• entrylerini bir kitapta toplasa ve imza günü düzenlese, imza günü yapılacak mekânın akşamdan kapısında yatarım.

    ultra her şey dahil bir yazanne. severek ve ilgiyle takip ediyoruz.
  • gerçekten de kişiye özel pul hizmeti varmış ptt'nin... nedir ne değildir diye ptt'nin sitesinde dolaşayım bi' dedim.. işte şartlarını, olmazlarını, teknik özellikleri filan yazmışlar; bir de örnek pul görselleri serpiştirmişler: kucağında kardeşini tutan bir çocuk, 14 bilemedin 15'inde bir kız, gelinliğiyle damatlığıyla stüdyoda bir çift...

    ... fakat o da ne??
    http://www.ptt.gov.tr/…mages/kisisel_pullar/k13.jpg

    manyak mısın ptt?

    edit:
    siteyi yenilemişler
    ama pul şuydu:

    http://yfrog.com/g0vjflj
  • tanimiyorum ama yazdiklarini okudukca icimde biyerde isiklar yanip sonuyor. oyle belli ki her seyiyle guzel bir insan oldugu. sozlugu su geldigi halde bile terk edemeyisim, sizin gibi guzel insanlar icin hep.
  • saatlerdir yazdiklarini okudugum yazar.
    debesini gorunce bu yazari daha once de debe listesinde gormustum hangisiydi acaba diye dusunup en begenilen entrylerini okumaya basladim. bir cogunu da okumusum zaten daha evvel. okudukca hayatini anlatan bir film izliyormus gibi hissettim. sevdigi adami baskasiyla gorunce ertesi gun kestirdigi saclarini gordum. esinin hic sarki soyleyisine sahit olmadigini ogrendim ( bir insan banyo yaparken, yemek yaparken, giyinirken, utu yaparken nasil sarki soylemez?). bir sure sonra filmden cok kendimi izliyormus hissine kapildim. ne kadar da benzer seyler yasamisiz dedim, ta ki ayrılmak istiyorum basligindaki entrysini okuyana kadar.
    eve gelince sevgilimin kapiyi acmasi en sevdigim seydir. hele arkasindan, kopegim agzinda oyuncagiyla belirince gunum senlenir. ben kendimi yazara benzetirken bir anda ayrilmak istedigi kisi oldum. beni en cok mutlu eden seyin meger ona eziyet oldugunu ogrendim. once icim burkuldu. sonra dusundukce hic pulun sevgililerini sevdigi gibi kimseyi sevmedigimi fark ettim.
  • yazılarına ya gözyaşım ya da kocaman gülümsemem eşlik ediyor. onun yazdıklarının gölgesinde tabi ama olsun, kayda geçsin istedim.
  • bir ekşi sözlük yazarı..

    bu payenin hakkını verebilen sayılı kıymetlilerimizden biri..

    sözlükte bulunduğum yıllar içinde bir çok insanla tanıştım.. ellerini sıkmak ve gözlerinin ta içine bakmak fırsatı buldum.. bunların bazıları hayatıma nüfuz ettiler, derin izler bıraktılar.. kimi keyifli kimi kalp ağrıtan pek çok hatıra biriktirdim..

    bu suserı ise yıllardır ilgiyle takip ettiğim entrileri dışında hiç tanımıyorum.. fakat bazı yazdıklarıyla öylesine derinden etkiliyor ki beni, defalarca dönüp tekrar tekrar okuduklarım oluyor.. bir şeylerin kokusunu alıyorum satırlarının arasında, çok tanıdık bir şeylerin, didikliyorum, didikliyorum ama bulamıyorum.. o aşina kokunun, hayatımın bir yerinde henüz çözemediğim bir referansı var ama yıllardır bulamıyorum..

    hasılı, onca güzel entrinin arasında bir film incelemesi var ki kendimi kaybediyorum her okuduğumda.. belki de çok sevdiğim bir film olduğu içindir, bilemiyorum.. nereden aklıma estiyse bugün, belki yüzüncü kez tekrar açıp okuduğumda buraya yazmam gerektiğini düşündüm..

    yazdığı en güzel şey değil.. zira bu suserın çok daha güçlü anlatıma sahip eşsiz mücevherlere benzeyen entrileri var sözlüğün en ücra başlıklarında..

