• kendisi, berlin'de soyledikleri ile brejnev'in donuna etmesine sebep olurken, aslinda pek de mantikli seyler soylemeyen, hep yardimcilari tarafindan soylemesi gerekenler onceden belirlenen bir kimsedir.

    aslinda great communicator lakabini almasinin sebebi, milyonlarca izleyiciye televizyon karsisindan ulusa seslenis vesilesi ile cok iyi hitap etmesini bilmesidir. amerikalilar, nasil franklin d roosevelt icin "o, bizim salonumuzdaydi, radyodan gelip evimize giriyordu" diyorlarsa, ronald reagan icin de "onun gozleri televizyon'dan bizim evimize giriyor" diyorlardi.

    gerci kendisi bu konuda cok sansliydi. cunku o zamanlarda, prompter icad edilmisti (huger'e tesekkurler aletin ismi icin). kameranin hemen yanina konup ustunden okunmasi gereken yazilarin gectigi bu alet vasitasiyla (amerikan filmlerinde genelde goruruz bunu, eger baskan bir konusma filan yapiyorsa), sanki hep kameraya dogru bakip da konusuyormus izlenimi yaratabiliyordu. arada sirada da isinin ne kadar ciddi oldugunu gostermek icin kagidina bakiyordu. fakat o kagitlarda genelde muhtemelen e$ dostun yazdigi "hehe bol sans :)" tarzi yazilar oldugu dusunulmektedir halen daha.

    ancak basin, kendisine herhangi bir soru yonelttigi zaman hizlica ve mantiklica yanitlamaktan coook uzak bir baskandi kendisi. bu yuzden genelde yakin gecmisimizde bill clinton'in da arada sirada yaptigi bir hileyi uyguluyor, basindan sorulari onceden alip, cevaplari onceden hazirlayip, sanki cok birsey biliyormus gibi televizyonda basinin sorularini yanitliyordu.

    kendisinie spontane bir sekilde sorulan sorulara ise genelde hep ayni tepkiyi veriyordu: bes saniye boyunca donarak bosluga bakmak ve alakasiz, sacma sapan bir cevap vermek.

    bir keresinde ise basina hakikaten imho acaip komik bir olay gelmistir. bir universitenin ziyaretinde (hangisi oldugunu hatirlamiyorum), kendisine dogru hizlica kosan basin mensuplarindan kacmasini becerememistir. yardimcilari, onu hizlica arabasina sokup "kacirmaya" calisirken, kendisi buna itiraz etmis ve basin mensuplarinin kendisini yakalamasina izin verir.

    o sirada "has..." diyen yardimcilarinin gozu onunde, gazetecilerden biri kendisine "cevre kirliligi hakkinda ne dusunuyorsunuz?" diye sorar.

    once on saniye donakalip bosluga bakan reagan'in yaniti kisa, oz, ve bir o kadar da sacma olur: "agaclar"...

    o sirada bir agacin altinda durmaktadir ve agaci isaret eder. bu cevap uzerine yardimcilari daha fazla konusmasina izin vermeden kendisini arabaya sokarlar.

    birkac gun sonra sozculerden biri cikar ve "aslinda kendisi, agaclarin kesiminin oksijeni azalttigini soylemeye calismistir" der. bu olay uzerine reagan, daha sonra sozcusune "eger o kadar akilliysan niye sen baskan olmuyorsun?" diye sorar.

    o gun bugundur, o universitede o agacin ustunde bir plaket mevcuttur ve agacin adi "the polluting tree" olmustur.
  • gerçekten çok şık ata binen bu abinin back to the future'da da bahsi geçer,

    - başkan kim peki?
    - ronald reagan
    - ronald reagan mı? aktör mü?? peki başkan yardımcısı kim? jerry lewis mi?
  • henry kissinger anılarında kendisinden (mealen) şöyle bahsediyor
    "çok cahildi. hiç bir konuda bilgisi olmadığı gibi verilen dosyaları da okurken sıkılıyordu. bu nedenle kendisi için müzikli animasyonlu bilgilendirici filmler çekiliyordu. yine de amerikan tarihinin en başarılı başkanlarından birisi olması ve sovyetleri yıkması şunu ispatlıyuor:
    eğer gideceğin yönü biliyorsan ve kararlı isen başarabilirsin"
  • "iyi bir başkan değildi" demek saçma değildir.

