• trt de staj yaptıgım yıllarda kendisine çekim öncesi mikrofon takmaya calışmıştım. vucuduna dokunmamak için özen gösterirken bocaladım kablolar dolandı vs sonra aldı mikrofonun yakaya takılacak kısmını alttan sokup tshirt ünün içinden geçirip yakasına taktı "aha bukadar iki elinle bişeyi dogrultamadın amk çaylagı" der gibi yüzüme bakmıştı.
    bir de şunu eklemek isterim, kendisiyle o gün 3 ayri mekanda çekim yapmiştik. gün boyunca nereye gitsek minübüsün en arkasında stajerlerle oturmustu. sanki okul arkadasimiz gibi muhabbet etmiştik. gördügüm kadariyla egolarindan arinmis ve çok alcak gönüllü bir insan o yüzden bu alemden elini etegini çekmeye karar vermis olabilir.
  • rockstar kelimesinin karşılığı akrep burcu hardcore hatun. zamanında öz gibi ikonik bir albüm yapmışlığı, bahar şarkısının klibinde cinayet işleyip mezar kazmışlığı, magazin malı güllü dallı motorları hicvetmişliği, evlendiğinde alyans yerine parmağına dövme yaptırmışlığı, cem yılmaz'a klibinde siktir çekmişliği ve bütün bunları ırmağının akışına ölürüm türkiyem diye şarkı yapıp, ne ırmak ne orman,ne ağaç, ne doğa, bırakanların ülkesinde dağları kız başına delerek yapmışlığı vardır. şimdilerde bodrum'da ebegümeci yolmakta ve ormanda cadı hayatı yaşayıp elflere, cücelere masallar anlatmaktadır. afettir, devrandır.
  • şimdi şebnem ferah'ın da sesi çok iyidir, çok güzel şarkıları var, sezen aksu da ortamı domine etti falan ama özlem'in şebnem kadar alıp yürüyememesinin asıl sebebi bence bunlar değil.

    şebnem ferah şarkılarında sürekli acı çeken, yaralanan, aldatılan, güçlü durmaya çalışsa da canı acıyan bir kadın vardır genelde. aşkından ölür ama kavuşamaz. özlem ise daha bi sikerler modunda takılır. kalk, arkana bakma, kendine oyna, dağları del, hep tek başına takıl, kimseye eyvallah çekme, gerekirse gözünü oy bas geç modundadır. şebnem tökezleyen küçük kız, özlem daha bir bireydir.

    bizim topluma her şeyin önüne kendini koyan özgür birey figürü hoş gelmez, bizim toplum travmatik bir toplum olmasından mütevellit yaralıyı sever, acı çekenle empati yapar. bu nedenle şebnem özlem'i geçmiştir.

    bu arada bence ikisi de harika sesler ve şebnem ferah'ı da severim ama karakter olarak ben de özlem'e daha yakınım.
  • yıllar evvelinden kalma bir kırgınlığım var kendisine. ooze rock bar'da konserine gittiydik, ben bir ara yakından göreyim, detayları hafızaya alayım diye sahne yanına çıkmıştım, şarkının ortasında yakınlarıma geldi, milletle şakalaştı, öpüştü falan, ben biraz gerideyim, sonra beni gördü, elindeki ufak su şişesiyle, su fırlattı yüzüme. herkese öpücük ver, "çaak" yap, bana su dök. ağzımdan akan salyalardan mı rahatsız oldu ne?, ben anlayamadım. su iyi geldiydi ama, bir ara hararet yaptıydım, aldı onu.
  • babasının akademik hayatından dolayı california'da doğmuş, piyano dersi almış, ankara'da fransızca eğitim veren tevfik fikret lisesi, sonra da hacettepe üniversitesi devlet konservatuarı'ndan mezun olmuştur.

    1996'da kral tv video müzik ödülleri'nde en iyi çıkış yapan kadın ödülünü aldığında "rock" kategorisinde başka bir ödül adayı yoktu.

    kanal d'de sabah şekerleri kategorisinde "yaz rüzgarı" programını sunmuştur, konuklarını övmek yerine rahat tavırları vardı.

    hande yener ilk albüm tanıtımı için kendisine konuk olduğunda "hangi kanalı açsanız bu ara hande var, hatta hande'yi biz çağırmadık, sabah kanala geldik, stüdyoda bulduk" diyerek güldürmüşlüğü vardır. (sonrasında hande yener uçağa yetişmek için programdan erken ayrılmıştı.)

    teoman'ın "papatya" ve "yağmur" şarkılarında da vokali ile katkıda bulunmuştur.

    istanbul symphony project ile turne yaparak senfonik rock konserleri vermiştir.

    belli bir kalıpta albüm yapmayacak cesareti vardı. 10,9,8,7,6,5,4,3,2,1 albümünün "aşinayım firara" şarkısı yarısına kadar elektronik / progressive iken kalan yarısı rock şarkısıdır. "adımı söyle" şarkısı ise underground beatleri ile deneysel ikinci şarkıdır.

