• yaklaşık 2 senedir çektiğim dayanılmaz ağrıların sebebi olan taşlar. 3 gün önce laparoskopik kolesistektomi ile kurtuldum çok şükür!

    henüz bunu söylemek için erken belki ama; ağrınız oluyorsa hiç tereddüt etmeden ameliyat olup kurtulun derim.

    kurtulmuş olmanın sevinci ile, hastalık ve ameliyat ile ilgili aklıma gelen tüm detayları yazmaya çalışacağım. benim gibi ameliyattan önce merak edip bu bilgileri bulamayanlara faydası dokunur belki.

    chapter 1 - teşhis:

    2 yıl önce dayanılmaz bir mide ağrısı * nedeni ile gecenin bir yarısı acile gittim. karın boşluğunun en üst orta kısmı, göğüs kafesinin hemen altı ağrıyordu. doktor da elle muayene edince "hmm mide evet" dedi. aynı zamanda sırtım da (tam olarak kürek kemiklerinin 5 cm altı, omurga ve etrafı) ağrıyordu. ya mide ağrısı sırtıma vuruyordur ya da yeni bir fıtığım daha vardır diye düşündüm. doktorlar mide ağrısını geçirmek için her türlü müdahaleyi yaptılar ama hiçbir faydası olmadı. sırt ağrısı da olduğu için, pankreas iltihabı şüphesiyle üst batın ultrasonu çekildi. safra kesemde 2 adet (11 mm ve 12 mm çapında) taş olduğu görüldü ama ağrıya sebep olacak herhangi bir durum yok dediler. ağrının mide kaynaklı olduğunu düşündüler. ağrı geçene kadar hastanede sabahladım ve eve döndüm. 1 sene boyunca 10-15 kere benzer ağrıyı yaşadım. 1'inde yine dayanamadım ve hastaneye gittim, yine aynı süreç...

    ağrılar gittikçe sıklaşıyordu ve ben mide ağrısı olduğundan emin olduğum için sabahları sürekli mide koruyucu içiyordum, ağrım oldukça midemi rahatlatmak için kusmaya çalışıyordum.

    bu arada; nedendir bilmiyorum, ağrılar neredeyse her zaman gece oluyordu. çoğu zaman uykudan uyandırıyor, sabah işe gidene kadar da geçmiyordu.

    yine bir gece ağrıdan çıldırmak üzereyken çaresizce acile gittim, ultrason çekildi ve safra kesesi duvarımın kalınlaştığı görüldü. kan testinde de crp değeri yükselmişti. bu sefer aklı başında bir doktora denk gelmiş olmalıyım ki; "senin her zaman çektiğin ağrı bu şekilde mi? bu ağrıyı tanıyor musun?" diye sordu. istisnasız her seferinde aynı ağrıyı çektiğimi, kesin olarak farklı bir ağrı olmadığını söyledim. "safra kesen ağrıyor, mide ağrısı değil bu" dedi ve serum ile oldukça ağır (muhtemelen morfin içeren) bir ağrı kesici verdiler. mışıl mışıl yaklaşık 1 saat uyudum ve yarı sarhoş bir şekilde uyandım.

    artık bu ağrı başladığında hemen aç karnına içilebilen türden bir ağrı kesici içiyordum. fakat son 2 ay içerisinde ağrıların sıklığı haftada 3-4'e yükselmişti. ağrı kesici içmekten bağımlı olacaktım. dahası, gece uykudan uyandırdığı ve ilaç içsem bile yaklaşık 1 saat uykumu böldüğü için hayat kalitem iyice düşmüştü. biraz internetten araştırma yaptım ve ameliyat olmaya karar verdim.

    bu süreçte tanıştığım ve "ameliyat olursam mutlaka bu doktora gelirim" dediğim bir doktor vardı, randevu aldım ve gittim. son durumu görmek için ultrason istedi. bu sefer farklı bir durumla karşılaştık. son 2 ayda ağrıların bu kadar artmasının sebebi 7 mm çapında bir taşın sistik kanala kaçmasıymış! doktor hemen ameliyat öneriyorum dedi, ben de hemen kabul ediyorum dedim ve 5 gün sonra ameliyata girdim.

