• izmir tulumuyla karsilastirilmasi abesle istigal olan peynir. evvela parmesan, daha dogrusu parmigiano reggiano, ab yasalariyla koruma altina alinmis bir peynirdir. protected designation of origin etiketine sahip bu urunu kimse kafasina gore uretemez. uzerinde pdo amblemi olan urun bilin ki parma taraflarinda geleneksel tarifine uygun bir sekilde uretilmistir. izmir tulumuysa herhangi bir yasayla koruma altina alinmamis bir peynirdi ve turlu hilelerle uretilebilir. kalitesinden hicbir zaman emin olamazsiniz. izmir tulumu taze peynirken parmesa yillandirilmis peynirdir. biri elmaysa digeri armuttur.

    su yozgatta kahvaltida parmesan yiyordun tarzi sig muhabbetlere gelecek olursak. bir insan zaman icerisinde kendini gelistirebilir, farkli kulturleri taniyabilir, kiyaslama yapabilir. yozgatli olmasi sabahtan aksama oturup yer sofrasinda sogan kirmasini gerektirmiyor.

    ez cumle. parmesan'i da izmir tulumunu da severim. ikisi de kaliteli ve lezzeti bol peynirlerdir. biri digerini sikip atamaz. kaliteli iki urun icin bunu iddia edenlere riayet etmeyiniz, iki peyniri de hapir hupur goturunuz.

    budut: az evvel aldigim harika habere gore izmir tulumunun tescil sureci islemekteymis. yani yakin zamanda izmir tulumunun citasi yukselecek.
  • makarnaların, risottoların ve salataların biricik eşleniği. şarap yanında tüketilecek daha farklı ve aromalı peynirler olduğu için şarapla pek tüketmiyorum ben.

    ancak, bu entry'yi yazma sebebim farklı.
    tükettiğiniz her parmesanın orijinal parmesan olmadığını belirtmek için yazıyorum.

    çünkü, bir peynirin parmesan olarak kabul edilebilmesi için emilia, parma, bologna ve mantau'da üretilmesi gerekiyor. burada üretilen peynirler orijinal parmigiano-reggiano logosunu taşıyorlar.

    yani, bu peyniri almaya karar verdiğinizde, paketinde şu logounun olup olmadığını mutlaka kontrol edin.

    çünkü, ab içerisinde üretilen/satılan her parmesan, eğer bu bölgede üretildiyse, bu logoyu taşımak zorunda.

    ancak, bu peynire olan talep o denli fazla ki diğer markalar da benzer peynir üretip parmesan olarak satabiliyor, çünkü yasa sadece ab içinde bağlayıcı. ancak almayı düşündüğünüz ürünün bu logosu yoksa maalesef yediğiniz parmesan değil, benzer bir peynirdir.

    bu sebeple, entry'yi yazmadan önce türkiye'nin en fazla lokasyonuna orta-üst segmentinde ürünler ulaştıran macrocenter'in web sitesine baktım.
    entry'yi yazdığım sırada sitede 10 adet parmesan kelimesi geçen peynir bulunuyor.

    peki sizce bunların kaç tanesi italya'da üretilen gerçek parmesan dersiniz?
    sadece 1 tanesi.

    sıkıntı şurada ki, italya'da parmesan'a oldukça benzeyen ama farklı bri bölgede üretilen bir peynir var: grana padano
    ve, macrocenter'da bile, grana padano logou peynirler, parmesan olarak satılıyor. örneğin peynirin tekerleğindeki grana padano logosuna dikkatinizi çekerim.

    parmesan alınamayacak kadar pahalı bir peynir değil, çok daha pahalı peynirler var. ancak o kadar çok benzeri üretiliyor ki gerçeğine ulaşmak zor olabiliyor (türkiye için konuşuyorum elbette.)

    bu sebeple, alırken logoya dikkat ediniz ve peynirin mutlaka ithal olduğundan emin olunuz.
  • hakiki parmesan şöyle olur, böyle tadı olur bilmemne filan sözlük vedat milörleri size saatlerce anlatır. ama ben size söyliyim. tulum peynirimsi kaşar, yahut kaşarımsı tulum peyniridir bu. eskiden bizim buralarda keçi tulumu dökerlerdi kaşar tipli. ona benziyor. yalnız biraz daha tatlımsı. o da yapım tekniğinden sanırım. böyle hem tuzlu hem tatlı gibi acayip bi tadı var ama çok da tuzlu değil güzel geliyor namızsız. ancak peynirin başkentinde yaşarken gidip de marketten parmesan alıyorsanız verdiğiniz paraya yazık söyliyim. o paraya isli peynir alır yerik.

    isli peynir de ne köylü işi he. isli değil hayvan herif füme diyeceksin. ozaman boynunda fuların otomatik olarak oluşuyo.
  • geçmişi 10. ve 11. yüzyıllara dayanan bu peynir, sadece çiğ sütten işlenir.

