• gecenin beşinde oynamamak gerekiyormuş. yüklendiğim kapının kilitli çıkmasına sevindiğim ilk oyun.
  • 3 dakika. sadece 3 dakika oynadım arabadan indim bahçeye girdim camdan gözüken o atletik yapılı atyarraanı gördüm kameraya aldım sonra koşa koşa polislere haber vermeye gittim burası terkedilmiş falan diyonuz ama yok öyle bi dünya demek için ama tabi o kapı kapanacak. atladım zıpladım bi 5 dakka falan terledim döndüm malikaneye doğru save edip çıktım. korkmadım tabi ki maksat oyunu uzatmak günde 3 dakika yeter.
  • 10 dakika önce başladım ve az önce kapattım. şu an biraz çiçek böcek belgeseli izlemeye ihtiyacım var. bi' de belki yeni bi' dona. öyle bi' şey.
  • yaklaşık üçbuçuk-dört saatlik bir oynanış süresi var. normal bir oyun için kısa gelebilir ama bu oyunu oynarken içinizden lütfen lann!! lütfen bit artık lütfen!!! diye bağırmanız kaçınılmaz olabilir.

    bak yıllardır hastasıyım korku konseptinin oyun olsun film olsun. beni bu kadar geren çok az oyun oldu. daha oynamaya başlayalı 10 dakka olduktan sonra yanımdaki arkadaşın o zaman ben bi gideyim demesinden anlamam gerekirdi halbuki...

    korku konseptiyle ilgilenmeyenlerin oynamasını cidden tavsiye etmem, çok net altınıza sıçarsınız arkadaşlar uzak durun.

    9/10
  • survival horror dedikleri tam da bu. önceleri acayip tıbbi deneyler yapıldığını ve en son binaya giden swat timinin yalan olduğu bir akıl hastanesine, yanında bir kamera ile giden bir emekçi gazeteciyi canlandırıyoruz. karakterimiz bırakın silah kullanmayı, sağda solda gördüğü odun, boru, bıçak gibi nesnelerle etkileşime girip kendisini kovalayanlara karşı savunmaktan aciz bir zat. tek yapabildiğimiz topuklamak ve saklanmak. yatakaltı olur, dolapiçi olur, karanlık köşeler olur. yanında feneri bile yok ve önümüzü göremediğimiz zaman kameramızın gece görüşünü kullanıyoruz. pilimiz bitince sık sık etrafta gördüğümüz pillerden takıyoruz. hikayeye masalarda görebileceğimiz klasörlerle sarılıyor ve içerisinde bulunduğumuz akıl hastanesinde nelerin döndüğünü anlıyoruz (aa..böbrekleri olmadan bir insan yaşayamazmış diyen doktor notları gibi).

    karşımıza çıkan herkes düşmanımız değil. bazıları bildiğin deli, takılıyorlar etrafta. fakat ortamın verdiği korku nedeniyle her canlı bizi ürkütüyor ve kaçıp saklanmak istiyorsunuz. bu his ilerleyen dakikalarda maalesef kendisini sıkılmaya bırakıyor çünkü oyun bir süre sonra tekdüze bir hale geliyor. bir yerden geçmek için mevcut su yüksekliğini düşürmen gerek, iki kol indir....yangın çıktı, söndürmek için iki kol kaldır. bunları yaparken seni görünce saldıran yaratıklardan saklan. ancak karakterimiz yumurta topuk ayakkabı giydiğinden usulca yürüsek bile gacır gucur ses çıkartıyoruz.

    yani elimizde ne var? öcülerle dolu olduğu her halinden belli olan metruk bir hastaneye bir kamera ve topuklu ayakkabı (!) ile giden bir mal ile hayatta kalmaya çalışıp mekânın olayını çözmeye çalışıyoruz.
  • 6 aydır haftada 1 girip, en fazla 4 dakika oynayıp çıktığım oyun.

    allah belasını versin. siliyorum lan seni.
  • korkutmasının tek nedeni karşılık veremeyişimiz olan oyun. ver eline bir silah bak kim korkuyor. adamı gördün topuk. ses geldi saklan. karanlığa girdin gece görüşü aç. fasa fiso bunlar tek neden karşı koyamayış. onun dışında iyi korkutuyor şahsen ben rahat rahat oynayamıyorum oyunu. amacına ulaşmış oyun.
  • 9 ay sonra kardeşim olmasına sebep olacak olan oyun. zira anamı sikti.
    türe pek aşina değilim , diğer türde oyunları da mümkün olduğunca temkinli oynarım. tam benim gibi kerizlere yapılmış oyun , zira haldır haldır koşsam bu kadar tırstırmaz heralde. oyunun grafikleri müthiş değil ama kamera moduna geçince inanılmaz inandırıcı bir hal alıyor , sürekli kamera modunda oynadım. henüz bitiremedim zira fazla dönmekten midem bulanıyor. sesler ise inanılmaz .
    gerçekten tecrübe edilmesi gereken bir oyun. hatta aile fertlerine oynatıp kameraya çekmek lazım.
  • 3 saattir 10 dakikalık kısmını oynayabildiğim oyun.o müzik senkronunu kim yaptıysa da ağzına sıçayım onun.
  • yetişkin bir insanda sıçartan etkisi yaratmış gulyabani çığlığı.

    nazi almanyası'ndan bilim adamı kurtarma operasyonu bilgisiyle başlıyor 1945 yılında. 1967'de cezai ehliyeti olmayanların sığındığı bir yerde, üç bilim adamı bilinmeyen bir hasta tarafından öldürülüyor. resmi merciler tarafından sığınağın *bütün faaliyetlerinin durdurulması kararı alınıyor. 1972'de cia başkanı bütün mk ultra belgelerinin yok edilmesini istiyor. dökümanlardan bazıları kalıyor. artık neler olduysa adamlara.

    uzatmalı fragmanı kısık sesle küçük ekranda izliyorum bakalım neler olucak.

    (bkz: http://www.ign.com/…-outlast-the-scariest-game-ever)

    bunu okuyan bunlara da ilgi duydu:

    (bkz: jacob's ladder)

    (bkz: the manchurian candidate)

    (bkz: mk ultra)

    (bkz: 3 quinuclidinyl benzilate)

    fragman sonucu: etrafı bok götürüyor ve iki kere hıkladım.
hesabın var mı? giriş yap