• tarihinde,belki de her takim gibi bir çok kritik olay yasamis nba'deki florida'nin iki temsilcisinden biri.sahibi simdilik de vos ailesidir.

    orlando nba'de bir efsane olmaya çok yaklasmis,ama basaramamistir.su siralar vasatin altinda ve üstünde gezinen takimin yasadigi en büyük soklar shaquille o'neal'in takimdan ayrilmasi,bütün zamanlarin en büyük transfer skandalina sebep olan grant hill'in sakatligi ve penny hardaway'in bir türlü kapasitesini kullanamayan bir oyuncu olmasidir.bunun yani sira sayisiz draft fiyaskolari ve orlando'dan ayrildiktan sonra yildizlari parlayan oyuncular ** ayri üzüntü meseleleridir.

    magic tarihindeki bütün bu olaylarin disinda,belki de kaderinin döndügü an bir saniye ile açiklanabilir.94-95 nba sezonunda shaquille o'neal,horace grant,dennis scott,nick anderson,anfernee hardaway ilk besiyle oynayan ve koçlugu brian hill tarafindan yapilan takim hem çok genç,hem çok yetenekli,hem de her bakimdan birbirini tamamlayan oyunculardan kuruluydu.95 senesinde finallere çiktiginda,rakipleri finallere nba tarihinde en kötü normal sezon galibiyet yüzdesi ile çikmis takim olan geçen senenin sampiyonu houston rocketsdi.hakeem olajuwon,sam cassel,clyde drexler gibi oyunculara sahip rockets karsisinda orlando favoriydi ve saha avantajina da sahipti.ama o zamanki rockets koçu tomjanovich'in söyledigi gibi bir sampiyonun yüregini küçümsememek gerektigi gerçegi dogru çikti.

    orlando'daki ilk maçin sonu,magic takimi için asla unutulmayacaktir.maçin son 10 saniyesine 3 sayi önde girdi. nick anderson faul çizgisindeydi ve o ana kadarki kariyer serbest atis yüzdesi %70'di. nick iki atisi da kaçirdi. ama sans(?) yanindaydi ki ellerden seken top tekrar nick'in eline geldi, kendisine faul yapildi ve 5 saniye kala nick anderson iki atis daha kullanacakti. nick anderson bunlari da kaçirdi. sonraki hücumda kenny smith'in üçlügü maçi uzatmaya götürdü. uzatmada da durum berabereydi ve bitime saniyeler kala rockets son hucumu clyde drexler ile kullanacakti. penny'nin savundugu drexler girdigi turnikeyi kaçirdi ama maçin bitimine 2 saniye kala olajuwon bu topu tipledi.orlando'ya bir hucum daha yapacak süre kalmamisti.eger nick anderson faullerden birini atsa ya da shaq o ribaundu alabilse orlando muhtemelen maçi kazanacak ve seriyi kazanma yolunda da avantajli olacakti.ancak dramatik kaybedilen bu maç sonrasi seri 4-0 bitti.2 sene sonra shaq orlando'dan ayrildi.onun gidisinden sonra penny hardaway'in tek basina bir takimi tasiyacak oyuncu olmadigi ortaya çikti.brian hill 96 senesinde kovuldu.nick anderson iyi bir sutör olmasina ragmen yasadigi sok sonrasi yüzde 50 civari faul atabilen bir oyuncu olarak kaldi.o seri kazanilsa,bugün lakers efsanesi yerine orlando magic yillarca sampiyon olmus olabilirdi.
  • az önce sona eren ve 139-107 orlando magic galibiyetiyle sonuçlanan "sacramento kings vs. orlando magic" karşılaşmasında 23 üçlük atarak nba tarihinin bir maçta en fazla üçlük atan takımı oldular..