    2015 yılında psychedelic trance prodüktörü bahar canca'nın "psyshe" albümünde vokal olmuştur.

    2005 yılında "mucizeler komedisi" müzikalinde şiveli saf bir çaycıyı canlandırmıştı. (yıldız tilbe'den delikanlım, ferda anıl yarkın'dan sonuna kadar şarkılarını yorumladığı sahne harikadır.)

    o şimdi asker, neredesin firuze, hokkabaz, mavi pansiyon filmlerinde; karaoğlan, sil baştan, maçolar, fesuphanallah, bizim yenge, acayip hikayeler dizilerinde rol almıştır.

    müziği bırakınca "köye yerleşti, konteynerde yaşıyor", "muhtar adayı oldu", "pazarda organik ürün sattı" gibi haberleri çıktığı bir dönem olmuştu.

    rakibi olarak kıyaslanan kişi veya kişilere nazaran; belli bir kalıba sığmadan, kuralara uymadan daha dolu bir kariyeri oldu.

    şimdilerde özgür iradesi ve asi ruhu ile görsel / sosyal medyadan kopmuş bir biçimde doğanın tadını çıkarıyordur.
  • inzivaya çekilip yaşamaya çalıştığı evi çoktan ifşa olmuştu. dalyarak basın ve dalyarak bölge halkı tarafından çaktırmadan görüntüsü alınıyor ve mütemadiyen basında 'şalvarlı özlem', 'çiftçi özlem' şeklinde paylaşılıyordu.
    öyle bir millet düşünün ki; inzivaya çekilene bile huzur vermeyip sürekli kafa açıyor, adeta erojen bölgeye doğru yapılan cüccük hareketi yaparcasına durduk yere taciz edip duruyor.
    kendisi akıllı bir ablamızdır. muhtemelen hiçbir dalyarağa deşifre olmayacak şekilde lokasyon değiştirmiştir. mutluluğun daim olsun ablacım.
    darısı başıma. dinimiz, amin amk.
  • showbiz insanı değildi, ondan kaybetti. anlatacağını anlattı 7 albümde. biraz kendinden ödün vermeyi bilseydi hala şarkılarını duyardık büyük ihtimalle. özlem tekin'in o zamanki rakiplerinin şu an müzik piyasasını yönetmesinin sebebi özlem tekin'in yeteneği ile alakalı değil, bir noktada insan ilişkileriyle alakalı. değmez dedi ve kayboldu gitti kadın.

    dipnot: kime ne'yi spotify'a yükleyin şekerler.
  • "aşk her şeyi affeder mi ?" ile türkiye gündemine düşen , kendisine şiddet uygulayan sevgilisini "bahar" ile toprağa gömen , "yol" klibi ile mtv , mcm gibi kanallarda uluslararası rotasyona giren , "dağları deldim" ile kadın gücünü ortaya koyan , "kargalar" ile rock'ın zirvesine oynayan bir kadındır özlem tekin.

    asla yan ürünleri olan şebnem ferah vs . gibi sürekli mıy mıy aşktan bahsetmemiş , çocuk gelinlere , ekonomik adaletsizliğe uğrayan insanlara , şiddete uğramış kadınlara , umutsuz gençlere ayna olmuştur.

    şu anda yeni bir materyal çıkarsa herkesi pabucunda sallar ama o nasıl mutluysa ve en rock hareketi yapıp her şeyi bir kenarı bırakıp köye yerleştiyse saygı duymak lazım.
  • şöyle bir açıklamayla gelmek istiyorum, oben budak açıklamaları sonrası.

    oben budak, kral tv'de vj'lik yaptığı dönemde şebnem ferah'ın 2. albümünden sonra bariz bir şekilde özlem tekin'in kliplerinin yasaklandığını söylüyor. ve aynı zamanda belirtiyor ki, muhtemelen bundan şebnem'in bile haberi yoktu çünkü bunlar finansal şirket meseleleriydi.

