• şimdiye kadar izledigim en romantik aşk sahnelerinin oldugu, bir daha gösterseler bir daha izlemek isteyecegim eski bir kanal d dizisi. ikinci en romantik dizi için (bkz: hatırla sevgili)
  • survivor 2014 deki gicik insanin ismi.
    böyle agzina terlikle vurasim geliyor.
  • vay be
    25 yıl olmuş albüm çıkalı. hala çoccukluğumda aldığım tat ile aynı üstelik.
    khaled'in 1996 çıkışlı efsane albümü.

    benim için anlamı çok derin, çok büyük.

    annem bizi bırakıp, eşyaları alıp evden gitmiş, devasa bir evde eşya olmadan yerde ansiklopedilerle, kitaplarla steve jobs gibi yaşamaya çalışıyoruz. yaşım henüz 13, ama adım samuel değil. hiç bir şeyin farkında değilim. depresyona girmemiş saplanmışız hepimiz.
    sonra babam bir gün kadıköyde çalıştığı dershaneden eve dönerken rıhtım ptt'nin oralarda bir müzik duyuyor. içeri girip bu çalan nedir diye sorup alıyor.
    sahra albümü.

    sabah gazetesinin verdiği telefunken müzik seti ile sabahtan akşama kadar çalıyorum, karabasan hayatımıza rai doluyor.
    depresyon hayatımıza renk geliyor.
    belki hayat o kadar da kötü değildir. belki hayat cezayir'de de bu kadar kötüdür ama oranın rıhtım ptt'sinde neşet ertaş çalmıyordur kimse.

    dolayısı ile biz şanslıydık onu o an dinleyebildiğimiz ve haleti ruhiyemizi değiştirebildiğimiz için.

    sonra sabah şekerleri programının jenerik müziği oluyor oran marseille adlı şarkısı. hani şu
    şebnem dönmez ve murat başoğlu'nun sunduğu.
    allahım biliyorum diyorum bu şarkıyı. asosyal olan hayatımda ilk defa bir şeyden pay alıyorum, "ben çoktan oradaydım" diyorum. sonra mutaf adında bir doktor (bkz: mehmet mutaf) aicha parçasını ayşa tarzı bir şeye çeviriyor ve film kopuyor orada. artık herkes khaled biliyor, khaled dinliyor.
    en çok bana soracaksınız, khaled'i en çok benim sevmem gibi triplere giriyorum.

    sonra senelerce dinliyorum. cezayir'e gitme hayalleri kuruyorum. nihayetinde 2005 senesinde oraya da gidiyorum. alger, annaba, skikda, arzew... kafamda ne hayal kurduysam hayallerimin hepsi suya düşüyor. ne rai görebiliyorum ne de rai ile iç içe olan insanlar.
    `oysaki cheb khaled'in yurdunuzu ferahlatması gerekiyordu`, cheb faudel'ın ise prenslikten sonra tahta geçmesi. hiç biri olmadı.

    sonradan öğrendim zaten abdel kader adlı şarkılarını söyledikleri, herkesin bildiği konser kaydından sonra bile haklarında katli vaciptir tarzı fermanlar çıkmış. insanlık gerçekten çöp. çöp bile daha değerli, enerji elde edebiliyorsun gazından.

    bir cheb khaled, bir cheb faudel, bir ofra haza kolay kolay gelmiyor dünyaya.

    hepsi için ayrı ayrı minnettarım.
  • murat evgin'in 17 yıl sonra müziklerini yayınlamaya karar verdiği dizi. o müthiş jenerik için buyurun
    eh müzikleri dinleyince ister istemez anılarınız canlanıyor. takıntılı bir şekilde izlediğim ilk diziydi benim. karakterlerden konudan falan bahsedecek olursam ;