    rashard lewis 3-5
    hidayet turkoglu 3-5
    dwight howard 0-0
    jameer nelson 5-5
    courtney lee 1-1
    keith bogans 4-6
    j j redick 4-7
    anthony johnson 1-4
    tony battie 0-1
    brian cook 1-1
    jeremy richardson 1-2
    _____________
    toplam : 23-37
    62.2%

    bundan önceki rekor 21 üçlük ile toronto raptors'a aitti ve 2005 yılında philadelphia 76ers'a karşı elde etmişlerdi..
  • sinirden bana kendimi siktirecek nba organizasyonu. lan daha 2 gün önce new orleans karşısında 5,5 handikapı aşar dedim kendimce. tamam 2-3 maçtır çok formsuz, boston maçında 60 ı bulamadılar vs. ama new orleans ya bu , 9 maçtır yeniliyorlar. sonuç olarak handikapı, maçı kazanmayı geçtim 26 sayı fark yediler, kuponum tek maçtan yattı.

    bu gece sixers maçı. deplasman. 5,5 handikap koymuşlar orlando lehine. philly bu sene sağlam takım oluşturmuşlar dolu dizgin gidiyor, orlando bayadır ilk defa bu kadar kötü, philly çocuğu koyar dedim. son 2 dakika kala skor 69-51. şaka değil, bir nba maçında 46 dakikada 51 sayı atan bir takım orlando. 5 saniye kala 74-66 maç. bundan önce sixers 6 da 1 serbest atış attı. ve 0.8 saniye kala yarı sahanın gerisinden bir üçlük ve 5 sayı ile orlando maçı kaybediyor. handikap 5,5. yine tek maç yine orlando. şansımı sikiyim. yastığı ısırıyorum ya skora bakınca.
  • hido'yu tutamayacaklarini kesin olarak du$unuyorlarsa, yapabilecekleri en iyi $eyi yapmi$lardir vc takasi ile. courtney lee pg degil, top dagitmayla alakasi yok. rafer alston'i anlatmaya sozcukler yetmez; kagit ustunde pg ama zararlari yararlarini kat kat a$ar. battie = bench-warmer.

    gelelim neden vc takasinin iyi olduguna: hido gidiyor. point-forward oynayan cok fazla adam yok. olanlari almaya imkan da yok. oyleyse takim kimyasini du$unup ba$ka i$ler yapan adam alman lazim. ne gerek? hucumda 3 sayi cizgisinin etrafina dizildiklerinde, rakip tarafindan yakin savunulmasi gerekecek 4 tane adam. pota altinda howard. sistem acik ve net. vc ne yapiyor? bazen topu alip iceri daliyor; bazen 3luk atiyor. iyi veya kotu gunu olur ama hicbir takim "birakin carter atsin istediklerini" diyemez, daha o kadar du$medi. sonucta biraz pahaliya da olsa olabilecek en iyi hido alternatifini takima koydular. ne kar$iliginda? 2 i$e yaramaz nba eskisi ve bir potansiyel yildiz adayi genc. howard'li takimi 3 yil icinde hanedan yapmayi amacliyorlarsa, kabul etmeleri gereken bir bedeldi bu.

    not1: lakers'in pg'si tony parker miydi ben mi fark etmedim? tek bildigi arada 3luk sallamak olan 40lik bir pg'nin 10 dakika iyi oynamasiyla $ampiyon oldular, ne mumu, ne aramasi... ligin "30-ya$ alti" en iyi 3 pg'sinden birine sahipsin, birak da yedegi paf takimindan olsun. oynanan oyun da avrupa basketbolu veya run 'n gun degil sonucta coast-to-coast ko$turmacada kidd-esque asistler gerekmiyor cok fazla. takim 4 kisanin birbirine hizli yan paslar yapmasina dayali hucum ediyor. bunu da sistem ogretiyor zaten ultra bir pas yetenegine ihtiyac yok (bkz: mickael pietrus).

    not2: rashard lewis mac basina 13.7 $ut deniyor. hido 13.3... alston 10.3... kobe 20.8... lewis'e "topla oynamayi sever" denmesi biraz abarti sanki.

