• amerikada new york eyaletinde bir sehir
    icindeki sunnyside ilcesi turklerin yogun oldugu bir ilcedir
    astoria yunanlilarin turklerin ve italyanlarin yerlesim alanidir
    manhattan adasinin dogusundadir hemen
  • queens sehir sayilmaz, new york cityyi olusturan bes bolgeden biridir. (digerleri: manhattan, brooklyn, bronx, staten island)
  • jameykanin (bkz: jamaica) en piyasa caddesiymis efendim bu cadde bir (bkz: tunali hilmi caddesi)ymis yani...
  • kadinlardan olu$an bir queen saygi grubuna verilebilecek muhtemel bir isim sanki. (bkz: the iron maidens)
  • yaklasik 3 milyonluk nufusuyla new york'un en kalabalik borough'su. queensboro bridge'in kuzeyinde kalan ve gunumuzde long island city diye anilan semtte baslar hikayesi. 1898'de new york city'e dahil edilen queens'in kaderi 1915'te ilk metro hattinin kurulmasiyla degisir. cinliler sonradan da koreliler gelir flushing'e yerlesir. yunanlilar astoria'yi isgal eder, hintliler jackson heights'i. efsaneye gore manhattan'i kizilderililerden iki kasa hamsi, 3 paket caykur rize cayi ve bir cuval findik karsiliginda satin alan giresun yaglidereliler , corum alacalilar ve kirsehirlilerin cogunlukta oldugu bir turk boyu da manhattan'dan kuraklik nedeniyle gocup sunnyside duzluklerine cekilir. (turkler geldiginde queens hep tarlaymis)
    rego park'in rus gocmeni yahudilerin eline gectigi siralarda kolombiyalilar yedeklerine kattiklari perulular ve ekvadorlular ile roosevelt avenu'nun onemli bir kismini mekan yaparlar. 30'larda 40'larda bolgenin hakimi olan italyanlar bugun cogunlukla queens boulevard'in degisik yerlerinde gorunmekle beraber en kuytu koselerde bile karsiniza cikabilirler. queens'in orta ve kuzeyinde bu gelismeler yasanirken polonyalilar guneybatisindaki middle village'i buyuk olcude kucuk polonya haline getirmisledir bile. bu bolgenin her tarafinda ingilizceyi ayni bizim gibi konusan(biz kimsin ulan: turkiye'den gelenleri kastettim abi) polonyalilari tanimalisiniz. ne coklar ne guzeller ne sarhoslar tahmin edemezsiniz. forest hills'in bazi sokaklarinda new york'ta gorebileceginiz en avrupai(aha bak ta amerika'da bile boyle diyoruz gordun mu) en guzel evlerin bulundugu inanilmaz sasirtici ve luks bolgelerin isgalcilerinin kimligiyle ilgili net bir bilgi vermek zor. hem zaten zengin adamin kimligi olmaz, parasi olur. bolgedeki, bir sure de yakininda yasadigim austin street'e bazi bazi seferler duzenler ankara bahcelievler 7 cadde'deki gunlerimi hatirlar sonra geri cekilirim(bu da boyle bir animdir) jfk airport'un da yakininda bulundugu jamaika ise queens'in en esmer, en marijuana bolgesi. siyahiler ve karayipliler far rockaway'den jamaika'ya, ozone park'tan hatta brooklyn'in guneydogusundaki flatland'a flutbush'a kadar olan hatti allah yaratti dememis kontrollerine gecirmislerdir. bu hattin bazi bolgeleri new york'un suc orani en yuksek muhitlerini olusturur ki bronx'taki gang'lar bile giptayla bakar buralardaki meslektaslarinin ozgurluklerine.
    meksikalilarla gazozuna(onlarinkinden) futbol(bizimkinden) oynayacaginiz cim futbol sahalarindan yunanlilarla tavla oynayabileceginiz rum kahvehanelerine, sii camilerinden budist tapinaklarina hint restoranlarindan yunan meyhanelerine, okey oynayabileceginiz turk kahvehanelerinden, melez bir partnerle nirvanaya yukseleceginiz latin dansi mabetlerine, nargile icebileceginiz arap cafelerinden cin lokantalarina kadar adeta new york'un ozeti. manhattan'in disindaki new york'u da cok seveceksiniz. gezmeye inanin. eliniz cebinizde dilinizde bir new york sarkisi:
    "these vagabond shoes
    these little town blues"
  • neredeyse amerika icinde amerika dı$ıdır..
  • artık bahsedilenler kadar kötü bir bölge değildir. devlet politikası gereğince ve tabiki yeni yerleşkeler açarak kapitalizim bayrağını dikmek amacıyla, o bahsedilen satıcılar ve evler, bu bölgenin manhattan'a yakın olan bölgelerinden temizlenmektedir. 7trenine bindiğiniz vakit hangi durakta inerseniz inin, sizi farklı bir etnik grup karşılayacaktır. bazen atmosfer olarak kendinizi eminönü'nde hissedebilirsiniz. astoria tarafının yunan egemenliği altında olması, bir türk'ün yaşaması için gerekli optimum koşulları sağlamaktadır. gerek feta cheese dedikleri bizim beyaz peynirimizle, humusla, gyro dedikleri dönerimizle, yufkayla, baklavayla ve pek tabi yoğurtlarıyla kendinize pek rahat bir yaşam alanı oluşturabilirsiniz. brooklyn'den ilk taşındığımda eksikliğini hissettiğim tek şey, lokal barların çok az olmasıydı. yaşam koşulları olarak değerlendirilirse, nyc'de yaşamak isteyen biri için ucuz bir yerdir. yunanlılardan daha çok latin amerikalıların burda konuşlanmış olması ise dikkat çekicidir.

    edit:imla.
hesabın var mı? giriş yap