• minibüs ile eve gitmeye çalışırken "müsait bir yerde inebilir miyim?" demek yerine, "bismillahirrahmanirrahim" diye bağırmaktır saçmalamak. fonetiği benziyor ama kabul edin. iki cümle de 10/8 liktir.

    (bkz: bir arkadaşın başına gelmiş)
  • eskiden ne guzel programdı maraton
    bir ton bir ton daha eder tonton
    en sevdigim tatlı gramofon
    yuz artı on eder yuzon
    yeter, ver artık pis geyige bir son
    notronla ne guzel kaynasmıs proton
    aralarından eksilmez olmus elektron

    supermen niye alıyorsun yarım kilo kripton
    niye kırmızı o altındaki don
    atsız olur mu sence fayton
    bak ne diyor kayahan abi
    ton ton ton dardanel ton

    bizimkisi geyik muhabbeti
    sacma sapan, abuk subuk biraz
    motoru bozarsın yeme o kadar kiraz
    bagırsakta salgılanır enterokinaz

    seklinde siirler sarkılar yazmak kesinlikle sacmalamaktır.
  • beraber yapabildiğiniz insanlar çok değerli oluyor ve eksiklikleri fazlasıyla hissediliyor. en çok onları özlüyor insan çünkü saçmalayabildiğin kişi senin en çekilmez halinde bile yanında olan kişi oluyor.
  • şimdi saçmalamak deyince farklı tabii. bir kere nasıl saçmaladığınız önemli yani önden mi saçmalıyorsunuz, arkadan mı saçmalıyorsunuz yoksa direkt ortadan mı saçmalıyorsunuz bunları düşünmek lazım evvela. sonrasında aslında pek bir şey yok yani ne bileyim kanser araştırmaları önemli, patenler önemli hani kayıyorlar falan. sonra saçmalamak deyince insanın aklına hemen kazaklar gelmeli bence, ekoseli, ormanlı kazaklar. ya da ormancı kazağı. bir ara oduncu gömlekleri modaydı mesela hala anlayabilmiş değilim. e sonra faturalar var senetler var? işte insan bunları düşünmeden yemeli yemeğini yoksa tat alamaz yediği şeyden ben bunu düşünüyorum. bu kadar yani. otesi yok bunun. uzatmamak lazım. ben zaten yaratılışım gereği uzayan geyiklerden pek hoşlanmam, hemen bitsinler isterim. bir de oduncu gömleği konusu masaya yatırılsın istiyorum. ağzı olan konuşsun istiyorum. bana odundan, odun olmayı anlatsınlar, ormanı anlatsınlar, onlar gibi agaç olmak falan istiyorum. konuya da dönmek istiyorum ama çıkmam lazım byes.
  • bir çok sorunun çözümü olmasa bile anti-depresanı.
  • gençlerimiz boş vakitlerini suyla çalışan bardak keşfetmeye ayırmalılar.yoksa hiçbirimiz uzayda çay demleyemeyiz.
    amma velakin işin sol yönü böyle değildir!halbuki karşıya geçerken önce sola,sonra tekrar sağa,sonra sola,ondan sonra soğan doğra ve 30 dakika kızgın ateşte pişir ve çöpe dök!
    bismillahirahmanirahim misiniz lan?sakin olmasın ateş kızgın ateş küpüne zarar,hatta kızgın ateş küpeme zarar,gel ateş otur şöyle,hafifçe kaldır kaşlarını,oynatma satranç taşlarını.ateşe sakin olması için gerekli motivasyonu verdim ve israile kadar bir uzayayım dedim.rusya üstünden tabii..moskovaya adımımı atar atmaz kıçıma kadar eroin dolu olduğunu farkettim.sanırım gümrükteki abiiler anlamamış.yarısını sattım,üçte birini yedim molotov the altimayt kalle olarak kremlin'e doğru yürüdüm.
    kremlin sarayında yaşayan kuzenimi ziyarete gittim.sarayın gremlinler tarafından işgal edildiğini görünce derhal sarayın çatısına su tutmaya başladım.çatıdan gelen su sesleri sebebiyle bir duygulanıp bir çişi gelen gremlinler
    sarayı terketti ve hak yolunu bulup mekkeye haç yoluna çıktılar.arklarından bir elham,üç kulvahhal 7/2 yasin 4kök3 roman okudum.
    sonra sarayın aslında atatürk lisesi,gremlinlerinde mr.bombastik olduğunu farketiğimi anladığım süreyi formüle dönüştürüp geometri sorusuna uyguladığımda beden eğitiminde bir çığır açtığımı gazetelerden okuyup 'oha ne çabuk duyulmuş' dedi mayk taysın sen diyince çok bozuldu ve asıl sen taysın kolay gelsın dedi.

    şeklinde minik öyküler yazmak tam anlamıyla saçmalamaktır.
  • sistem bazen saçmalarcasına yanlış yapar, siz saçmaladığınızda adınız asiye, anarşik piçe döner! sistem saçmalamayı bile elin gözüne bulaştırır! amına koaram! bizim çocuklarla 51 çevirdiğimiz vanlıların kahvede böyle diyorlar gözünü sevdigim amına koyim'e. "amına koaram".

    bu ne lan. bizim noktalama olarak kabul ettiğimiz amına koyarım, amına koaram olmuş.