    (konunun populizmle de alakasi yok; vc'yi getirmek icin hido'yu satmadilar. hido kalmayacagi icin vc'yi getirdiler)
  • 3 maç daha kazansa nba şampiyonu olacak bir takımın tüm sezon boyunca beynini (ve de beyinciğini), nba final serisinde en skorer oyuncusunu, tamamen pasa dayalı bir organizasyon üzerine kurulu bir hücum sisteminde ligin en iyi pasör (boyu 2 metreyi aşanlardan bahsediyorum) forvet ya da uzunlarından birini takımdan uzaklaştırıp ('uzaklaştırmak' diyorum zira 1-bu saatten sonra hidayet'e verecekleri para benim bankadan aldığım maaşı geçmez 2-her fırsatta takımda kalmak istediğini belirtmiş bir hidayete çekilen bu 'nah' hareketinden sonra kendisinin magic binasından adımını atacağını düşünmüyorum) ahı gitmiş vahı kalmış (çok klişe ama bazen onlara dayanmak gereklidir meramınızı en iyi şekilde anlatmak için) bir oyuncuyu almak nasıl taraftara yaranmak, nasıl seyirci gelirlerini arttırmak amacı taşır hiç anlamış değilim. son 2 sezonda hangi new jersey maçında üzerinde insan canlısı bulundurabilen koltuklar boş koltuklardan fazlaydı merak ediyorum. orlando tabi ki daha fazla seyirci toplayacaktır new jersey'den ama orlando bu sezon zaten çoğu maçında ful çekti. zamanında new jersey'den rod thorn da bu 'bahsedilen' vince carter etkisine güvendi ve takası yaptı (o takasta da carter'ın toronto'ya kontratı soktuktan sonra "banane ben kanada'da oynamıycam" deyip yaptığı çocukça oyunbozanlığı da analım burada), sonuç; new jersey 6 sene önce carter'sız çıktığı nba finallerinden sonra 2.tur ötesine geçemedi, son 2 sezon playoff yapamadı, geçen sene sahasına tribün kapasitesine göre en az seyirci çeken 4. takım oldu.

    orlando bu takasla daha heyecan verici takım olur mu? uçan kaçan toplardan adamlardan bahsediyorsak sadece, olur.
    orlando bu takasla daha iyi bir takım olur mu? (alston'dan hiç bahsetmiyorum), son yıllarda seçildiği sıraya göre nba'in en başarılı çaylaklarından biri olan lee'yi vererek geleceklerinden bir kısmını, hidayet'i 'istemeyerek' kimyalarının %50'sini kaybettiler. doğu'daki iyi takım eksikliğinden (boston bir sene daha yaşlanacak, atlanta'dan bir cacık olmaz gibi duruyor, detroit belki bahsedilen carlos boozer ve hidayet hamlelerini yaparsa biraz biraz), doğu finaline çıkabilirler, ama ancak o kadar.
  • çubuğu howard olan, pamuk şeker gibi takım. takımda sertliğin s'si yok. howard dışında kimse savunma yapmaz, hücum rebaundu kovalamaz. anca 3'lük atsınlar. şuanki performansıyla play off'larda, en iyi ihtimalle konferans yarı finalinde yerler bu takımı.
  • yıllardır nba izlerim.
    böyle kaan kural, murat kosova + zamanında murat murathanoğlu bu adamların nba stüdyoyu izlerim. yorumlarını dikkate alırım.

    bir yerden sonra sürekli tekrar ettikleri şeyleri gerçek olarak bellerim. lakin şöyle bir şey var bu adamlar -özellikle kaan kural- bir yerden sonra acaip uçuyor, nba ile ilgili amerika da millet neye takılmışsa ona takılıyorlar.