    --- spoiler ---

    sahra: dizinin ismini aldığı bu kızımız hayatı boyunca barbie bebek gibi büyümüştür. zengin, cesur, başarılı iyi kalpli vs vs işte tüm iyi özellikleri barındırıyor. babası öldükten sonra şirketin başına geçer ve organik tarım üzerine çalışmalar falan yapar eğitimli yani aynı zamanda. her neyse kötü kardeşi nil kocasına tuzak kurup, onu aldattığını düşünmesini sağlamıştır. sahra'da kafa dağıtmak için marakeş'e gider. kötü kardeş nil yakın arkadaşı melek sayesinde çöl gezisi sırasında bombayla sahra'yı öldürmeye çalışır. koskoca çölde tamamen tesadüfen bulunan sahra hastaneye yetiştirilir. plastik cerrah hüseyin tarafından iyileştirildikten sonra babasının onun için açtırdığı gizli bir isveç hesabındaki parasını alıp türkiye'ye dönmek ister. hem alınacak bir intikamı hem de geri alınacak şirketi, kızı vs vardır. kimlik değiştirip faslı bir prenses olarak döner. hem zengindir hem de yüzündeki peçe yüzünden kimse kendisini tanımayacaktır. böylece istediği gibi at koşturur.

    sinan: önceki entrylerde bahsedildiği gibi gerçek bir parazit. ama canlandıran oyuncu baya başarılıydı bence. karısı sahra'ya yapılan saldırıda doğrudan bir etkisi olmasa da peşinden fas'a giderken nil'in sahra'ya bir şeyler yapacağını tahmin etmiş ama hiçbir şey yapmamıştır. hatta saldırı sonrası doğru düzgün aramalara bile katılmayıp geri dönmüştür. dizinin ortalarında intihar edeceği sırada sahra buna engel olurken baya epik bir an yaşadı bu abi. sonra işte sahra'nın istediklerini yapıp yinede intihar etmiştir.

    nil: türk televizyonlardaki ilk evil karakterlerden ama baya bildiğiniz saf kötü. bu abla sahra'nın anne bir baba ayrı üvey kardeşi. annesi bunun babasından sonra sahra'nın babası olan zengin bir adamla evlenmiş ve zannedersem sahra'yla ilgilenirken bunu biraz ihmal etmiş. ama detay bilmiyoruz belki de ikisini de eşit sevdi ama kadın manyak yani. ilk kocasını, sahra'dan hoşlandığını düşündüğü için öldürmüştür. tüm motivasyonu sahra'ya olan kıskançlığıdır. sahra'ya bombalı saldırı düzenletip sonra kocasıyla evlenmiş, çocuğunun velayetini almış ve şirkete çökmüştür evet yani resmen sahra'nın hayatını ele geçirmiştir. yalnız, kindar ve güzel bir kadın

    mithat demircan: serhat tutumluer'in daha genç olduğu zamanlar. hı tabi zaman bu adamın karizmasından hiçbir şey götürmedi o ayrı. bir tv karakterine ilk aşık oluşumdu tam bir ideal erkek. şimdi bu mithat beyi küçükken çok başarılı bir öğrenci olduğu için burslu okuduğu okulun sahibi zengin demircanlar evlatlık almak istiyor. annesi babası yok abisi de vermeyi kabul ediyor. bu da abisine düşman oluyor beni neden verdin diye. yıllar sonra bu abi nil ile evleniyor. büyüyüp aklı başına gelen mithat abisini arayıp bulduğunda da adam ne yazık ki nil tarafından öldürülmüş oluyor bu da intikam yeminleri ediyor. neyse işte dizinin başında nil hapisten çıktığında sahra'nın yanında yancı gibi yaşarken bu abi kadına yaklaşmak için şirkete ortak oluyor efendime söyleyim aileye iyi davranıyor falan o arada dizideki diğer tüm başrol erkekler gibi ( yemin hariç) sahra'ya aşık oluyor. evli kadına kur falan yapıyor tamam buralarda biraz bad boy olabilir.

    neyse sahra öldükten sonra şirket yine yönetilemiyor. çünkü sinan bir şirket yönetmeyi bir türlü beceremiyor bunun amacı zaten zarar vermek istediği için yardım etmiyor falan. neyse şirkette yine hisse satılacak iki müşteriden biri de sahra. tabi yüzünden peçe olduğu halde bu diyor bu kadın bir yerden tanıdık. sonrada işte hareketlerini falan takip edince anlıyor sahra olduğunu. işte bir takım sahneler sonrası ikisi de birbirinin başına neler geldiğini öğreniyor. sahra'yı düz öldü sanıyormuş bu. neyse işte beraber intikam yeminleri ediyorlar. ama bu adam dizi boyunca o kadar güzel seviyor ki ekran başında ayılıp bayılıyorsunuz. senciyiz mithat demircan