    chapter 2 - ameliyat günü:

    gece 12'den itibaren aç kaldım, sabah su bile içmeden hastaneye gittim. ameliyat saati cumartesi sabah 9.00, 2 saat önceden hastaneye giriş yaptım. yatacağım odaya yerleştim, damar yolu açıldı, ameliyat öncesi son testler için kan alındı. anestezi doktoru geldi, sorular sordu, not aldı ve gitti. 8.30'da ameliyatı yapacak doktor odaya geldi, bir şeker hastasını benden önce ameliyata alması gerektiğini ve benim saat 11 gibi ameliyata gireceğimi söyledi, peki dedim.

    saat 10.40'ta bir hemşire geldi. bir şırınganın içinde şeffaf bir ilaç verdi, "bunu için hemen" dedi. hüplettim, tadı biraz acıymış. iç çamaşırı bile kalmayacak şekilde soyunup önlüğü giydim, kafama boneyi taktım, yatağa yattım ve beklemeye başladım. nedense hiç heyecanlanmadım. o şırıngada nasıl bi ilaç varsa artık...

    bu ilaçtan dolayı narkoz alana kadar geçen süreyi çok net hatırlamıyorum. zaman algısı kayboldu. heyecan ya da korkudan eser yok...

    chapter 3 - ameliyat:

    odaya iki erkek sağlık görevlisi geldi, beni sedyeye yatırdılar, üstümü örttüler ve ameliyathaneye taşıdılar. ameliyathane hiç tahmin ettiğim gibi havalı bir yer değilmiş. bu arada ilaç etkisini göstermeye devam ediyor. bilincim yerinde ama etrafta olan bitene ilgisiz kalıyorum. ameliyathane çok ama çok soğuk. zangır zangır titriyorum. yanımdaki hemşireye "burası çok soğuk" diyorum, ameliyathaneler soğuk olur diyor. ameliyattan sonra safra taşlarımı istediğimi söylüyorum. derken sol kolum yanmaya başlıyor, narkoz verildiğini anlıyorum. hemşireye "bu yakıyor" diyorum, "biraz yakar, normal" diyor. diğer taraftaki hemşire doğum tarihimi soruyor, zar zor hatırlayıp söylüyorum. sonra diğer hemşireye dönüp "çok yakıyor bu yaaa" diyorum. sonra birisi günaydıııın diyor gülerek :)

    chapter 4 - ameliyat sonrası:

    günaydın diyenin kim olduğu konusunda en ufak bir fikrim bile yok, sanırım yine aynı sağlık görevlisiydi. odaya nasıl geldiğimi hatırlamıyorum. odada sedyeden yatağa taşıdıklarını hayal meyal hatırlıyorum.

    yatakta hemen ağrı kesici ve antibiyotik verdiler. bu arada ailem odada. bir süre sonra fark ediyorum ki; ameliyat önlüğünü çıkarıp örtü gibi üstüme örtmüşler, üstünde de bir pike var. çıplak olduğumu anlayınca biraz geriliyorum. bu arada amcamlar geldi odaya ama ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum. narkoz ve ağrıkesicinin etkisinden olsa gerek, tekrar uyumuşum, yaklaşık 1 saat.

    uyandığımda hafif bir ağrı ve şişkinlik hissettim. bu sefer herşey net. narkozun etkisi tamamen gitmiş. doktor geldi, ameliyatın çok zor geçtiğini ama bir problem olmadığını, gayet başarılı geçtiğini söyledi. normalden 30-40 dk daha uzun sürmüş ameliyat.

    ameliyatın zor olmasının sebebi:
    safra kesesini safra kanalına bağlayan bir kanal var, buna sistik kanal deniyor, boyu oldukça kısa. ameliyat sırasında cerrah bu kanalı zımba gibi klipslerle bağlayıp kesiyor ve safra kesesini alıyor. benim taşlardan biri tam olarak sistik kanalda kesilmesi gereken noktaya sıkışmış, dolayısıyla doktor taşın bulunduğu kısımla birlikte kesip kanalı bağlayabilmek için fazladan yarım saat uğraşmış. bu nedenle operasyonda aynı anda 3 alet (çubuk) kullanması gerektiği için karnımda 4 tane kesik var.

