• sanat kuramini anlatan ilk eserdir. (bkz: aristo)
  • aristotales'in pek sevgili kitabı.bu kitapta bir takım temel nitelikler ortaya konmakla birlikte tragedyanın ne olup olmadığı,insanların ondan nasıl yararlanacağı ve dramatik şiirin esasları anlatılır.(bkz: katharsis)(bkz: mimesis)
  • aristoteles'ın eseri. poetics aslında şiir sanatıdır. fakat milattan önce 4. yüzyıldan bahsettiğimize göre, o zamanlar her şeyin şiir formatında yazıldığını unutmayalım. aynı zamanda tüm bu şiir formatında yazılanlar esasen seyirci karşısında sergilenmek üzere yazılmıştır. böylelikle şiir sanatının yanında, bir "performans sanatı" dır poetics.
    aynı isimdeki aristoteles'ın altın değerinde eseri poetika iki ayrı kitaptan oluşur. bunların birincisinde epikten ve tragedyadan, ikincisinde de comedyden bahseder. ne yazık ki ikinci kitap kaybolmuştur. elimizde kalan ilk kitap ise drama sanatının temellerini oluşturmuştur ve bir çok yazar için çıkış noktası olmuştur. poetika, tragedyanın özelliklerini ve seyirci üzerindeki etkisini tanımlayan ilk eserdir. aristoteles tragedyanın mimesis yani taklit olduğunu söyler. tragedya; bütün, eksiksiz ve belli bir önem taşıyan bir aksiyonun taklitidir. comedyden farkı ise tragedyanın üst tabaka, comedynin de alt tabaka insanının takliti olmasıdır. zaten aristoteles edebi türler arasında da hiyerarşik bir sıralama yapmıştır ve tragedya en üsttedir. seyirci üzerindeki etkisinden bahsederken de bunun catharsis olduğunu söylemiştir. catharsisin sözlük anlamı arınmadır. aristoteles tragedyanın seyirci üzerinde korku ve acıma duygusu uyandırması gerektiğini ve bu etkinin elde edilebilmesi içinde belli bir kahraman olması gerektiğini söylemiştir. tamamen iyi, dürüst bir kahraman ya da tam tersi bu etkiyi seyirciye veremez. catharsis için bu ikisinin ortasında bir kahraman olması gerekir. kahramanın düşüşü de, kendisinin belli bir hatasına ya da zayıflığına bağlı olmalıdır. buna aynı zamanda hamartia yani trajik hata denir.

    ayrıca bu eserde aristoteles bütünlük kavramı üzerinde durmuştur. aksiyon, yer ve zaman bütünlüğü dramada çok önemlidir. aksiyon bütünlüğünden bahsederken ayrıca kesinlikle ikinci bir alt olay yani sub-plotolmaması gerektiğini söylemiştir. zaman ve yer bütünlüğü derken de olayların 24 saat içinde geçmesi ve sadece tek bir yerde olması gerektiğini söylemiştir.
  • aristoteles -"poetika” düşünce tarihinin ilk sanat eseri kabul edilir. aristo bu yapıtında çok gelişmiş sanat kuramını ortaya koymuş, sanatı ve sanatçıyı tanımlamış, sanatı algılayan özne üzerinde de durmuştur. buna göre, sanat taklittir (mimesis), sanatçı ise taklit edendir. doğada varolan seslerin taklidi müzikle, fiziksel dünyanın taklidi resim ve heykellerle, yaşam ise trajedi ve komedilerle taklit edilir
  • artık hatmettiğim, okutulmaktan usandığım aristotoles eseri.
    şiir sanatı olarak geçer, lakin o dönemde düz yazı gibi bir genre yoktur. bütün eserler uyaklı, ölçülü şiirler ile verilmektedir.
    daha çok performans sanatı üzerine eğilmiştir aristo. her ikisinde de şiir kullanılan destan ile tragedya türlerini karşılaştırır; tragedyayı daha üstün tutar. bunu da insanın doğuştan getirdiği özelliği mimesis ile açıklayarak; insanın taklit etmekten zevk aldığını öne sürer. bu şekilde didactic bir özellik kazanan tragedya, hem öğretici hem de zevk veren bir aktivite olarak sunulur. ek olarak destanları yazanların ana tanıklık etmemesinden kaynaklı yanlış bilgiler verebileceğinden bahseder, destanın öyküleme ve karakter oluşturma ile tragedyanın temel unsurlarından da bahseder.

