• sene 98 ya da 99. tıfıl bir lise öğrencisiyim. okulda kasetler, cdler dönüp duruyor. yabancı dergiler alıyoruz tarihi geçmişinden. dilimiz döndüğünce okuyoruz. sınıftan bir arkadaş var, kadıköylü. haftasonları akmar pasajında çalışıyor. bize işin 'mutfağından' anlatıyor da anlatıyor. bazen biz de gidiyoruz, dolanıyoruz oralarda. çekme kaset, miyadı dolmuş orijinal cd, dergiler alıyoruz.

    bilgisayar eve yeni girmiş, internet de. şimdinin almış yürümüş 'ortam'ları yok o zaman. varsa yoksa irc'de bir takım sohbet odaları. biz onlara 'kanal' diyoruz. orada konuşuyoruz filan. bazılarında metal tarihinden sorular sorulan bilgi yarışmaları filan düzenleniyor -ortam o kadar fantastik işte!-. gel zaman git zaman bu adamlarla tanışıyorum. birine "hade len sen oysan bile niye söylüyon ki?'' filan diyorum -koskoca radical noise elemanı, kimliğini açıklayacak değil ya!!- sonra sonra nasıl oluyorsa arkadaşımız oluyorlar. sabahlara kadar internetteyiz. yüz yüze bir ya da iki kez o da çok sonra karşılaşıyoruz. "ben yatıyom, yarın okul var." "yauv öyle mie gitmesean?"... sonra sonra aradan yıllar geçiyor böyle. konserlere gidiyoruz, konserlerine gidiyoruz. birlikte yazılar yazıyoruz, dergi filan çıkartıyoruz.

    o zamanlar üniversite öğrencisi onlar. müzik grupları var. canları istediğinde atlayıp otobüse, uçağa, neyse işte bir yerlere gidiyorlar. bizim lise 1 kimya kitabımız, kapakları illa ki kırık cdlerimiz ve eve en geç altıda gelme izinlerimiz var. bazen haftasonları bir araya geliyoruz. akıllı akıllı konuşuyorlar, çok komikler filan. evin en büyük çocuğuyum ben ve hep abim, abilerim olsun istemişim. onlara karşı hayranlıkla karışık bir sevgi besliyorum. hep istediğim abilerimin yerine koyuyorum bu kocaman adamların bazılarını. derken yıllar geçiyor, geçerken beni de değiştiriyor. arkadaş çevresi, okullar, zaman değişiyor. sonra onlar da birer ikişer dağılıyor. her biri bir ülkeye gidiyor, haberlerini duyuyorum.

    bir kaç yıl sonra bir konser daha veriyorlar. bir iki kare aklımda.. "bu onuncu yılımız ve son konserimiz.." hayatımın bir dönemine fon müziği olmuş bu adamları kalabalık salonun uzak bir köşesinden dinleyip kaçıyorum konser devam ederken -hala son otobüsü yakalamalıyım, bu kez de taksi parası yok çünkü.-tüm bunlardan sonra radical noise defteri de kapanıyor. eskiden kalmış bir kaç fotoğraf ve şarkıları ile beraber.

    geçen gün tesadüf eseri yine internetten öğreniyorum "radical noise konseri var". o kadar eskiye ait bir cümle ki.. gider miyim, gidemez miyim, iş güç uzar mı o saate derken tüm koşullar tam ve gidebiliyorum. daha kapıdan girerken merdivenlerden kapıya hücum edenleri görüyorum; "içerde 350 kişi varmış, nefes alınmıyor!" gözümüzü karartıp giriyoruz ve boş bir masa bile bulabiliyoruz. sonra onları görüyorum. yılların izi hepimizin yüzünde. bazılarını zor tanıyorum, bazıları değişmemiş hiç. ben şimdi onları tanıdığımda onlar kaç yaşındaysa o yaştayım. "neler yapıyorsun?" "iyiyim. şöyle yapıyorum, böyle yapıyorum"

    nefes molaları alarak radical sahneye çıkana kadar bekliyoruz. sahneye çıkma zamanları geldi mi bir sürü sırt, ense ve terli kolu yara yara gidebildiğimiz kadar gidiyoruz. sonra şarkıları çalmaya başlıyorlar. altı - yedi şarkı çalıyorlar. zaman tüneli gibi. o şarkıları ilk dinlediğim zamanları, o şarkıların neler ifade ettiğini düşünüyorum. "bu şarkıyı yaptığımızda savaş henüz başlamamıştı ama şimdi savaş var -tam böyle olmasa da buna yakın bişiy-" diyip chaos flows'a başladıklarında 11 eylül 2001'i hatırlıyorum dün gibi. sivas katliamı'na ithafen yaptıkları "çığlık"ı çalıyorlar. şarkı aralarında kerem yine 'giydiriyor' gerekli yerlere.. onları daha tıfıl bir öğrenciyken bile neden bu kadar sevdiğimi hatırlıyorum bir kez daha. yaptıkları müziği bu ülkeye en güzel adapte eden gruptu radical noise. politikayı ve dünyayı eleştirmenin yalnızca sıkıcı, taraflı, içi geçmiş adamların ya da kendi canı yandığında, çıkarı doğrultusunda kurulmuş saat gibi konuşanların değil bu ülkede yaşayan ve yaşlanacak olan kafası çalışan genç insanların da işi olduğunu hatırlatıyorlardı.
    bu yüzden ben çoğu hayranlarının aksine onlardan yeni bir konser istemiyorum. ben onlardan yeni bir albüm istiyorum. neden olmasın??
  • çok özlediğim grup. 16 yaşımda "governmentality"nin anlamının bilinçaltıma yerleşmesi sağlayan, on sene sonra şimdi sosyal politika alanında doktora tezi yazarken "türkiye'de kapitalizmi doğrudan eleştirerek onu alaya alan hardcore grupları kaldı mı acaba?" diye dertlenmeme neden olan grup. ne yazık ki on sene sonra böyle bir entry giren olmayacak. onları çok özledim.
  • türkiye'den çıkmış en iyi gruplardan biri değildir. en iyisidir.
  • bugün plan b albümlerini seneler sonra tekrar dinledim.

    bugünler için yapmışlar bu albümü sanki. özellikle uyan ne kadar da direnişimizin sembolü ...

