• reha muhtar'a gore halk icin yapilan cok faydali bi sey.
  • wikipedia'ya göre gettysburg address'de abraham lincoln şöyle demiş popülizm için "... government of the people, by the people, for the people."

    tdk ise şunları yazıyor :
    1. politik durumu dramatize ederek, halkın ilgisini uyandırmak amacıyla yapılan politika.
    2. haklçılık.

    ha!
  • feci halde anlam kaymasına uğramış bir kavramdır. aslında atatürk'ün altı ana ilkesinden halkçılık'ın frenkçe karşılığı olan bu kavram, zamanla siyasetçilerin halka şirin gözükerek daha çok oy alabilmek için yaptıkları aslında ülkenin ve dolayısıyla halkın zararına olan davranışlara verilen bir isim olmuştur. anlamın kaydığı şekilde popülizm yapan siyasetçiler, "ben mecliste atatürk ilkelerine bağlı kalacağım üzerine and içtim. atatürk ilkelerinden biri de halkçılık değil midir? bu halkçılığın frenkçesi de populism değil midir? o zaman beni niye populizm yapmakla suçluyorsunuz?" şeklinde yavşakça kendilerini savunabilirler. bu tip siyasetçilerden uzak durulmalı; eğer kazara vücut teması olduysa, temas edilen bölge bol soğuk su ile dezenfekte edilmelidir.
  • oyun teorisi bilenlerin korkunçluğunu da bildiği kavramdır. bu konuyu elimden geldiğince, kısa bir şekilde açayım.

    öncelikle demokrasi merkeziyetçiliğe karşıdır. bu bir tutumdur ve bu tutum, kişilerin hür ve farklı düşünebilmesini, yerel üretimleri, yerel kültürleri savunur. tüm bunların zenginleştirici öğeler olduğunu kabul eder ve demokratik yönetimler, bir farklılığın diğeri üzerine tahakküm kurmaması, merkeziyetsiz tavrın sürdürülebilir kılınması için uğraşır. sandık, seçim vs bu zurnanın son deliğidir.

    demokrasinin ekonomik sonuçları ise biraz karmaşıktır. özgür kurumlar, şeffaf yönetim gibi ilkeleri esas alan bu yönetim biçimi, uzun vadede müthiş karlı bir ekonomi yaratır. yatırımcılar için güvenilir, istikrarlı, öngörülebilir olduğu gibi çalışanlar için de sosyal güvenlik ve refah arz eder.

    ancak demokrasinin kısa dönemli maliyetleri yüksektir. hemen örnekleyelim. eğitime yapılan yatırımın doğrudan faydası ne zaman görülebilir? bir nesil sonra. peki emekli maaşına zammın ya da benzin fiyatı indiriminin etkisini ne zaman hissedersiniz? hemen. burada iktidarlar bir karar vermek zorundadır. eldeki bütçeyle ya ilkini ya da ikincisini yapabilecekse demokratik atılım peşindeki bir hükümet önce birincisini yapar, halkın buna neden ihtiyacı olduğunu da çıkar anlatır. bu yatırımı yaparak iktidarı kaybedebilir ama yine de yapar. işte demokrasinin ve akılcılığın maliyeti budur. iktidardan gitmek.

    iktidardan gitmeyi göze almak aslında sadece siyasal bir durum değildir. eğer gücünüzü hayatınızın bir döneminde kötüye kullandıysanız suçlar, suç ortakları, bu suçların şahitleri, bu suçların mağdurları birikmeye başlar ve artık iktidarda kalmaktan başka çareniz yoktur. bu durumda artık akılcılık, uzun vadeli yatırımlar vs tamamen anlamsızlaşır. bütün konu, bir gün daha iktidarda kalabilmek olur. bunun için de toplumdaki en kalabalık kesimlerin içgüdülerini okşamaktan başka şansınız yoktur. işte burada popülizmin kapısı açılır.

    popülist iletişim başladığı zaman bitmez. popülist iletişim mitolojik anlatılara yakın şekilde kurgulanır, mutlaka bir düşman seçilir, halk bir çocuk gibi düşünülerek söylem buna göre belirlenir, baba figürü sivrilir ve gerçek önemini yitirir. bu da popülizmin ikinci aşamasıdır. yalan söylemek.

    yalan söylemeye başladığınızda, anlatınızı yalan üzerine kurduğunuzda gerçeği söyleyen herkes sizin için tehdittir. tümünü susturmanız gerekir, bu da totalitarizmi getirir. tek seslilik başlar ve bunun sürmesi için de her türlü yaptırım makbul görülür. burada da totalitarizm başlar.

    kişi ve kliklerin geleceği üzerine kurgulanmış bir devlet yönetiminde ülkenin refaha kavuşması imkansızdır. ülke gittikçe fakirleşir. içeride huzursuzluklar başlar ve düşman gösterilebilecek kitle kalmayabilir. insanlar 3 ekmek yerine 2 ekmek almaya başlar ve kazık artık girmiştir. o saatten sonra artık düne kadar sonuna kadar bu kişileri destekleyen insanların da desteği yok olmaya başlar.

    peki hem kliklere yeni para kaynağı yaratmak hem de insanların günlük yaşamını sorgulamasını engellemenin yolu nedir? ben söyleyeyim; savaş ve ardından çöküş.

    dünya bugün popülizm çağında ve üçüncü dünya savaşının kıyısında, hatta bir adım içindeyiz. bu durum en son 100 yıl önce yaşandı ve o zaman da dünya savaşları çıktı.

    umarım bu popülizm deliliği bir şekilde biter yoksa bütün dünya karanlık ve dipsiz bir çukura doğru yuvarlanacak.
  • kitleyi memnun etmek adına yine aynı kitlenin çıkarları ile çelişecek eylemlerde bulunmak anlamında kullanılıyor popülizm. mesela siyasi popülizm belirli bir grubun arzuları doğrultusunda çoğunluğun menfaati ile uyuşmayacak eylemlerde bulunmak gibi bir anlama tekabül ediyor; bir politikacı, dar ya da geniş bir seçmen grubunun istekleri doğrultusunda hareket ettiğinde rakipleri kendisini popülizm yapmakla suçluyorlar. popülizmin karşıt görüşü benim kısıtlı görüşmce "halk için halka rağmen" gibi bir söylem olabilir ancak.

    anlamadığım nokta ise şu : zaten parlementer demokrasi denilen denyoluk böyle bir şey değil mi? demokrasinin temel kabullerinden biri halkın kendi çıkarlarını görme ve gözetmede yetkin oldugu fikri değil midir. eğer halk böylesine dangalaksa ve arzuları ile çıkarları çelişiyorsa o zaman aynı halktan aldıkları destekle bulundukları noktalara gelmiş insanlar neci oluyorlar. biz milletvekillerine bizim çıkarlarımızı gözetmeleri ve bizlerin görüşlerini en iyi biçimde temsil etmeleri gayesi ile oy vermiyor muyuz. kişisel beğenilerine göre yönetimde görmeyi arzu ettiklerini erk sahibi kıldığımız insanlarla yine kendilerin arzularına hizmet edilmesini hatalı gördüğümüz insanlar farklı insanlar mı. memurlara zam yapan hükümetlere popülist diyenler, yöneticileri halkın istediklerini yapmakla mı suçlamış oluyorlar yani? genel seçimlerde %35 oy alan bir parti mecliste anayasa değiştirmeye yetecek çoğunluğu elinde bulundurabiliyorken tüm çalışan nufusun %37.4'ünü (1) oluşturan tarım çalışanları sattıkları ürünlere devlet desteği isteyince mi "halk çıkarını göremez" oluyor.

    ey memleketimin biricik aydınları, bu cahil hemşehrinizi aydınlatın, demokrasi dediğiniz meretin kendisi popülizm değil midir zaten?

    1. die 2003 üçüncü çeyreği verilerine göre, 15 yaş üstü kadın ve erkekler.
  • ultra milliyetçilikle birleştiğinde faşizme dönüşen iş, oluş
  • "bana balık verme, balık tutmayı öğret" cümlesine konu olan "balık vermek"tir popülizm. sadece bir defaya mahsus olan, kapsayıcılığı tüm halktan parti yandaşlarına kadar düşebilen, asla tam bir çözüm olmayan ama hep nimetmiş gibi gösterilen, verilmiş olan mal ya da hizmetler ya da söylemdir.
  • alkış almak için kendini yırtmak belli bi grubun tepkili olduğu şeyleri saptadığını düşünüp onlara göre gerdan kırmaktır. fakat geçmişten örnek verip ulan sen ne çelişkili ne göze baka baka yalan atan arlanmaz bi şeysin düne kadar millete kusmadığın hakaret kalmamıştı bugün doğruluk adalet savunucusu mu oldun demezler mi?
hesabın var mı? giriş yap