• dönek dersem şaşırır mısınız ?

    ecole normale superieur' de sınıf arkadaşı jean paul sartre ile birlikte (1945 yılı) modern kültür hayatının belli başlı merkezlerinden sayılan "les temps modernes" dergisini çıkarmaya başlamış başka solcu gazetelerde sosyo-politik makaleler yayınlamışken, bir süre sonra "varoluşçuluk"tan da sartre'dan da her türlü sol akımdan da kopmuş ve zamanla antikomünist propagandanın fikir babalarından biri haline dönüşmüştür.

    bizde de vardır benzer tipler.
  • "hürriyet namına başlayan ayaklanmaların istibdatla netice bulması marksizmin tarihî dramıdır."

    çevirisi bana değil ismet giritli'ye ait. aron böyle bir laf edince darbe büyüğü ve müzmin antikomünist giritli de heyecanla üstüne atlar tabii. baksana "şiir" gibi çevirmiş. yıllar önce türkiye gazetesindeki köşesinde okumuştum. mıh gibi aklımda kalmış.
  • antikomünist dönüşümünü geçirdikten sonra ota boka "bence bu çok marksist bir yorum" diyen insana dönüşmüş iyice. "ya bir yürü git, insanın asabını bozma" diye azarlayasım geldi. zibidi.
  • şimdiye kadar sürekli aron raymond olarak andığımı fark ettiğim büyük üstad. the opium of intellectuals çok güzel bir marksist entelektüel reddiyesiydi.
  • bilgi yoğunluklu bir anekdot üzerinden karakterini ortaya koyarak tanımlamak istediğim fransız sosyolog.

    galip tarafta yer almasına rağmen, ikinci dünya savaşından yenilmiş gibi yıpranarak ve küresel güç özelliğini kaybederek çıkan fransa, çin ve afrika'dan sürülmüş elinde sömürge olarak bir tek yorgun ve perişan cezayir kalmıştı.
    cezayir, 50'li yıllar boyunca fransız katliamlarına karşı bağımsızlık mücadelesi vermiş, bu direniş sürecinde pek çok fransız düşünürün desteğini yanına almıştı.

    fransızların şanlı lideri charles de gaulle fransa'yı tüketen bu direnişin verdiği zarardan kurtulmak için cezayir'den çekilme kararı alınca, 1961 yılında cezayir'in bağımsızlığını engellemek amacıyla gizli bir ordu kuruldu. oas olarak kısaltılan bu terör örgütü arka planda üst düzey askeri yetkililerce yönetiliyordu fakat ön planda "15-20 yaşlarında annesiz-babasız ve yoksul kalmış, ruhlarında yırtıcılık, vahşilik, cinayet, sadizmin güçlü bir ilke olarak yer ettiği, patlama noktasında olan fransız gençleri"" bulunuyordu.

    cezayir direnişini destekleyen jean-paul sartre'ın oturduğu apartmanda iki kez bomba patlatan bu örgüt, cezayir'i terk etmek isteyen de gaulle'e bile suikast girişiminde bulundu. cezayirli öğrencilerin lokallerine bombalı sabotajlar düzenlediler, yaşlı ve veremli cezayirlilerin yattığı hastaneyi makineli tüfeklerle taradılar, korkunç katliamlar yaptılar.

    oas'ın yaptığı işlerden biri de özgürlükçü fransız düşünür ve şahsiyetleri tehdit etmekti. örgütün parolası: ilk mektup bildiri, ikinci mektup uyarı, üçüncü mektup idam şeklindeydi.
    ölümle tehdit ettikleri sorbonne üniversitesi profesörlerinden biri de rus asıllı fransız sosyolog george gurvitch idi. yaşlı gurvitch, vaktiyle rus devriminin önderleri lenin ve trotsky'nin yoldaşlarından biriydi. sorbonne'daki her ırk, din ve politik görüşe mensup olan talebe ve hocalara karşı yumuşak ve esnek yapısıyla, kaleminden başka silahı olmayan gurvitch ikinci mektubu da almıştı.

    ancak yaşlı gurvitch, kendisini ölümün kıyısına iten tehdit mektubuna prim verecek biri değildi. gizli orduyu eleştiren bir yazı yazdı ve bunun üzerine özgürlükleri desteklemek ve gizli orduya hayır demek için geniş kapsamlı bir boykot yapıldı. sorbonne üniversitesi avlusunda bütün hocalar ve öğrenciler toplanmıştı. hatta polis bile eyleme müsamahalı yaklaşıyordu.

    netameli olduğu kadar direnişçi insanların şanlı hale getirdiği o günde eylem kararlılığını tek bir hoca bozdu ve sınıfa girerek salondaki bir tek öğrenciye ders anlattı. işte o hoca raymond aron'du. iranlı sosyolog ali şeriati'nin deyişiyle "marksizmi marx'ın bizzat kendisinden daha iyi bilen", bir dönem sartre'ın yoldaşı olan ancak bahsettiğimiz yıllarda antikomünist propagandanın mihveri haline gelen raymond aron...
  • "gelişmemiş bir memlekette her diplomalı bir entelektüeldir"
  • 1905’te paris’te doğdu. versailles lisesinden sonra ecole normale supérieure’e girdi (1924-1928). 1935’te ilk kitabı olan çağdaş alman sosyolojisi’ni, 1938’de, doktora tezi olan tarih felsefesine giriş, tarihsel nesnelliğin sınırları üzerine deneme’yi yayımladı.

