• en sevilen kemal sunal filmlerinden biri. o kadar komikliğin içinde buruk tat bırakabilen bir filmdir aynı zamanda.

    --- spoiler ---
    filmin sonlarına doğru bir sahne var. kötü adamlar baharı kaçırıp bir yalıya girerler. yalının içinde yaşlı bir çift oturmaktadır. bahar'ı kaçıranlar eve girer girmez bu yaşlı çifti vurur.

    çocukluğumdan beri ne zaman bu sahneyi izlesem üzülürüm. çocuk aklı belki ama daha filmi ilk izleyişimden beri bu sahneden sonra film buruk biter benim için. çünkü hiç gösterilmez bu yaşlı çiftin akıbeti. öldüler mi kaldılar mı, şaban niye onlara hiç üzülmüyor, direk zafer sarhoşluğuna kapılıyor ha? hı? vb. gibi sorular kurcalardı küçükken hep aklımı. üzülürdüm resmen, gözlerim dolardı. hiç gösterilmedi filmde ama ben kabullenmek istemesem de öldüler galiba. madem göstermiyecekler ne diye öyle bir sahne koymuşlar ki zaten, küçücük çocukların kafası karışıyor böyle.
    --- spoiler ---

    işte ortadirek şaban'ın da böyle buruk bir tadı vardır benim için.
  • erkan'in şaban icin sevgilisine "sevgilim, kim bu ibiş" diye sordugu film.
  • bu o kadar absürd bir filmdir ki gercek hayatta mümkün olabilecek tek sahnesi türk basketbol milli takiminin erkan'in son saniye basketiyle dünya sampiyonu oldugu sahnedir, gerisini siz düsünün.
  • aslında olay erkan'da değil, erkan'ın bütün spor dallarında kendisini eğiten hocasında.. erkan tırt yoksa.. adamın "gülle atma" dalında erkan gibi üst düzey olmayan sıradan sporcuları eğitirken verdiği bir taktik vardır ki aslında erkanın da her dalda dünya şampiyonu olmasının ardında yatan sebep budur.. adam müthiş be, bu taktikleri al, sonra gel de dünya şampiyonu olma..

    **sıskamsı bir adam gülleyi atar..**

    hoca: güzel, fena değil, gel bakalım..

    **çocuk hocanın yanına gelir**

    hoca: kolunu daha ileri uzatıp gülleyi daha öteye atacaksın bundan sonra.

    ve bir çocuk daha artık gülle atmanın inceliklerini öğrenmiş bir şekilde dünya şampiyonluğuna doğru yol almakta....
  • saban bakkala girer siparisi verir:

    -214 gram pirinc, 118 gram kuru fasulye, 73.5 gram yag, 1.5 tane domates.

    bakkalin verdigi tepki nefisdir:

    -ha! yarim domates olurmu canim!!
  • bu filmde, saban karate kursuna yazildiktan sonra, antrenman esnasinda karate hocasi sabani yanina cagirir. "korkma; gel, gel" dedikten sonra, saban tebessum ederek hocaya dogru yurumeye baslar, lakin o esnada hoca, sanki saban gelmiyormus gibi hepten cosarak "geeeooolll" diye bagirir, iste ne zaman bu kismi duysam hep kahkaha atarim.

    ha bir de, ayni karate hocasi saban'i bir tekmeyle yere serdikten sonra, "hadi kalk, gel, geeel" dedikten sonra kendi kendine bir de, "geliyoruumm" der; bu da ayri kopartir.

    hulasa, birak tamamini her saniyesiyle bir basyapit, her karakterinin replikleriyle efsanedir kanaatimce. ki bu bahsettigim kisim filmdeki 1 dakka ya vardir ya yoktur.
  • kemal sunal'in bomba replikleriyle yaran filmlerinden biri daha.

    kemal sunal arap petrol zengini adnan baba (biçakci) dan kizini ister,derdini anlatamayinca güya arapça konusur:

    saban : sen de var bir evlaaat. ben de var ona çok muhabbeeet, ask-i müeassakkaaa

    adnan biçakci : ee nolcak benim evlaaad?

    saban : müsade edersen olacak benim avraaad!

    adnan biçakci : neeeeeeaag!

    saban : he yaaa, izninle bahar olacak benim kariii !