    (#15210787)
  • çok az kişiyi takip ederim şu sözlükte. takip ettiğim nadir yazarlardan birisidir kendisi. entry giren ellerin dert görmesin. otizm farkındalığımın artmasında kendisinin yazdığı entry'lerin rolü büyük.
  • yeşilçam'ım.
    kendisine yılbaşı süsleri takmak istiyorum. en tepesine de yıldız. beş pekiyi.
  • sadece entry'lerinden tanıdığım; hayata bakışındaki gerçekçiliği bu konuda her an başa gelebilecek bir tehlike olan umursamazlığa çevirmemeyi başaran, üstelik insanlar ve zaafları hakkındaki çarpıcı analizlerini bire bir kendisi için de yapabilme dürüstlüğüne sahip, gerçek bir sanatçı şeffaflığı edinmiş kişi.

    ya da hepsi bir kurgu, kendisi müthiş sahtekar.
  • 90'li yillarin ikinci yarisi ile birlikte hayatimiza iyice giren (hatta kazinan diyelim) e-mail ile birlikte, kiyisindan ko$esinden yeti$tigimiz mektup yazma/yollama/cevap bekleme devrine bir ozlem sanirim her zaman icin mevcutiyetini korumaktadir. halen aralarinda binlerce kilometre olan sevgililer, dostlar, arkada$lar elektronik ortamin sagladigi olaganustu kolayliga ve efektiflige ragmen bu "eski zaman" adetinden vazgecmiyor, vazgecmek istemiyor.

    bir mektubu aliciya yollamak icin gereken unsurlardan biri de $uphesiz ki zarfin on yuzunun ko$esine yapi$tirdigimiz, cogu kez kucuk bir dikdortgen $eklinde olan minik kagit parcasidir, yani "pul". kimileri kendine gelen zarflardan bir guzel cikarir bu pullari ve mutevazi bir koleksiyon olu$turur. zamanla buna olan ilgisi artarsa artik gelen zarflardakilerle de yetinilmez ve daha cok ce$it pul bulmak icin sayisiz yollara gidilir.

    dunya'da ilk posta pulu 1840 yilinda ingiltere'de kullanildi ve 1 penny degerindeki bu pullarin uzerinde donemin kralicesi victoria'nin* resmi bulunuyordu. pulun babasi olarak kabul edilen rowland hill ise victoria'dan sir'lik unvani aldi.
    ulkemizde ise ilk posta pulu 1 ocak 1863 tarihinde donemin posta amire naziri agah efendi tarafindan cikarilmi$tir. bu ilk pullarimizin uzerinde ise o siralarda osmanli devleti'nin ba$inda bulunan sultan abdulaziz'in tugrasi vardi. bu pullarin nominal degerleri iki ve be$ kuru$tu, fakat bunlarin gunumuzde inanilmaz degerli birer parca olmasi nedeniyle fiyatlari milyar tl'leri bulmu$tur. pulun ulkeler arasindaki posta hizmetlerini kolayla$tirdigi gorulunce 1874'te kurulan dunya posta birligi tum ulkeler icin ortak bir sistem kurdu.

    pul kolleksiyonerlerinden* aldigimiz bilgiye gore, pullarin muhafaza edilecegi albumler kuru ve rutubetsiz olmali ve bu albumler ayda en az bir kere havalandirilmali, nem ve toza mahal verilmemelidir. pul koleksiyoncularina filateli denir ve bu kelime yunanca'da philos (sevgi) ve telein (vergi) kelimelerinin birle$tirilmesi ile olu$mu$tur. pullar yerle$tirilirken aralarinda en az 5 mm. aralik birakilmali ve pullarin temizligi, parmak izi birakilmamasi gibi ihtiyatli hareketler icin ma$a kullanilmalidir. pulun on yuzunde, ait oldugu ulkenin adi ve para birimine gore degeri yazilidir. bazi ulke pullarinda, ulke adi ve pulun nominal degeri ba$ka dil ve alfabede de yazilabilir. dunyada ilk pul ingiltere'de basildigi icin yalnizca ingiliz pullarinda ulke adi yazmaz (amerikan web sayfalarinda .com uzantisindan sonra .de, .uk, .tr., .fr uzantisi gibi .usa tarzi bir uzanti gelmemesi gibi.. ilkiz farkliyiz hesabi..)

    turkiye'nin en buyuk serisi -ki ayni zamanda dunyanin da en uzun serilerindendir- toplam 134 parca puldan olu$an "memleket pullari" serisidir. dunyada yakla$ik 500 milyon pul koleksiyoncusunun oldugu tahmin ediliyor. sadece amerika'da 30 milyon ve almanya'da ise 10 milyon pul koleksiyoncusu var (yakla$ik her sekiz ki$iden biri koleksiyoncu yani, biraz abarti geldi bana ama neyse). turkiye'de ise kayitli filatelist sayisi 4,000 civarindaymi$. bu rakamlara kar$in, uluslararasi yari$malarda cogunlukla turk pulculari ilk 3 dereceyi payla$iyorlarmi$.
hesabın var mı? giriş yap