    eserin ön kısmında tragedyanın doğuşu hakkında kısa bilgi verilir. soylu kimselerin felaketlerini anlatan seyirliklerdir. doğuşları tanrı dionysos'a adanan adaklar ve onu anmak için yapılan törenlerden alır. çok çok eskilere dayanan, baharın gelişini kutlayan, yeni ve eski kral çatışmasını konu alan bu ayinler zamanla kurallarla daha düzenli hale getirilir. en başta iki oyuncu ve salt jest ve mimiklerden oluşurken, zamanla işin içine üçüncü oyuncu, dördüncü oyuncu ve repliklerle beraber, bir kurgu dahil olur.
    daha soylu bir sanat dalıdır tragedya; zira soylu kişilerin (genellikle kral veya kral soyundan gelen kimseler) hayatları ve başlarına gelen felaketler anlatılır. aristo'ya göre catharsis duygusunun daha tesirli yaşanması için sahnedeki karakterle empati kurulabilmelidir seyirci. bunu sağlamak için de karakter ne çok iyi ne de çok kötücül olmalıdır. aksi takdirde; çok iyi olan birinin başına çok kötü şeyler gelmesi adalet duygusunu sarsar -kaldı ki üstün olduğunu düşünen yunan ideası bunu asla istemez; bu tragedyaların yarışmalarının düzenlenmesi bile temelde "diğerleri"ne atina'nın varlığının adalet ve düzen koruyucusu olduğunun bir nevi reklamı niteliğindedir. aynı şekilde çok kötü bir karakterin başına kötü şeyler gelmesi yine o hazzı seyirciye yaşatmayacaktır, seyircide rahatlama sağlamaz, olması gerekenin gerçekleşmesi yaratılmak istenen boşalma duygusunu kırar. devamında tragedyayı tragedya yapan unsurlar sistematik olarak açıklanır ve incelenir, onları yazılmışlar zaten, onları okuyuverin. bu noktada aristo tragedyanın en güzel örneği olarak sophocles'in oedipus'unu örnek verir. zira baht dönüşü ve tanıma belirgindir. ve deus ex machine yoktur. durum, kötüden daha kötüye ilerler, oedipus'un iyi bir karakter olmakla beraber zayıflıklarının da olması ve bu zayıflıklar yüzünden felakete sürüklenmesi catharsis'i daha coşkulu yaşatacaktır.

    bütün bunlara karşılık; -benim gibi komedya severler- aristo'nun komedya için de bir eser yazdığını fakat bunun kaybolduğunu düşünür fakat bu metnin varlığı kesin değildir. zira komedyalar o dönemlerde ciddiye alınan bir tür değildi. "gülmek" daha az soylu, hatta alt sınıfa yakıştırıldığı için içeriği ne olursa olsun önemsenmezdi. ayrıca komedya konusunu günlük yaşamdan alır, sıradan insanlardan bahsederdi; bu yönüyle de alt sınıftı. dolayısıyla, ciddi bir sanat dalı olarak ele alınmama ihtimali de barındırır, aristo tarafından.

    üzerinden 2400 küsür yıl geçmesine rağmen uzun süre aristo'nun bu metni çürütülmeye çalışılmıştır. ilk sistematik edebiyat kuramı olarak kabul edilmektedir. brecht'in bile aristo'ya poetika'sı üzerinden karşı çıkması eserin ne kadar kabul gördüğünü kanıtlar nitelikte.
  • poetika yalnız şiirle değil, tüm edebiyatla ilgili bir kavramdır. tek tek eserleri incelemeyi ve anlamlandırmayı değil, eserlerin ortaya çıkışındaki genel kaideleri tanımlamaya çalışır. poetikanın nesnesi edebiyat eserinin kendisi değil, onun özellikleridir. (kanaatimce her yazar kendi poetikasını yayınlamak ya da bildirmek zorundadır.)
  • aristonun targedyanın artık bir dini ayin olmaktan çıkıp, bir sanat kavramı olmaya başlaması üzerine, tragedya ve komedyanın öğelerini, olması ve olmaması gerekenleri sıraladığı, ancak komedya ile ilgili bölümleri günümüze ulaşamamış eseri.
  • yapilacak i$in incelenmesi anlamina geliyor. poiein fiilinin techne sozcuguyle birle$mesinden olu$uyor.
  • ozdemir asaf siiri:

    yasadim da yoruldum, bir agir isci gibi,
    uyudum da uyandim, binlerce kisi gibi.

    bana dusunmek vardi, payima onu aldim,
    isledim de isledim bir huner isi gibi.

    horlandi, begenildi; inandim, alinmadim,
    yolun gelecegini cizdim, gecmisi gibi.

    zor donemler olmadi degil, olsundu, oldu,
    ne kostum ne de durdum, kacak gidisi gibi.

    bu konuyu burda birakiyorsam birden,
    olmasin diyedir bir seyin bitisi gibi.
  • her yazarın/şairin; "neden yazıyorum, niçin yazıyorum" sorularının cevabıdır. yazma isteğini dürtükleyen her neyse, onun yürekteki karşılığıdır.
hesabın var mı? giriş yap