• eğilmek... bir çiçeği koparmadan koklayabilme yeteneğidir. çiçeğin boyuna kadar eğilerek, eğilmiş olmaktan gocunmadan onun kokusundan keyif alabilmeyi bilebilmektir. hunhar bünyelerce asırlar boyudur bir hastalık olarak gösterilmeye çalışılmakta, illa herkes koklayacağı çiçeği koparsın, kökünden söksün, solunca da fazla kokuşmasına fırsat vermeden çöpe atsın mantığı ile topluma dayatılmaktadır. çöp birikmekte, etrafı fena kokular kaplamaktadır. oysa platonik kavramı, çevrecibir yaklaşımla bitkisel hayat kapsamında ama tertemiz uzaktan sevmek formatının gerçek yaşamdaki bir uygulamasıdır. mülkiyetten emekli değil, özgür edilmiş bir emektir. zaten sevmek, gerçekten emek vermektir.
  • aslinda adini antik filozof plato'dan alan bir kavram, nesneleri sadece ideal bazlarinda algilamayi, ilisip dokunmadan yaklasmayi anlatir bi nevi
  • aşkın -eeee hali..
  • gerçekte var olmayan, düşte kalan, hep öyle kalması istenilen şey.
  • adını bir an için hatırlayamamaktan kaynaklanan arıza durumlar vardır hayatta:

    -ya abi hani bi ilişki türü vardı.yalnız sen hoşlanıyodun karşındaki pas vermiyodu. ikli mikli bişeydi.
    -sikik.
  • hayko cepkin şarkısı. sözleri şöyle;

    yarın olsun bir göreyim o bilmesin kim
    yansır bak bir parçam hiç mi görmedin
    bugün olur belki de ah

    bir gün olsun ben isteyim tenim teninin gibi
    kan olsa bir parçan mahkumun benim
    hapis olur kendine

    kim olduysa hayalim gibi değil
    umut sabrımsa bir ömür boyu değil

    beni sevsin beni duysun bana gülsün of gülüm
    biri beni görsün yüzü bana dönsün benim olsun of yarın olur belki de
  • "ben onu buldum; o ise "beni" hala arıyor. bulamaz. bulamaz. bulamaz ki." düşüncesidir.
  • bi bu eksikti diye sitem edebileceğim hayko cepkin parçası.

    "...of yarın olur belki de"
    ben böyle aşkın ızdırabını...
  • bi sen bilirsin ne bok yedigini, dusundugunu
  • "seni seviyorum ama bundan sana ne"
hesabın var mı? giriş yap