    bunun gibi öngörülemeyen sebeplerle kapalı başlayan ameliyatın açığa dönme ihtimali de bulunuyor bu arada.

    uyandıktan sonra yeniden serum verildi. yağsız bir çorba ve komposto geldi, mideye indirdim. sonra odadan herkesi çıkardım, yardım almadan kalkıp kıyafetlerimi giydim. hemşire eşliğinde koridorda 2 tur yürüyüp tekrar yattım. ameliyat sırasında karnı şişirmek için kullanılan gaz (karbondioksit) nedeni ile biraz şişlik ve ağrı oldu. bu gazın vücut tarafından emilip bağırsak * yolu ile atılabilmesi için sık sık yürümek gerekiyormuş. akşama kadar birkaç kere bu şekilde yürüdüm. her yürüdüğümde ağrılar biraz daha arttı. omuzlarımda da ağrı hissetmeye başladım, hemşireye sordum, normal olduğunu söyledi. gaz yavaş yavaş yukarı doğru çıkarak omuzlarda birikiyormuş.

    akşam yemeğinden itibaren gayet lezzetli normal yemekler, çorbalar, sütlü tatlılar vs. gelmeye başladı. fakat sindirmek biraz zor oluyor.

    sadece sırt üstü yatmak gerekiyor. sağa sola dönünce yaralar ve gaz nedeni ile ciddi ağrı oluyor. biraz zor oldu ama gece sırt üstü uyumayı başardım.

    chapter 5 - ikinci gün:

    sabah kahvaltıda peynir, zeytin, domates, yumurta, terayağı ve haşlanmış yumurta geldi. yağ ve yumurta yememem gerektiğini düşündüğüm için yemedim.

    yine koridorda yürümeye çıktım. gün boyunca saatlerce yürüdüm fakat ne gaz, ne de dışkı var. hemşireler daha çok yürümem gerektiğini söylüyor. bütün gün yürüdüm zaten, koşayım mı ne yapayım diyorum içimden.

    doktor geldi, istersen taburcu edebilirim ama ağrıların geçmediyse tavsiye etmiyorum, bence bu gece de kal dedi. evde içeceğin ağrı kesici ile buradaki aynı değil, ağrılarını geçirmeye yetmeyebilir dedi. sözünü dinledim, büyüğümdür sonuçta. dediği doğru çıktı, gece yatana kadar junkie gibi hemşirelerden ağrı kesici dilendim. ağrımın geçmesi için yürümeye çalışıyorum ama yürüdükçe ağrılar daha da artıyor. koridorda yürüyen organ nakli hastaları ile karşılaşıyorum. adamların boynundan hortumlar çıkıyor, elbisesinin altından sarkan bir hortumun bağlı olduğu bir poşeti ellerinde taşıyarak yürüyorlar, gaz atmaya çalışıyorlar. halime şükredip yürümeye devam ediyorum. hemşire "yarın da böyle devam ederse doktor lavman yaptırabilir" dedi. "yaptırmam ki" dedim içimden.

    chapter 6 - üçüncü gün:

    sabah 6'da gaz sancısı ile uyandım. hemşire kahvaltıdan önce yürümemi söyledi, öyle yaptım. kahvaltıdan sonra da yürüdüm. 1-2 saat sonra gaz ve dışkı çıkışı oldu. bu artık eve gidebileceğim anlamına geliyor. hemşireyi çağırıp pansuman yaptırdım. bandajlar çıktığında ilk kez yaralarımı gördüm. 4 tane yatay kesik. birisi göbek deliğimin yarım cm altında, 2 cm genişliğinde. 2 dikiş atılmış. 5 cm üst sağ çaprazında, ve onun 5 cm sağında 0,5 cm'lik iki kesik, birer dikişli. bir tane de midenin alt tarafında 3 cm genişliğinde, 3 dikişli bir kesik var.

    taburcu işlemlerini hallettik ve eve döndüm. çıkarken ameliyat videomun olduğu bir cd verdiler. eve gelip izledim, gerçekten kolay iş değilmiş. ameliyat öncesinde bu tür videolar izlemenizi tavsiye etmem, gözünüzü korkutabilir. ameliyattan sonra izleyin.