    parmigiano reggiano peyniri, olgunluk durumu ve yaşına göre değişen oranlarda (%68-82) kurumadde içeren çok sert bir peynir çeşitidir. sofralık olarak kullanılmasının yanı sıra rendelenerek birçok gıdaya eklenerek de değerlendirilir.peynirin şekli silindirseldir.ancak silindirin kenarları hafif kabarıktır. silindir çapı 35-45 cm, yüksekliği 18-24 cm ve ağırlığı 30-35 kg arasında değişir.24 kilogramdan daha küçükleri üretilmez.
    dış görünüş: genellikle saman sarısı renkli kabuğu vardır; kabuğun bir bölümüne “parmigiano reggiano” sözcükleri ile üretici firmanın adı noktalar halinde basılmıştır;kabuk,killi toprak ve bitkisel yağ karışımından oluşan mangan ve demir oksit içeren koyu kahverengi balçıkla (kil) sıvanmış olabilir.bu sıvama maddesi zararsızdır,peyniri uzun olgunlaştırma sürecinde korumak amacıyla kullanılır.
    iç görünüş: açık saman sarısı renklidir; pek göz içermez.
    konsistens: taneli ve hafif gevrektir, ufalanabilir özelliktedir.
    koku ve tat: son derece hoş aromatiktir, fakat çok keskin değildir.
    kurumadde oranı (%) : 70-73
    kurumaddede yağ oranı (%) : 35-38
    tuz (nacl) oranı (%) : 1.8-2.1
    üretim basamakları

    süt ve önişlemler
    parmigiano-regiano peyniri italya’da 1 nisan-11 kasım tarihleri arasında yapılır.
    kısmen yağı alınmış akşam sütü ile sabah sağılan süt, çiğ halde peynire işlenir.süte termizasyon işlemi uygulayan işletmelerde vardır.

    teknelere konulacak süt miktarı, isteğe ve daha da önemlisi mevsimsel koşullara bağlı olarak sütün olgunlaşabilme davranışına göre 50-65 lt veya 100-110 litredir.

    gece boyunca ayrılan krema sabahleyin sütten uzaklaştırılır.kremanın ayrılması sırasında sütün mikrobiyel yükü de azalır.böylece kısmen yağı alınmış olan akşam sütü, sabah sağılan sütle karıştırılarak 1100-1200 litrelik kazanlara doldurulur

    bu amaçla kullanılan kazanlar ters çevrilmiş çana benzerler ve çift tabanlıdırlar.kazanlar taban cidarlarından buharla ısıtılırlar.
    belirtilen şekilde hazırlanan sütün ortalama yağ oranı %2.2’dir.ancak söz konusu oran, mevsimlere göre %2.0-2.8 arasında değişir.

    protein oranı ise nisan ayında yaklaşık %3’tür.bu oran haziranda en düşük değere (%2.85), eylülde ise en yükseğe (%3.30) ulaşır.
    pastörizasyon ve homojenizasyon işlemleri uygulanmamış, asitliği %0.13-0.16 (5.7-7.1ºsh) olan çiğ sütün sıcaklığı 33-35ºc’ye ayarlanır.ya da süt, 60-70ºc’de uygulanan termizasyon işleminin ardından belirtilen dereceye soğutulur.

    starter kültür katılmasısüte doğal peynir suyu kültürü katılır. bu amaçla, bir gün öncesinin üretimine ait olan peynir suyu, 50ºc’den yaklaşık 35ºc’ye azalan sıcaklıkta 24 saat kadar bir süre bekletilir
    böylece elde edilen lactobacillus helveticus ile az miktarda lactobacillus lactis ve lactobacillus fermentum’dan oluşan kültürden 100 litre süte 2-3 kg katılır.
    günümüzde bazı işletmelerde, lactobacillus bulgaricus ve streptococus thermophilus karışımı kültürden %1 oranında ilave edilmektedir.
    starter kültür eklenen süt, kültürün özelliğine göre 5-20 dakika olgunlaştırılarak asitleştirilir.bu sürede ph değerinin 6.4-6.3’e, ya da titrasyon asitliğinin %0.19-0.20’ye (8.4-8.8ºsh) ulaşması gerekir.

    mayalama
    süt 33-35ºc mayalanır.bu amaçla buzağı şirdeninden elde edilmiş sıvı peynir mayasından 100 lt süt için 18-25 ml katılır.yaklaşık 12-15 dakika sonunda süt pıhtılaşıp kesim olgunluğu kazanır.ancak pıhtılaştırma işlemi bazı işletmelerde 20-25 dakikada gerçekleştirilmektedir.

    pıhtının kesilmesi ve isıtılması
    oluşan pıhtı, 2-3 mm iriliğinde taneler oluşturacak şekilde kesilip kırılır
    çok sert pıhtının işlenmesi sırasında peynir suyuna yüksek oranda yağ geçişi söz konusu olduğu için, yağ kaybını düşük tutabilmek amacıyla pıhtı başlangıçta çok yavaş işlenir, sonra hız artırılır.
    bu sırada uygulanan karıştırma ve pıhtı kırma işlemi pıhtı parçalarının peynir suyunda serbestçe yüzebilmesini sağlayacak hızda olmalıdır.bu işlem yaklaşık 3-4 dakika tamamlanır.
    sonra pıhtı ve peynir suyu karışımı yavaş yavaş ısıtılmaya başlanır.sıcaklık, 12-14 dakika içinde önce 44-46ºc’ye, ardından 4-6 dakika içinde 54-56ºc’ye, yükseltilir.tüm ısıtma sürecinde kazandaki kitle hiç duraksamadan karıştırılır.

    peynir suyunun uzaklaştırılması

    sıcaklık 56ºc’ye yükselince kazanın buhar girişi kapatılır ve pıhtı tanelerinin 15-20 dakika içinde içinde dibe çökmesi sağlanır.
    ardından pıhtı, bir süzme bezi içine alınarak bezle birlikte biraz yukarı kaldırılır ve 15 dakika süreyle peynir suyunun içinde asılı tutulur.bu sırada peynir suyunun ph değerinin 6,35 civarında olması gerekir.

    kalıplama
    daha sonra teleme kitlesi bezle sarılarak silindirsel tahta kalıplara yerleştirilir; üzerine kalın bir tahta levha konur ve yaklaşık 25 kg ağırlık uygulanarak 20 saat baskılanır.presleme sürecine peynir saatte bir çevrilip tersyüz edilir.baskı 6. saatinde bezler uzaklaştırılır.
    bazı işletmeler ise:teknede peynir suyundan arındırılan teleme, kalıplara uygun boyutlarda kesilir;dairesel çelik kalıplarda 0,7-0,12 bar basınçta 1 saat preslenir; sonra çevrilir ve tekrar baskılanır.ardından çelik kalıplar alınır;peynirlere yuvarlak çelik yahut tahta kasnaklar geçirilir ve bu durumda 21-24ºc’de 12-24 saat dinlendirilir.bu sürede de peynirler düzenli olarak çevrilir.

    tuzlama
    peynirler, sıcaklığı 7-10ºc olan doygun salamura içinde 20-23 gün süreyle tuzlanırlar.tuzlama süresi bazen 36 güne kadar uzayabilir. bu süreçte peynirler her gün çevrilir ve yüzeyleri tuzla ovulur.

    olgunlaştırma
    salamuradan çıkartılan peynirler önce birkaç saat süreyle ılık bir yerde bırakılır, ardından sıcaklığı 16-18ºc, bağıl nem oranı %80-85 olan olgunlaştırma depolarına alınır.burada ilk 8-10 gün 2 günde bir, sonraki günlerde 3-4 günde bir kez olmak üzere çevrilirler.olgunlaşmanın ileri evrelerinde ise haftada bir kez çevrilip tersyüz edilmeleri yeterlidir.

    olgunlaştırma sırasında peynirlerin yüzeyleri12-15 günde bir fırçalanır ve temizlenir.peynirler,yaklaşık 1 yıl olgunlaştıktan sonra daha serin(˜10ºc) ve daha nemli (˜%90) depolara alınırlar ve burada en az 1 yıl, hatta bazı işletmelerde 2 yıl daha olgunlaştırılırlar.bu ikinci olgunlaştırma evresinde peynirler artık çok sık çevrilmezler,yaklaşık 2 haftada 1 kez tersyüz edilmeleri yeterlidir.

    gerek ilk gerekse ikinci olgunlaştırma evrelerinde peynirler;fırında sterilize edilmiş, suda süspansiyon haline getirilmiş ve üzüm çekirdeği yağı karıştırılmış killi toprakla sıvanıp boyanır.
    bu işlem, uzun olgunlaştırma sürecinde peyniri korumak amacıyla yapılır

    ancak günümüzde bu uygulama pek yapılmamakta; peynirler çeşitli fungisit maddelerle muamele edilerek, plastik dispersiyonlarla kaplanarak daha kolay ve etkin korunabilmektedir.
    olgun peynirler 5-10ºc’de 2-4 yıl depolanabilir.

    randıman
    randıman, olgunlaştırma derecesine bağlı olmasına karşın,100 lt sütten 7 kg peynir elde edilir.
    başta a,b1,b2,b6 ve b12 olmak üzere kolin ve biotin gibi vitaminlerce son derece zengin olan bu peynir ayrıca serbest aminoasit içeriği bakımından da çok değerli bir kaynaktır.

