• bir fizikçi bile değilim ama ne zaman bahsi geçse beni hep heyecanlandırmıştır bu konu.. benim gibi heyecan duyanlar varsa buyursun...
    https://www.youtube.com/watch?v=68rdii6pm48

    edit: video linki güncellendi. bu entry'yi ilk girdiğimde google video varmış. zaman hızlı geçiyor...
  • bazen birine, bir olaya, bir şeye çok sinirlendiğimde, üzüldüğümde ve kendimi çaresiz hissettiğimde varlıklarıyla içimin yağlarını eriten, en azından birinden birinde olayların tam tersi işlediğini düşündürten evrenler bütünü.
  • illa uzaklarda, zaten çok az bir kısmını algılayabildiğimiz evrenin bize göre uzak köşelerinde aramaya gerek yok. boyutsallık, bir anlamda iç içelik demektir. boyut farkını yaratan, algılayanın ta kendisi:

    https://twitter.com/…der/status/1093174621791227904

    eskiden "dışarıda var olanı fark etme" olarak düşünülen algılama, artık yavaş yavaş "olmayanı varmış gibi yaratma/oluşturma" olarak değerlendirilmeye başlanıyor. zira orada gerçekten bir surat var mı, yoksa biz belli bir mesafeden bakınca mı var gibi algılıyoruz? yakından bakınca surat murat yoksa ve sadece belli bir mesafeden baktığımızda ortaya çıkıyorsa, dışarıdakini mi görüyoruz, görmek istediğimizi mi yaratıyoruz, sorgulamalarını yaptırır:
  • anladığım kadarıyla temeli bir çok farklı şeylere dayanabiliyor. izlediğim belgeselde daha çok olasılık üstünde durulmuştu. örneğin biz bir zarı attığımız 1-6 arasındaki her rakamın gelme olasılığı vardır lakin görüyoruz ki sadece bir tanesi üste geliyor çünkü hepsinin aynı anda gelmesi fizik kurallarına aykırı. diğer rakamların da gelmesi gerektiği için onların da paralel evrenlerde geldiğini varsayıyoruz. her durum için milyonlarca olasılık olduğu ve milyonlarca durum olduğu için sonsuz sayıda paralel evren olduğunu düşünebiliriz. biraz üstünde düşündüğümde bu paralel evren fikrinin din ile bağlantısını az biraz kurmuştum eğer üstüne gidip geliştirirsem ünlü olup parayı kırabilirim.
  • büyük patlamadan önce zaman var mıydı? sicim teorisi evreni açıklamakta neden yetersizdi ve tekillik neydi? soruların diğer soruları çağırdığı "şey".

    ilişikteki video da heyecan verici olabilir.

    http://www.youtube.com/…v=_qj00vogafs&feature=share
  • sonsuzda kesişirler.
  • eğer teori doğruysa, bu sayısız paralel evrenler paralel evren teorisinin doğru olmadığı bir evreni de içermektedir.
    bu argümana, paralel evren teorisinin paradoksları kapsamadığı iddiasıyla cevap verilebilir ancak bu durumda, kapsadığı bir evren de bulunmalıdır.
  • her biri birer resim gibi sabittir. değişmezdir yani.

    bi çizgi filmde, saniyede 24 tane 2 boyutlu görüntü arka arkaya konarak canlılık sağlanır.
    bu evrenlerin her biri 3 boyutlu bir görüntü. biz bu görüntüde bir elektronun üstündeki miniminicik partikül kadarız. bu 3 boyutlu görüntülerin 10^23 tanesinin geçtiği süreye 1 saniye diyoruz.

    yani paralel evrenler, tanrıların (evren üstü varlıkların) çizgi filmi. ve bu tanrılar yine biz olabiliriz.

    beyinler alev almadan bitiriyorum kısa yazımı. iyi günler.
  • fizik biliminde, bizim fringe, doctor who gibi muhteşem dizilerde izlediğimiz gibi olmayan bir konudur. yanlışım varsa fizikçi dostlarımın beni uyarmasını dilerim. bilimde bir deneyin birden çok farklı sayıda sonuç verme ihtimaline paralel evrenlerdeki sonuçları diyoruz.

    bu sosyal olayı günlük yaşamımıza da odaklayabiliriz. aldığımız veya almadığımız kararlarda, seçtiğimiz veya seçmediğimiz yolların sonuçları kaç paralel evren hayatımızın amına koyar diye önceden uzun uzun hesaplamalıyız.

