetim çalışmasını beklemez ancak samuray, pirinçle ödenen yıllık maaşını desteklemek için bir iş yapabilir. samuraydan sadece savaşa hazır olması ve sorun çıktığında yöneticileri koruması istenir. ve halktan biri ona saygısızlık etmeye cüret ederse –emrine uymaz ya da kılıcına çarparsa– samurayın o nankör kişiyi oracıkta öldürme hakkı vardır (ancak bu hak nadiren kullanılır).
    http://ngm.nationalgeographic.com/…ture5/zoom6.html
    http://www.bright.net/~nixe/photos.html
  • portekizli abilerin getirdiği tüfeklerle* imparatorluk yetkilileri tarafından hakimiyetine son verilen, başka bi değişle kuş gibi avlanan, eli iyi kılıc tutan cekik gozlu insan toplulugu..savasmak icun yasayıp kiraz cicegi gibi* olmek gibi bi anlayısları da var ki etkileyici neresinden baksan..
  • taşra kökenli savaşçı sınıfı. 10.yy'da ilk olarak topluluklar halinde ortaya çıktıklarında saray soylularına ve büyük arazi sahiplerine koruma olarak hizmet eden, özel olarak eğitilmiş silahlı kiralık askerlerdi. daha sonra, topluluklar ve tamamen savaşçılardan oluşan örgütlü bir güç haline gelerek ülke yönetiminde söz sahibi oldular.

    samuray ölüm korkusundan kendini arındırmıştır ve temel ilke olarak efendiye hizmeti benimsemiştir. onur için yaşayan ve gerekirse gözlerini kırpmadan ölüme koşan insanlardır. kültürlü olmaları ve örnek davranışlarda bulunmaları öngörülen, savaşmadıkları zamanlarda şiirler yazan ve birçok vasfa sahip insanlardı.

    bunların bir diğer adı da buşi'dir.
  • samuraylık müessesesi hakkında bilinmesi gereken ilk şey tekil samuray olmadığıdır. her samuray bir klana bağlı olmak zorunda. bu batı avrupa şövalyeliğinden biraz farklı. batı avrupa'da kral herhangi birini şövalye ilan ettiği zaman o kişi şövalye olurdu. şövalye ilan etmekse genellikle kralın bir adama beli bir toprağı mülk olarak bağışlanması demekti. yani kral size mülk bağışlarsa şövalye olmuş olur ve artık adınız o mülkle anılırdı. john elliot, baron of baconhills mesela.

    samuraylık böyle değildir. samuray olmak için bir samuray klanına üye olmanız gerekirdi. samuray klanı bizdeki aşiretin muadilidir diyebiliriz. aynı aşiretler gibi en tepede bir ağa* vardır. hemen altta klanın güçlü ailelerinin yetişkin erkek bireylerinden oluşan bir aşiret meclisi ve en altta da klanın hükmettiği köylüler yani marabalar bulunur. bunların klan aidiyetleri kabul edilmekle birlikte klanlar içinde öyle demokratik bir durum söz konusu değildi. tıpkı aşiretler gibi işte. aşiretin üyesisinizdir ama tek ilişki biçiminiz sömürülmekten ibaret olur.

    klanlar genellikle imparator ve şogunların yetkilerini tırtıklayan, asi olup vergi vermekten veya başka angaryalardan kaçan kimseler olduklarından tarih boyunca merkezi yönetim birilerini samuray olarak tanımaktan imtina etmiştir. dolayısıyla samuraylık verilen değil alınan bir haktır ve halihazırda etrafına söz geçirebilecek güce ulaşmış adamlar samuray daimyo'su olurlardı.

    bugün japonya'da iki yüz kadar yaşayan samuray klanı vardır. bu klanların bazısı tek bir yaşlı adam ve oğlundan ibaret kalmış güçle, kudretle ilgisi kalmamış olsalar da gelenek tarafından samuray olarak tanınmanın ayrıcalığını taşırlar. yani dedeniz böyle soyu tükenmiş bir samuray klanının sensei'siyse başvurduğunuz üniversiteye kabul edilmeniz kolaylaşacaktır.

    samuray klanları genellikle bir ekonomiye de sahiptirler. geleneksel olarak belli iş kollarında ayrıcalıkları vardır. tarihte de ninjitsu'da uzmanlaşmış suikastçi klanlar, ikebana'da uzmanlaşmış bahçe düzenlemesinde uzman klanlar hatta kadın satmakta uzmanlaşmış klanlar vardı.

    bugün japonya'daki en güçlü klan satsuma'lardır. satsumalar denizcilikte uzmanlaşmış olup japon deniz kuvvetlerini kontrol ederler.* evet bildiğiniz resmi adı japon deniz özsavunma gücü olan kuvvet komutanlığı bir samuray klanına bağlıdır. satsuma'ların hikayesi oldukça çarpıtılmış biçimiyle tom cruise'un oynadığı the last samurai filminde anlatılır. filmin ana konusu satsuma'ların imparator meiji'nin hükümdarlığının erken döneminde merkezi hükümete karşı giriştikleri ayaklanmayı içerir. oradaki bir nokta dışarıdan gelen birinin bir samuray klanına nasıl girebileceğini göstermesi açısından önemli. bir klan mensubunu öldürüp karısıyla evlenerek.* tom cruise böylelikle bir satsuma olur. bu çok sert bir anlatım tarzı olsa da samuray olabilmek için klanla akrabalık kurmak gerektiğini göstermesi açısından önemli. yine de siz 'samuray olcam ben' diye gidip bir samuray'ın karısını ayartmaya kalkmayın. böyle bir girişim genellikle samurayın akrabalarınca tepelenmenizle sonuçlanır. klanın bekar kızlarıyla evlilik bağı kurmak daha makul olacaktır. ama akrabalık şart. hiçbir aşiret dışarıdan birini içine alıp kendi ekonomik gücünden faydalanmasına izin vermez.

    günümüzde japonya'daki bir diğer büyük samuray klanı da chosu'lardır. chosu'larsa japon kara kuvvetlerini kontrol ederler. kara kuvvetlerinden başka japon demiryolu ve inşaat sektörünü de kontrol ederler. dünyaca ünlü japon markası isuzu bir chosu iştirakidir. mitsubishi'yse satsumalara aittir. toyota bildiğim kadarıyla başka bir klana ait. aslında bütün o büyük japon markaları geçmişlerinde eşkıyalık yapan samuray ailelerine ait. samuray klanları bugün japonya'daki tüm sektörleri kontrol eder haldeler. japonya'da serbest girişimcilik diye bir şey sözkonusu değildir.

    yakuzalar bile aslında bir samuray klanından ibaret. yakuzalar geçmişte panayırlarda çarkıfelek oynatırlamış. yani geleneksel işleri kumar ama örneğin uyuşturucu japonya'ya girince o işi de geleneksel ayrıcalıkları çerçevesinde yakuzalar kontrol ediyor. öyle karate bilen bir amerikalının serbest serbest gelip herkesi döverek piyasaya girmesi mümkün değil. yakuzaların da mevcut sistemin dışına çıkıp 'biz mafya'yız olm. bizim üyelerimiz serçe parmaklarını kesiyor' diye racon kesmesi mümkün değil zira karşı tarafın uçak gemileri falan var. kendi yerli ve milli savaş jetlerini falan yapıp* kendi kontrol ettikleri kuvvet komutanlığına satıyorlar.

    samuraylık böyle güzel bir müessese işte.
hesabın var mı? giriş yap