    şirket: evet son başrolümüz de şirketin kendisi. tarımla uğraşan bir şirket düşünün zilyon tane ortağı olsun sürekli tarlaları falan yansın, üzerinde bin tane entrika dönsün ama bana mısın demeyip batmasın. senaryo bu işte şirket hiç batmıyor. maşallah diyoruz

    --- spoiler ---

    izlemeyi düşünen varsa iyi düşünsün. senaryo çok heyecanlı evet entrika tavan hatta bence yayınladığı zamana göre çekimler falan da baya iyi. mesela dizinin kostümcüsü bir deha bence. 2021 yılındayız ama hala sahra'nın prenses olarak giydiği kıyafetler efsane. bu tür oryantalist konsepti olan dizilerde bu önemli bence. asi'de de öyleydi. adamlar arap karışımlı hatay kültürünü harika yansıtmışlardı. sahra'da da aynı. mesela şu an herhangi bir televizyonda müslüman bir prensesin karşısında oturup şarap içen bir adam gösteremezsin bence yani. ya da müzikler murat evgin yeni yayınladı ama onun bestelemediği ama dizide kullanılan yabancı şarkılar kulaklarınızın pasını siliyor.

    ama dizide bir olmamışlık var ben bunu dizinin bölüm süresine bağlıyorum. yani sahra ve mithat'ın ilk bölümlerdeki bir dans sahnesi bak hiç abartmıyorum 10 dk falan. ×2 hızda falan izlerseniz bence keyif alabilirsiniz biraz
  • kardeş olan sahra ve nil in çok farklı özellikleri ve karizmaları sebebiyle kendine hayran bırakan, yüz kere izlenebilecek dizidir. mithat demircan dan bahsetmeme gerek var mı acaba?
  • abdülhak hamit tarhan'ın bir şiirinin adı ve aynı zamanda ilk şiirlerini topldığı kitabının da adıdır. şiir türk edebiyatının ilk pastoral şiiri olarak kabuledilegelmiştir. öyledir de belki ama gerek bu şiiri gerekse de kitaptaki diğer şiirleri asıl önemli kılan, sonradan türk edebiyatına damgasını vuracak olan özgün bir abdülhak hamit panteizminin şiirleri olmasıdır.
  • cezayir'li khaled'in 1996'da cikmis albumu. fransa'yi mesken tuttuktan sonra cikan 3. albumu. album yayinlandigi siralarda turkiye'ye de gelmis, bomonti'de staras studyolarinda transglobal underground ile unutulmaz bir konser vermisti..
    khaled'in diskografisindeki en iyi album bence. adam, bayagi ciddiye almis albumu. yeni bob marley olmayi kafaya koymus, bu ugurlarda kalkmis jamaika'lara kadar gitmis, marley'in karisinin da icinde oldugu back vokal grubu i threes ile reggae sarkilari* yapmis. diger taraftan fransiz popcu jean jacques goldman'la beraber studyoya girmis, romantik prens takilmis*. rap yapmayi da unutmamis, marsilya'nin musluman rapcisi akhenaton* ile en iyi sarkilarindan birine* imza atmis.. damardan rai'yi de vermis bazi sarkilarda**. dans pistlerine goz kirpan milliyetsiz pop parcalari da eksik degil. *
    ve tabii herseyin otesinde khaled'in harika sesi.. arap muziginin otesinde, pop muzikten sadece anglosakson popunu anlamiyorsak, en iyi pop albumlerinden biri muhtemelen..
  • arabeskleşmeye başlayarak miyadını doldurmuş dizi, arzum onan da bir yere kadar.
  • anneannemin inatla adına ' zehra ' dediği kanal d dizisi...
  • dizinin kötü adamı yemin'i tiyatrocu murat garibağaoğlu oynuyor imiş. o ne mimikler, o ne bakışlar, o ne jestler derken kendisinin türkiyenin sayılı yeteneklerinden biri olduğunu da öğrenmiş olduk.
hesabın var mı? giriş yap