    fakat ben yine de olayın fringe veya doktor who'da ki gibi olma ihtimaline sonsuz inanıyorum. bir ara evde amatör olarak zaman makinası icat etmeye çalışıyordum. sonra düşündüm ki zaman makinasıyla paralel evren yolculuğu yapılamıyor. şimdilerde amatör olarak yapay solucan deliği yapmaya çalışıyorum evde. bana şans dileyin. ve hatta biraz da para gönderin. başka evrenlerde de olsa ödeyeceğime söz veririm. yahut artık bu amatör halimle gezegenimizi bir kara deliğe yutturursam hakkınızı helal edin.

    yaaa şimdi para gönderenler olur da ben yapay solucan deliği icat edemezsem ne olacak. tarihin en bilimsel dolandırıcılığı olur. gazete manşetlerini tahmin edebilirsiniz. paralel evrenlere gidemezsem de paraguay'da top kek memetle kanka olurum. sonra gelsin kızıllar gitsin sarışınlar.
  • bir etgar keret öyküsü.

    "yaşadığımız evrene paralel ve hepsi birbirinden biraz farklı milyarlarca başka evren olduğuna dair bir teori var. hiç doğmadığım evrenler var mesela ya da hiç doğmak istemeyeceğim. bir atla çiftleştiğim paralel evrenler var ya da piyangoda büyük ikramiyeyi kazandığım. yatak odasının döşemesinde yatmış kan kaybından ölmek üzere olduğum evrenler var. fakat o evrenler umurumda değil, şu anda sadece onun evli ve çok şeker bir oğul sahibi olmadığı evrenler ilgilendiriyor beni. pek çok böyle evren var, eminim. onları tahayyül etmeye çalışıyorum şimdi. bütün o evrenlerin arasında, birbirimizi henüz tanımadığımız evrenler var. onlarla ilgilenmiyorum. onları eledikten sonra kalanların arasında beni istemediği evrenler var. hayır diyor bana. bazılarında şefkatle yapıyor bunu, bazılarında ise düpedüz kırıcı oluyor. onlarla da ilgilenmiyorum. geriye sadece bana evet dedikleri kalıyor ve onlardan birini seçiyorum, manavdan meyve seçer gibi. en güzel, en olgun, en tatlı olanını seçiyorum. iklimi mükemmel bir evren, hiçbir zaman ne fazla soğuk ne de fazla sıcak. ormanın içinde bir evde yaşıyoruz. o, halk kütüphanesinde yaşıyor, evden arabayla kırk dakika uzaklıkta; bense eğitim bakanlığında çalışıyorum, kütüphanenin tam karşısında. bazen çalışma odamın penceresinden onu raflara kitap yerleştirirken görebiliyorum. öğle yemeklerimizi her zaman birlikte yiyoruz. onu seviyorum, o da beni seviyor. onu seviyorum, o da beni seviyor. onu seviyorum, o da beni seviyor. neler vermezdim öyle bir evren için. fakat bu arada, o evrene giden yolu buluncaya kadar, oturup hayal kurmaktan başka bir şey gelmiyor elimden, ki az şey değil. ormanın içinde yaşarken görebiliyorum kendimi. onunla birlikte, mesut. sonsuz sayıda paralel evren var dünyada. birinde bir atla çiftleşiyorum, bir başkasında büyük ikramiye bana çıkıyor. onları düşünmek ilgilendirmiyor beni şimdi, sadece o evreni düşünmek istiyorum, ormanın içinde yaşadığımız evreni. bileklerim kesik, yatak odasının döşemesinde kan kaybından ölmek üzere olduğum bir evren var. sonum gelinceye kadar içinde yaşama lanetini taşıdığım evren. onu düşünmek istemiyorum şimdi. sadece o evreni düşünmek istiyorum. ormanda bir kulübe, günbatımı, erkenden uyku. yatarken sağ kolum kesik değil ve kuru. o, kolumun üstüne yatmış ve birbirimize sarılmışız. kolumun üstünde o kadar uzun süre yatıyor ki kolumu artık hissedemiyorum. fakat kımıldamıyorum, seviyorum bunu, kolumun onun sıcak bedeninin altında oluşunu, hele kolumu hissedemeyeceğim noktaya gelmişse. soluğunu yüzümde hissedebiliyorum-düzenli, kesintisiz. gözlerim kapanmaya başlıyor. sadece o evrende, yatakta ya da ormanda değil, düşünmek istemediğim başka evrenlerde de. ormanın içinde mutluluk içinde uyuyakaldığım bir yer olduğunu bilmenin keyfini çıkarıyorum."
hesabın var mı? giriş yap