    (bkz: we are not gonna take it any more) diyerek kapatıyorlar albümlerini.

    ayrıca polise gelsin:
    (bkz: bundan yer misin)

    nesillere aktarmalık gruptur.
  • izmir'de mekanı bile hatırlamadığım bir yerde izlemiştim bu arkadaşları , plan b 'nin yeni çıktığı günlerdi.

    o zamanlar internet filan yaygın değil tabi , anca yücel müzik'te filan konser posteri göreceğiz de , bu kimmiş lan diye merak bile etmeden kıtlıkta konserden konsere atlayacağız.

    radical noise geliyormuş la ismi güzel filan diye gittiydik diye hatırlarım.

    o günden sonra metallica , manowar , iron maiden , slayer , megadet , blind guardian , dream theater , amorphis , in flames , judas priest , accept , pentagram ,rammstein,mastodon gibi onlarca grubun konserine gittim yemin ediyorum ben böyle bir performans görmedim.bu kadar hoplayıp zıplamadım , bu süratte şarkı ezberlemedim(yaşlanmanın da etkisi var tabi).

    hele ki gitaristlerin komple gitarı dik pozisyonda yan yana çalıp , yatay pozisyonda hayvani bir headbang yaptıkları sahne vardı ki , bir konsere çıkıp yapmayı en çok istediğim hareketlerden biri olarak fantezilerimi süslemişti.(o nasıl tarif lan) uzun zaman.

    plan b 'yi walkman'den çıkarmamıştım 1 sene filan o konserden sonra.kendime gelememiştim yaşadığım o dumurdan sonra.

    öyle efsane bir gruptur benim için.

    bu ülkeden böyle adamlar da çıkabiliyor olması hala umut sebebidir.
  • ulkemizde sacma sapan muzikleri "hardcore" olarak adlandiran sayisi oldukca fazla olan gerzek, bos kafali bir grup teenage'in alipta dinlemesi ve "haa demekki bu muzik boleymis,bole yapilirmis" demesi ve son derece ornek alinmasi gereken turkiyenin kult grubu. ozellikle make a wish albumu lezizdir.
  • plan b guzeldir.
    buundan yer misin, buundan yer misin..
  • basçı engin bey'in ani bir kararla (ya da benim aniden öğrendiğim bir kararla) almanya'ya gitmesi sonucu yerine birini almaya yanaşmadıklarından ve artık yeni albüm projelerinde de nicedir bulunmadıklarından kelli bu ay itibariyle dağılan türkiye'nin en "ağır" grubu, konserde yeri göğü inleten sevgili radical noise, ki son line-up'ı sinan, kerem, ersin, engin ve tuna şeklinde olmuş, bir sold out efsanesi olarak hafızalarımıza kazınmışlardır. (sahne performansları kadar sahne arkası terli dakikalarında moribund oblivion adlı şahhhane grubun makyaj malzemelerine dadanıp çivili bileklik ile muhatap olmaları ile diye not düşmek, bir anıyı ölümsüzleştirmek isterim). vesile ile kendileri için anilar adlı kürdi hicazkar (evet önce entry'i okudum) eseri çağırıyor, öpücükler bile yolluyorum.

    kimsenin ne idüğü belirsiz birşey üzerinden itiraz edemeyeceğini göz önünde bulundurarak demek istiyorum ki kadıköy soundu diye birşey varsa onlar olsun.

    radical "bundan yer misin" noise.
  • oha, hiç noise entrysi girmemişim. ne garip...

    zaman ne çabuk geçiyor

    yeniden provalara başladıklarını, pedro loco (zaten sülfür'den de emekli olup yurtdışına yerleşmişti) ve kerem onan'ın artık noise ile birlikte olmayacaklarını açıkladılar. bir de fotoğraf yayınladılar ama artık gözlerim o kadar iyi görmediği için fotoğraftaki rapor2 ozzy mi emin olamadım...

    bu vesile ile kerem ve emre kardeşime bundan sonraki hayatlarında muvaffakiyetler diliyorum. yeni noise kadrosunun da rabbim yar & yardımcısı olsun, allah utandırmasın, yolları açık olsun, ondan da yesinler, bundan da yesinler.
  • türkiye'de bir hardcore kitlesinden bahsedilebiliyorsa, bunun için yıllarca mücadele vermiş olduklarını da unutmamak gerekiyor. insanların hardcore'a burun kıvırdığı, en ufak fikirlerinin bile olmadığı dönemlerde, demolarıyla, diğer türk gruplarla dayanışma içinde olmalarıyla hem kendi müziklerini hem de kitlelerini geliştirdiler. radical noise kendi seyircisini yaratmış nadir türk gruplarındandır. hardcore diyince öyle kolpa da değil, şiddetli, duygusal müzik.

    pk 382 kadıköy istanbul adresinden çıkan khalkedon yurttaşları.

    nedendir bilinmez kardeş grupları hissi veren belçikalılar için:
    (bkz: nations on fire)
hesabın var mı? giriş yap