    öğleden sonra omuzlarımdaki ağrı azaldı, daha rahat hareket ediyorum. dimidk değil ama kaykılarak oturabiliyorum. börek, kurabiye vs. dahil olmak üzere, çok yağlı yiyecekler ve yumurta hariç herşeyi yedim. sıkıntı yok.

    chapter 7 - dördüncü gün:

    keyfim yerinde, omuzlardaki ağrı sıfırlandı. karnımda yine şişlik var. sürekli gurul gurul sesler geliyor fakat gaz çıkışı çok az. eskiden safra kesemin olduğu yerde gaz sancısına benzer hafif bir ağrı var ama önemsenmeyecek kadar az.

    3 gün yatıp dördüncü gün işe gittim diyenlere inanmayın. onalar çok şanslılar sanırım. ben evde dik yürürken zorlanıyorum, iyice arkaya kaykılmadan dik oturamıyorum. dikiş yerleri acıyor biraz. bu arada, karın kaslarımda da dikiş olduğunu söyledi doktor. bunu bilmek bile rahatsız edici açıkçası.

    chapter 8 - sonuç:

    ameliyat sonrasında çekilen en büyük ağrı gaz ağrısı oluyor, kesiklerden falan kormaya gerek yok. gaz ağrısı ise safra kesesi ağrısının en fazla onda biri kadar, endişelenecek bir durum yok.

    ameliyattan önce farklı zamanlarda 3 kere ultrasona girdim, her seferinde taşların sayısı artıyordu. özellikle 10 mm'den küçük çaplı taşlarınız varsa taşın sistik kanala, oradan da safra kanalına düşme riski bulunuyor, aklınızda olsun. safra kanalına düşerse farklı bir işlemle taşı oradan almak gerekiyor. sistik kanalda ise benimki gibi ameliyatı zorlaştırabilir.

    taşlarınız ağrıya sebep olmuyorsa bile düzenli olarak ultrasona girip sayısını ve boyutlarını gözlemlemenizi tavsiye ederim. ben ameliyattan sonra bir kap içerisinde taşlarımı aldım, sayısı ve büyüklüğünü görünce şoke oldum. ultrasonda net gözükmeyebiliyorlar.

    ameliyattan sonra uzun süre ishal problemi yaşanabiliyormuş, bende şu ana kadar böyle bir problem yok. umarım olmaz da.

    bu arada; safra kesesi herhangi bir salgı üreten bir organ değil. safra karaciğerde üretiliyor, safra kesesinde birikiyor ve ihtiyaç anında sindirim sistemine aktarılıyor. safra kesesi alındıktan sonra da safra salgılanmaya devam edecek. fakat sindirim sisteminin ihtiyaç duyduğu anda yeterli miktarda safra sağlanamayacağı için hazımsızlık problemi yaşanabiliyor. bu duruma da birkaç ay içerisinde vücut kendini adapte ediyor. çok da şey yapmamak lazım o yüzden.

    son olarak; bunu basit bir operasyon gibi anlatanlar yanılgıya sebep oluyor. tabii ki çok kompleks bir operasyon değil ama bir organınızı söküyorlar, karın kaslarınızı deliyorlar, vüudunuzu gazla dolduruyorlar vs. dolayısıyla iyileşmek için de biraz zamana ihtiyaç oluyor.

    merak ettiğiniz birşey olursa yeşillendirin, yardımcı olmaya çalışırım. hastane, doktor, ilaç vs. aklınıza ne gelirse...

