pür

• (bkz: purr) (bkz: purrrr)
• eski dilde dolu, çok...
• sıfat olarak "dolu, çok" anlamındayken, isim olarak^* "çam, ardıç, lâdin ağaçlarının iğne gibi ince yaprakları" anlamına gelen söz.
• "pür" diye okundugunda, akdeniz bolgesi kırsalinda cam yapragina verilen isimdir.
• tarağımın dişi, telefonumun tuşu olan insan.
  'benim başıma devlet kuşu kondu bu insanı tanımamla' dedirten, süleymaniye'nin bahçesinde saatlerce hiç bişey konuşmaya gerek hissetmeden oturabileceğiniz huzur ehli şahsiyet. pür-muhabbet, pür-şifa, pür-melal, lakin; pür-safa zat-ı şahane.
• on iki senelik can arkadastir. insallah onlarca iki sene daha da oyle kalacaktir..
• frodo mortal: hüküm dağı'na ne kadar kaldı sam?
  frodo pur: sabret sam, acele etme. daha yolumuz var.
  frodo mortal: sabır istiyorum. hemen şimdi!!
  frodo pur: ben yanındayım. hadi profiterol yiyelim sonra devam ederiz yolumuza..
• berrak ve şiir tadındaki entrylerin sahibi.
  hoş gelişler ola.
• eski harikulade işler şatosu sakini.
• aradan haber alinamamis ne kadar zaman gecerse gecsin, ilk goruste kaldigimiz yerden nasil devam edebildigimize sastigim, minibusteki cocuklari korkuttuguyla ilgili rivayetlerin ilerki meslek yasantisini olumsuz yonde engelleyecek olmasini gerekirse yalanci sahitlik yaparak var gucumle engelleyecegim, en guzel zamanlarin en guzel arkadaslarindan.. goz surmesiyle nasil resim yapilir, on adimda ogrenin, dersinin dunyadaki az sayidaki egitmenlerinden..