    şimdi bir örnek vereyim.

    yıl 2007 golden state warriors play-off lara kalmış. ilk turda sezonu kıran dallas mavericks e karşı oynayacaklar, bilen bilir. amerikalılar dahil herkes süpürülür diyor. bizim elemanlar da aynı şekilde.

    ben de o yıl normal sezonda maç kaçırmamışım. golden state'in yediğinden fazla at ve beş kısalı hücüma hastayım, zira o sıralar hakikaten tutturabiliyorlar.- ki o zaman da herkes steve nash ve suns basketbolundan konuşuyor, ne de güzel, sanki basketbolun arsenal i- deyü.

    her neyse, şimdi dediğim gibi yıl boyunca 82+ maç izlemişim. özet kaçırmamışım, takım kadrolarını, istatistikleri ezbere biliyorum. nasıl desem ben de bir üçüncü göz açıldı. kimsenin görmediği şeyler görüyorum. dallas ı eler diyorum golden state. millet normal sezonda son maçta dallas bıraktı siye kaybetti diyor. dallas play off larda sıkı tutar süpürür diyor. golden state dallas'ın ağzını kırıyor. bahis oynamayı bilsem milyarder olabilecek kadar skor tahmini yapıyorum. çok acaip zamanlar. 2006-2007 sezonu iyice coşmuşum. açıklayamıyorum. bu adamdan bir bok olmaz diyorum. 2 sezon sonra bakıyorum o adamdan bir bok olmuyor, ki o kadar şans elde ediyor. bakınız adam morrisson. adam ncaa finalinde ağlamış bir de bıyığı var diye ilk turdan üst sıralardan seçilmiş.
    d-league den gelen adamı görüyorum. 3-4 dakika izliyorum, bu adamda iş var diyorum. o adam d-league e geri gidip geri geliyor.
    3 sene geçmiş aradan. o adam leon powe. memphis de bir eleman var sezon sonuna doğru çok güzel maçlar çıkarıyor. o adam fenerbahçe ülker de harikalar yaratıyor. kim tarence kinsey. iyice çıldırmışım yani.

    ama farkındaysanız o sezon en az kaan kural kadar takip etmişim nba'i.

    bu sezon herkes lakers, cavs ve celtics i konuşuyor. hidayet var diye biz de biraz magic konuşuyoruz. amerikalılar da ha evet howard var diyorlar.

    herkes orlando için iyi takım ama play-off u kaldıramazlar diyor. ya celtics ya cavs eler diyor.

    kendi kendime diyorum ben mi yanlış izledim diye. kadro derinliği yetersiz diyorlar. ccleveland serisinde bir bakın bench katkılarını. bir ara millet iyice çıldırmış. jameer nelson sakat ilk turu geçmeleri bile zor olabilir diyor.

    diyorum ve izliyorum.
    ne underdog olmuşuz canlar.

    nba in boku çıkmış diyorum kendi kendime.

    mesela şunu da anlamadım yıllar yılı. lebron, carmelo, wade. iyi güzel adamlar tamam. ama neden chris bosh bu adamların arasına giremiyor bir türlü? tamam öyle çok abartı, ahım şahım değil ama adamın elindeki takım arkadaşlarına bakın yahu.

    ne menem ligmiş lan. ben sıkıldım.
  • menajerinin adi otis smith'dir. bu sahis, takimi icindeki kontrat suresi dolan butun oyunculari harcamaktan cekinmez. harcayamadagi iki oyuncu var su ana kadar: jameer nelson ve dwight howard. ikincisinin neden harcanamayacagi asikar. ilki de, sirf dwight'in kankasi diye tutuldu. aslinda, harcadiklari diger oyunculardan daha matah birisi degil nelson. hidayet'e yaptigi ise, nankorluk ve vefasizlik. hidayet, mle denilen orta seviye bir maasla oynuyordu 4 yildir. geldigi yila oranla son iki yilda cok gelisti ve aldigi paranin neredeyse iki katini hakeden basketbol oynadi. yani 7 milyon kazanirken, sergiledigi oyun 12-14 milyon alan oyuncularla rahatlikla kiyaslanabilirdi. hal boyle iken, hidayet'in istedigi para bir miktar da son donemdeki kazandigi paranin farki icindi ve makuldu. ama otis smith her zamanki boku yedi ve hidayet'e beklediginin altinda bir para teklif edip, sonra senin nazini cekemem deyip, vince carter'i transfer etti. vince carter, garantili iki yil kontrat altinda ve yilda yaklasik 17 milyon kazaniyor olacak. yani, otis smith oglu smith, hidayet'e 11 civari vermemek icin, gitti daha fazla paraya (aslinda hesap bunla da bitmiyor; vince carter'i takas edebilmek icin 3 oyuncu gondermek zorunda kaldi) carter'i getirdi. ne diyelim, hayrini gorsun.