    bunu okuduysanız ya hastasınız ya hastanız var ya da sebepsiz yere bu kadar uzun yazıyı okudunuz. her durumda geçmiş olsun, acil şifalar...
  • 3-4 ayda bir, ara ara çok şiddetli karı ağrısına (büyük ihtimalle doğum sancısından bile beter olsa gerek) ve her yediğimi çıkarmama sebep olan, milimetrik boyutlarda olanından sahip olduğum taşlardır. nedendir bilmem her seferinde gecenin bi yarısında başlardı kıvrandırmaya. bu yüzden acile gitmek zorunda kalırdık. tabi o saatte en fazla film çektirebilirsin. acildeki doktorlar da her seferide gaz sancısı tanısı koyup, bi ağrı kesici yapıp geri gönderiler. bende teşhisi internet başında, kendi kendime house'culuk oynayarak tespit ettim ve tekrardan doktora gittim. standart karın muayenesinin ardından ultrason çekilmesini istedim. adam küfür ettiğimi sandı ve muayeneyi apar topar kesti. "madem o kadar eminsin git bakalım" tepkisine maruz kaldım. (bkz: doktorların bilinçli hastaya tahammül edememesi). ultrasonda nur topu gibi taşlarım olduğunu öğrendim. ultrason filmini kendisine gösterdiğimde yüzünde hayın bi sırıtma belirdi. "evet, taş var" dedi. "tek çözüm ameliyat".

    (bkz: bu da böyle bir anımdı işte)
  • yaklaşık 1-1.5 yıldır ara ara çok şiddetli karın ağrıları ve istifra ederek günlerimi geçirirdim. gittiğim bir kaç doktorda farklı tanılar konuldu. en son bir cuma gününü cumartesiye bağlayan geceyi hiç uyumadan fena karın ağrıları ve öğürtü / istifra etmelerle geçirdikten sonra evde tek olmamdan dolayı elim yüzüm şişmiş halde doktor olan kuzenime gittim. sağolsun ufak bir muayeneden sonra hastaneye kaldırdı. doktorlar safra kesemden şüphelenmişlerdi, ultrasondan bu teyid edildi. 2 gün sadece serumla beslendim. burnumdan sokulan hortumlarla (mutlaka tıbbi ismi vardır, eşeklik yapıp hortum dediğime bakmayın, hortum çıkalı nerdeyse 10 gün oldu hala burnumda acısı duruyor) midemdeki safralar temizlendi ve o caaanım hortum da 2 gün boyunca burnumdan mideme indi. 4 gece 5 gün hastanede kaldım. (sanki 5 yıldızlı oteli anlatır gibiyim) ilk iki gün serumla beslendiğimi söylemiştim ya, sonraki üç günde tuzsuz - yağsız çorba, tanesiz komposto, yoğurt ve su muhallebesiyle beslendim. hastaneden çıkmadan doktorumun söylediği cümle şuydu "tuzlu, yağlı yemekler, kızartmalar, çikolata yasak." başımı önüme eğdim "peki" dedim. zaten hastaneye yatalı da 12 gün olmuş. o tarihten beri sigara da içmiyorum. istem dışı bırakmış oldum. düzenli beslenme ve sigarayı bırakma açısından neredeyse kendisine dua edecek noktaya geldim. sağolsun safra kesesi taşım, yaşasın 6 yıllık sigara bağımlılığımı bırakmam, büyüksün çok istememe karşın iradesizliğimden geciken rejimimin başlaması...

    edit büdüt: koseli cember hatırlatmasıyla o güzelim hortumların adının sonda olduğunu hatırlıyorum.
  • türkiye'deki doktorlara küfretmeme neden olan seyler. yillar boyu yilda bir veya iki kez siddetli mide sancilariyla hep hastanelik oluyordum. doktorlar önce siddetli sekilde soguk alginligina veriyorlardi; muayene edince ise midemde sorun olduguna karar verip serum vererek iyilestirmeye calisiyorlardi. serumla iyilesiyordum, ancak serum tek basina yetmedigi icin ek olarak seruma bir ton sey (ilac, vitamin, vs) ekliyorlardi. bir yerden sonra verilen serumun dozu yetmedigi icin dozu iki katina cikararak tedavi edip beni eve yolluyorlardi. annemler her seferinde bu durumun yillardir tekrarlandigini doktorlara söylemelerine ragmen, doktorlar sorunumun altinda yatan nedene bakmiyorlardi.

    neyse, birkac sene önce yurtdisinda yasamaya basladim ve bir kis benim lanet hastaligim tekrar nüksetti. ev doktorum agrilarimin siddetinden kuskulanarak beni komple karin ultrasonu cektirmeye yolladi (tabi o da önce iyilestirmek icin serum verdi, tam üc sise). ultrason sonucunda bende safra kesesi taslari oldugu ve beni yillardir her seferinde ölümlerden döndüren agrilarimin sebebinin bu safra kesesi taslari oldugu ortaya cikti.

    simdi, siz benim yerimde olsaniz ne yaparsiniz? kizmaz misiniz, küfretmez misiniz?
  • 3 yıl önce ameliyat olarak aldırdığım taşlar. bir gece uyurken çok şiddetli bir ağrıyla uyandım. öyle kolay kolay hastaneye giden biri değilim ama bu sefer farklıydı. apandist olmadığı anlaşılınca, ultrasona girdim ve orada sorun ortaya çıktı.

    doktorum, ameliyatı hemen olmamı istemedi. "bu sorunla yaşayan milyonlarca insan var, önce kendini bir dene, hemen bıçak altına yatma" dedi. bende peki deyip normal hayatıma geri döndüm. fakat çok uzun sürmedi, üst üste 2 gün yeniden hastaneye gitmek zorunda kalınca, karar verildi. ameliyat olacaktım.

    ameliyat çok sıkıntılı geçmedi, kapalı ameliyat yaptılar. aynı gün hastaneden taburcu oldum. ev merdivenlerini bile yürüyerek çıktım. elbette hareketlerimde bazı sıkıntılar yaşadım ama onlarda birkaç gün içinde geçti gitti.

    artık taşlarım yok ve çok rahatım. istediğim şekilde yemeye ve içmeye devam ediyorum. korkmayın bu ameliyattan, varsa sıkıntınız aldırın olsun bitsin.
  • tanısını kendi kendime biraz house m.d. dizisini izleyip bitirmiş olmak biraz da google arayışları sayesinde koyduğum 4 adet tıpkısının aynısı olan taşcıklar.
    efenim yıllardır bir ağrı bir ağrı yemekten 2 saat sonra, karnımın sağ üst köşesinde böle intihar etmek istercesine. ama sadece 1 gün sürüyor 2. gün hiçbirşeyim kalmıyor. doktora gidiyorum soğuk algınlığı diyor gönderiyor.
    6-7 yıl boyunca her 2-3 ayda bir bu atak geliyor, "soğuk algınlığı" olduğundan pek umusamıyorum artık.
    yine birgün atak gelmiş, evde sızlana sızlana oturuyorum, house dizisini yeni bitirmişim, meraklıyımda böle tıbbi konulara, kafamın üstünde bir anda yanan ampülle "lan yoksa bende safra kesesi taşı mı var" dedim.
    yaklaşık 2 saatlik google araştırmasından sonra kesin tanıyı koydum, evet benim safra kesemde taş vardı ve çözümü ameliyattı.
    bir gün sonra gittim doktora "benim safra kesemde taş var hipokrat yeminim ve operasyonluğum olmadığından bir tıp doktoruna ihtiyacım var" demek istedim demedim. "şuram(ağrıyan yerimi göstererek) ağrıyo doktor bey" dedim. "ama" dedim "yıllardır çekiyorum bu ağrıyı hep soğuk algınlığı diyolar ama başka birşey olabilir mi diye detaylıca kontrol edilmek istiyorum"dedim. hemen ultrasona gönderdi,
    sonuç; safra kesemde 4 adet 17mm çapında taş var. "e tamam biliyorum onu zaten ameliyat ne zaman sen onu söyle" demek istedim demedim. "hadi yaa ee nolacak peki" dedim. doktor "ameliyat başka çözümü yok dedi". "heh şöyle sadede gelelim doktor bey" demek istedim demedim.
    bir gün sonra ameliyat oldum, 3 gün sonra hayatta ve ayakta sapasağlam bir bireydim. yılların acısından kurtuldum.