    şimdi, öyle şebnem'in haberi bile yoktu falan kimse yemez. şebnem'in bu dönemdeki prodüktör şirketi zaten sezen aksu'nun şirketi. ne oluyorsa zaten 99 döneminde oluyor. şebnem ferah'ın 2. albümü zamanı, özlem tekin'in laubali albümü zamanına denk geliyor. laubali baya bir hit oluyor, fazlasıyla ekranda dönüyor klibiyle sonra birden bıçak kesiği gibi kesiliyor. albümden çıkan diğer 2 klibi görene aşk olsun.

    akalbinde, tek başıma albümünden dağları deldim şarkısı fazlasıyla hit oluyor, düşünün şimdi bile fazlasıyla ünlü bu şarkı. klip kral tv'de yeterince dönmüyor, kral tv müzik listelerine göstermelik alınıp bir iki hafta döndürülüyor. sanırım top 20 listesinde en fazla 8. olmuştu şarkı.

    sonra 109876543210 albümü geliyor. yahu albümü bilen yok müzik dinleyicileri içinden. değmez klibi powerturk dışında döndürülmedi bile.

    oben budak özellikle özlem tekin'in istanbul plak döneminde yaşadığı bu haksızlığı twit olarak yayınlamış, şebnem ferah da hemen ona cevap yazmış, keşke kim yasaklattı diye söyleseydiniz diye. yazık o da üstüne alınmış.

    yahu adam diyor işte, sen birinci elden bir şey yapmamış olsan bile, prodüksiyon şirketleri yasaklattı. bu zaten özlem tekin-şebnem ferah için geçerli durum değil. muhtemelen böylelikle çoğu kişi parlatıldı, çoğu kişi engellendi.

    bazen işin özüne bakınca tartışmalar o kadar saçma geliyor ki. tutup şebnem ferah evet beni bir güzel parlattılar demez. tutup sezen aksu, evet müziği evirip çevirip kendi isteğime göre yönlendirdim demez. herkes zamanında ekmeğini yemiş, dümenini çevirmiş, yoluna bakmış. bizimkisi de gençlik yıllarımızdan kalan tekinizm-şeboizm atışmasının 2020 versiyonu.
  • özlem tekin'in ailesi uzun yıllar amerika'da yaşamıştır, kendisi de amerika'da doğmuştur. babası üniversitede türk dili edebiyatı profesörü olan bir akademisyendir. iki ablası vardır, ikisi de bir dönem rock'çu olmuştur. ablalarından biri gerçek bir hippiydi. tam anlamıyla hippilerin içinde büyümüştür özlem tekin. oturdukları evde sürekli partiler veriliyordu. amerika'dan yeni dönmüşlerdi ve evde acayip bir pikap, ciddi bir plak koleksiyonu vardı. eline gitarı alan ''sen ben yok abi, biz varız” deyip eve dalıyordu. çok rahat bir aile içinde büyüdü. annesi ve babası beş-altı yaşına kadar verilen eğitime çok inanan, geri kalanını düşe kalka çocuğun kendi başına öğrenmesi gerektiğini savunan insanlardı. ancak buna rağmen hep destek verdiler kızlarına. her zaman kendi fikirlerini söylerler, ama asla kabul etmeleri için baskı yapmazlardı. yani ailesi tam ideal rock şarkıcısı ailesiydi.

    daha çok küçükken “metalci” olmayı kafasına koymuş biridir özlem tekin. beş yaşında piyano çalmaya başlamasının sebebini bile ileride metal şarkıcısı olmakla bağdaştırır. gerçekten yola bu amaçla çıkmıştır. rock'çu olmak için eğitim alması, müziği bilmesi gerektiğini düşünmüştür. bu uğurda konservatuar bitirmiştir. yaptığı işi gayet ciddiye alan biridir her zaman. “içimden geldi de yazdım” mantığına inanmayan biridir. düzenleme yapmayı, bir anlamda orkestra yönetmeye benzetir. tüm bunlar müzik bilmeden olmaz. şarkı yazarken de bir teknik üzerinden yol alır. iki tema arasına köprü yazıyorsan, yazdığın şeyin köprüye benzemesi gerektiğini düşünür. şarkıyı nakaratta doğru yere götürebilmelidir. şarkı sözü yazmayı edebiyatla ilişkilendirir, okumanın gerekli olduğunu düşünür.

    hacettepe'nin klarnet bölümünden mezun olmuştur. yetmezmiş gibi, bir de mimar sinan üniversitesi devlet konservatuarı'nda müzikoloji okudu. klarnet çalmaya kendi isteğiyle başladı. klarnet her yola gelen bir enstrümandı ona göre. klarneti seçerken de şarkıcı olacaktı, ama müzik öğrenmesi gereken bir kişinin mantığıyla hareket etmeyi tercih etti. dolayısıyla klarnet kendisini çok fazla zorlamayacak, farklı şeyler öğretebilecek bir enstrümandı. yoksa sekiz saat önüne konan notayı çalışıp çalmak ona göre değildi. tam da hayal ettiği gibi, şarkılarında hiç kullanmasa da, çıkıp bir yerde de çalmasa da klarnet bir şarkıcı olarak kendisine çok şey kattı.