    bu arkadaşın seçimleri silip süpürmesi başka bir şey, iyi bir başkan olması başka bir şey. iyi bir popülist olmak iyi başkan olmak anlamına geliyorsa 2002'den beri girdiği her seçimden 1. çıkan recep tayyip erdoğan da harika bir cumhurbaşkanı mı o zaman?

    hatta abd'den örnek vereyim, watergate skandalı ile görevinden ayrılmak zorunda kalan rezil nixon da özellikle ikinci seçimlerde rakibini silip süpürmüştü ve şu an abd'nin en kötü başkanlarından biri olarak anılıyor.

    reagan'a gelirsem, amerika birleşik devletleri'nde cumhuriyetçilerin bugünlerde savunduğu boktan "fakirler ölsün" temalı politikaların temelini bu adam atmıştır. dış politikada orta doğu'nun anasını ağlatma konusundaki adımlar da yine kendisinin döneminde başlamıştır.

    o günlerde soğuk savaş'ın gazıyla "komünistleri gebertelim babbbbaaa" şeklinde gazlanan bu politikaların nelere mal olduğu bugünlerde daha iyi anlaşılıyor.
  • turgut özal'a targıt derdi kendisi.
  • matrix'teki cypher'in buyuk film yildizi ve onemli biri olma hayalleri ve hicbir$ey hatirlamamak istemesiyle ve soyadiyla bire bir ortu$en alzheimer'li $ahis..
  • hava kirliliğinden fotosentez'i sorumlu tuttuğu ünlü bir konuşması vardır. daha sonra evrim, yerçekimi ve fotosentez gibi bilimsel olaylara inanmayan cumhuriyetçi başkan ve başkan adaylarının ilahıdır. amerika'nın en sevilen başkanlarından biri olması kimseyi şaşırtmıyordur herhalde.
  • hic de matah olmayan neoliberal politikalari yayginlastirmasi ile hip hop 'un ozellikle de new york'ta dogup gelismesine bir sekilde sebebiyet veren etkenlerden biri. soyle ki, reagan basa gectiginde neo-liberalizm dalgasi tam gaz islemeye basladi ve amerika, imparatorluk somurge anlayisi olmasa da endustriyel somurge arayislarina girip ucuncu dunya denilen yerde uretim yapmanin daha ucuza gelecegini kesfetti. manhattan haric new york'un diger borough'lari yani brooklyn, queens, the bronx ve staten island'daki buyuk endustriyel fabrikalar, depolar kapandi, iflas etti. neredeyse yuzbinlerce insan issiz kaldigi gibi yasadiklari mahalleler de aynen bu kapanan devasa bina ve fabrikalar gibi metruklasti. insanlar fakirlesti, o gune degin kazanilmis olan sendikal ve sosyal haklar sistemin karsisinda eriyip gitti, okullara ogretmenler korkudan gelmemeye basladi, guvenlik ciddi bir sorun haline donustu, ceteler polisin ilgilenmedigi bu alt gelir grubundaki insanlarin guvenligini saglarken bir yandan da kendi siddetini mesrulastirdi. iste tam da bu yillarda the bronx ve queens 'ten muzik dalgalari yayilmaya basladi. dj kool herc, grandmaster flash ve tabii ardindan gelen the sugarhill gang ile dunya coplukten cikan yeni bir guzellige merhaba dedi: hip hop.

    bunun disinda gectigimiz yillarda ogullarindan birinin ortaliklarda soyleyip "tarihi degistirmek istiyor" soylemiyle itham edildigi gibi "better friend of blacks than obama" gibi bir durumu yoktur. aksine gayet irkcidir. cocuklari da aslinda surekli ailenin tv'de, secim propagandalarinda savundugu "muhafazakar degerler"den ne kadar uzak olduklarini anlatan kitaplar yazar. yaptigi hicbir sey de oyle dunya barisi filan icin degil, cebini doldurmak, amerika'nin cebini doldurmak icindir.
  • "bütçe açığıyla ilgili pek endişe etmiyorum. kendine bakacak kadar büyüdü." sözünün sahibi.
  • bizde de cuneyt arkin basbakan olsa hayat daha neseli gecer dedirten eski amerika baskani, eski aktor. kovboy filmlerinde oynardi. (bkz: spitting images)
hesabın var mı? giriş yap