    eğer sizde de varsa hiç düşünmeden gidin ameliyat olun, diş çektirmekten bile daha kolay bir operasyon bu safra kesesi ameliyatı.
  • bir hafta önce ameliyatla aldırdıgım organımdır safra kesem, ufak hikayemi paylasmak isterim;

    efendim daha önce bir iki kere suan safra kesem olan yer aynı kosunca dalagın sisip agrıması gibi agrıyordu, bendeniz cahilligimin sonucu orada dalak oldugunu sanıyor 'ulan bune sımdı' dıyıp yatıyordum, sıcak tutacak bıseyler gıyıyordum vs vs. bundan bir ay once babam kaldıgım eve gelmıstı ve beraber yemege cıkmıstık, uzerınıze afıyet kıremıtte tavus sis yedim bol salcalı, eve gıttık muhabbet hos bes sonrasında odalara cekılıp uyuduk.gece saat 3 gibi inanılmaz bir agrıyla uyandım, ne yapsam gecmıyor yazın sıcagında kazak bıle gıyıp yattım dınsın dıye, sıcak dus almak aklıma geldı, banyoda bır baktımki yıllardır kendisiyle her banyoda karsılastıgım benım ufaklık gorunmuyor.gobek oyle buyumus oyle sısmıs.panıkle cıktım dustan,agrı duracak gıbı degıl sabaha karsı hastaneye gıttık,agrı kesıcı ıgne yaptılar ardından kan tahlılı ve ultrason.

    ultrasonumu ceken arkadas;

    -20 yıldır buradayım safrasında bu kadar tas olan bırını gormedım
    -hocam ne yapar bunu alkol falan duzensız beslenme?
    -bunye yapar (o nedemekse mq)
    -e napıcaz
    -alacaklar, zira o organın bir islevi yok suan icin.

    ertesi gün memleketimdeki hastaneye gittim (babam bashekim yardımcısıdır) aynı teshis konuldu ancak amelıyatın kapalı yapılması için beklenmesi gerektigini buyuk ıhtımallede acık olacagını soyledıler. akut atak gecirildikten sonra safra kesesı büyük bir ödemle birlikte kendini karaciger'in arka kısmına gömermis bu durumda kapalı ameliyat yapmak zor bir islemmis.5 hafta kadar cift antibiyotik ve inanılmaz bir diyetle oradaki ödemi indirip ameliyata uygun bir hale getirmeye calıstık. bir hafta önce ameliyat oldum, hormonlu büyük boy patlıcan kıvamında bir safra kesem varmıs ve normalde 45 dakika süren ameliyat 2 saat 15 dakika sürmüs, ilginctir ameliyat oldugum gün ayaga kalktım,agrılarım dindi ücüncü gün eve taburcu ettiler suanda halen dikisliyim yarın kısmetse alacaklar.

    sanslı oldugum kısım safra kesesinde yüksek oranda tas bulunması hastaya inanılmaz derecede agrı cektirirmis, ozellikle yemeklerden sonra benım hıc boyle bir sikayetim olmadı, bir kere agrı krizine girdim sonrasında ameliyat. klasik doktorlar yaglı seyler alkol ve salcalı yemeklerden uzak dur az tüket dediler oldu bitti.sanırım güclü bir bünyem varmıs.
  • gecen hafta ameliyat olarak, daha ameliyattan cikar cikmaz elime tutusturduklari ve evimin nadide kosesinde sakladigim tastir bu. laparoskopik operasyonda sadece tas alinmaz, safra kesesini kulliyen alirlar, sonraki 2 ay veya belki de omur boyu yediklerinize dikkat etmek zorundasinizdir. operasyon sonrasi 2 ay bir ilac esliginde beslenirsiniz; yagli yiyecekler, yumurta, cikolata ve alkol yasaklarin en basindadir...
  • her yemekten sonra'' allah kahretsin yemiycem ulen bir daha '' dedirten, uykularımı kaçıran, hayatı bana zindan eden taştır kendileri. bu daşa sahipseniz kilo vermeniz kaçınılmazdır.
  • boyutları önemli olan taş(lar)dır. zira eğer safra taşlarınız küçükse safra kanalına düşüp tıkayabilir ve karaciğerin salgısının geçişine izin vermez. bu da sarılık hastalığına yakalanmanız demektir. ultrasonda safranızda milimetrik taşlar tespit edildiyse ve kan testi sonuçlarında karaciğer enzimlerinin aşırı fazla olduğu görüldüyse yalnızca hayatı zindan eden ağrılardan kurtulmak için değil, ölmemek için de safra kesenizi tümden aldırmak zorunda kalırsınız...
hesabın var mı? giriş yap