    özellikle ilk çıktığı dönemde björk gibi, sinead o'connor gibi şarkıcılardan etkilendi. zaten şarkıcıların ilk dönemlerde ister istemez birilerinden etkilenmesi normaldi. bu isimler özlem tekin'in şarkıcılığını etkiledi. kendi albümü çıkıncaya kadar zaten bir cover şarkıcısıydı. sahneye çıkmaya 16 yaşında başladı. rock kulübünde de söylese, caz kulübünde de söylese, hep cover söylerdi. kimi zaman piyano başında, kimi zaman boynunda bir gitarla ''nothing compares 2 you”yu sinead o'connor'dan daha çok söylemiş olabilir. o dönem tori amos şarkısı söylüyorsa tori amos gibi, başka birinin şarkısını söylüyorsa o başka biri gibi söylerdi. dolayısıyla, bir süre kimi izler kalıyordu üstünde. kendi şarkılarını yapmaya başladığı ilk dönemlerde de hiç kolay kolay kurtulamamıştır o etkilerden. ama geldiği noktada artık hiç kimseye benzetemezsiniz onu. bu bir çabanın sonucu değildir aslında, doğal bir süreçtir.

    volvox dönemi ilgi çekiciydi. kadınların rock dinlemesi bile tuhaftı o yıllarda. “ne biçim çalıyorlar!” demesinler diye de eşek gibi çalışıyorlardı. rock grubu olmak eğlenceliydi onlar için, havalıydı da. konserden önce bir araya gelmeler, sırayla aynı aynayı kapıp makyaj yapmalar, birbirlerinde kalmalar, eğlenceliydi. iki buçuk sene hiç durmadan çaldılar. sonra malum “aşk her şeyi affeder mi?” albümü patladı. 26 yaşındaydı. albüm dönemine göre çok ileriydi. bir kadının çıkıp, rahat rahat söyleyeceği bir şarkı değildi. “kaç yıl geçti, hâlâ söyleyen yok. hatta rockçılar kendilerini acındırıp duruyorlar rock şarkılarında.” diye fikrini de çekinmeden söyler özlem tekin. kimseyi kızdırmayacak, herkesin kabul edebileceği sözlerin seçilmesinden nefret eder. “güya rock müziği, sözler yumuşak yumuşak…” diye posta koyar.

    malum, bir zaman sonra istanbul'dan kaçar. çirkin bulur istanbul'daki yaşam şartlarını. kendisine haksızlık olarak görür. pis hava solumak istemez artık. “benim en büyük lüksüm, pahalı bir araba değil, temiz hava” der. camı açtığı zaman, tertemiz çiçek kokusu gelsin ister. istanbul'da vıcık vıcık her yer insan doludur, kendisi tenha bir yer ister. kornalar çalar, her yer pistir, sokak hayvanlarına eziyet edilir, bu tür şeyler görmek istemez. suratı asık, sinirli, gergin insanlardan bıkmıştır. istanbul kendisi için bitiktir. çok sinirli şoförler, her an kavgaya hazır insanlar, bezmiş kadınlardan usanmıştır. mutlu insanlar görmek ister, sağlıklı hayvanlar, neşeli çocuklar... gayet mantıklı bir seçim yapmıştır kendisi için.

    şu an doğal yaşam alanında heykel sanatıyla, botanikle uğraşıyor. bahçe üzerine bir sürü kitap okuyup, denemeler yapıyor. yeni bitkiler ve sebzeler yetiştirmeye çalışıyor. olmuyor, bir daha deniyor, sonuncusunda olduğunu söylüyor. olduğunu bilmek beni de mutlu ediyor.

    debe editi: arkadaşlar lütfen “sen kesinlikle özlem tekin'sin” şeklinde yağan mesajları kesin. ben özlem tekin değilim. olmayı isterdim ama:)
hesabın var mı? giriş yap