    1939 yılında toulouse üniversitesi’ndeki hocalığı sırasında askere alındı. fransa’nn yenilgisi üzerine, 25 haziran 1940’ta londra’ya geçti ve la france libre (özgür fransa) dergisinin yazı işleri müdürlüğünü üstlenerek gazeteciliğe başladı. fransa’ya döndüğünde, önce "combat" sonra da, "figaro" ve "l’express"te gazeteciliğe devam etti. institut d’études politiques, ecole nationale d’administration, sorbonne ve collège de france’ta sosyoloji profesörü olarak dersler verdi. 17 ekim 1983’te paris’te öldü.

    kızı dominique schnapper, fransa anayasa mahkemesi üyesidir.
  • bir dönem (1968'e kadar) pierre bourdieu'nün akıl hocası* olmuştur. 1968 yılında yolları ayrılır ve bourdieu bugün centre de sociologie européenne (avrupa sosyoloji merkezi) olarak bilinen "centre de sociologie de l'éducation et de la culture"ü kurar.
  • 1905 paris doğumlu olan aron, seçkin bir öğrenim kurumu olan ecole normale supérieure’de eğitim görmüştür. de gaulle yanlısı ve anti-komünist olması sebebiyle sınıf arkadaşı olan solcu ve varoluşçu entelektüel jean-paul sartre’ın uzun yıllar gölgesinde kalan aron, buna karşın vefatının ardından daha çok tanınmış ve önemi anlaşılmıştır. aron, uluslararası ilişkiler disiplininde daha çok 1966 tarihli “savaş ve barış” (peace and war) adlı eseriyle bilinmektedir. ayrıca nükleer çağda strateji ikilemlerine ilişkin analizleriyle de hatırlanmaktadır. hitler’in yükselişinden hemen önce almanya’da yaşayan bir fransız yahudisi olan aron, bu dönemden fazlasıyla etkilenmiş ve ütopyacı düşünce ve totalitarizme duyduğu nefretin temelinde bu deneyimleri rol oynamıştır. bu nedenle, kendisine daha liberal bir yöntem belirlemiş ve en çok max weber’den etkilenmiştir. sınıfsal eşitsizlikleri kabul etmesine karşın, siyasal olarak batı kapitalizmini ve liberalizmi savunmuştur. uluslararası ilişkiler alanında ise daha çok thomas hobbes ve clausewitz’den etkilenmiştir. bu nedenle, gerçekçilik (realizm) ekolüne dahil edilmektedir.

    uluslararası sistemde devletler arasında bir güç mücadelesi olduğunu kabul eden aron, buna karşın, gücün belirsiz bir kavram olduğunu söylemiştir. “savaş ve barış” eserinde, devletlerin birbirlerini farklı tarihsel dönemler, yer (coğrafya), nüfus (demografi) ve kaynaklardan (oluşan) maddi kısıtlamalar ve devletlerin varoluş ve davranış tarzlarını belirleyen “ahlaki” etmenler bağlamında etkileme yollarına dayanan tezlerini derlemeye çalışmıştır. marksist-leninist kuramdaki makro yaklaşımın hatalı olduğunu açıklamaya gayret eden aron, örneğin fransa’daki artık sermayenin kuzey afrika yerine güney amerika ve rusya’ya gittiğine dikkat çekmekte ve maddi temelleri aşabilen geleneksel rekabetin önemine ışık tutmaktadır. aron, nükleer silahların uluslararası ilişkileri nasıl değiştirdiğine de dikkat çekmiştir. aron, nükleer güçlerin artık “karşılıklı mahvolma” (mutually assured destruction) durumuna geldikleri için, “varoluşsal caydırıcılık” olarak adlandırılan yeni bir aşamaya geçtiklerini söylemiştir. zira her iki taraf da misilleme olarak diğerini tamamıyla yok edecek ikinci nükleer vuruş gücüne sahip olduğu için, bunun yol açacağı yıkım korkusu, ilk nükleer saldırıya başlama konusunda caydırıcı bir etken olmuştur. süper güçler arasında istikrar sağlayan bu düzen, aron’a göre alttaki devletler içinse “vekalet savaşları” nedeniyle istikrarsız bir durum yaratmıştır. aron’a göre, uluslararası siyaset açısından halen en önemli dayanak noktası “sağduyu”dur. yani devletlerin, davranışlarının sonuçlarına dair inançlarına uygun olmaktan ziyade etik düşünmelerinin, daha çatışmasız bir dünya yaratabileceğini savunmuştur. kısacası, raymond aron, bu alanda ölçülü gerçekçiliği ve liberal çoğulculuğu harmanlayan anlayışıyla, soğuk savaş aşırılıklarının önemli bir eleştirmenidir. kendisini realizm akımına sokan en önemli faktör ise, ütopyacı ideolojiler ve makro yaklaşımların hatalı olduğunu savunmasıdır.

    kaynak: http://ydemokrat.blogspot.com.cy/…t-dusunurler.html
  • illiberal bir çağın liberaliydi (tanım tony judt'e ait) nur içinde yatsın.
hesabın var mı? giriş yap