pür
-
-
hem farsça'da hem de türkçe'de varolan sözcük.
farsçası bildiğiniz anlamdadır. ancak ilginç olan, türkçe sözcük olan "pür"ün anlamının bilinmemesidir. türkçe olan pür, "iğne yaprak" anlamına gelir. çam gibi ağaçların yapraklarının adıdır.
örneğin:
(bkz: çam pürü) -
nişanyan'a göre pürün anlamlarından biri farsça, biri fransızca kökenli. farsça pur, dolu, çok anlamına geliyormuş. geçmişini sanskritçe purnaya kadar uzatmak mümkünmüş. pür neşe, pür nur*, pirüpak bu purdan uzayan pür türevleri..
fransızca/batılı diller kökenli pür ise saf, katıksız demek; pure sözcüğünden biliyoruz. kökü latince purus. puro bu pür ile ilintiliymiş.
türkçe yerel dilde çam torusuna, çam yaprağına* (genel olarak iğne yapraklara) pür dendiğini ben de anımsadım. çalılık ve bodur ağaçlara da pür deniyormuş. başka bazı yapraklara da..
(bkz: püriten), puritan, purify
(bkz: pürtelaş), pürdikkat -
"pür" diye okundugunda, akdeniz bolgesi kırsalinda cam yapragina verilen isimdir.
-
aradan haber alinamamis ne kadar zaman gecerse gecsin, ilk goruste kaldigimiz yerden nasil devam edebildigimize sastigim, minibusteki cocuklari korkuttuguyla ilgili rivayetlerin ilerki meslek yasantisini olumsuz yonde engelleyecek olmasini gerekirse yalanci sahitlik yaparak var gucumle engelleyecegim, en guzel zamanlarin en guzel arkadaslarindan.. goz surmesiyle nasil resim yapilir, on adimda ogrenin, dersinin dunyadaki az sayidaki egitmenlerinden..
-
bu edîbenin eserlerini damardan almanızı tavsiye ediyorlar; şâh damarından.
(işbu cümle, arzda yazı yazacak papirus bulunamayınca bir sözlük üzerine yazılmıştır) -
her günü başka bir renk, macera insanı.
"gökkuşağının altında yeni mevsimler beklemeli" -
eski dilde dolu, çok...
-
sıfat olarak "dolu, çok" anlamındayken, isim olarak* "çam, ardıç, lâdin ağaçlarının iğne gibi ince yaprakları" anlamına gelen söz.
-
eski harikulade işler şatosu sakini.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap