• gerçekten bizlere ders vermiş ülke. yukarıda yazılmış 52 kişilik bir ekip daha geliyor.

    polonya devleti tarafından gönderilen deprem arama kurtarma ekibi, adıyaman'ın besni ilçesine ilk gittiklerinde o bölgede tek çalışan ekiptiler. polonya bir deprem bölgesi değil, deprem ne onu bile bilmiyorlar. ama gönderdikleri ekip tam teçhizatlı, kendi starlinklerini kurdular ve komutanları andrzej bartkowiak aracılığı ile twitter üzerinden sürekli bilgilendirme yapıyorlar.

    ne diyim ne söyleyeyim bilmiyorum. polonyalılar cidden deprem ne bilmeyen tanımayan bir ülke. ama bu efektif çalışma, bilgilendirme, duruş, sahiplenme...
  • dün akşam beni ağlatan ülke.
    varşova’da yaklaşık bir senedir yaşadığım binada yaşlı bir çift var. sürekli kapımı çalarlar. yalnız yaşadığımı bildikleri için yemek verirler. şahane yemekler yapan polonyalı bir çift. çocukları hollanda’da yaşıyor. neyse dün akşam internetten ads gs maçına bakıyorum. yine kapım çaldı. zaten kimse kapımı çalmadığı için şu aralar bu polonyalı amca ya da teyze diye düşündüm açtım.
    kapımın önünde kocaaaman bir kutu.
    içinde bir sürü hediyelik eşya.
    neler yok ki? gömlekler kravatlar pantolonlar... çikolatalar, kitaplar, müzik kutuları, parfümler, yok yok... hepsi özenle paketlenmiş. kocaman bir kutu. üzerinde bir not;
    “sen değerlisin. bunu asla unutma.”
    neler neler düşünmüşler.
    hepsi benim zevkime göre ince düşünülmüş hediyeler.
    yılbaşı hediyesi ayarlamışlar.
    ulan ben hayatımda bir kez bile böyle değer gördüğümü hatırlamıyorum.
    türkiye’de en son birlikte olduğum sevgilim bile ilk önce benim ona hediye almamı beklerdi.
    ben almayınca trip atardı.
    oturdum ağladım.
    hüngür hüngür.
  • küçümsemek için söylemiyorum yanlış anlaşılmasın fakat polonya gibi bir ülkenin gönderdiği ekibin profesyonelliği ile bizim afadın tekbir şovuyla yaptığı kurtarma çalışmalarını izlemeniz size ülkeler ve kültürler arasındaki farkı gösterebilir diye umuyorum.

    zamanında çok çile çekmiş ve büyük yıkımlar görmüş ülkedir.
  • carkifelek'te sesli harf satin almanin anlamsiz oldugu ulke. sehirlere isim bulmadan once alkol almamakta fayda var:

    glubczyde
    walbrzych
    szczuczyn
    bydgoszcz
    swinoujscie
    wloszczowo
    miedzyzdroje
    szczebrzeszyn
  • bu gözler polonya'nın katolik ve dinci olmasının sebebini de "amariganın oyunu yiğen" diye açıklayan çomar gördü ya artık ne desem boş. polonya yüzlerce yıldır koyu katolik bir ülkedir. hatta amerika daha yeni keşfedildiğinde polonya gayet katolik bir ülkeydi. adamlar 1300'lerde, 1400'lerde daha amerika keşfedilmemişken kendi topraklarında papa'nın emriyle pagan katliamları yaptılar. 1700lü yıllarda da polonya ortodoks rusya'ya karşın katolikliğin kalesi ve yıkılmaz duvarı olarak görülüyordu. olayın komünizm tehdidiyle veya amerika'nın oyunuyla alakası yok.

    anadolu coğrafyası da yaklaşık bin yıldır islamcılıkla yoğruluyor. anadoluda çoğu zaman şeyhler dervişler devletten bile daha çok söz sahibi olmuş. her boku amerika'nın oyununa yormaktan bıkmadınız.

    biraz daha araştırın, belki 2000 sene evvel isa'nın çarmıha gerilme sebebi de amerika çıkabilir. bunlar hep amerika'nın oyunu yiğen. büyük resmi görün.
  • 15 dk önce yine 4 kişilik bir aile ve 1 genç kızı enkazdan çıkarttı ekipleri. geldikleri andan itibaren aşırı faydalılar. çok iyi bir ekip gelmiş. allah razı olsun.

    tweet

    edit: (bkz: akut whatsapp botu)
  • pek bilinmese de; 18. yüzyılda dağılma eşiğine gelen polonya (lehistan), rusların, almanların ve avusturya'nın egemenliği altında yaşamaya başladılar. bağımsızlığını yitiren polonya'ya ilk yardım elini uzatan osmanlı devleti olmuştur. polonya'nın bağımsızlık hareketini desteklemiş ve polonyalı göçmenlere ülkemizi açmışlardır.

    istanbul'da yaşayanlar bilir; beykoz'da halen daha osmanlı zamanında göçenlerin kurmuş olduğu polonezköy, varlığını günümüzde de sürdürmektedir.

    türkiye cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından ise; türkiye cumhuriyeti'ni tanıyan ilk avrupa devletidir polonya. hatta ismet paşa zamanında şöyle bir anı da tarih kitaplarında yer almaktadır;

    nazi almanyasının, istanbul'daki büyükelçisi von papen 2. dünya savaşı'nın sonunda çekoslovakya'ya ait olan ankara'daki elçlik binasının, anschluss antlaşması gereğince almanlara ait olması gerektiğini dile getirmişti. papen'in isteği kabul edilip, bina almanya'ya verilmişti. daha sonra nazi orduları 1939'da polonya'yı işgal edince, van papen tekrar türk hükumetine gidip, mevcut polonya elçilik binasının da almanya'ya verilmesi gerektiğini söylemişti.

    zamanın cumhurbaşkanı ismet inönü, bu isteğe karşı çıkıp alman elçisine; "bizim, polonya ile ananevi bir dostluğumuz var. geçmişte, polonya'nın taksimi zamanında, türkiye polonya büyükelçisi'nin gelişi için 150 sene beklemiştir. şimdi çok kısa bir müddet için polonyalı dostlarımızı kıramam ve sizin bu talebinizi türkiye katiyen yerine getiremez" deyip, alman büyükelçisi'ni geri göndermiştir.

    her ne kadar yeni nesil polonya gençliği türkiye ile olan bu tarihsel ilişkileri bilmese de, polonya ile aramız her daim iyi olmuştur ama gel zaman git zaman, polonya halkı git gide ırkçı bir halka dönüşmüştür.
  • varşova'da yaşayan biri olarak konuşmaya hakkım var sanırım. avrupa birliği olmasa ne o bahsedilen aşılar olurdu ne de onları alacak para olurdu bu polonyalılarda. yatıp kalkıp almanya'ya dua etsinler. ülkenin avrupa birliğinde olması dışında hiçbir özelliği yok. avrupa birliğinde olmaları bile coğrafi konumu ve konjonktür icabı. almanya'da da yaşamış biri olarak çok rahat söyleyebilirim ki polonya ab standartlarına uygun bir ülke değil.

    polonya'da iş gücü ucuz. bu yüzden diğer avrupa ülkeleri yatırımını polonya' ya yapıyor. polonya vatandaşları çalışmak için diğer avrupa ülkelerine gidiyor. polonyalılara diğer zengin ab ülkelerinde iş ayarlayan şirketler bile var. sadece almanya'da 1 milyon polonyalı var. hindistan, ukrayna, belarus, rusya ve eski sovyet ülkelerinden yoğun bir göç var. bunlar da polonya'daki iş gücünü oluşturuyor.

    ülke insanları din batağına saplanmış durumda. pazar günleri kiliseler tıka basa dolu. başta gerici bir hükümet var. din yüzünden ülkede kürtaj bile yasak. geçen aylarda bununla ilgili çok büyük eylemler oldu ama yine de bir şey değişmedi. polonya'nın çomarı bizimkileri aratmıyor anlayacağınız. ırkçılık düzeyi de bir hayli yüksek. doğu almanya şehirlerinde görebileceğiniz ırkçılık seviyesi burada bütün ülkeye yayılmış durumda. polonyalılar çok agresif devamlı kavga çıkarmaya çok müsaitler. daha geçen gün bir arkadaşa polonyalı'nın teki küfür edip saldırmış. bunun gibi yüzlerce olay var.
  • iyi adam meyhanede bozulmaz, kötü adam kilisede düzelmez.

    polonya atasözü.
  • bir sene oldu buraya yerleşeli, tabii ki eğer başka bir avrupa ülkesi sizi hemen alıyorsa burası tercih edilmez ama burda da öyle bahsedildiği gibi berbat , aman allahım çomar dolu hergün yabancıları bıçaklıyolar gibi bir ortam yok.
    biz türkiye'de görece iyi kazanan, iyi yaşayan, kira ödemeyen, her yıl birkaç kere yurtdışı tatili yapan tiplerdik, buraya da aman allahım hemen polonya'ya gidelim diye gelmedik.eşimin türkiye'de çalıştığı şirket polonya fabrikasında uygun pozisyon açtı ve eşime gider misin dediler, o da kabul etti. ben zaten ıt'de çalışıyorum hemen iş buldum.
    ama yaşam standartımız arttı diyebilirim, örnek vermek gerekirse bir senedir para biriktirmeye çalışmadığımız halde geçen ay nakit olarak hemen gidip beğenip beş dakikada araba aldık, şimdi de ev mi alsak acaba lan diye düşünmeye başladık.
    kira ödememize , rahat rahat yiyip içip gezmemize ragmen üstünde durmadığımız halde para biriktiriyoruz.
    bunun dışında burda sosyal yaşam, gece hayatı , günlük yaşam oldukca güzel ve rahat, çalışma saatleri kısa ve çalışma ortamı güzel,arkadaş edinmek kolay, insanlar sıcakkanlı, şu ana kadar herhangi bir ırkcılığa maruz kalmadık ama yaşadığımız şehirle de alakalı olabilir tabii.
    yani bir hollanda değil tabii ama yaşam standartlarının türkiye'den iyi olduğu kesin.
hesabın var mı? giriş yap