    bundan sonrasi icin olasi senaryo, orlando icin: sezona iyi girerler. sonra sirayla sakatlanmalar baslar, jameer sakatlanir (her zamanki gibi), carter sakatlanir (hidayet'ten daha iyi oldugunu kanitlamaya calisirken, yasini unutup). bir de, artik rashard'in da sakatlanma zamani geldi. son sezon dizinde ciddi problemler olmaya baslamisti. bu sezon artik o da ciddi sayida mac kacirmaya baslar.

    hidayet'in gidebilecegi yerler arasinda sadece portland, sacramento ve detroit sayiliyor. portland taraflari ikiye bolunmus durumda. kimi, tipik amerikali refleksi ile, hoplayip ziplayan, illa ki kazanmasini bilmesi gerekmeyen, ambalaji parlak oyuncu istedigi icin, hidayet'e burun kiviriyor. basketboldan anlayanlar arasinda ise hidayet'in populer oldugu soylenebilir ama gene de, oncelik olarak steve blake'in yerine almalari gereken pg pozisyonunu dusunuyorlar.

    sacramento taraftarlari da, portland'a benzer telden caliyor. yalniz, portland'dan farkli olarak, hidayet'in sacramento'ya gitmesi, sacramento'yu ciddi bir takim yapmaya yetmeyecek.

    detroit acisindan ise, durum biraz karisik. detroit'in hidayet'i istedigini soyleyen gazeteci mevcut da, gerekce olarak, tanik olduklari konusmalar veya yazismalardan ziyade, detroit'in parasi var, prince'i de artik istemiyorlar deniliyor. pek ikna edici degil dogrusu.

    hic lafi edilmeyen ve aslinda en yuksek ihtimal ise, dallas mavericks. dirk hidayet'i ister. cuban hidayet'i sever; ustelik parasi da var. uclu bir takim anlasmasi ile, dallas elindeki kontrati sona ermekte olan oyunculari, misal stackhouse'u, bir takima gonderir, o takim elindeki bir oyuncuyu orlando'ya gonderirse, sign&trade denilen protokol ile hidayet dallas'a gidebilir. ustelik, dallas'in sampiyonluga oynayan bir takim olmasi, hidayet'in artik bir winner oldugunu gostermis olmasi ve winner'larin babasi dirk ile beraber oynayacak olmasi, en iyi senaryonun bu oldugunu dusundurtuyor.
  • dünyanın en cenabet takımı. 2 kere hayvani pivota sahip oldular ikisini de lakers'a kaptırdılar.

    staples'ı ateşe vermiştim ben çoktan.
  • gelecek sene şöyle bir sahne yaşanacağını düşünüyorum orlando magic'in maçlarından birinde:

    ribaunt alınır, top jason williams'a verilir, fast-break'e dwight howard da koşar, jason williams kıçı, başı, dirseği, bir tarafıyla ne olduğunu kimsenin anlamadığı ama hedefine giden bir pas verir, top "nooluyo lan burda" diye bakan dwight howard'ın kafasına çarpar ve dışarı çıkar. olacaktır böyle bir şey.
hesabın var mı? giriş yap