• kendisinin ; "bir an için doğanın tüm güçlerinin ve bunu oluşturan tüm varlıkların konumlarını anlayabılen bır canlı oldugunu düşünürsek -ve bunun verileri inceleyebilecegini de düşünürsek- aynı anda evrendeki en büyük varlıkları ve en kucuk atomları da hesaba katarak bır hesap yaparsa, hiçbir şey belırsız değildir ve gelecek de aynen gecmıs gıbı gozlerının onundedır" tespitine istinaden bahsettiği olabilecek canlıya laplace'in şeytanı adı verilmiş. bu teori ve canlıya yakınlarda okuduğum iki kitapta denk geldim. olasılıksız ve azil. iki kitapta da laplace'in şeytanı olabileceği iddiası konuşulan karakter, yalnız, mutsuz ve akıl sağlığından şüphe ediyor. bu şaşılacak bir şey değil aslında. geleceği ayrıntılarıyla ve tüm olasılıklarıyla görebilen insan haliyle yalnızlaşır, yalnızlaştığı için mutsuzlaşır ve normalin dışında olduğu için de akıl sağlığından şüphe eder.

    şimdi aslında söylemek istediğim şey bu adam, teorisi ve okuduğum kitapların yüzde onu kadar bile önemli değil aslında. azil'i okurken farkettim ilginçliği, aslında sanırım kastırdım da biraz böyle bir alaka kurmak için; la arapçada hayır demek. place ise bilindiği gibi ingilizcede yer demek. no mans landdeki "hiç kimsenin ülkesi" anlamı gibi, laplace'den de "yersiz" anlamını çıkarttım. ve laplace'in şeytanı ile bağlandırınca çok manidar geldi.
    evet şu ara çok önemli işim yok.
  • 'traité de mecanique céleste' isimli yapıtını okuyan napoleon'un "hey lap burada neden tanrı'dan bahsetmedin? bak newton hypothesis non fingo dedi ortamlarda fink attı, metafizik yapmadan duramadı. seninki ne iş??" sorularına karşılık "öyle bir hipoteze ihtiyacım olmadı." cevabını yapıştırmış, her türlü akımın ucunda durma hastası matematikçi.
  • kendisi aslen manyaktır. kant laplace teoriside ünlüdür.
  • bu zat 1796'da "l'exposition du système du monde" (dünya sisteminin açiklamasi) isimli eserini yayinlar. söz konusu sistem, günes sistemidir, günümüz diliyle. eserin içeriginden haberdâr edilen napoléon'in tepkisi su olur, laplace'a :
    - votre travail est excellent mais il n'y a pas de trace de dieu dans votre ouvrage. (eseriniz hârikâ ama tanri'ya yer ayirmamissiniz")
    laplace'in cevabi bir epistemoloji dersidir adetâ :
    - je n'ai pas eu besoin de cette hypothèse, sire. (böyle bir varsayima gerek duymadim, efendim)
  • kendisi aslen nedir emin degilim ancak matematikci tarafi oldukca unludur. bu ununu diferansiyel denklemler derslerinde sikca anilan laplace transformlarina borcludur. determinizmle ilgili olarak "bir gun evrenin her noktasinda ne olacagini onceden bilebilecegiz" gibi iddiali bir laf ederek bu akimin uc noktalarindan birinde durmustur.
  • "herhangi bir anda tabiatta bulunan kuvvetlerin tümünü, kainatı oluşturan nesnelerin pozisyonları ile birlikte bilen bir akıl, kainatın geleceğini de bilir" savında bulumuş, determinist newton fiziğini en uç noktalara kadar taşımaya çalışmış birey.
  • rivayetlere gore fourier'in tez jurisindeymis
    drichletin yalancisiyim
  • "bildiklerimiz cok az, bilmediklerimiz sinirsizdir." sozu her gun yeni bir sey ogrenmek icin motive kaynagidir.

    ayrica
    (bkz: laplace'in seytani/#54673455)
  • “the most important questions of life are, for the most part, really only problems of probability.” (ing. büyük bir kısmı için, hayattaki en önemli sorular ancak ve ancak olasılık problemleridir.)sözlerinin sahibi fransız.

    hayatının büyük bölümünde olasılıkla uğraştığı için böyle şeyler söylemesi normaldir aslında laplace abimizin. sevdiği kız verilmeyince kendisini olasılığa adamış matematikçi, göklerde de leyla'sına bakmış bir astronom'dur. bugün buralarda üç beş kelam edebiliyorsak onun da katkısı vardır. hepsi ssg'nin değil yani.
hesabın var mı? giriş yap