daimyo

• japonya'da feodal bey.
• japonya'nın modernlesme surecinde kritik rol oynayan landlordlar. samurailerin korumasında guc odagı halindeki iken (merkezde shogun olmasına ragmen) zamanla merchant class ile yakın bag kurup japonyada fa$ist bir duzene gidilmesine yol acmıslardır. zira gozden du$en samurai'ler ronin mertebesiyle geri donup gidi$atı degistirmistir.
• simdi biz feodal japonya hakkinda ne ogrendik?
  
  1)shogun- merkezde oturur, kralvari bir yoneticidir. etkisi vardir ama daimyolar yine de bildiklerini okurlar.
  2)daimyo- feodal beydir, koyluleri, askerleri falan vardir. zengindir, zenginligini yitirdigi anda parasini tuccarlara kaptirmaya falan baslar, sonra da feodal sistem alt ust olur.
  3)samurai- daimyolarin vassalvari askerleri, koylulerden vergi toplarlar ama karsiliginda onlari korurlar ama bir nokta gelir ki daimyolar bunlari istemez, kovar. basi bos gezen, aylak, eskiyavari samurai amcamlar, bu hallerine ronin denilir...
• mitsubishi'yi satın alan alman (yoksa amerikan mıydı) olunca daimler, hatta daimler chrysler şeklinde isim değiştiren küresel derebeyleri.
• (bkz: vali)
• (bkz: dai)
• (bkz: şogun)
• kardeşi var:(bkz: jamiryo)
• karışıklıklar sonucu fushiwara hanedanı bolunup heian(kyoto) merkez olmaktan çıkınca peydah olan toprak agalaridir.13. yüzyılda ortaya çıkmışlar ve merkezi bir hükümet kurulmasını geciktirmislerdir.
• kelime anlamı "büyük isim" demektir. kelime anlamı uygun olarak derebeylik japonyasında her önüne gelen beylik, daimyo olamazdı. gerçekte siyasi gücün ve iradenle ancak büyük isim olunabilirdi. kanjisi daimyo olabilmiş klanlar
  
  ortaya çıkmaları ilk olarak kamakura döneminden direk şogun'a bağlı olarak belirli br bölgeyi yöneten shugo'luk (askeri vali) sistemine dayanmaktadır. shugo'nun altında shugodai ve jito'lar görev almaktaydı. zamanla ve özellikle muramachi döneminde merkezi otoritenin zayıflamasıyla bazı shugo'lar ün ve itibar kazanmaya başladılar ve adları resmi olmayarak shugo-daimyo olarak geçmeye başladı. genede böyle bir otoriteye sahip olmalarına rağmen yasallıklarını bakufu sistemine dayandırmaktaydılar.
  
  onin savaşı'da sırasında ve sonrasındaki sengoku jidai döneminde ise shugo-daimyo'lar ve altların görev alan shugodai'lar ve jito'lar güç ve özerklik kazanmaları ile bakufu sisteminden ayrılarak sengoku-daimyo'lar olarak sahneye çıktılar. bu dönemde daimyo ismi resmi olmayan bir biçimde "büyük klanlar"ın lider için yani "büyük isimler" için kullanılmaya başlandı. sengoku zamanında self made man kavramı için örnek bir çok isim ortaya çıkmıştı ve gerçek daimyo yani "büyük isim"diler.
  
  shugo'luktan yükselen bazı klanlar takeda, shimazu, hosakawa'ydı.
  shugodai ve jito'luktan yükselen klanlar ise oda, mori, chosokabe'ydi.
  
  tokugawa döneminin kurulması ile daimyo ismi resmi ve kurumsal bir ad ve statü kazanmış oldu. artık sadece "büyük isim"lerin hak edebeleciği bir ünvan olmaktan çıkıp göt kadar han'ı olanın da ve yoldan geçeni çevirip 'x daimyo'yu tanıyor musun?' diye birine sorsan 'o kim amk' cevabına lakin olan kişilerin de sahip olabileceği ünvan oldu. çünkü sadece bir kişi bundan böyle "büyük isim" olabilirdi yani şogun. bu dönemde kalıcılık için üç farklı daimyo sınıfı oluşturuldu. bunlar;
  
  shimpan daimyo: tokuguwa şogununun kardeşleri veya diğer yakın akrabası olan kişilerin aldığı daimyoluk makamıdır.
  
  fudai daimyo: sekigahara savaşı öncesinde ieyasu tokugawa'nun vassal'ları veya müttefiki olanların yeni şogunluk kurulunca sahip oldukları daimyoluk makamıdır. merkeze yakın ve stratejik yerler onlara han (tımar) olarak verilmişti. iç beyler olarakta geçerler.
  
  tozama daimyo: sekigahara savaşı öncesi tokugawa'lara karşı savaşanların ve tarafsız kalıp iki tarafada katılmayanların sahip olduğu daimyoluk makamıdır. allahın unuttuğu ve geliri az han'lar onlara verilmiştir. dış beyler olarakta geçerler.
  
  meiji restorasyonu ile han sistemi kaldırılınca daimyo'lukta kalktı fakat şekil değiştirerek kazoku adıyla anılan bir soyluluk sistemi geldi. bunlarda otomatikman ulusal diet'in lordlar kamarasına oluşturdular. taaki 1947 yılında murrika 'fuck yeah' diyerek ülkeye demokrasi getirene kadar aynı tas aynı terek olarak kaldılar.