    --------------------------------------------------------------------------
    gavur lopez rolündeki tecavüzcü coskun ve çetesi kizi kaçirmistir.

    babasi milli sporcu erkan'a dönerek: oglum ne duruyorsun gidip kurtarsana nisanlini !

    milli sporcu erkan : ya birak allahaskina baba, canimi sokakta bulmadim ben.

    bu lafin üstüne saban adnan biçakci'ya dönerek bombayı patlatır : masallah adnan baba, erkek damadina bak, herifte yürek "sinek poposu" kadar.

    çogu kemal sunal filmi gibi absürtlügün dogruga çiktigi bu filmde mantik hatasi aramak da bana gore mantiksiztir. mademki mantik hatalarindan dem vurulmus, o halde bir kaç tane de ben ekleyeyim :
    saban parasi olmadigi için eve peynir, zeytin ve bilimum gida urununden alamaz. elinde kalan kahvaltılıkları da, yemeye kiyamadigindan dolaba kaldirir ama bu dolap buzdolabi veya sogutucu özelligi olan herhangi bir dolap degil, vitrinli basit bir ahsap dolaptir. pekala bozulmaz, küflenmez, kokmaz, çürümez mi o gida ürünleri orada, oda sicakliginda beklemekten?
    veya daha önceden hiç araba kullanmadigini belirten , dolayisiyla debriyaj+gaz ayarlamasini bilmeyen bir ortadirek saban'in suzuki jipi stop ettirmeden, hoplatmadan kaldirmasini geçtim; ralli pilotu tecrübesiyle kullanmasi, jipe kiç attirip, trafik konilerinin arasindan slalomlar çekmesi mantikli midir? görüldügü gibi absürt komedide mantik hatasi bulmaktan basit is yok. bu tip ögeler - son oynadigi politik mesaj içeren filmleri göz ardi edersek (ki aslinda onlarda bile mevcut) - hangi kemal sunal filminde yok ki ? daha dogrusu absürt komedi denilen tur zaten mantiksizlik uzerine kurulu degil midir ?

    dip not : filmde petrol zengini isadami adnan biçakçi rolünü 2000 yilinda vefat eden ünlü türk gurmesi ergun köknar canlandirmistir.kadrolu milli sporcu erkan rolü için de: (bkz: yalçin tülpar)
  • yapimindaki en ufak bir detay icin bile hic bir masraftan kacinilmadigi belli olan bir dev yesilcam prodüksiyonu olan bu filmin jeneriginde saban'in evinin duvarlarini süsleyen fotomontajli resimlerdeki saban'a ait parcalar kemal sunal'in diger filmlerinden alinmis fotograflardir, ki hatta aralarinda tosun pasa'dan alinmis salvarli fesli olani bile var, o derece.
  • film üsküdar salacak-harem bölgesinde çekilmiştir. buraların eski halini görüp şaşırabilirsiniz.

    --- spoiler ---

    şaban, müstakbel kayınpederi işadamı adnan bıçakçı ile karşılaşır:

    - eee, anlat bakalım evlat; baban ne iş yapar?
    + bakkaldı kendisi.
    - market?
    + ooooo!
    - süpermarket?
    + ooooo!
    - süpermarketler zinciri?
    + ooooo!
    - alaaa! alaaaa! peki sen ne iş yapıyorsun?
    + süper ambarda çalışıyorum. ithalat ihracat!
    - nakliyye müteahhitisin yani?
    + ooooo!
    - yurtiçi? yurtdışı?
    + ooooo!
    - amerika?
    + ooooo!
    - avustralya?
    + ooooo! orası neresi yav?!
    - çok tırın, aracın var mı peki?
    + oooooo! vızzz! vızzz! tırısss!
    - allah! allah!
    + hayırdır hacı amca ezan mı okuyorsun? vakit mi geldi?
    - maşallah evladım çok beğendim seni! peki kaç istiyorsun?
    + bir tane. bizim medeni kanun bir taneye müsade ediyor.
    - bir milyarcık kredi mi istiyorsun?
    + amca sen anlamadın galiba! bir de arapça anlatayım. şimdi sende var bir evlat. bende var ona çok muhabbet, aşk-ı muaşşaka! eğer verirsen senin evlat olacak benim avrat! ayva!

    --- spoiler ---
  • yavas yavas komediden ziyade toplumsal elestirilere girismeden hemen once cektigi filmlerdendir rahmetli kemal sunal'in (bkz: #52748162).

    apacik turgut özal ve onun sacma sapan politikalarina elestiri ustune elestiri getirir. araplarin hizlica memleketin sahibi haline gelmesini, siradan turk vatandasinin ekonomik büyüme yalanı altinda ezilmesini esprili bir dille anlatir. sermaye ve sermaye sahiplerinin adeta kutsal hale getirilmesini, yatirim yalaniyla memleketi talan etmesini gosterir.

    ayni zamanda da acayip derecede absurddur film, herkesin bildigi gibi şampiyonlar şampiyonu erkan vardir filmde. her dalda her seyi en iyi yapan bu karakteri oynayan oyuncu ve seslendirmesi oyle basarili secilmistir ki ister istemez gicik olursunuz bu karaktere. yelkencilikten engelli kosuya, basketboldan cekic atmaya her dalda dunyanin en iyisi olan bu bionik arkadas ne hikmetse gayet siradan bir hayat yasamaktadir (lan ivan drago bile boksta en iyi olmasi icin dizayn edilirken brigitte nielsen ile evliydi gerisini sen dusun).

    hatta babasi bir sahnede buna ahlak dersi verirken erkan lavugu acik acik sirketin ortasinda porno dergi okumaktadir (boyle bir adamin dergiye bakacak kadar muhtac olmasi nasil bir mantiksa artik).

    filmde tek bir zeytin tanesini yemeyip kavanozdan seyreden, kurufasulyeyi gramla alan saban bir sonraki sahnede sirf sevdigi kiz icin bisiklet alir (lan bir tane zeytin yiyecek paran yok bisikleti nasil aldin?).

    lavuk erkan tarafindan denize atilan saban icin "saaabaaan sabaaaan" diye acik acik inleyen bahar tam bir saniye sonra adamin bisikletini hayvan gibi yere atip arabaya biner (lan insan gibi koysana bir yere).

    yine ayni bolumde, saban lavuk erkan'a "senin gibi baba parasiyla otomobillerde gezmiyoruz" der. ulan adam en az 20 dalda dunyanin en iyisi, hic mi para kazanmiyor bu adam? siradan bir olimpiyat madalyasina bire binlerce altin verilirken bu adam niye baba parasiyla gezsin ulan?

    filmin inanilmaz itici ve aksak bir tema muzigi vardir, aynen soyle;

    oooortadirek oooooh saban
    oooortadirek (es) saban

    filmin acik ara en bomba bolumu ise film boyunca lavuk erkan'a gicik giden saban'in, bahar'in kacirilma sahnesinde silahli adamlari gorunce aninda cark edip lavuk erkan'i isaret ederek;

    "karateci abim soruyo ne istiyosunuz? karatecidir ha ona göre" diye yancılık yapmasidir.

    filmin basindan beri "erkan da kimmis" diye dolasan saban'in bir anda erkan'i karateci abim ilan etmesi cidden koparticidir.

    onun disinda bugun ove ove bitirilemeyen ozal ve ozal doneminin cok yerinde ve guzel bir elestirisidir, seyrettirmek ve unutturmamak gereklidir.
hesabın var mı? giriş yap