    çekilmez iştir, sanat aslında saçmalamak. bu bazen bedava oluyor, düşünsene lan ömer üründül bedavaya dünya kupası yorumladı!

    benim neyim eksik amına koyim? neyim eksik ki? ben de derim o siktigim ibnesine; kondisyonu yerinde degil! gözüme giremedi, hani bunlar sorun degil de aga, en sevdigim meblağ frekanslar. meblağ'yı her daim parasal olarak algılama, mesela güzel bi kızla aynı dolmuşa bindigimde kendi kendime "aga dolmuşta meblağ var" derim. ama nolur? kız müsait bir yerde ineyim der, siktirip gider. hem banane la kızdan di mi.

    sanat aslında. dedim ya, aynı frekanslar. türksat, severim.

    you will never walk alone mu? yalan. liverpool'la alakası yok, seni tebrik ediyrum cirard! hiç alakasız aga. torres'i de tebrik edebilirdim. gerrard'ı tebrik ettiysem, mevzu beyinle alakalıdır. gerrard beyinse, ben beyini tebrik ettim.

    sistem sana yanlış yapıyorsa sen de sisteme yanlış yap, adın götoğlanı olsun. götoğlanı nasıl yazılır mesela? göt oğlanı olarak mı, götoğlanı olarak mı? olmayan mantıgım bana koy amına gitsin, nasıl yazıyorsan yaz diyor. ehehhehe mantıksızlık iyi güzel de, bir yerde fren yapıyor en abs'sinden.

    efes'te glikoz varmış, manyak mısın aga? glikoz hayatımızda. şekerlendik de durulduk degil mi, bunca senedir.

    -şekerlendin mi lan?
    *siktir git..

    hani diyorum ki, tanrısal boyutta bir şey.

    sordum efes şişeye aney babey var mıdır
    efes ey dur derviş baba aney babey arpadır.

    nefis.

    şarkıda diyor ki, kimseleri görmedim senden daha güzel. şaşırdın mı la?
    bazen de for whom the bells toll diyor, amına kodum salağı, cevabı ortada, for me. ama böyle bir durumda kendinizi mordred'in yerine koyup arthur'u öldürebilir, camelot'un amına koyabilirsiniz. ya da dosttan düşmandan aldım nasibimi behlül kaçar diyebilirsiniz. durumun dizilerle alakası yok müdür.

    fena mı olurdu adıma bir excalibur dövülseydi? olmazdı. excalibur kutsaldır ama sorun şurda ki öldüğümüzde odin bizi evimize koyacak mı. muhtemelen sikinde olmayacağız, o halde odin neden ulu? zeus desen gay. olmaz.

    hansi kürsch desen, iyidir be abi...

    o zaman ne denilebilir ki?

    saçmalamak iyidir.
  • bathroom mu, batroom mu? ankara'nın bağları mı, ninja kaplum bağları mı daha şirin? topuğuna sıkarımdaki topuğa kurşun mu sıkılır, merhem mi sıkılır? bu eylemin topuk yaylasında yapılması mı makbuldür?

    sabahtan beri kafamda böyle saçma salak sorularla geziyorum. soru işaretleri, kelimeler gibi iç içe geçti. her şey birbirine düğümlendi. tüm gün böyle saçmayalasım, hepsini buraya yazasım var. sözlüğe içini dökmekte yeni seviye; kamyon kamyon saçmalama hafriyatımı buraya dökmek. kendimden bunu ummazdım. ama içimdeki sonsuz ummanlardan umardım.

    yazdıkça yazasım, saçmaladıkça saçmayalasım geliyor. beynim parmaklarımı kırbaçlarken "yazın ulan köleler, not düşün bunları tarihe" deyip bağırıyor. saçmalamanın bir başka boyutunda, zirvesinde, çay baççesindeyim. galiba bugün iyi değilim. belki ben, ben değilim. acaba bunun müsebbibi dün akşam yediğim çiğ köfte mi? "çiğ olan şeyler zararlı, haydin ateşte pişirmeyi deneyelim. dünyaya yeni bir soluk getirirken, doğaya karbon monoksit, karbondioksit, karbon ve azot salınımı yapalım" diyen ilk insanlar ateşi bu sebeple bulmuş olabilirler mi?

    organize saçmalama suç örgütü kursam, saçmalama personeli seçme sınavı adını verdiğim sınavdan tam puan alıp başa geçerdim. mürit ve fedailerimin takdirini ilk andan itibaren kazanırdım. akabinde imparatorluğumu ilan eder, dik kafalı bir diktatör, kafası reaktör gibi çalışan redaktör, kelimeleriyse her daim planör olan bir kalantör olarak yola devam ederdim.

    saçmalamanın derin sularında kulak açmak, kafaya şnorkel geçirip dibi seyretmek çokzel. belki uslu bir çocuk olursam atlantis'i bulan atlangoç olurum. poseidon ile ikindi namazına gider, onun "huzur isyanda değil yeğen, islam'da vaazını" dinlerim. mütedeyyin ama biraz da paragöz adamdır poseidon, nam-ı diğer pos cihazı tanrısı.
  • çin işi japon işi bunu yapan iki kişi:

    -ilerde çocuğum olursa ismini caddebostan koyayım.
    +bence iki çocuğun olsun, birini cadde birini bostan koy. bi kız bi erkek.
    -evet cadde erkek, bostan kız.
    +cadde erkek olur mu be, cadde kız ismi.
  • oğuz atay'a göre aklımızı, mantığımızı dinlendirmenin yolu. tehlikeli oyunlar'dan geliyor:

    “insanlara kaptırma kendini, durmadan koşuşma, onlara uyma, insan bir makinedir, bir yerde bozulur, yavaş yavaş kullan aklını, şimdi biraz dinlen, hep birlikte saçmalayalım, aklımızı dinlendirelim, mantığımızı dinlendirelim, rüyada yaşayalım.(aman dikkat et, kafanı bir yerlere çarpma. deliler uzun yaşar, budalalar uzun ömürlü olur, aptallar rahat eder.)”
hesabın var mı? giriş yap