    normal sofralık üretilmesinin yanı sıra;armut, incir, üzüm, elma, şeftali ve badem gibi meyvelerle birlikte yenilir; ayrıca, rendelenerek makarna ve çeşitli hamur işi gıdalara, çorbalara,soslara, et ve sebze yemeklerine, pirinçli yiyeceklere katılır; üstün nitelikli pizza yapımında değerlendirilir.

    besin değeri
    *parmesan peynirinin 100 gr için;
    enerji:372kcal
    protein:35,6 gr
    yağ:25,8 gr
    karbonhidrat:0,1 gr
    kalsiyum:360 mg
    yağlı parmesan peyniri 100 gr 440 cal

    kalsiyum deposudur.makarna üzerine koyacağınız sadece bir çorba kaşığı parmesan, tavsiye edilen günlük kalsiyum miktarının %15’ini karşılar.
    fazlaca tuzlu, ancak çinko oranı bir hayli yüksek.
  • makarna sosu üzerine rendeleyip elit taklidi yaparken dayanamayıp, sine-i halka dönüp "acaba karpuzla nasıl gider" dediğimiz ve başarılı bulduğumuz peynir türüdür.
  • bir peynirin kilosunun yüzlerce tl olmasının yada birkaç tl olmasının, damaklarda bıraktığı tatla hiç ilgisi yoktur.

    örnek; kimi insan, en değerli sert peynirlerden olan parmesanın tozuna bile katlanamazken, kilosu 5 tl'lik loru kaşık kaşık yerken kendinden geçmektedir.

    bir peyniri değerlendirirkenki en büyük kıstaslardan biri, peynirin üretimindeki süreç ve içerdiği besin gruplarının değeridir. yoksa sadece damak tadı değildir. çünkü bu herkese ve zevke göre değişkenlik gösterebilir.

    bu yönüyle parmigiano reggiano, yani parmesan, üretim meşakkati ve içerdiği zengin mineraller açısından birçok peynire fark atar.

    üstelik bu peynirin coğrafi işaretli olanının, üretim standardı yüz yıllardır değişmemiştir. bizdeki gibi tulum peyniri yada ezine isteyince her seferinde farklı bir tatla karşılaşmasınız.

    dolayısıyla buradaki sadece kişisel zevke dayalı tartışmaları çok saçma buluyorum.
  • suphesiz ki parmanin en guzel geleneksel peyniridir. (bkz: parmigiano reggiano) parma'da bazı restaurantlarda yemeğinize koyulacak parmesanı seçme şansınız bile var. ineğin rengini, beneklerini, beneklerinin rengini, besi ineği mi yoksa dağda bayırda gezenlerden mi, kaç yıldır beklediğini falan belirtmek gerekiyor seçim yaparken. guzel olanlari genelde minimum 36-40 ay bekliyor. grana padano adinda bir de kardesi var parmigianodan farki maximum 18 ay bekliyor.
  • şu noktada artık aramızda norm dışı sayılabilecek bir ilişki bulunduğunu itiraf ettiğim süt ürünü, tanrı yiyeceği.

    macro'nun bir-iki aya tarihi geçecek olan ürünleri ellerinden koli koli çıkarmak için yaptığı, sade vatandaşın yüzünü güldüren o güzel kampanyalar var ya hani? 1+1? işte geçenlerde 30 ay bekletilmiş parmesanlara da dokunuverdi o pericik. o günden beri hayatımda hiç yaşamadığım bir doyumu yaşıyorum sanırım.

    bakın, 6 ay önce parasını bastırıp bir kalıp parmesan aldım ben. o markadandı. 6 ay, dile kolay, kedi yavruları dana kadar oluyor 6 ayda. yarım yıl lan. neyse yarım yıldır dokunmuyordum olm ben ona. kıyamıyordum çünkü. çünkü parmesan o, açarsam büyü bozulurdu. bir paket parmesanı 2 haftada parça pinçik bitirirdim ben. o iki hafta gelmesin diye 6 ay bekledim.

    bu hafta ise dolabımda 15 kalıp parmesan vardı. şimdi 10 taneler. parayı hunharca bastırıp dolabı fulledim. günde iki-üç doz kullanıyorum. sanırım bu hayattan bir daha asla vazgeçemeyeceğim. duramıyorum, parmesansız geçen dakikalara dayanamıyorum. parmesan meğersem hayatım boyunca istediğim tek şeymiş. evet, bu doğru. bazıları para ister, bazıları aşk. bazıları ise parmesan ister, üçgen ve sert. mutluluğun tanımı bu kadar basitmiş meğer. parmesanmış. teşekkürler parmesan. hep hayatımda ol.
  • kesilmez kırılır olayı odur
hesabın var mı? giriş yap